‘Kalblerin kşfi’ olarak etiketlenmiş yazılar

İbret- 3

27 Haziran 2008

dsc00825-dara-harabaleri.JPG

DARA HARABELERİ (Bir zamanlar burası kocaman bir şehirdi. Ya Şimdi..)

Zülkarneyn,

Bir gezisinde kavimlerden bir kavme uğrar. Burada halkın elinde insanların yiyeceklerinden hiçbir şey yoktur. İnsanlar kabirler kazarlar. Sabah olduğu vakit kabirlerin yanlarına gidip onları süpürürler, temizlerler ve namazlarını kılarlar.

Karınları acıkınca da hayvanların ot yediği gibi onlar da ot yerler. Yerin bitkilerinden yemeleri onların hayatını zorlaştırmıştır. Zülkarneyn hükümdarlarına adam göndererek:

-“Zülkarneyn’in davetine icap et.”diye haber gönderir.

Hükümdar:

-“Benim onda ihtiyacım yoktur. Eğer onun bir isteği varsa kendisi bana gelsin” der. Adam gelip durumu anlatınca:

Zülkarneyn:

-“Doğru söyledi” der ve kalkıp hükümdarın yanına gider.

Hükümdara:

-“Ben sana, bana gelmen için sana adam gönderdim. Kabul edip gelmedin. İşte ben geldim.” der.

Hükümdar:

-“Eğer benim sana ihtiyacım olsaydı gelirdim” der.

Bunun üzerine Zelkarneyn hükümdara şöyle der:

-“Sizi öyle bir halde görüyorum ki, bu hal üzere olan bir milleti görmedim.”

Hükümdar:

-“Nedir o hal” diye sorunca…

Zülkarneyn:

-“Sizin ne malınız var, ne de mülkünüz. Gümüş ve altını elde edip ondan faydalanamazmısınız ?” der.

Hükümdar şöyle der:

-“Biz altın ve gümüşü kerih görürüz. Çünkü kim onlara sahip olursa, nefsi onu zorlar ve onu bundan daha üstün bir şeyi elde etmeğe çağırır.”

Zülkarneyn:

-“Size ne oluyor ki, kabirler kazdınız. Sabah olduğu vakit onlara bakiyor, süpürüp temizliyorsunuz. Sonra da yanında namaz kılıyorsunuz “der.

Hükümdar:

-“Biz kabirlere baktığımız vakit, bizi kabirlerimiz uzun amelden menediyor. Kötülük yapmiyoruz.” Der.

Zülkarneyn:

-“Görüyorum ki, sizin yerden kopardığınız bitkiden başka yiyeceğiniz yoktur. Canlı hayvan edinmezmisiniz ki, sağar, onlara ve onlardan daha başka hususlarda faydalanırsınız.”der.

Hükümdar şöyle cevab verir.

-“Biz karınlarımızı hayvanlara kabir yapmağı kerih görürüz. O yer bitkilerin bize yeter derecede bir yiyecek olduğunu görürüz. Az bir yiyecek ademoğluna yeter.”

Sonra o yerin hükümdarı elini Zülkarneyn’ın arkasına vurur, Sonra onabir kafatası gösterip şöyle der:

-“Ey zülkarneyn, bu kimdir biliyormusun ?

Zülkarneyn:

-“Hayır, kimdir o ? diye sorunca.

Hükümdar şöyle cevab verir:

-“O dünya hükümdarlarından bir hükümdardır. Allah (c.c.) onu yeryüzü halkına hükmetmek için kuvvet, kudret ve saltanat vermişti. Fakat o Halkına zulm etti. Azdı. tuğyan etti. Allah (c.c.) onun bu amellerini görünce onu ölümle vucudundan ayırdı. Şimdi yere atılmış bir taş gibi oldu. Allah (c.c.) onun amellerini kayd etti. Kiyamet günü onun cezasını verecek.”

Sonra başka bir kafatası alıp Zülkarneyn’e:

-“Ey Zülkarneyn bu kimdir biliyormusun? diye sordu.

Zülkarneyn:

-“Bilmiyorum O, kimdir? “ dedi.

Hükümdar:

-“Bu da o deminkinden sonra Allah(c.c.) ın kendisine hükümdarlık verdiği bir hükümdardır. Kendisinden önce geçen hükümdarın, halka yaptığı zülmü haksızlığı görüp, hayret ediyordu. Bunun için kendisi alçak gönüllü oldu. Allah(c.c.) tan korktu. Kendi tabası halkına adaletle muamele edilmesini emretti. Sonra gördüğün gibi (ölüp bir kemik) oldu. Allah (c.c.) onun amellerini kayd etti. Ahrette onu mükafatlandıracaktır.” Dedi.

Daha sonra Hükümdar Zülkarneyn’ın kafasına işaret ederek şöyle dedi:

-“Bu kafa tası da bu kafataslari gibi olur. Ne yaptığına DİKKAT et ey Zülkarneyn.”dedi.

Bunun üzerine Zülkarneyn ona:

-“Benim sohbetimde bulunurmusun? Seni kendime kardeş edineyim. Vezir yapayım. Allah (c.c.) ın bana verdiği şeylere seni ortak edeyim.” Der.

Hükümdar:

-“Benim, seninle bir arada bulunmam doğru olmaz. Top yekun bir olmamız da mümkün değildir.” Der.

Bunun üzerine Zülkarneyn:

-“Niçin? diye sorunca.

Hükümdar:

-“Çünkü bütün insanlar sana düşmandır. Bana ise dostur.” Der.

Zülkarneyn:

-“Niçin “ diye sorunca.

Hükümdar:

-“Çünkü insanlar, senin elinde bulunan mal, mülk ve dünya saltanatı için sana tecevuz ederler. Benim mal-mülk ve dünya sultanatından hiç birini kabul etmeyip red ettiğim için ve benim katımda ihtiyacım kadar bir şey bulunduğu için bana tecevuz edecek hiçbir kimse bulunmaz.” Dedi.

Zülkarneyn bu hadiseden öğüt alarak ve hayretler içinde kalarak ayrılır gider.

Mükaşefe-tül Kulub (İmam-i Ğazali)

Allah(c.c.) bizleri ve sizleri İskendere el Zülarneyn gibi İbret alan SEVGİLİ kullarının yüzü suyu hürmetine, Kalb gözümü açık eylesin. AMİN..

Fuad Yusufoğlu