‘Ebû Süfyan’ olarak etiketlenmiş yazılar

Hudeybiye (Bi’at-ür-Rıdvan)

Dıhye-i Kelbi (Radiyallah-u anhu)- 6

Heraklius;

-“Ben senin dediğin şeyi çok iyi bilmiyorum. Fakat O’na tabi olup, Müslüman olmağa gücüm yetmez. Çünkü hem Hükümdarlığım gider hem de beni öldürürler.” Dedi.

Bunun üzerine Dıhye (r.a.) yi ve Adiy bin Hatem (r.a.) i çağırttı.

Adiy (r.a.);

-“Ey Hükümdar, davar ve develer sahibi Araplardan olan şu yanımdaki zat, Memleketinde vuku’ bulan şaşılacak bir Hadise’den bahsediyor.” Dedi.

Dihye (r.a.);

-“Aramızda bir zât zuhur etti. Peygamber olduğunu beyan etti. Halkın bir kısmı O’na tabi olmaktadır. Bir kısmı da karşı koymaktadır. Aralarında çarpışmalar vuku’ bulmuştur. “ dedi.

Bundan sonra Heraklius, Hazreti Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem) hakkında araştırmaya başladı. Şam valisine emir verip Hazret-i Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) soyundan bir kişiyi muhakkak bulmalarını emretti.

Bu arada kendisinin dostu olan ve İbranice bilen Roma’daki bir âlime de mektup yazıp bu meseleyi sordu. Roma’daki dostundan bahsettiği zatın ahir zaman peygamberi olduğunu bildiren bir mektup geldi.

Bu arada Şam Valisi, ticaret için Şam’a giden bir Kureyş kervanını buldu. Bunların içinde Ebû Süfyan da vardı.

Ebû Süfyan diyor ki;

-“Biz Gazze’de bulunduğumuz sırada Heraklius’un Şam Valisi üzerimize saldırır gibi geldi.”

Ve;

-“Siz şu Hicaz’daki zât’ın kavminden misiniz?” diye sordu.

Biz;

-“Evet.” Dedik.

Vali;

-“Haydı bizimle beraber İmparatorun yanına gideceksiniz.” Dedi.

Ebû Süfyan’la yanındakileri Şam’a götürdü.

Şam Valisi Ebû Süfyan’ı ve yanındakileri Herakliüs’un yanına çıkardı. Bu sırada Herakliüs Kudus’te bir kilise’de idi.

Vezirleriyle beraber oturmuş ve başına tacını giymişti. Herakliüs Ebû Süfyan ve yanındaki otuz kadar Mekke’liyi burada kabul etti.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Dıhye-i Kelbi (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Hudeybiye (Bia’t-ür-Rıdvan)

Dıhye-i Kelbi (Radiyallah-u anhu)- 7

Tercuman çağırdı ve;

-“İçinize Peygamber (s.a.v.) olduğunu söyleyen zât’a, soyca en yakın olanınız hanginiz?” diye sordu.

Ebû Süfyan;

-“O’NA SOYCA EN YAKIN OLAN BENİM. Dedi.

Herakliüs;

-“Akrabalık dereceniz nedir?” diye sordu.

Ebû Süfyan;

-“O benim amcamın oğludur.” Dedi.

Herakliüs, Ebû Süfyan’ı kendisine yakın getirilmesini istedi ve diğerlerinin de Ebû Süfyan’ın arkasında durmasını söyledi.

Ebû Süfyan ilk önceleri yalan söyledi ise de hükümdarın tehdidi ile korktu ve sonradan yalan söyleyemedi.

Herakliüs;

-“Peygamber olduğunu söyleyen Zât’ın, aranızdaki soyu nasıldır?” diye sordu.

Ebû Süfyan;

-“O ZAMANIN EN SOYLUSUDUR. Soy bakımından en seçkinimizdir.” Dedi.

Kayser tekrar;

-“İçinizde ondan önce Peygamberlik iddiasında bulunan kimse oldu mu?”

Ebû Süfyan;

-“Yoktu.” Dedi.

Kayser;

-“O’nun ataları içinde hiçbir hükümdar gelmiş midir?”

Ebû Süfyan;

-“Hayır.” Dedi.

Kayser;

-“O’na halkın eşrafı mı yoksa fakir ve zaifler mi tabi oluyorlar?”

Ebû Süfyan;

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Dıhye-i Kelbi (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Hudeybiye Kuyusu Bia’t-ür-Rıdvan

Dıhye-i Kelbi (Radiyallah-u anhu)- 9

Ebû Süfyan;

-“Yalnız bir Allah’a ibadet etmeyi, O’na hiçbir şeyi ortak koşmamayı emr ediyor, atalarımızın taptığı şeylere (putlara) tapmaktan bizi men ediyor. Namaz kılmayı, doğru olamyı, fakirlere yardım etmeyi, haramlardan sakınmayı, ahde vefayı, emanete hiyanet etmemeyi, akrabaya ziyaret etmeyi emr ediyor.” Dedi.

Kilise de bu konuşmalar olmuş.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın mübarek mektubu okunmuştu.

Rumlar arasında gürültüler çoğaldı.

Kayser Ebû Süfyan ve yanındaki Kureyş’lileri dışarı çıkarılmasını emretti.

Daha Müslüman olmayan Ebû Süfyan burada yeminle Peygamberimiz (s.a.v.) in davasının başarıyla sonuçlanacağına inandığını söylemiştir.

Dihye (r.a.) o mübarek güzel yüzü ile HERAKLİÜS’ÜN KARŞISINA GEÇİP TATLI SESİ İLE;

-“Ey Kayser beni sana Humus’dan bir kimse (Haris) gönderdi ki; O SENDEN HAYIRLIDIR. Allah-u Teâlâ’ya yemin ederim ki, beni O’na gönderen zât (Resulullah) ise hem ondan hem de senden dha hayırlıdır. Sen benim sözlerimi alçak gönülülükle dinleyip verilen nasihatları kabul et. Çünkü sen alçak gönülülük edersen nasihatları anlarsın. Nasihatları kabul etmezsen insaflı olamazsın.” Dedi.

Herakliüs;

-“Devam et.” Dedi.

Dihye (r.a.);

-“Öyle ise ben seni, Mesih (a.s.) in kendisine namaz kılmış olduğu Allah’a da’vet ediyorum. Ben seni Mesih (a.s.) in annesinin karnında iken gökleri ve yeri yaratan ve onlara hakim olan Allah’a da’vet ediyorum.”

(Dihye (r.a.); bu sözüyle Hiristiyanlara göre üç Allah’dan (haşa) ikincisi diye söyledikleri ve inandıkları Hazret-i İsa (a.s.) nın bir ilah olmadığını ve O dünyaya gelmeden âlemleri yaratan, biri olan Allah-u Teâlâ’ya iman’a davet ediyordu.)

-“Ben seni ÖNCEDEN MUSA (a.s.) NIN ONDAN SONRA DA İSA (a.s.) NIN GELECEĞİNİ MÜJDELEYİP HABER VERDİĞİ ŞU ÜMMİ PEYGAMBER (s.a.v.) e İMAN’A DA’VET EDİYORUM. Eğer bu hususta sen bir şey biliyorsan ve eğer kendin için dünya ve ahiret seadetini kazanmak istiyorsan onları gözlerinin önüne getir. Yoksa ahiret seadetin elinden gider. Dünyada küfür ve şirk içinde kalırsın. Şunu da bil ki, senin RABBİN OLAN Allah Cebbarları helak edici ve ni’metleri değiştiricidir.” Dedi.

Herakliüs, Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in mektubunu okuyunca öpüp gözlerine sürdü va başına koydu.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Dıhye-i Kelbi (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu