‘Feraiz ilmi’ olarak etiketlenmiş yazılar

Resulullah (s.a.v.) dişleri şehid edildiği zaman kaldığı mağara (Uhud dağı)

Zeyd bin Sabit (Radiyallah-u anhu)- 4

Süleyman bin Yesâr (r.a.) der ki;

-“Hazret-i Ömer (r.a.) ile Osman (r.a.), fetva, ferâiz ve kıraat hususunda,
hiçbir kimseyi Zeyd (r.a.) üzerine takdim etmezlerdi.”

Zeyd bin Sâbit (r.a.) Tefsir ilminde de çok ilerde idi. Vahiy katibi olmak şerefine sahip, fevkalade zeki, Hulefa-ı Raşidin’e yakın olmasından dolayı, bir çok âyet-i kerime’nin nüzul sebebini bilir, hakikat ve hikmetlerine vâkıf bulunurdu.

Kendisinden tefsir’e dair bir kısım ma’lumat rivayet edilmiştir. Buna misal olanlardan biri şudur

Nisa Suresi 88.nci;-“Size ne oluyor ki, o münafıklar hakkında iki fıkraya ayrılmış bulunuyorsunuz.” Âyet-i Kerime’sinin nüzul sebebini şöyle açıklamıştı.

-“Eshab-i Kiram (r.anhüm) arasında bulunan bir takım kimseler, Uhud harbine giderken yolda geri dönmüşlerdi. Bunlar Abdullah bin Ubey bin Selûle tâbi üç yüz kadar münafıktı. İNSANLAR, BUNLARIN HAKKINDA İKİ FIRKAYA AYRILMIŞ, bir kısmı bunların öldürülmesini bir kısmı da öldürülmemesini Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) dan istiyorlardı. Bunun üzerine bu ayet-i kerime nazil oldu.

Hadis ilminde, fıkıh ilminde, Feraiz, kazâ (hüküm verme) ve fetva ilimlerinde de son derece bilgili idi. Resul-i Ekram (s.a.v.) in senelerce huzur-i saadetinde bulunmuş, O İLAHİ MENBA’DAN KALBİNE PEK ÇOK ŞEYLER AKMIŞTI.

Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) den 92 hadis rivayet etmiş, kendisinden de Ebû Hüreyre (r.a.), İbn-i Ömer (r.a.), Ebû Said (r.a.), Enes bin Mâlik (r.a.) Sehl bin Sa’d (r.a.), oğlu Harice (r.a.), Ebû Amr (r.a.) gibi eshab-i Kiram, ile Said bin Müseyyib (r.a.), Kasım ibn-i Muhammed (r.a.), Süleyman bin Yesar (r.a.) gibi Tabiin hadis rivayet etmişlerdir. Kendisi Hadis ilminin kurucularından sayılır.

Hazret-i Zeyd bin Sabit (r.a.), rivayet ettiği Hadsis-i şerifleri DOĞRUDAN DOĞRUYA Peygamberimiz efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) den işitmiş, O’nun vefatından sonra, Hazret-i Ebû Bekir (r.a.), Hazret-i Ömer (r.a.) ve Hazreti Osman (r.a.) dan da Hadis-i şerif öğrenmiştir.

Hazret-i Zeyd bin Sabit (r.a.), kendi bulunduğu bir mecliste bir sahih Hadis söylendiği zaman onu derhal TASDİK VE TEYİD ederdi.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Zeyd bin Sabit (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Mescid-i Feth

Zeyd bin Sabit (Radiyallah-u anhu)- 5

Nitekim bir gün Ebû Said-i Hudri (r.a.) şu hadis-i şerifi rivayet etmişti. Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem) (Nasr) suresi nazil olduğu zaman onu okumuş ve şöyle buyurmuştur.

-“İnsanlar bir tarafta, ben ve Eshabim bir taraftayız.”

Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz;

-“Fetihten sonra HİCRET OLMAZ, ancak cihad ve niyet vardır.” Buyurdu.

Orada hazır bulunan Mervan bin Hakem (r.a.), Ebû Said-i Hudri (r.a.) ye;

-“Yalan söyliyorsun.” Deyince,

Zeyd bin Sabit (r.a.) ve Râfi’ bin Hadic (r.a.);

-“Ebû Said-i Hudri (r.a.) doğru söyledi.” Diyerek Onun hakkında hüsn-i şehâdette bulunmuşlardı.

Hazret-i Zeyd (r.a.), Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın yaşayışına en çok vakıf olanlardandı. Ondan az Hadis-i şerif nakletmekle beraber, onların hepsi, en kuvvetli ve mevsûk olup ‘müttefekunaleyhtir.’

Bütün Hadis ravileri için en kat’i huccet, burhandır. Bildirdiği şu Hadis-i şerif bu cümledendir.

-“Namazın efdalı, farz namazlar müstesna olmak üzere, insanın hanesinde kıldığı namazdır.”

Hazret-i Zeyd bin Sabit (r.a.) in, fıkıh ilminde ve onun bir şubesi olan Feraiz (Miras hukuku) ilminde de derin bir vukufiyeti vardı. Medine’de fetva mercii, o idi.

Tabiinden Said bin Müseyyib (r.a.) in bütün fetva ve hükümleri, O’nun nakil ve rivayetine dayanıyordu. Said bin Müseyyib (r.a.), yeni bir mesele ortaya çıktığında, bütün Eshab (r.a.nhüm) in Re’y ve ictihadını araştırdıktan, Hazret-i Zeyd (r.a.) in ne dediğini tahkik edip, O’nun hükmünü aldıktan sonra, FETVA VERİRDİ.

Yine o devirde Medine’de büyük bir İmâm olan Mâlik bin Enes (r.a.), fıkıh ve hadis’de yüzbinlerce insanın mutlak imâmiydi. İmâm-i Mâlik (r.a.), Hazret-i Ömer (r.a.) den sonra, Hazret-i Zeyd bin Sabit (r.a.) i İMÂM TANIRDI. İmâm-i Şafi-i (r.a.) feraiz ilmine ait bütün meselelerde, Zeyd bin Sabit (r.a.) e tabi olmuştur.

Vefat eden kimsenin bıraktığı malın kimlere verileceğini ve nasıl dağıtılacağını öğreten ilme (İşlem-i Feraiz) denir. Allah-u Teâlâ’nın Kur’an-i Kerimde en açık ve en geniş bildirdiği şey, ölüden kalan mirasın nasıl dağıtılacağıdır.

Burada yapılacak işlerin çoğu farz olarak emr olunduğu için, hepsine (feraiz ilmi) denilmiştir.

Bir Hadis-i Şerifte Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Ferâiz ilmini öğrenmeğe çalışınız! Bu ilmi gençlere öğretiniz! Ferâiz ilmi, DİN BİLGİSİNİN YARISI DEMEKTİR. Ümmetimin en önce unutacağı, bırakacağı şey, bu ilim olacaktır.” Buyuruldu.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Zeyd bin Sabit (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Zem-zem kuyusu

Zeyd bin Sabit (Radiyallah-u anhu)- 7

Eshab-i Kiram devrinde, fıkıh ilmindeki mütalalar, iki sahabenin meclisinde yapılıyordu. Biri Hazret-i Ömer (r.a.) in, diğeri de Hazret-i Ali (r.a.) nin meclisleri idi. Zeyd bin Sabit (r.a.), Hazret-i Ömer (r.a.) in ilim meclisine devam edenlerdendi.

Burada en zor ve halli güç fıkıh meselelerinin mütalaâsı yapılıp haledilirdi. Zeyd bin Sabit (r.a.), Mescid-i Nebevi’ye geldiği zaman her müşkülü olan O’na gelir, meselesini sorar, cevabını alırdı. O’nun namaz, hayvan kesimi ve av hayvanları, hibe (bağış), ziraat ortaklığı meselesine ait, fetvâları, fıkıh meselelerinin yazıldığı kitablarda yer almaktadır.

Ayrica feraiz pröblemlerinin çözülmesi bir hesap bilgisi istemekteydi. Bu ilimde yüksek bir bilgiye sahipti. En çetin pröblemleri en kısa zamanda çözme melekesine haizdi.

Rasih ilimli, yani ilmini nübüvvet kaynağından almış ve Kur’an-i Kerim’de “İlimde râsih olanlar” buyurularak methedilen âlimlerden olmuştur.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) vefat ettiği sırada Eshab-i Kiram (r.anhüm) dan Kur’an-i Kerim’i tamamen ezberlemiş olan çok hafız vardı. Fakat bunların çoğu Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) zamanında, dinden dönme olayları sebebiyle çıkan savaşlarda şehid edilmişti. (Yemâme savaşında yetmiş hafız şehid edilmişti.) Böylece hafızların sayıları bir haylı azalmaya başlamıştı.

Bu durum karşısında Hazret-i Ömer (r.a.), Halife Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) e müracaat edip, o zaman dağınık sahifelerde yazılı olan Kur’an-i Kerim ayetlerinin bir kitab halinde toplanmasını rica etti.

Hazret-i Ebû Bekir (r.a.), bu iş için Zeyd bin Sabit (r.a.) i çağırıp;

-“Ey Zeyd, sen genç ve akıllı birisin. Senin ayıplanacak ve seni töhmet altında bırakacak hiçbir halin yoktur. Resul-i Ekrem Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in hayatında O’nun VAHİY KATİBİ idin. Sen Kur’an-i Kerim ayatlerini bir araya topla.” Buyurdu.

Bunun üzerine Hazret-i Zeyd bin Sabit (r.a.), bu iş için bir heyet kurarak BÜYÜK BİR TİTİZLİK VE GAYRETLE Kur’an-i Kerim ayetlerini bir araya toplayıp MUSHAF HALİNE GETİRDİ. Bu mushafı Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) e teslim etti.

Zeyd bin Sabit (r.a.), Hazreti Osman (r.a.) ın halifeliği sırasında da, O’nun en başta gelen yardımcılarından olmuştur. Hazret-i Ebû Bekir devrinde bir kitap halinde bir araya getirilen Kur’an-i Kerim’in tek nüshası, Hazret-i Osman (r.a.) ın emri ile yine Zeyd bin Sabit (r.a.) BAŞKANLIĞINDA bir heyet tarafından çoğaltılıp ALTI TANE DAHA MUSHAF-I ŞERİF YAZILARAK, BELLİ MERKEZLERE GÖNDERİLMİŞTİR. Böylece bu şerefli vazifeyi de yapmak O’na nasib olmuştur.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Zeyd bin Sabit (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Mescid-i Kıbleteyn

Zeyd bin Sabit (Radiyallah-u anhu)- 8

Hazret-i Zeyd bin Sabit (r.a.), 45 (M. 665) senesinde Hazret-i Muaviye (r.a.) nin halifeliği sırasında Medine’de vefat etti. Bu sırada yaşları elinin ezerindeydi. Cenasınde Abdullah ibn-i Abbas, Said bin Müseyyeb, ve Ebû Hüreyre (r.anhüm) de bulundular.

Namazını Mervan bin Hakem kıldırdı. İmâm-i Buhari (r.a.) nin Traih’inde naklettiğine göre, Abdullah bin Abbas hazretleri;

-“Bugün İLİM HAZİNESİ DEFNOLUNDU.”diye teessürlerini ifade etmiş ve meşhur şair hassân bin Sabit (r.a.) da acıklı bir mersiye okumuş, herkes üzüntülerini belirtmişlerdi.

Hazret-i Zeyd bin Sabit (r.a.), büyük işler başaran ve büyük hizmetler bırakan bir Sahabidir. Ümmetin ıslahı hususundaki gayretleri, yerinde ve zamanında müdahaleleri ile işleri yoluna koyma çabaları ile ilmin yayılması hususundaki çalışmaları gibi nice hizmetler yapmıştır.

O’nun hizmetleri anlatılmayacak kadar çok büyüktür. Kur’an-i Kerim’i tamamaen ezberlemesi, EMİN BİR KİMSE OLMASI güzel yazı yazması gibi birçok meziyetlere sahiptir. Zaten Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) zamanında VAHİY KATİBİ olamak şerefine kavuşmuştu.

Bütün ehl-i Beyt ve Eshab-i Kiram (r.anhüm) arasında, o derece üstün bir itibare ermişti ki, Cum’a günleri sokağa çıktıkları vakit, ilim irfanına hayran kalan Medine ahalisi kendisini, tam bir iştiyakla karşılardı. Halkın bu teveccühünden utanan Zeyd bin Sabit (r.a.), hemen evine giderdi.

Bu halini sual edenlere;

-“İnsanlardan hayâ etmeyen, Allah-u Teâlâ’dan utanmaz.” Buyururlardı.

Birisi bir mesele sorarsa, soran kimse güzel ahlaka malik değilse cevab vermezdi.

Zeyd bin Sabit (r.a.), vefat edince, Ebû Hüreyre (r.a.);

-“Bu ümmetin âlimi vefat etti. Umulur ki, Allah-u Teâlâ, Abdullah ibn-i Abbas (r.a.) ı O’na HALEF buyurur.” Demişti.

Zeyd bin Sabit (r.a.) in oğlu Harice-tebni-Zeyd (r.a.), Fukahâ-i Seb’a denilen yedi büyük âlimden birisidir.

İbn-i Ebi Davûd (r.a.);

-“Zeyd bin Sabit (r.a.), Eshab-i Kkiram (r.anhüm) içinde, insanların en âlimi idi. Dini ilimlerde tam bir meleke sahibi idi.” Buyururlardı.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Zeyd bin Sabit (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Mescid-i Kıbleteyn

Zeyd bin Sabit (Radiyallah-u anhu)- 9

Enes bin mâlik hazretlerin (r.a.) den rivayet olunur ki; Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Ümmetimin en merhametlisi Ebû Bekir, Allah’ın dini hususunda en şiddetlisi, yani sabit kadem olanı Ömer (r.a.), en ziyade hayâ’ya mâlik olan Osman (r.a.), Feraizi (ahkam-i diniyyeyi) en iyi bileni Zeyd bin Sabit’tir.” Buyurmuşlardır.

Eshab-i Kiram (r.anhüm) arasında fıkıh ilminde DÖRT SAHABE meşhurdur. Bunlar, Zeyd bin Sabit, Abdullah bin Mes’ûd, Abdullah bin Ömer ve Abdullah bin Abbas (r.anhüm) dır. Bütün dünyaya yayılan fıkıh ilminin kaynağı bu dört sahabidir.

Zeyd bin Sabit (r.a.) in Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) den rivayet ettiği hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır.

-“Kim İslâm dininden başka bir milletin (dinin) yemini üzerine yalan yere, bile bile yemin ederse, o dediği gibi olur. Kim kendini bir şeyle öldürürse, Kıyamet günün onıunla azâb olunur. Bir kişi üzerine, malik olmadığı şeyde nezretmek yoktur. Bir mü’mine lanet etmek, O’nu öldürmek gibidir.”

Zeyd bin Sabit (r.a.) rivayetle Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Kim Dünyalık peşinde olarak sabahlarsa, Allah-u Teâlâ O’nun işini zorlaştırır, malzemesini dağıtır. Kendisini aç gözlü kılar, yoksulluğu gözünün önünde canlandırır. Dünyadan da nasibinden fazla bir şey kendisine verilmez. Ama ahret düşüncesiyle sabahlayan kimsenin işini Allah-u Teâlâ kolaylaştırır, varlığını (servetini) korur, kalbini zenginleştirir, kendisi yüz çevirdiği halde dünya kendisine teveccüh eder. (yönelir).”

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Zeyd bin Sabit (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu