Seyyid Sibğatullah-i Arvâsi (Radiyallah-u anhu);

23 Haziran 2008 Pazartesi

33- Fuad Yusufoğlu Seyyid Sibğatullah-i Ervası (r.a.) mübarek kabirleri

Seyyid Sibğatullah-i Arvâsi (Radiyallah-u anhu) mübarek kabirleri

Seyyid Sibğatullah-i Arvâsi (Radiyallah-u anhu);

Osmanlılar zamanında Anadolu’da yaşayan evliyanın en büyüklerinden.”Ğavs-ül a’zam” ve “Ğavs” lakabları ile meşhurdur. Seyyid olup, Abdurrahman kutb hazretlerinin torunudur.

İnsanları hakka da’vet eden, onlara doğru yolu gösterip hakiki saâdete kavuşturan ve kendilerine “Silsile-i âliyye” denilen büyük âlim ve velilerin “otuzikincisidir.” Seyyid Tâhâ-yı nehri (r.a.) nin talabesidir. 1287 ( M. 1870) senesinde vefat etti. Kabri Ğayda’dadır.

Seyyid Sibğatullah (r.a.) ın babası Seyyid Lütfi (r.a.), onun da babası Seyyid Abdurrahman Kutb hazretleridir. Abdurrahman Kutb için, Seyyid Taha hazretleri “Abdurrahman nikûnâm” (ismi güzel, şânı yüce) yahut “Kutb-i Arvasi” buyuruyorlardı.

Mubarek babası Lütfi Efendi, Seyyid Sibğatullah (r.a.) a küçük yaştan itibaren ilim öğretmeye başladı. Çok zeki olan Seyyid Sibğatullah (r.a.), kısa zamanda zahiri ilimleri okuyup öğrendi. Zamanın fen bilgilerinde de mütehassıs oldu. Tefsir, hadis, fıkıh gibi ilimlerde âlim olan Sibğatullah Efendi, Tasavvuf’ta da yetişip veliy-yi kâmil bir insan olmak için, Derviş Muhammed (r.a.) in talebesi Seyyid Muhyedin (r.a.) e gitti. Seyyid Muhyeddin (r.a.) o zaman Van’da talebe yetiştiriyordu.

Seyyid Sibğatullah Avrası (r.a.), hocasının verdiği vazifeleri yapmak için canla başla çalıştı. Ağır riyazetler ve mücahedeler çekti. Ya’ni nefsinin istediklerini yapmayıp, istemediklerini yaparak nefsibi terbiye etti. Uzun yıllar hocasına hizmet ederek, sohbetiyle şereflendi.

Nihayet bir gün Hocası ona;

-“Vefat etmiş velilerden istifade edecek, faidelenecek makama geldin.” Buyurdu.

Seyyid Muhyedin vefat edince, Şeyh Halid-i Cezri’ye gitti. Bu mübarek zatın vefatına kadar sohbetlerine katıldı, verdiği vazifeleri yaptı.

Sonra Seyyid Tâhâ hazretleri (r.a.) nin, Molla Murad Hurusi’yle gönderdiği;

-“Kendi yuvana dön.” Haberiyle, Tâhâ-i Hakkari (r.a.) nin şerefli hizmetine koştu.

Hakiki ve esas yuvaya kavuştu. O’nun paha biçilmez sohbetlerini, çölde susuz kalmış kimseler gibi bir kelime kaçırmayacak şekilde dinledi. Verilen vazifeleri ânında yerine getirdi.

Seyyid Tâhâ hazretleri (r.a.), Resulullah efendimiz (s.a.v.) den hocaları vasıtası ile gelen feyz ve bereketleri onun kalbine akıttı. Kalb gözü açılan Seyyid Sibğatullah Arvası (r.a.), tasavvuf’ta yüksek makamlara kavuştu.

Öyle ki;

Hızır Aleyhis selam ile görüşür, onunla sohbet ederdi. 1269 (M. 1852) senesinde, hocası Tâhâ-i Hakkari hazretleri vefat edince, onun yerine geçen Seyyid Salih hazretlerinin sohbetine devam etti.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Seyyid Sibğatullah-i Arvasi (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

“Seyyid Sibğatullah-i Arvâsi (Radiyallah-u anhu);” için 15 Yorum

  1. Silsile-i aliyye büyüklerinin isimleri | Allahın veli kulları diyor ki:

    [...] Seyyid Sibğatullah-i Ervâsi (Radiyallah-u anhu); [...]

  2. abi diyor ki:

    arvasimi ervasimi bilgilendirirsen sevinirim.

  3. Fuad Yusufoğlu diyor ki:

    Kardeşim Abi;
    Mubarek bir ufak harfa takılıp kalmayalım… Çünkü bu ufak şeylerle uğraşacağımıza Bu mübarek zatların hayatlarını menkıbelerini okumakta yarar vardır asıl enerjimizi bu mübarek zatların eserlerini okumakla harcamalı ve elimizden geldiği kadar da onlara benzemeye çalışmalıdır…
    Yoksa Ervasi mı yazılmış veya Arvası mi yazılmiş fark eden bir şey yok..
    Aslına bakarsan ARVASI olması gerekirken sehven ERVASİ yazılmış..
    Ben de ARVASI olarak düzeltim.
    Dualarını beklerim..
    Sevgiyle kalın..

  4. abdullah adem diyor ki:

    selamün aleyküm efendim silsile-ii aliyye böyle bir silsile var bu doğrumudur
    sitede seyyid sıbgatullah arvasi(Hizani) den sonra ayrılmamı var seyyid salih k.s un sohbetine devam ettiyse ki öyle o zaman seyyid fehim arvasi ve seyyid abdulhakim arvasi k.s de bu yolun büyüklerinden oluyor bu konuda bizi bilgilendirirmisiniz şeyh muhammed muta hz. leri bu büyüklerin yolunun devamımıdır bu büyüklerden icazetlimidir meseleyi anlayamadığım için Allah-ü Tealanını rızası için bizi bilgilendirirmisiniz
    okuduğumuz büyüklerin ehli sünnet alimlerinin kitablarında zamanın kutbu irşadına tabi olmak ona gitmek vacib oluyor kutbu medar da varmıs biz simdi nereye nasıl gideceğiz kime tabi olacağız altın silsilei okudum hayatlarını okudum silsilei aliyye büyüklerinin hayatlarını okudum obu büyük velileri seviyorum onları incitmekten korkuyorum tabiri caiz ise o büyüklere dil uzatmak veya birinin dil uzatmasından söğüt yaprağı gibi korkudan titriyorum iştişare yapmadan istihare yapmadık bu büyüklerin yoluna katılmk onların feyz ve bereketinden istifade etmek nurlu nazarlarına muhatab olmak için yanıp tutuşuyorum lakin kendimizide eksik görüyoruz ilmimiz yok ibadetimiz eksik kusurumuz çok günahımız dağları aştı bu halle o büyüklere nasıml gideriz büyüklerden bir işaret almak gerekir onu nasıl alacağız bilemiyoruz bu yola layık ta değiliz bize ne olur yardım ediniz zamanın kutbu irşadı gavsul azamı hürmetine hatırına bize yardım ediniz ve bize dua ediniz bizde bu yolun ve bu büyüklrin kapısının köpeği olalım bu yolun büyükleri bize bir kere bu abdullah bizim kamızın köpeğidir derse en büyük iltifatı almış oluruz
    bizi talebeliğe kabul buyurmazlar ki o büyüklerinin talebelerine talebe olmayacağımızı biliyoruz acaba o büyüklerin köpeği olabilirmiyiz
    bize lütfen yardım edin istirham ediyorum
    bu vesile ile dua eder müstecab dualarınızı istirham ederiz
    Abdullah Adem
    1- Peygamber Efendimiz
    2- Ebubekr-i Sıddık
    3- Selman-ı Farisi
    4- Kasım bin Muhammed
    5- Cafer-i Sadık
    6- Bayezid-i Bistami
    7- Ebul Hasan Harkani
    8- Ebu Ali Farmedi
    9- Yusuf-i Hemedani
    10- Abdülhalık-i Goncdüvani
    11- Arif-i Rivegeri
    12- Mahmud-i Encirfagnevi
    13- Ali Ramiteni
    14- Muhammed Bâbâ Semmasi
    15- Seyyid Emir Gilâl
    16- Seyyid Muhammed Behaeddin Buhari
    17- Alâüddin-i Attâr
    18- Yakub-i Çerhi
    19- Ubeydullah-i Ahrâr
    20- Kâdi Muhammed Zâhid
    21- Derviş Muhammed
    22- Hâcegi Muhammed Emkenegi
    23- Muhammed Bakibillah
    24- İmam-ı Ahmed Rabbani
    25- Muhammed Masum Faruki
    26- Seyfeddin Faruki
    27- Seyyid Nur Muhammed
    28- Seyyid Mazhar-ı Can-ı Canan
    29- Seyyid Abdullah Dehlevi
    30- Mevlana Halid-i Bağdâdi
    31- Seyyid Abdullah Şemdini
    32- Seyyid Tâhâ-yı Hakkâri
    33- Seyyid Muhammed Sâlih
    34- Seyyid Sıbgatullah-i Hizâni
    35- Seyyid Fehim-i Arvâsi
    36- Seyyid Abdülhakim-i Arvâsi

  5. Fuad Yusufoğlu diyor ki:

    Sevgili canım kardeşim Abdullah;
    Zaten isimlerin en güzeli Abdullah’tır… Sonra Abdurrahman, Ab durrahim Daha Sonra Ahmed, Muhammed, Mahmud sırayla gider…
    Öncelikle Allahın selamı ve bereketi sizin ve Bütün Müslümanların üzerine olsun.
    Evet…
    Bana sorduklarınız sorularınızı canu gönülden dilimin döndüğü ve bilgiminin dahilinde cevaplamaya çalışacağım.
    Evet….
    Tasavvuf yanı Tarikat çok çok titiz bir yoldur…Onun için buna altın silsile denilmiştir.. Yani insan bu tarakatı altın değerinde kendisine ve çölde yalnız başına susuz, aç olarak yol alan kimsenin anında su ve yemek bulmasına benzer… insan bunu bir ganimet bilmeli…
    Allah bizleri ve sizaleri bu altın silsile-i âliye’nin mübarek zatların hurmetine, dünyadaki afet ve belalarındanm muhafaza eylesin, ahirette kelime-i tevdihle gitmeyi nasıb eylesin… Amin…
    Şimdi sizin de söylediğiniz gibi bu tarikat çok mübarek zatlardan meydana gelmiştir ve her zaman ve her yerde çok büyük mübarek zatlardan teşekkül etmiş olup çok çok dallara yanı kollara ayrılmıştır…
    Zamanla zayıflamış veya zamanla da kuvvetli olmuştur. Bazen de bazı tarikatlar takib edilmediği için de yok olmuşlardır…
    Bir örnek verirsek… Bu şanlı tarikatın isminiden de anlaşılacağı üzere “Nakşibendi” tarıkatı …değil mi?
    Ama nakşibendi tarikatten başka Çeşidiyye, Kübraviye sühreverdiye, Kadiriye gibi tarikatlardan ve daha çok bir o kadar büyük ve değerli zatlardan meydana gelmişlerdir…
    Yanı;
    Biz tasavvuf ehli olarak bu tarikatların hepsine saygımız sonsuzdur..
    Hepsi de gözlerimizin nurudurlar…
    Elbette ki her tarik, her halife ve her talebe kendi murşidinden aldığı silsilesini devam etmekte haklıdır. Ve de çok çok güzel bir şeydir bu da İslamın büyüklüğü ve daha da genişlemesini sevk eder. Mesele mezhebler gibi… Hepside haktır ve bizim gözümüzün nurlarıdırlar…
    Şimdi Bu tarikat olsun veya tasavvuf olsun bazı mübarek zatlar tarafından takib edile edile zamanımıza gelmiştir…
    Mesele Mevlana Hallid-i BAĞDADİ Hazretleri (k.s.) nın 700 i aşkın mübarek halifeleri vardı ve büyük mübarek halifeler de çeşitli çalışmalar ve say’lar yaparak herkes kendi memleketinde bu yola hizmet için canla başla çalıştılar… Ve memleketlerindeki talabelerinin bazılarına da halifelik verdiler…
    İşte bazı halifeler de kendi kuvvetlerine göre daha diğer insanlara halifelik verdiler ve bunlar da daha değerli insanlara halifelik verdiler ve böyle devam ederek zamanımıza geldi…
    Bu halifelerden bazıları var ki baş (Sari’) oldular ve seninde dediğin gibi Bir zat-i muhterem bir kaç kişiye halifelik verir ve bu halifelerin hepsini bir kişiye teslim eder.
    Yanı;
    Bu zatın izin verdiği bütün halifeleri bir halifeye teslim ederek bu sevgili halifeyi bunlar üzerinde nazır yanı murakıb eyler…
    Evet diğer bütün halifeler haktır ve değerlidir ama bir şey daha var ki bu teslim edilen halife yanı GÖZDE halife hepsinin üstündedir…
    Sen zaten bu mübarek zatların hayatlarını menkıbelerini okumuşsun orada da zikredilir.
    Şah-i Nakşibend hazretleri (k.s.) nin Alaadin-i Atar hazretleri (k.s.) yi gözde halife seçmesi gibi…
    Mesele Seyyid Sabğatullah-i Ervası hazretelri (k.s.) bizzat kendi ağzıyla şöyle buyurmuştur…
    Ona şöyle tavsiye edilmiştir o da her halife yaptığı mübarek zatlara da tavsiye etmiştir…
    -”Ahmed-i Berivanı zamanınıza yetişirse onu gözetin buyurmuştur…”
    Seyyid Sabğatullah Arvası hazretleri (k.s.) nin zamanında u zat gelmemiştir.
    Seyyid Sabğatullah Arvasi hazretleri (k.s.) nin vefatından sonra da Onun gözde halifelerinsden Seyda-i Tağı hazretleri de aynı yolu gütmüş ve DÖRT GÖZLE Ahmed-i Berivani yi beklemiştir… Ama gene Molla Ahmed-i Berivanı gelmemiştir. O da kendi halifesi olan FETHULLAH-İ VARKANISI HAZRETLERİ (K.S.) aynı tavsiyeleri etmiştir.. Ama gene Ahmedi Berivanı hazretleri (k.s.) gelmemiştir. Seyda (k.s.) nin oğlu oğlu Muhammed Diyaaddın hazretleri (k.s.) halifelik alınca ve aradan uzun zaman geçince de İşte Molla Ahmed-i Berivanı hazretleri (k.s.) gelmiş ve oraya ilim tahsili için gitmiştir…
    Tabiki gereken ilgiyi görmüş ve zamanın müceddidi olmuştur.
    EVET O mubarek zat da çeşitli insanlara halifelik vermiştir tabiki gene en gözde halifelerini onlara “murakıb” yapmıiştır “Murakıb’ın ne demek olduğunu biliyorsunuzdur ama gene de kısaca bahsedeyim.
    Kısaca Tarikatta “Murakıb” çok hoş görülü olup ama Tasavvuf adablaına ters düşenleri afetmeyen ve onları ya düzltme yollarına giden ya da onları Allah korusun tarikattan tard eden kimsedir…
    Ve böylece bizim zamanımıza geldi tabiki bu tarikata her kim halife olursa olsun şayet ma’neviyeti yeterli değilse dağılmalar olur ve zamanla söner gider…
    Ama nerede şevk heyecan ve ilim irfan varsa Müslümanlar oraya giderler daha doğrusu oraya Allah tarafından yönlendirirler…
    Şah-i Hazne hazretleri (k.s.) Fransızların suriyeyi işgal ettikleri senelerde Farnsız kapıtanın Bu mübarek zatı rahat bırakmadığı gibi onu köyde köye başka yerlerden başka yerlere sürüp durmaktra idi.
    Şah-i Hazne hazretleri (k.s.) Fransız kapitanına şöyle buyurmuş;
    Kapitan kapitan sen benim yanına dinlerini öğrenmek için gelen insanları dağıtmak için buradan şuraya sürüyorsun, ama nafile fakat gene insanlar geliyorlar… Çünkü sen beni bir taşın başına getirip bıraksan Allah (c.c.) diledikçe insanlar o taşın üzerine hücüm edeceklerdir sen en iyisi yorulma.”
    İşte bizim murşidimiz olan Muhammed Muta’ hazretleri (k.s.) de bunun bir adresidir…
    Molla Ahmed-i Berivanı olarak adlandırılan Şah-i Hazne (k.s.) lakablı ile meşhur olan Bu zat-ı Muhreterm Hazne ye yerleşti ve bu belde meşhur oldu Bu beldeye (köye) dünyanın her yöresinden akın akın gelenler oldu… Sonra Şah-i Hazne (k.s.) Telmar’uf’a gidildi ve Hazne köyü söndü, zamanla Telmaruf’ gidildi ve bu belde de buzatlarla meşhur oldu Ve hazne silindi…
    Daha sonra da Telmaruf o kadar meşhur beldeler arasına girdiği halde o da sönükleşti Peki bunlar denen oldu çünkü o gözde talabelerin dedikleri yapılmadığı için oldu…
    Yanı daha başta dedim ya bu gözde halifeler diğer halifelerin bir bakıma nazırları yanı onları kontrol eden mübarek kişilerdir…
    Mesele Tel İrfan köyü veya beldesi Bundan 4 – 5 yıl evvel ne haritada ne de piyasada ne ismi ne de cismi vardı… Kuru bir arazı idi ve Telmaruf beldesi insanlarla doılup taşardı ne zaman ki Bu gözde halifelerın dedikleri emirleri yapılmadı ve bu Telmaruf beldesi harap halına geldi… Ve buradan göç edildi Şimdi daha 4-5 yıl öncesine kadar ne ismi ne de cismi belli olmayan Telirfan beldesine bir bakın nasıl ilim irfan yeriş olmuş ve Müslümanlar bu beldeyi kastederek ta avrupan Asyadan daha diğer kıt’alardan bu küçük ama şirin beldeye geliyorlar
    Çünkü;
    Burada bir İşık kaynak açılmış ve dünyaya buradan hem ışık, nur ve hemde insanlara deva olacak olan şifalı manevi şeyler dağıtıyor…
    Allah bizleri ve sizleri bu mübarek zatların hurmetine aff eylesin… Onların şefaatına naıil eylesin… Amin…
    Yanı senin de dediğin gibi her halife ve murid kendi şeyhini sevecek ve ona tabi olacaktır ama birde gözünü araştıracak acaba nerede zamanın kutbu vardır kendisi kalben araştıracak gezecek ve de bulacaktır çünkü Kutbun da alametleri vardır…
    İşte bu alametleri taşıyanlar insanlar arasında baş olarak görünürler ve herkes oraya akın eder.
    Dualarını beklerim..
    Sevgiyle kalın…

  6. emre diyor ki:

    selamun aleykum bilgi ve ilginiz için teşekkür ederim bu tür konularda hassasiyet taşıyan insnların olması insanı mutluluğa gark ediyor. bu mübarek zatların halifeleri vardır. ancak dahada önemli olan onların soyundan yani efendimizin soyundan gelen seyyid halifeler vardır silsile titizlikle takip edildiğinde bugün yaşaysn torunlarının olduğunu ve kutupluk emarelerini taşıdığını görmemiz mümkün olan zatlar var. gavs hz.nin yaşadığı bölgede onun aile çevresinde bu görevi yapanlar var. rabbim bizleri onlara layık kıtmır eylesin

  7. samet koc diyor ki:

    selamunaleykum

    Merak ettimde bu kabir ziyaret etmenin ziyade bir feyzi mi var? Vefat etmis bir muhterem insana uzaktan dua etmeyle kabrinin yanibasinda dua etmenin ne farki vardir acaba?

  8. Fuad Yusufoğlu diyor ki:

    Kardeşim Samed Koç;
    Evet…
    Bu mübarek zatlar ismi üzerinde Allah’ın sevgili veli kulları… Elbette kabirleri yanı başında dua etmenin daha faydalı ve daha makbul olduğudur.. Ama insan oralara gidemiyorsa da uzaktan da olsa onlara dua etmenin ve onlardan vesile beklemenin de elbette yararları da çoktur…
    İşte bu Allah evliyalardan dördü vardır ki bunlar vefat ettikten sonra da tasarrufu devam etmektedirler…İşte bir tanesi Ma’ruf-i Kerhi hazretleridir…
    linkini veriyorum. Okumakta yarar vardır işte orada da anlarsın ki Allah’ın veli kulları yanında olmanın ne kadar yararlı olurlar…

    http://www.fuadyusufoglu.com/ma%E2%80%99ruf-i-kerhi-radiyallahu-anh-2/

    Dualarını beklerim…
    Sevgiyle kalın.. Duayla kalın…

  9. Necmettin TALAY diyor ki:

    Allah’ın selameti Mağfireti üzerinize ve üzerimize olsun bu kunularda bilgi verdiğiniz için Allah sizden razı olsun .Gerçeğini süylemek gerekirse biz Büyük’lerimizi takip etmiyoruz ve onlara layık bir nesil değiliz .Rabim bizleri af etsin.ve ben Bitlisin Tatvan kasabası Alan küyündeyim .

  10. Fuad Yusufoğlu diyor ki:

    Kardeşim Necmedin Talay;
    Öncelikle Murşidimin (Kİ ŞAH-İ HAZNEYİ KASTEDİYORUM )ŞAEYHİ OLAN HAZRETGİLLERİN YAKIN KÖYLERİNDEN OLMAN DOLAYISIYLA ELLERİNDEN ÖPER DUALARINI BEKLERİM…
    Alan köyünün eski ismi ne idi bana musaid zamanda haber verirsen memnun olurum… Çünkü benim dayımgiller da Tatvan’da oturuyorlar.Rahmetli ninemim köyü Tatvan ın KÖTÖM kötyü idi.Orada dayılarım vardır… Çok değerli insanlardırlar…Daha doğrusu o yörenin insanları BENİM İÇİN VE MURŞİDİM İÇİN bir başka kıymetli ve değerlidirler…
    Evet malesef bizler bu mübarek zatların yolundan gitmiyoruz işte onun içindir ki bu olumsuz musibetler başımıza geliyor…Şimdi sana haddım olmayarak bir soru soracağım daha doğrusunu yorumu okuyan diğer kardeşlerime de aynı soruyu söruyorum…(HEM SORUYORUM VE HEMDE HADDIMJ OLMAYARAK DA CEVAPLANDIRACAĞIM)
    zamanımızda bu kadar bereketli ve bolluk varken ve hepimiz ALLAHIN ÇEŞİTLİ Nİ’METLERİNDE GARK OLUNURKEN NE İÇİN HUZUR BULAMIYORUZ? niçin bereket yok?
    Yanı herşeyimiz var ve Yüce Rabbımın büyük ni’metlerine mazhar olunmuşuz ama gelgelelim eski fakırlık günlerinde olan kısıtlı yiyecek ve içecek ile aydınlatma günlerini her zaman ARAR duruyoruz?
    Sebebp basit;
    Bizler Allah yolundan uzaklaşıyoruz da ondan..
    Kardeşim Necmedin şayet izin verirsen ben sana dayı diye hitab etmek istiyorum ne de olsa Dayımın memleketindesin…
    Ellerinden öper dualarını beklerim…
    NOT;
    Mutlaka arada sırada gidiyorsun.. Mümkünse Hazretgiiler ve Seydagiller ile Ğavsi Hizan’e (RİDVANILLAHİ ALEYHİ ECMAİN) markadları gittiğin zaman bu fakir ve günahkar FuadYusufoğlu yu da orada kalbinden geçir…
    Sevgiyle kalın…

  11. Hikmet Arvas diyor ki:

    Muhterem bir arkadaş Ervasi mi yoksa Arvasi mi olduğu yönünde bir sual tevcih etmişler. Tarihi kaynaklara bakılırsa ailenin ilk taşındığı yer Erfas olarak geçmektedir. Fakat zaman içinde bu isim Ervasi ve bilahare Arvasi olarak değişime uğramıştır. Halen de ailenin bir kısım üyelerinin soyadı da Ervas olarak geçmektedir. Bu sebeple de Ervasi denmesi de yanlış değildir. Fakat günümüzde Arvasi nisbesi daha çok sık kullanılmaktadır. Saygılarımla.

  12. Hikmet Arvas diyor ki:

    Seyyid Taha hazretlerinin Arvasi ailesine mensup iki halifesi mevcuttur. Bunlardan birisi Allame Eş Şeyh Seyyid Fehim(k.s) diğeri de Ğavsul Azam Seyyid Sıbğatullah Arvasi (k.s)dir. İkisi de öz amca çocuklarıdır aynı zamanda. Seyyid Fehim(k.s) ayrı bir şubenin kolbaşı olarak irşad faaliyetinde bulunmuş olup en meşhur halifelerinden biri Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleridir. Seyyid Abdülhakim Arvasi (k.s) Seyyid Fehim Arvasi hazretlerinin yeğenidir. Bu sebeple dolayısı ile Abdullah Adem kardeşimizin verdiği silsile de doğrudur.Silsilede ismi geçen Seyyid Sıbğatullah Hizani Ğavsul Azam Seyyid Sıbğatullah Arvasi(k.s)dir. Bitlisin Hizan ilçesine yerleşmesi sebebiyle Hizani nisbesiyle de anılmaktadır. Saygılarımla.

  13. Fuad Yusufoğlu diyor ki:

    Kardeşim Hikmet Arvas;
    verdiğin bu güzel bilgiler için Allah razı olsun… Amin… Hele Arvas ailesinden bir mühterem zatın bu fakir ve günahkar Fuad Yusufoğlu sitesine gelerek yorum yazma zahmetinde bulunması da ayrıca benim için büyük bir şereftir…Senin buraya gelmene çok sevindim Allah senden ebedden razı olsun… Amin…
    Elhamdülillah Şah-i Hazne müridleri çok edebli ve büyüklerine karşı çok itaatkardirler. Çünkü Şah-i Hazne (k.s.) hazretleri ni ziyaret eden bir Norşinli hiristiyan kimseye dahi çok edebli dinlemiş saygıyla davranmış ve o konuşurkn hiç ses çıkarmamış ve Norşınden bahsetmesini istemiş…Bu benim murşidimin Hazret (kadasallah-u bir israrihil aliyye) in köyündendir…diye çok büyük iltifat etmiş ve o oturmayınca da kendisi oturmamış ve yanında edebli bir şekilde durmuştur…Bu uzun ve ibret verici bir menkıbedir…Seni daha fazla rahatsız etmememk için burada kesiyorum…
    Madenki sizler Arvası soyadını taşıyorsunuz benim de Murşidimin haraketine tabi olmam boynumuzun borcudur…Senin de yukarıda izah ettiğin gibi Bir kardeşimizin yaptığı silsile-i aliyye doğrudur ve de benim yaptığım silsile-i aliyye de doğrudur zaten bu fakir bir yorumunda detaylı olarak izah etmektedir… O yorumdan da anlaşılacağı gibi Her halife kendi murşidinin ismini devam ettirmek için çalışmış Ve de bazen zayıflamış bazen da gür biçimde devam etmiştir… İşte zayıf olarak devam den kollar zamanla sönmütür Ama kuvvetli olarak devam eden kollar ise devam etmiş, günümüze kadar devam etmişlerdir…..Bütün tasavvuf murşidlerine saygım sonsuz olduğu gibi hepsininden dua taleb etmekteyim…Çünkü bunlar Allah dostlarıdırlar…
    Yüce Rabbim bizleri ve sizleri bu Allah dostlarının şefaatına nail eylesin… Amin…
    Bu Fakir ve günahkar kardeşine dua et…
    Sevgiyle kalın…

  14. Fuad Yusufoğlu diyor ki:

    Kardeşim Hikmet Arvas;
    Evet bir kardeşimiz bana bu soruyu sordu ama işte ben o zaman düşünemedim bir Arvas ailesinden bu sorunun cevabını araştırıp da sonra bu mühterem kardeşime evap vereyim..Bunu o zaman düşünemedim ve o yorumla yetindim..Aslında Şu anda Van müftüsü olan Nimatullah Arvas hocamıza sorabilirdim.. Çünkü beraber bir kaç sene eski geçmiş günlerimiz oldu.. Çok da saygıeğer bir hocamız hem değerli hem de alim bir büyüyümüz..
    Nimatullah Arvas hocamız Eskiden Nusaybin müftüsü iken bazen köyümüze (Veysike) gelerek sohbetler yapardı.. İşte bizler de onu müftülük makamında ziyaret ederdik… Çok tatlı ve alim edebli tasavvuf ehli bir hocamız…
    Ama işte o zaman ondan sorsaydım daha isabetli oluyrdu ama ben her ne hkmet ise unutum… Gerçi senin bu güzel bilgilerinden de anlaşılacağı üzere buna da gerek kalmadı…Allah seni aziz eylesin… Lütfen bu fakir ve günahkar kardeşine dua et…

  15. Fuad Yusufoğlu diyor ki:

    Sevgili Kardeşim Hikmet Arvası’ye
    Senin Mail adresime gönderdiğin ama siteme göndermediğin Mailin cevabını sitemde de yayınlıyorum çünkü ben bu yorumunla çok memnun oldum.. Başka kardeşlerimiz de memnun olsun…
    Çok kıymetli bir de o kadar aziz olan kardeşim Hikmet;
    AH CANIM BENİM…
    Demek sen O Nusaybindeki küçük ama çok akıllı ve bir o kadar tatlı olan Hikmet sen idin…
    Ben senin bu yorumunu okuyunca hemen anında çok takdir ettiğim ve sevdiğin bir o kadar da SAYGI duyduğum mühterem baban’ı telefonla aradım… tabiki biraz dertleitik o da Nusaybindeki bazı kişilerin durumunu sordu yanı senin anlayayacağın hasret giderik… Senin vesilenle de onunla telefonla konuşmul olduk gerçi en son ben geçen sene Hac ta iken onunla konuşmuştum.. senin vasıtanla da tekrar konuşmuş olduk…Allah seni aziz eylesin… Amin…,
    Gerçi bilemiyorum sen bizim eve gelmiş miydin… pek hatırlamıyorum ama arada sırada komşumuz olan Molla Süleyman-ı Kemine nin evine gelmiş olacaksınız çünkü onlardan duydum Ailece Değerli baban Onlara misafir olarak geldiğini duydum ben de sohbete katıldım. Değerli ve bir o kadar mühterem olan pederinizle Güzel sohbetler yapardık.
    Şunu da sana söyliyeyim ben hoca falan değilim Sadece Allah velilerini seven ve Allah velilerini sevenleri de seven bir fakir ve günahkar kulum…Yanı bir insan kuranı kerim okumakla ve bir kaç dini kitab okumakla hoca olmaz… Evet ben bir kaç kitab okudum ve hala da şimdide Hadis kitablarını tekrar okuyorum İnşaallah yakında Tefsir kitablarına da geçeceğim İnşaallah Allah beni sağ bıraktığı müdetçe de okumaya devam edeceğim ama ben daha hoca olmayı deği, Mübarek İnan ki BEN DAHA MÜRİD OLAMAMIŞIM.. Sen artık hocalığı düşün Yanı ben kim Hocalık kim Ama bu var ELHAMDULİLLAH Allahın sevgili kulların hayatlarını, menkıbelerini okuyorum ve de onları okumakla da zevk duyuyorum.. Bir de onları sevenleri de çok seviyorum..Mesele Mühterem pederiniz olan Ni’matullah Arvası hazretlerini çok çok seviyorum…Allah ondan bin kere razı olsun…Amin..
    Lütfen ona selamlarımı ietin ve onun ellerinden de hasretle öperim Şayet ona sen yakın isen LÜTFEN benin yerime onun ellerinden öp ve bu da Fuat Yusufoğlu amcanın yerine söyle…Çok mühterem anene de selamlarımı ilet, ailece hepiniz ellerinden öpremim..
    Sana telefounmu vereyim lazım olursa ararsın daha doğrusu ARVASI AİLESİNİN EMRİNDEYİM..
    NOT; Sen şu anda neler yapıyorsun o zaman çok küçüktün okulun nasıl oldu şu anda bir görevde misin… Gerçi bunları babana soracaktım ama onu rahatsız etmemek için kısa kestim…

Yorum Yapın