Dâvûd-i Tâ-i (Radiyallah-u anh)- 7

06 Ocak 2009 Salı

Çağ-Çağ nehri (Nusaybin)

Dâvûd-i Tâ-i (Radiyallah-u anh)- 7

Akrabalarından birisi;

-“Akrabayız. Bana nasihat verip vasiyet ediniz.” Dedi.

Dâvûd-i Tâ-i hazretleri (r.a.) ağlamağa başladı. Bir müddet sonra kendisinde konuşacak hal buldu,

Ve;

-“Gece ve gündüz, yolculukta bir konak yeri gibidir. Dünyadan ahrete mutlaka gideceğimize göre oraya hazırlanmak lazım. Çünkü yolculuğun bitmesi yakın, ecelin gelmesi de ondan daha aceledir. Ben bunları sana söyliyorum, fakat bu nasihata, senden çok benim ihtiyaç vardır.” Dedi.

Nasihat isteyen birisine;

-“Ölmüş olanlar seni bekliyor.” Dedi.

Hazreti Dâvûd-i Tâ-i hazretleri (r.a.), bir gün ilaç içti.

Dediler ki;

-“Dışarıya çıkıp, güneşin altında bir miktar otur ki, ilacın faydası görülsün.”

Dâvûd-i Tâ-i Hazretleri (r.a.);

-“Mahşer meydanında, Allah-u Teâlâ bana (-“NİÇİN NEFSİNİN HEVESİ İÇİN BİR KAÇ ADIM YÜRÜDÜN?”) diye sormasından utanırım.” Diye cevab verdi.

Muhammed bin Süveydi Tâ-i (r.a.) diyor ki;

-“Dâvûd-i Tâ-i (r.a.), uzlete (yalnızlığa) çekilmeden önce, İmâm-i A’zam hazretleri (r.a.) nin derslerine sabah akşam devam eder, derslerini hiç kaçırmazdı. Uzlete çekildiğinde, kalb, nurlar ile doldu. Kalbinde Ma’rifetullah hasıl olunca, İmâm-i Â’zam (r.a.) Dâvûd-i Tâ-i (r.a.) nin ziyaretlerine gelmeye başladı.”

-“İmâm-i Â’zam (r.a.) Dâvûd-i Tâ-i (r.a.) nin zaman zaman ziyeretlerine gelir, ona iltifat ederdi.”

Bir kimse, Dâvûd-i Tâ-i hazretleri (r.a.) nin yanına geldi. Onu seyretmeye başladı.

Bunun üzrine Dâvûd-i Tâ-i (r.a.) da;

-“Bilmiyor musun, çok konuşmak kadar, çok bakmak da hoş değildir.?” Dedi.

Küfe’de bir cenaza vardı. Dâvûd-i Tâ-i Hazretleri (r.a.) de oradaydı. Kabristana mevtayi defn ettikten sonra;

Oradaki insanlar Dâvûd-i tâ-i hazretleri (r.a.) nin etrafında toplandılar.

-“Bize biraz nasihat eder misiniz?” dediler.

Dâvûd-i Tâ-i Hazretleri (r.a.) da;

-“Kim ki, Allah-u Teâlâ’nın Va’d ettiğinden korkarsa, arzularına çabuk kavuşur. KİMİN ARZULARI ÇOKSA, ONA BÜTÜN AZABLAR YAKINDIR. Ey kardeşlerim, iyi biliniz ki, en büyük sermaya, Allah-u Teâlâ’nın razı olduğu bir işle meşgül olmaktır. Kabirdekiler, kıyamet kopunca kabir azabı kalkacağı için Kıyametin çabuk gelemesini beklerler. Halbuki dünyadakiler, kabirdekilerin pişmanlıklarını bilmedikleri için HEP GÜNAH İŞLERLER. HALBUKİ ONLAR DA ÖLÜNCE, DÜNYADA İKEN NEDEN ÇOK İBADET YAPMADIK, DİYEREK PİŞMAN OLURLAR.” Dedi.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Dâvûd-i Tâ-i hazretleri (Radiyallah-u anh) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

“Dâvûd-i Tâ-i (Radiyallah-u anh)- 7” için 1 Yorum

  1. Dâvûd-i Tâ-i (Radiyallah-u anh)- 6 « بسم الله الرحمن الرحيم diyor ki:

    [...] (c.c.) ın rahmeti « Dâvûd-i Tâ-i (Radiyallah-u anh)- 5 Dâvûd-i Tâ-i (Radiyallah-u anh)- 7 [...]

Yorum Yapın