Rabi’a-tül Adaviyye (radiyallah-u anha)

22 Ocak 2009 Perşembe

Termik Santral (Nusaybin)

Rabi’a-tül Adaviyye (radiyallah-u anha)

Tabiinin büyük hanım evliyalarden. Babası İsmaildir. Dünyaya düşkün olmaması ve ibadetleri ile meşhur olan bir hatundur. 135 (M.752) de Kudüs civarında vefat etti.

Babası İsmail’in üç kızı vardı. Bir tane daha doğunca adını Rabi’a (Dördüncü) koydu. Babası İsmail efendi çok fakir olduğundan, Rabi’a (r.a.) doğduğu gece evde ihtiyaç olan şeylerden hiç biri yoktu. Bu duruma annesi çok ağlayıp mahzun oldu.

Efendisine;

-“Filan komşuya gidip, bir miktar kandil yağı isteyebilir misin?” dedi.

Hazreti Rabi’a nın babası, Allah-u Teâlâ’dan başka kimseden bir şey istememeğe söz vermişti. Bununla beraber hanımını üzmemek için o komşunun evine giti. Kapıya elini sürdü ve geri dönüp,

Hanımına;

-“Kapı açılmadı.” Deyince hanımı ağladı.

O da çok üzüldü. Babası, başını dizine dayadı ve öylece uyuya kaldı. RÜ’YASINDA Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) i gördü.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) kendisine buyurdu ki;

-“Hiç üzülme. Bu kızın öyle bir hanım olacak ki, ümmetimden YETMİŞBİN Kişiye şefaat edecek. Yarın bir kağıda şöyle yaz; (-“Sen her gece Pygamber efendimiz (a.s.v.) e yüz salavat-i şerife, Cuma’ geceleri de dört yüz salavat gönderirdin. Bu Cum’a gecesi unuttun. Bunun kefareti olarak, bu yazıyı sana getiren zatta dörtyüz altını HELAL PARANDAN ver.” Sonra; -“Basra valisi İsa Zadan’a git. O yazıyı ver.”)

Hazreti Rabi’a (r.a.) nın babası uyandığında, peygamber efendimiz (a.s.v.) i görmenin şevkiyle ağlıyordu.

Hemen kalktı, denileni yaptı. Vali mektubu alınca, Resulullah (a.s.v.) ın kendisini hatırlamanın şükrü için, binlerce altını fakirlere sadaka olarak verdi. Hazreti Rabi’a (r.a.) nın babası İsmail efendiye de mektubta yazılanı ve ona ilave olarak pek çok altını da sadaka verip, bir ihtiyacı olursa tekrar gelmesini tenbih etti.

Hazreti Rabi’a (r.a.) nın babası, altınları aldıktan sonra lüzümlü ihtiyaçlarını temin etti. Böylece geçimleri rahatlamış oldu, Ve kızlarına rahatça bakıp çok güzel edeb ve terbiye ile büyüttüler.

Rabia-tül Adaviyye (r.anha.) biraz büyümüştü ki, annesi ve babası vefat etti. Üstelik Basra’da kıtlık ve fevkalade pahalılık oldu. Bu hengamede Rabi’a-tül Adaviyye (r.a.) nın ablaları dağıldılar. KİMSESİZ KALAN RABİ’A’YI ZALİM BİR KİMSE YAKALADI VE HİZMETÇİ OLARAK İŞ GÖRDÜRDÜ. Daha sonra da köle olarak altı gümüş karşılığında bir ihtiyara sattı.

O ihtiyarın hizmetçisi olarak, gösterilen zor işleri dahi sabırla yapmağa çalışıyordu. Çok sıkıntılı günler geçirdi. Çok zahmetler çekti. Fakat isyan etmedi. ALLAH-U TEÂLÂ’NIN TAKDİRİNE RAZI OLDU.

Edebi fevkalade idi. Bir gün karşısına bir na mahrem (yabancı) çıktı. Ondan sakınayım diye hızla giderken düşüp kolu kırıldı.

Acz ve kırıklık içinde, mahzun olmuş bir kalb ile Allah-u Teâlâ’ya yalvardı.

-“Ya Rabbi!… Garib ve kimsesizim….

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Rabi’a-tül Adaviyye (Radiyallah-u anha) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

“Rabi’a-tül Adaviyye (radiyallah-u anha)” için 2 Yorum

  1. sema diyor ki:

    slm amcacigim cok guzel ve ders alinicak bir yazi eline saglik devamini bekliyorum..

  2. Feridüddin-i Attâr (r.a.) nın “Tezkiret-ül-evliyâ ” kitabından bazı bölümler – 2 « بسم الله الرحمن الرحيم diyor ki:

    [...] Rabia-i Adeviye (r.anha) şöyle duâ ederdi.; [...]

Yorum Yapın