İmâm-ı Rabbânı (Radiyallah-u anhu) – 20

23 Haziran 2008 Pazartesi

Balıklı göl (Şanlı Urfa)

İmâm-ı Rabbânı (Radiyallah-u anhu) – 20

Genç-ihtiyar herkes ve birçok âlim onun etrafında toplandı. Kendisine ilk defa (Müceddid-i elf-i sâni) ismini veren zamanının en büyük âlimlerinden Abdülhâkim-i Siyalkuti (r.a.) dir O zamnın diğer büyük âlimler de onu medhetmiş, övmüştür.

Talebelerinin meşhurlarından Muhammed Hâşim-i Keşmi (r.a.) “Zübdet-ül-makâmat” adlı eserinde şöyle yazmıştır;

-“Kalbimden geçti ki; Eğer Allah-u teâlâ, bu zamanın âlimlerinin en büyüklerinden birini, İmâm-i Rabbâni hazretleri (r.a.) nin Müceddid-i elf-i sâni olduğunu (ikinci binin kuvvetlendiricisi olduğunu) bildirse, bu mana tamamen kuvvetlendirdi..”

Birgün bu düşünce ile İmâm-i Rabbâni hazretleri (r.a.) nin huzuruna gittim. Bu fakire hitap buyurdular ki;

-“Birçok kıymetli kitablar yazan aklı ve naklı ilimlerde Hindistan’da bir benzeri bulunmayan Abdülhakim Siyalkuti (r.a.) den mektup aldım.” Bunu söyleyip tebessüm etti. Sonra da ”Mektubunun bir yerinde bu fikri medhedip; “Müceddid-i elf-i sâni” yazıyor.” Dedi.

Abdülhakim Siyalkuti; bir gece rüyada İmâm-i Rabbâni hazretleri (r.a.) ni gördü. İmâm-i Rabbâni hazretleri (r.a.) ona şu ayet-i kerimeyi okudu;

-“Allah de ve onları kendi oyunlarına bırak.” (En’am suresi 91 Ayet) bu rüyayı gördükten sonra İmâm-i Rabbâni hazretleri (r.a.) nin huzuruna gelip hakiki mühlislerinden oldu..

Huzuruna gelmeden evvel;

-“Ben İmâm-i Rabbâni’nin üveysiyim” (Yani onun ruhaniyeti beni terbiye ediyor) dedi.

Halil-ül-Bedahşi (k.s.) buyuruyor ki;

-“Silsilet-üz-zeheb büyüklerinden Hindistan’da bir kâmil gelir ki, asrında onun gibisi bulunmaz.” Hindistan’da bu silsileden İmâm-i Rabbâni (k.s.) den başkası meydana çıkmamış olduğundan, bu haberin İmâm-i Rabbâni (r.a.) ye ait olması zaruri lazımdır.”

Hâce Muhammed Bâki-billah (r.a.) ın talebesinin en büyüklerinden ve en yüksek âlimlerinden olan Seyyid Mir Muhammed Nu’man (r.a.) diyor ki;

-“İmâm-i Rabbâni’ye tabi olmağa hocam bana söyleyince, buna lüzüm olmadığını anlatmak için;

-“Kalbimin aynbası ancak izin parlak kalbinizin nuruna karşı duruyor.” Dedim.

Hocam sert bie sesle;

-“Sen Ahmed’i ne sanıyorsun? Onun güneş olan nuru, bizler gibi binlerce yıuldızı örtmektedir.” Buyurdu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri “Silsile-i âliyye” denilen büyük âlim ve velilerin Yirmiüçüncüsü olan Ahmed Faruk-i serhendi İmâm-ı Rabbânı (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

“İmâm-ı Rabbânı (Radiyallah-u anhu) – 20” için 1 Yorum

  1. İmâm-ı Rabbânı (Radiyallah-u anhu) – 19 « بسم الله الرحمن الرحيم diyor ki:

    [...] fazileti Hakkında ayet ve hadisler. « İmâm-ı Rabbânı (Radiyallah-u anhu) – 18 İmâm-ı Rabbânı (Radiyallah-u anhu) – 20 [...]

Yorum Yapın