‘Kadın Sahabeler’ olarak etiketlenmiş yazılar

Ravda-i Mutahhara

Ümmü Hirâm (Radiyallah-u anha);

Hala Sultan olarak tanınan kadın Sahabilerden. Ümmü Hirâm künyesi olup, ismi bilinmemektedir. Babası Milhan bin Halid, annesi Mülkiye binti Mâlik’tir.

Hazrec kabilesinin Beni Neccar koluna mensuptur. Nesebi; Ümmi Hirâm binti Milhan bin Halid binZeyd bin Hiram bin Cendeb bin Amr bin Ganem bin Adiyy bin Neccar’dır.

Bi’setten önce Medine’de doğup, 28 (M. 647) senesinde Kıbrıs’da şehid oldu.

Ensar-i Kiram’ın büyüklerinden Enes bin Mâlik (r.a.) in teyszesidir. Resulullah (s.a.v.) da teyzeleri tarafından akrabası olup, SÜT TEYZESİDİR.

Cahiliye devrinde Amr bin Kays ile evlendi. İman ile şereflenip, Müslüman oldu. Kocası iman etmeyince, ayrıldılar. Ondan Kays ve Abdullah adında iki oğlu oldu.

Eshab-i Kiram ve Ensarın büyüklerinden Ubade bin Sâmit (r.a.) ile evlendi. Bundan da Muhammed adında bir oğlu oldu.

Medine-i Münevvere’deki evini Resulullah (s.a.v.) ziyaret ederdi. Resulullah (s.a.v.) a çok ikramda bulunup, hizmet etmekle şereflenirdi.

Yine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ziyareti esnasında evinde uyumuştu.

Gülerek uyandı.

Ümmü Hirâm (r.anha);

-“Ya Resulallah niçin güldünüz?” diye sordu.

Hazret-i Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) da;

-“Ya Ümmü Hirâm! Ümmetimden bir kısmını gemilere binip kafirlerle gazâya giderler gördüm.” Buyurdu.

Ümmü Hirâm (r.anha);

-“Ya Resulallah! Dua et, ben de onlarla olayım!”dedi.

Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) de arzusunu geri çevirmeyip kabul etti.

-“Ya Rabbi! Bunu da onlardan eyle.” Diye duâ buyurdu.

Resulullah (s.a.v.) tekrar uyuyup, yine gülümseyerek uyandı.

Ümmü Hirâm (r.anha) tekrar gülme sebebini sorunca;

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Bu defa da ümmetimden bir kısmının padişahların tahtlarına kuruldukları gibi debdebeli bir kalabalık halinde gazâ’ya gittiklerini gördüm.”

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ümmü Hirâm (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Ravda-i Mutahhara

Ümmü Hirâm (Radiyallah-u anha)- 2

Ümmü Hirâm (r.anha) bu sefer de;

-“Ya Resulallah! Dua et, ben de bir gazi olarak onların arasında bulunayım.” Deyince

Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-Hayır, sen öncekilerdensin.” Buyurdu.

Böylece O’nun deniz seferinde bulunacağını önceden haber vermiş oldu. Resulullah (s.a.v.) ın vefatından sonra Ubade bin Samit (r.a.) Şam’a gönderilen ilmi heyet içinde olduğundan Humus’a yerleştiler.

Halife Hazret-i Osman (r.a.) in izniyle, hazret-i Mu’âviye (r.a.), Kıbrıs Adasındaki insanların da seâdete kavuşmaları, Cehennm’den kurtulmaları için 28 (M. 647) senesinde bir deniz seferi düzenledi.

Bu sefer Müslümanların İLK DENİZ SAVAŞIYDI. Bu sefere gönüllü seçilen kimseler arasında Eshab-i Kiram’ın ileri gelenleri da katıldı.

Bunlar;

Hazret-i Ebû Zer, Hazret-i Ebû’d Derda, Hazreti Ubade bin Samit (r.anhüm) ve hanımı Ümmü Hirâm (r.anha) idi.

Hazret-i Mu’âviye (r.a.), bu orduya Hazret-i Abdullah İbn-i Kays (r.a.) ı kumandan tayin etti. Deniz yoluyla yolculuk başladı.

Hazret-i Ümmü Hirâm (r.anha), seksen altı yaşında olmasına rağmen bu zahmetli yolculuğa katlanıyor, oradaki insanlara İslamiyet’i bildireceklerini, onların da kurtuluşa, seâdete kavuşacaklarını düşünerek, teselli buluyordu.

Bu uğurda şehid olmak en büyük arzusuydu. Çünkü şehidler hakkında Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Şehidleri yıkamayınız. Çünkü kıyamet gününde her yere miskü anber gibi gibi koku saçacaktır.”

Yine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) in;

-“Şehidin kul borcundan başka bütün günahlarını Allah-u Teâlâ afv eder.”

Yine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) in;

-“Kanının ilk damlasıyla şehidin bütün günahları bağışlanır.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) in;

-“Şehid cennete makamını görür.”

Yine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) in;

-“Kabir azabından kurtulması için kendisine imdad ve yardım olunur.”

Yine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) in;

-“Şehidin başına, dünyadan ve dünyadakilerden daha hayırlı ve değerli olan Yakuttan Vakar Tacı konur.”

Yine Resulullah (Sallallahu aleyhi vesellem) in;

-“Şehid, yakınlarından yetmiş kişiye şefaat eder.”

Yine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Şehidler Cennetteki nimetleri görünce, Keşke, Allahın bize neler ikram ettiğini, kardeşlerimiz de bilselerdi de cıhadden çekinmeseler, çarpışmaktan korkup düşmandan yüz çevirmeselerdi. Derler.” Buyurmuşlardır.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ümmü Hirâm (Radiyallah-u anha) nın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Ravda-i Mutahhara

Ümmü Hirâm (Radiyallah-u anha)- 3

Bu müjdelerin yanında birkaç günlük zahmetin hiç kıymeti olmadığını, en iyi Peygamberimiz (s.a.v.) in arkadaşları biliyordu. Çektikleri eziyet ve sıkıntılar bunu çok güzel anlatıyordu.

Ümmü Hirâm (r.anha) da bu arzu ve istekle yaşının çok ileri olmasına rağmen ordunun içindeydi.

Mısır’dan gelen İslam askerleri de kendileriyle, birleşince Kıbrıs Rumlarına; Müslüman olmalarını, yoksa cizye vermelerini, bunu da kabul etmezlerse savaş yapacaklarını bildirdiler.

Kıbrıs’lılar teslim olmayacaklarını bildirince şiddetli çarpışmalar oldu. Kıbrıs Rum donanması İstanbul’a kaçtı.

Hazret-i Ümmü Hirâm (r.anha), çok yaşlı olmasına rağmen, yerinde duramıyor, bir an önce neticeye varmak istiyordu. Genç askerler, Hazret-i Ümmü Hirâm (r.anha) ın bu halına şaşıyorlardı. O’na bakarak gayrete geliyorlardı.

Rumların donanması kaçınca savaş sahilde devam etmeye başladı. İslam askeri bir çıkarma kareketiyle iç kısımlara daldılar. Askerle çıkarmaya katılan Hazret-i Ümmü Hirâm (r.anha), Larnaka yakınlarında atının ayağının sürçmesiyle düşerek çok özlediği şehidliğe kavuştu.

İslam askerlerinin karşısında tutunamayan Rumlar emân dilediler. Barış teklif edip, cizye vermeyi kabul ettiler.

Hazret-i Ümmü Hirâm (r.anha) ın kabri Kıbrıs’ta Larnaka şehrinin Tuz gölü kıyısındadır. Osmanlılar Kıbrıs Ada’sını 978 (M. 1570) senesinde feth edince Kabrini imâr ettiler. “Hala Sultan” deyip, kabri üzerine türbe, yanına tekke ve cami yaptırdılar.

Ümmü Hirâm (r.anha) alemlere rahmet olarak yaratılan, İKİ CİHAN SULTANI Hazret-i Muhammed (s.a.v.) ın akrabası, Eshab-i Kiram ve Ensar’dan mücahide ve şehid olması gibi pek çok üstünlükler sahibidir. Fazilet ve kemali çoktur.

Resulullah (s.a.v.) a hizmet edip, hürmet gördü. Müslumanlar O’na daime hürmet edip, duâsını alırlardı. Kabrinden dahi yüzyıllardır feyz ve bereket saçmaktadır. Kabri devamlı ziyaret edilir.

Kurak zamanlarda Müslümanlar O’nu araya koyarak (vesile ederek) Allah-u Teâlâ’dan yağmur isteğinde bulunurlar. Osmanlılar O’na “Hala Sultan” deyip çok hürmet eder onların zamanında ve sonrasında gemiler “Hala Sultan” türbesi istikametinde geçerken, toplarını çevirirler ve mübarek makamı ziyeret maksadiyle selamlarlardı.

Ümmü Hirâm (r.anha) cihad hakkında hadis-i şerif rivayet etti. Kendisinden Enes bin Mâlik (r.a.), Ubade bin Samit (r.a.), Amr bin Esved (r.a.), Atâ Yesâr (r.a.) Ya’lâ bin Şeddad bin Evs (r.a.), hadis-i şerif rivayet ettiler.

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ümmü Hirâm (Radiyallah-u anha) nın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

DSC_0044   Fuad Yusufoğlu Kabe-i muazzama

Kâb’e-i Muazzama

Ummü Hâni (Radiyallah-u anha);

Mekke’nin Fethi günü Müslüman olan kadın Sahabilerden. Ebû Talib’ın kızı ve Hazret-i Ali (r.a.) nin kızkardeşidir. Annesi Hazret-i Fatima binti Esed, öz adı Fâhite’dir. Doğum ve vefat tarihleri kesin olarak bilinmemektedir. Hazret-i Ali (r.a.) den sonra Hazret-i Muaviye zamanında vefat ettiği rivayet edilmektedir.

Hazret-i Ümm-ü Hâni (r.anha); mert, cesur ve güzel ahlaklı idi. Peygamber efendimiz (s.a.v.) sekiz yaşında itibaren amcası Ebû Talib’in yanında büyüdüğünden O’nu çok iyi tanır ve öz kırdaşi gibi severdi. O’nun istek ve arzularını hiç geri çevirmezdi.

Hazret-i Ümmü Hâni (r.anha) de, Peygamber efendimiz (s.a.v.) i aynı şekilde sever ve O’na hürmet’te kusur etmezdi.

Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) hicretten bir yıl önce Taif’e gidip, Taif halkına bir ay nasihat edip, onları iman’a davet etmişti. Taif halkından hiç kimsenin iman etmemesi ve işkence yapmaları üzerine Mekke’ye dönmüştü.

Çok üzgün idi ve her taraf düşman dolu idi.

Peygamberimiz (s.a.v.) bir gece Mekke’de Ümm-ü Hâni (r.anha) nin Ebû Talib Mahallesinde bulunan evine geldi.

Ümm-ü Hâni (r.anha), o zaman iman etmemişti.

-“Kimdir o?” dedi

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Amcan oğlu Muhammed’im, kabul edersen, misafir geldim.” Buyurdu.

Ümm-ü Hâni (r.anha);

-“Senin gibi doğru sözlü, emin, asil, şerefli misafire cân feda olsun. Yalnız teşrif edeceğinizi önceden bildirseydiniz bir şeyler hazırlardım. Şimdi yedirecek bir şeyim yok”dedi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Yiyecek, içecek istemem, hiç biri gözümde yok. Rabbime ibadet etmek, yalvarmak için bir yer bana yetişir.” Buyurdu.

Ümm-ü Hâni (r.anha), Resulullah (s.a.v.) ı içeri alıp, bir hasır, leğen, ibrik verdi. Gelen misafire ikram etmek, O’nu düşmandan korumak, Araplar için en şerefli vazife sayılırdı. Bir evdeki misafire zarar gelmesi ev sahibi için büyük yüz karası olurdu.

Ümm-ü Hâni düşündü;

-“Bunun Mekke’de düşmanları çok, hatta öldürmek isteyenler var, şerefim için, sabaha kadar O’nu gözeteyim.” Dedi.

Babasının kılıcını alıp, evin etrafında dolaşmaya başladı.

Resulullah (s.a.v.), o gün çok incinmişti. Abdest alıp, yalvarmaya, af dilemeğe, kulların imana gelmesi, saâdete kavuşmaları için duâ’ya başladı. Çok yorgun ve üzüntülü idi. Hasir üzerine uzanıp uyuyuverdi. O anda Allah-u Teâlâ Cebrail aleyhis selam’ı gönderip Habibini davet etti. Resulullah (s.a.v.) ın mi’racı bu gece oldu. (Bakınız Muhammed Sallallahu aleyhi ve  selam)

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ummü Hâni (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

DSC04990 Fuad Yusufoğlu Mescid-i Cin

Mescid-i Cin

Umm-ü Hâni (Radiyallah-u anha) – 2

Ümm-ü Hâni (r.anha), kocası Hübeyre bin Ebi Vehb’in müşrik olması sebebiyle hicret sırasında iman etmemiş olarak Mekke’de kalmıştı. Durum Mekke’nin fethine kadar devam etti.

Mekke fethedildiği gün kocası, Hübeyre, Müslümanların her tarafı kuşattığını görünce, korkusundan gizlice, şair arkadaşı Abdullah bin Zibare ile birlikte Mercan’a kaçtılar ve orada bir kaleye sığındılar.

Bu durumu gören Ümm-ü Hâni (r.anha) İslam dinini kabul ederek Kureyş kadınlarından on kişilik bir grupla Peygamberimiz (s.a.v.) in yanına gelip Müslüman oldu.

Peygamberimiz (s.a.v.) daha sonra Hazret-i Ümm-ü Hâni (r.anha) nin evinde abdest alıp sekiz rek’at (kuşluk) namazı kıldı. Su ile ekmek ıslatıp, tuz ve sirke de koyarak yedi.

Daha sonra Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Ey Ümm-ü Hâni, sirke ne iyi yemektir. Sirke bulunan ev fakir olmaz!” diye iltifatta bulundu.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem), Hazret-i Ümm-ü Hâni (r.anha) iman edip, Müslüman olduktan sonra, ona çok iltifatta bulunurdu. Fırsatını buldukça O’nun ziyaretine giderdi.

Hazret-i Ümm-ü Hâni (r.anha) çok ibadet, nafile oruç tutmayı çok severdi.

Ümm-ü Hâni (r.anha), yine nafile oruca niyetli olduğu birgün, Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) O’nu ziyarete gitti. Her zaman olduğu gibi Ümm-ü Hâni (r.anha), peygamberimiz (s.a.v.) e kâse ile şerbet ikram etti. Peygamberimiz (s.a.v.) içtikten sonra duâ ederek, içinde az bir şerbet bulunan kâseyi geri vererek;

-“İçiniz.” Buyurdular.

Hazret-i Ümm-ü Hâni (r.anha) nafile oruca niyetli olduğu halde Peygamberimiz (s.a.v.) i sevdikleri ve O’na çok hürmet ettikleri için dayanamayıp, kâse’deki şerbeti içtiler.

Daha sonra Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) durumu öğrenip, kendilerine orucu neden bozduğunun sebebini sordular.

Hazret-i Ümm-ü Hâni (r.anha);

-“Yâ Resulallah size karşı olan sevgimden, hürmetimden dolayı artığınızı içtim ve emrinizi geri çevirmedim.” Dedi.

Hazret-i Ümmü Hâni (r.anha) nin; Peygamberimiz (s.a.v.) den çok az hadis-i şerif naklettiği rivayet edilir. Kendisinden de oğlu Cünd, Yahya, Ebû Mürre, Ebû Salih, Buhari ve Müslim (r.anhüm) hadis naklinde bulunmuşlardır.

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ummü Hâni (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem’in doğduğu ev

Sümeyye binti Habbat (Radiyallah-u anha);

İslam’da İLK ŞEHİD OLAN HATUN. Meşhur Sahabi Ammâr bin Yâsir (r.a.) in annesidir.

Hazret-i Sümeyye (r.anha), Ebû Cehil’in amcası Ebû Huzeyfe bin Muğire’nin cariyesi idi. Ebû Huzeyfe bin Muğire’nin yanında çalışan Yâser bin Ammar ile evlendirdi. Bu evlilikten Ammar (r.a.) doğdu. Bunun üzerine Ebû Huzeyfe Hazret-i Sümeyye (r.anha) yi âzad etti.

Hazret-i Sümeyye (r.anha) İLK MÜSLÜMANLARDANDIR. Mekke’de Müslüman oldu. İlk İslam’a giren KADINLARIN YEDİNCİSİDİR. Hazret-i Yâsir (r.a.), zevcesi Sümeyye (r.anha), imanlarından vazgeçmeleri için, başta Mahzum oğulları olmak üzere, Kureyş müşriklerinin en ağır işkencelerine uğradılar.

Fakat onlar, imanlarından ve dinlerinden ASLA VAZGEÇMEDİLER. Bütün bu sıkıntılara metanetle sabır ettiler.

Mekke’de Yâsir ailesinin kendilerine sahip olacak, onları koruyacak kimseleri yoktu. Bu yüzden onlara daha serbest eziyet yapıyorlardı. Hatta bir defasında, Yâsir ailesi ve diğer kimsesiz Müslümanlara, zırh giydirip, altta kızgın kum, üstte yakıcı güneş arasında bıraktılar. Bir gün yine Yâsir (r.a.) e, zevcesi Sümeyye (r.anha) ye, oğulları Ammar ve Abdullah (r.anhüm) a “Bahta” denilen yerde işkence yapıyorlardı.

Onların bu halini gören Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Sabredin Ey Yâsir ailesi! Size vaat edilen yer, sizin mükafatınız Cennettir.” Buyurdu.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) Yâsir ailesi için;

-“Allah’ım! Yâsir ailesine rahmet ve mağfiretini ihsan et.” Diye duâ buyurmuşlardır.

Bir süre sonra Yâsir (r.a.) işkencelere tahammül edemiyerek şehidlik mertebesine kavuştu. İlk erkek şehid oldu.

Diğer tarafan, Ebû Cehil de Hazret-i Sümeyye (r.anha) ye ağır sözler söyledi. Mızrağı ile yaralıyarak, O’nu şehid etti.

Hazret-i Ammar (r.a.), annesinin böyle acıklı bir durumda şehid olmasına çok üzüldü. Durumu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) a arz etti. Yapılan işkencelerin çok fazla olduğunu bildirdi.

Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Ammar’ (r.a.) a sabır tavsiye ettikten sonra şöyle duâ buyurdular;

-“Allahım! Yâsir ailesinden hiç birisine ateş ile azab etme.”

Bedir gazâsında Ebû Cehil öldürüldüğü zaman, Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Ammar (r.a.) a;

-“Allah-u Teâlâ annenin katilini, öldürdü.” Buyurdu.

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Sümeyye binti Habbat (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

DSC06916 Fuad Yusufoğlu Hazret-i Hadice-tül Kübra (r.anha) nın kabri Cennet-ül-Mualle Mekke

Cennet-ül-Mualle Hadice-tül-Kübra r. anha’nın mezarları -çok eski resim-(Mekke müzesinden alınmıştır)

Hadice-tül Kübrâ (Radiyallah-u anha);

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in ilk hanımı, İLK İMAN EDEN HÜR KADIN, Mü’minlerin annelerinden. Kureyş kabilesinin kibar ve asil bir ailesine mensuptur. Babasının adı Hüveylid, annesinin ki Fatima’dır

Nesebi;

Hadice binti Hüveylid bin Esad bin Abdül’l-uzza bin Kasay bin kilab bin Mürre bin Ka’b bin Lüey bin Galib idi.

Nesebi Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) ile baba tarafından Kusay, anne tarafından Lüey sülalesiyle birleşmektedir.

Cahiliye devrinde lâkâbı ‘Tahire’ idi. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir.

Hazret-i Hadice (r.anha) nesebi, ilmi, malı, şerefi, iffeti ve EDEBİ PEK FAZLA İDİ. Ticaret ile uğraşıp, devrin büyük tüccarlarındandı.

Memurleri, katipleri ve köleleri vardı. Ticareti adamları veya ortaklık suretiyle yapardı.

Hazret-i Hadice (r.amha), Hazret-i Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) in ÜSTÜN AHLAK vasıflarını ve “EMİN” lakabına itimad ederek, herkesten fazla ücret vermek vâ’dıyla O’nu Şam ticareti kafilesine kattı.

Hazret-i Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) in, yanına kölesi meysere’yi de verdi. Şam ticaret seferi üç ay sürdü. Bu sefer esnasında Hazret-i Muhammed (s.a.v.) in şahsında harikulade haller görüldü.

Seferde O’nu gölgeleyen bir bulutun ve kuş şekline giren iki Meleğin devamlı üzerinde bulunması,

Yolda yürüyemiyecek derecede yorulup, kervandan geri kalan iki devenin ayaklarını Mübarek eliyle sığamasından sonra, develerin birden süratlenmesi,

Basra’daki Manastır yanındaki kuru ağacın altında oturmasıyla yeşermesi ve rahip Nastura’nın yeminle Hazret-i Muahammed (s.a.v.) in son peygamber olduğunu müjdelemesi,

Basra pazarında Yahudi ile pazarlık esnasında Müseri’in Peygamberlik vasıflarını teşhis etmesi halleri meydana geldi.

Seferden dönüşte Hazret-i Hadice (r.anha) ye Hazret-i Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) in bu hallerini akrabası Zübeyr ve kölesi Meysere bir bir anlattılar.

Hazret-i Hadice (r.anha), anlatılanlar, mallarını satmak üzere teslim ettiği Hazret-i Muhammed (s.a.v.) in bereketiyle iyi, kâr etmesi ve bunlardan ziyade kervanı karşıladığı sırada Hazret-i Muhammed (s.a.v.) i gölgeleyen iki meleğin bizat görmesinden çok etkilendi.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hadice-tül kübrâ (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Cennet-ül Mualle Hadice-tül-Kübra r. anha’nın türbeleri çok eski resim (Mekke müzesinden alınmıştır)

Cennet-ül Mualle Hadice-tül-Kübra (r. anha) nın kabirleri çok eski resim (Mekke müzesinden alınmıştır)

Hadice-tül Kübrâ (Radiyallah-u anha)- 2

Daha önce gördüğü bir ruyası da gökten inen ayın, koynuna girip koltuğundan çıkarak bütün âlemi aydınlatması idi.

Hazret-i Hadice (r.anha), bu halleri, putlara tapmayıp, Hiristiyan olan, Tevrar ve İncil’i okumasını bilen, bölgenin iyi tanınmış şâir ve bilginlerinden amcasıoğlu Varaka bin Nevfel’e anlattı.

Varaka bin Nefvel ruya’yı;

-“Ahir zaman Peygamberi vucuda gelmiştir. Sen O’nun hanımı olursun. Senin zamanında O’na vahiy gelir. O’nun dini bütün âlemi doldurur. Sen O’na en önce imân eden olursun. O Peygamber Kureyş kabilesinin Haşimoğulları kolundan olacak…” diye tabir edip,

Hallerini de hayretle şöyle anlattı;

-“Bu söylediklerinden anlaşılıyor ki, şüphesiz Muhammed bu Ümmetin Peygamberi olacak. Ben, zaten bu ümmetten bir Peygamber çıkacağını biliyor ve O’nu bekliyorum. Bu zaman O’nun tam zamanıdır.” deyince Hazret-i Hadice (r.anha) nin sevgi ve itimadi daha da arttı.

Bu esnada Hadice (r.anha) kırk yaşında olup, dul idi. Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) yirmibeş yaşında idi.

İki taraftan elçiler Hazret-i Muhammed (s.a.v.) ile Hazret-i Hadice (r.anha) nin evlenmesini kararlaştırdılar.

Nikah meclisi Hazret-i Hadice (r.anha) nın evinde kuruldu. Ebû Talib ve Veraka bin Nevfel tarafından takdim konuşmaları yapıldı. Nikahı Varaka bin Nevfel kıydı. Kureyş kabilesinin ileri gelenleri de nikah şahidi olarak bulundular.

Hazret-i Hdice (r.anha) nin Peygamber Efendimiz (s.a.v.) le olan evliliğinden dört kızı ve iki oğlu olmak üzere altı çocuğu oldu.

Kızlarının adları;

Zeynebe,
Rukiye,
Ümmü Gülsüm,
Fatima,

Erkek çocukları ise;

Kasım,
Abdullah tı.

Kasım’dan dolayı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) a “Ebül-Kasım denildi.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hadice-tül kübrâ (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Hazret-i Hadice (r.anha) nın kabri Hacun mezarlığı (Eski resim) Mekke-i Mükerreme

Hazret-i Hadice (r.anha) nın kabri’nin bulunduğu Hacun mezarlığı Mekke-i Mükerreme

Hadice-tül Kübrâ (Radiyallah-u anha)- 3

Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in oğlu Kasım, Nübüvvet’den önce Mekke’de dünyaya geldi. Onyedi aylık iken vefat etti.

Hadice-tül Kübra (r.anha) dan olan son erkek çocuk Abdullah (r.a.) tır. Nübüvvetten sonra doğup memede iken vefat etti. Tayyib ve tahir’ de denilir.

Abdullah vefat edince, As bin Vail;

-“Muhammed (s.a.v.) ebter oldu. Yanı soyu kesildi.” Dedi.

Kevser Suresi gelerek, As kafirine Allah-u Teâlâ cevab verdi.

Hazret-i Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) e Cebrail (aleyhis selam) Hira (Cebel-ün-Nur) mağarasında İLK VAHYİ GETİRİP, Peygamber olduğunu bildirince, bunu ilk Hazret-i Hadice (r.anha) ye söyledi.

Hazret-i Hadice (r.anha);

-“Biliyorum ki sen DOĞRU SÖZLÜSÜN, EMÂNETE RİAYET EDERSİN… Güzel huylu ve iyi ahlaklısın… Senin bu Ümmetin Peygamberi olacağını umarım.” Dedi.

Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) in bildirdiklerine HİÇ TEREDDÜT ETMEDEN hemen İman ederek inanan İLK HÜR KADIN OLDU. Kafirlerin inatlıkları, alay ve eziyetlerine karşı, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) a gayret ve teselli verirdi.

Hazret-i Hadice (r.anha) bütün malını mülkünü O’nun uğrunda fedâ etti. Resulullah (s.a.v.) a YİRMİDÖRT SENE hiç incitmeden sadakatle hizmet eti. O’nu bir kere bile üzmedi.

Hazret-i Hadice anamız (r.anha) Altmışbeş yaşında Hicretten üç sene önce (M. 619) Ramazan ayı başında Mekke’de vefat eti. Hacun mezarlığında defn edildi.

Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) Hazret-i Hadice (r.anha) nin vefatına çok üzüldü. Bundan dolayı bu seneye üzüntü, keder yılı manasında;

Senetü-l Hüzn” denildi.

Siyer, tarih, menkıbe ve çeşitli kitaplar Hazret-i Hadice (r.anha) hakkında çok ve pek bilgiler verir, Hazret-i Hadice (r.anha), peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) e, evladına, Müslümanlara ve insanlara çok şefkatliydi. Ev işlerini iyi bilip mükemmel iş görürdü.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) bu hususta O’nun için;

-“Hem çocuk annesi hem de ev işi tanzim eden hatun.” Buyurdu.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hadice-tül kübrâ (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Cennet-ül Müalle Hazret-i Hadice-tül Kübra (r.anha) nın kaldığı Hacun mezarlığı

Hadice-tül Kübrâ (Radiyallah-u anha)- 4

Hazret-i Hadice (r.anha) Peygamberimiz (s.a.v.) e karşı çok hürmetkar idi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ne buyurursa İTİRAZ ETMEDEN kabul ederdi. Bu her zaman böyle oldu.

Hatta birgün yine Hazret-i Hdice (r.anha) yı medh ederken, Hazret-i Aişe (r.anha) dayanamayıp;

-“Cenab-ı Hak size daha iyisini verdi.” Dedi.

Resülullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Hayır, O’ndan iyisi verilmedi. Herkes bana yalancı dediği günlerde, O bana inandı. Herkes bana eziyet verirken, O bana yâr oldu. Üzüntülerimi giderdi.” Buyurdu.

Hazret-i Hadice (r.anha) hayattayken, Peygamberimiz (s.a.v.) başka bir kadınla evlenmedi. O’nun akrabalarını gördüğü zaman HEMEN AYAĞA KALKAR, onları karşılar ve yanlarına otururdu.

Eline mal geçtiğinde, onları unutmaz, hemen hediye göndererek, unutmadığını hatırladığını belirtirdi.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) yine O’nun ve diğer üstün hatunlar hakkında buyurdu;

-“Dört hatunun faziletleri bütün dünya hatunlarının faziletlerinden üstündür. Meryem binti İmrân, Firavun’ın iman etmiş hanımı Asiye, Hadice binti Hüveylid ve Fatima binti Muhammed.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) e vahiy gelmesinden sonra idi. Müşrik Araplar, Resulullah (s.a.v.) a pek düşmandılar. Hazret-i Hadice (r.anha) Resulullah (s.a.v.) ı devamlı koruyup aramaktaydı.

Peygamberimiz dışarıdayken, O’nu aramak için çıkmıştı. Hazret-i Cebrail Aleyhis selam bir insan kıyafetinde Hazret-i Hadice (r.anha) ye göründü.

Hazret-i Hadice (r.anha) O’na Peygamberimiz (s.a.v.) i sormak istediyse de, düşmanlardan olma ihtimalini hesaba katarak sormayıp, geri eve döndü.

Peygamberimiz (Sallallahau aleyhi ve sellem) i evde görünce, hadiseyi O’na anlattı.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;

-“Senin gördüğün ve beni sormak istediğin o zatın kim olduğunu biliyor musun? O, Cebrail Aleyhis selam idi. O’NUN SELAMINI SANA BİLDİRMEMİ SÖYLEDİ. Şunu da sana bildirmemi söyledi ki, Cennette senin için İNCİLERDEN YAPILMIŞ BİR BİNA HAZIRLANMIŞTIR. Tabii orada böyle üzüntülü, sıkıntılı ve zahmetli, külfetli şeyler bulunmayacaktır.”

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hadice-tül kübrâ (Radiyallah-u anha) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu