Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) – 20

05 Şubat 2013 Salı

Âişe-i Sıddık (radiyallah-u anha) nın yaptırdığı Mescid (Ten’im)

Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) – 20

Mevlânâ (r.a.) yi çok sevenlerden biri vefât etmeden yaptığı vasiyetinde; kabrine Mevlânâ hazretleri (r.a.) nin gelip, Kur’an-i kerim okumasını istirham etti. O zat vefat edince vasiyeti Mevlânâ (r.a.) ya bildirdiler. Mevlânâ (r.a.) da memnun olup, onun kabrinde Kur’an-i kerim okudu. Vefât eden kişinin çocuklarından biri, rü’yasında babasının çok iyi bir halde olduğunu görünce;

-“Babacığım! Bu dereceye nasıl vasıl oldunuz?” diye sordu.

Babası da;

-“Beni kabre koyunca Münker ve Nekir melekleri sual sormaya gelirken, oraya çok güzel sûretli bir melek geldi.”

Onlara;

-“Allah-u Teâlâ bu zâtı Mevlânâ’ya bağışladı. Onu bırakınız!” dedi. O günden beri hamdolsun hâlim iyidir.” Diye cevap verdi.

Mevlânâ hazretleri (r.a.) nin ileri gelenlerinden Muhammed anlatır;

-“Konya’nın o soğuk kış günlerinde, herkes sıcak evinden çıkmaz iken, hocam Mevlânâ hazretleri (r.a.) medresede geceleri sabaha kadar namaz kılardı. Hatta ellerinde ve ayaklarının ökçelerinde soğuktan dolayı meydana gelmiş çatlaklıklar zaman zaman kanardı. Bunu gören talebeler çok üzülürler, hocalarının bu durumuna gizli gizli ağlarlardı.”

Mevlânâ hazretleri (r.a.) nın mübarek hanımı anlatır;

-“Mevlânâ hazretleri bir gün namaza durdu. Sükünetle tevâzü içinde ta’zim ile Kur’an-i kerim okuyor, bir taraftan da gözlerinden yaşlar akıyordu. Evde bulunanlarla birlikte Mevlânâ’nın bu halini görüyor, hayretle ona bakıyorduk. Namazdan sonra her zaman ki gibi tesbihini çekip, Cenâb-i Hakka uzun uzun yalvarıp yakararak duâsını yaptı. Onun bu hâli bana çok te’sir etti, ağlamağa başladım.”

Sonra;

-“Ey efendi! Dünyada ve ahrette biz günahkarların ümidi sensin. Bu kadar ibadetinle, böyle korkar, ağlar, yalvarırsan, biz bu tembel halimizle kıyamet gününde ne yaparız?”diye sordum.

Yemin ederek buyurdu ki;

-“Allah-u Teâlâ’nın bana verdiği ni’metlerin, ihsanların yanında benim yaptığım ibâdet, yalvarışlar ve bütün haraketlerim ziyâde kusur ve nihayetsiz eksiklikten başka bir şey değildir.”

Bütün bu korku ve yakarışlarımla;

-“Ey Kerim olan Allahım! Benim gibi acizin, bir çâresizin kuvveti ve takatı ancak bu kadardır. Ma’zur buyur Ya Rabbi!” demek istiyorum. Yoksa O’na lâyık bir ibâdeti kim yapabilir?”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

“Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) – 20” için 1 Yorum

  1. Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) – 19 « بسم الله الرحمن الرحيم diyor ki:

    [...] Acemi (Radiyallah-u anh)- 12 « Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) – 18 Celâleddin Muhammed Rûmi (Radiyallah-u anhu) – 20 [...]

Yorum Yapın