‘Cahiliye devri’ olarak etiketlenmiş yazılar

Bilaâl-i Habeşi (r.a.) nın türbesi (Şam)

Cahiliye devrinde Kız çocukların diri dir gömüldükleri Arabistan çölü

Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anh);

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in Müezzini. Eshab-i Kiram (r.anhum) ın meşhurlerinden ve ilk Müslüman olanlardandır.

İsmi, Bilâl bin Rebah Habeşi, künyesi Ebû Abdullah’tır. Habeşistanlı bir aileye mensub olup. Babasının ismi Hamâme’dir. Mekke-i Mükerreme’de Beni Cumha kabilesine intisap etmişlerdir.

Bilâl-i Habeşi (r.a.) (M. 581) senesinde Mekke-i Mükerreme’de doğdu. 20 (M. 641) de Şam’da vefat etti. Kabri Şam’da Bahüssağir’dedir.

Bilâl-i Habeşi (r.a.) ilk iman edenlerden olup, müşriklere karşı Müslüman olduğunu açıkça bildiren yedi sahabi (r.anhüm) den biridir.

Müslüman olmadan önce Mekke-i Mükerreme’de müşriklerin ileri gelenlerinden Ümeyye bin Halef’in kölesi idi.

O zaman her yerde olduğu gibi Arabistan’da da korkunç bir cehalet devri yaşanıyordu. İçki, kumar, zina, hırsızlık, zayıfleri ezmak gibi zulüm ve ahlaksızlık namna ne varsa işleniyordu.

Zorbalık, güçlülerin zayıflara karşı başvurduğu bir tahakküm vasıtası olmuştu. Güçlülerin köle olarak kullandıkları nice zayıf ve garip kimselerden biri de Bilâl-i Habeş, hazretleri (r.a.) idi.

Annesi de köle yapılmıştı. Bilâl-i Habeşi (r.a.) nin diğer kölelerden çok farklı bir hali vardı. Son derece mert ve dürüst idi.

Kölesi olduğu Ümeyye bin Halef’ın mallarını satmak üzere o’nun temsilcisi olarak kervanlara katılır, bol kazanç getirirdi.

Diğer bir vasfı da sesinin de çok güzel olmasıydı. Sahibi Ümeyye bin Halef, O’nu sesinin şaşırtacak derecede güzel olması sebebiyle düğün ve şenliklerde bulundururdu.

Bundan dolayı şenlik ve şölenlerde aranan kimse olmuştu. Ticaret için uzun yollar katederken yorgunluktan ve sıcaktan yürüyemez hale gelen kervan O’nun nâmeleri ile canlanır, develer O’nun sesini işitince coşup çatlarcasına yol alırdı.

Ümeyye bin Halef bütün bu vasıflarıyla Bilâl-i Habeşi (r.a.) ye diğer kölelerden farklı muamele yapardı.

Bilâl-i Habeşi (r.a.) yine bir kervanla Ümeyye bin Halef’ın mallarını satmak üzere Şam’a gitmişti.

Bu kervanda Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) de vardı. Bu ticaret seferi, Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) ile Bilâl-i Habeşi (r.a.) arasında dostluk kurulmasına sebep oldu.

Bu sırada Mekke’lilerin tek geçim vasıtası Ticaret idi. Diğer taraftan cahiliye devrini yaşamakta olan Araplar vahşette ve zulümde o dereceye varmıştı ki, küçük kız çocuklarını diri diri toprağa gömüyorlar ve en ufak bir vijdan azabaı çekmiyorlardı.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Cehalet devrinde kızların diri diri gömüldükleri Arabistan çölü

Muhammed (Aleyhis selam)- 44

Bir kısmı da kız çocuklarını doğmasını bir felaket ve yüz karası sayıyorlardı. Bu korkunç telakki o dereceye çıkmıştı ki, küçük kız çocuklarını kumlar üzerinde açtıkları çukurlara diri diri yatırıp

-“(Babacığım!)”

Diyerek boyunlarına sarılmalarına ve acı acı feryat etmelerine hiç kulak asmadan üzerlerini toprakla kapatarak ölüme terk ediyorlardı. Bu hareketlerinden dolayı da en ufak bir vijdan azabı duymuyorlardı.

Netice itibariyle o zamanın insanları arasında şefkat, merhamet iyilik ve adalet gibi güzel hasletler yok olmuş gibiydi.

Korkunç bir cahiliye devri yaşayan Araplar arasında dikkate değer bir husus vardı. O da; Edebiyatın, belağatın ve fesahatın çok yaygınlaşarak zirveye ulaşmış olmasıydı.

Şaire ve Şiir’e çok önem verirler, bunu büyük bir iftihar vesilesi sayarlardı. Güçlü bir şair hem kendisi hemde kabilesi için itibar sağlardı. Muayyen zamanlarda Panayırlar kurulur Şair ve hitabet yarışmaları açılırdı. Birinci gerlenlerin şiir’leri veya hitabeleri Kâ’be duvarına asılırdı.

Cahiliye devrindeki Kâ’be duvarına asılan en meşhur şiir’lere; “Mualakat’i seba’” (Yedi askı) denilmiştir.

Kur’an-i kerim ayetleri nazil olmaya başlayınca ONDAKİ EŞSİZ BELAĞATI GÖREN nice kimseler de bu sebeple Müslüman oldu.

Muhammed Aleyhis selam insanlara Ebedi seadeti bildirmek, onları delaletten hidayette kavuşturmak üzere Peygamnber olarak gönderildiği sırada Cahiliye devri yaşayan Mekkeliler, kendilerinin iman etmeye da’vet edilmesi üzerine ilk önce çoğu lakayt (ilgisiz), kayıtsız davrandı.

Sonra açıkça düşmanlık göstermeye başladılar. Müşriklerin bu düşmanlıkları önce alay etme tarzında olup, sonra hakaret şekline, daha sonra İŞKENCE SAFHASINA girdi. Bunlardan sonra da ticari ve diğer bütün münasebetleri kesme ve şiddet devri başladı.

Müşriklerden bilhassa beş kişi Sevgili Peygamberimiz Muhammed Aleyhis selam’ı çok üzmekte ve alay etmek idiler. Onlar arasında, As bin Vail, Esved bin Muttalib, Esved bin Abdiyağus ve velid bin Muğire vardı.

Bir defasında Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selam) Kâ’be’nin yanında oturmakta iken, Cebrail Aleyhis selam da gelmişti. Müşriklerden bu beş kişi önlerinden geçerken Cebrail Aleyhis selam As bin Vail’in ayağının tabanına, esved bin Muttalib’in gözüne, Esved bin Abdi Yağus’un başına, velid bin Muğire’nin inciğine Haris’in karnına birer işaret koydu.

Ve;

-“Ya Muhammed! Allah-u Teâlâ bunların şerrinden seni halas eyledi. Yakında bunların her biri bir belaya müptela olarak HELAK olacaklardır.” Dedi.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu