‘muhammed el haznevi (k.s.)’ olarak etiketlenmiş yazılar

Girnavas Cin tepesi (Nusaybin)

 

Baz-ül emced  şehid-ül Harameyn Muhammed el-Haznevi hazretleri (radiyallah-u anhu) nin kurban bayramında yanlarına gelen insanlara şöyle buyurdu;

 -”Değerli kardeşlerim;”

-”Müslümanların yeryüzünde çok büyük iktidarları vardı. Bir seferinde bir Müslüman Rumların eline esir düşmüştü. Bu haber Müslümanlara ve onların halifesi olan Ömer bin Abdülaziz (radiyallah-u anhu)  a ulaşınca O, Rum kralına bir mektüp gönderdi.”

 Mektubunda şöyle yazmıştı;

 -“Allah’ın kendisine izzet ve şeref verdiği bir müslümana, hiyanet ve hakaret ettiğini duydum. Bu mektubu alır almaz, ya o mü’mini hemen serbest bırakırsın ya da senin karşına önünde duarmıyacağın öyle bir orduyla gelirim ki, onun başı senin yanında, sonu ise benim yanımdadır.”

 -“Bunun üzerine Rum kralı yapacak bir şey bulamadı ve o Müslüman esiri srbest bıraktı.”

 -“Müslümanlar izzet ve şerefte çok ileri bir seviyedeydiler.”

 -“Günün birinde Mü’minlerin emiri olan, bir vezir gökyüzünde bir bulut görmüştü;”

 Bulut’a hitaben;

 -“Ey bulut yağmur olarak nereye istersen oraya yağ, istersen doğuya istersen batı’ya yağ, nereye yağarsan yağ, senin bereketini ben toplayacağım. Eğer Müslümanların diyarına yağarsan, O Allah için toplanan bir zekat olarak bize geri dönecektir. Eğer kafirlerin diyarına yağarsan o bize haraç olarak geri gelecektir.”

 -“Bizler dünyanın efendileriydik. Dünyada sözü geçenlerdik. Dinimize, akidemize, kuran’ımıza bağlı olduğumuz müddetçe biz insanların efendisi ve önderiydik. Fakat İslamdan uzaklaşacak olursuk o zaman zillete uğrayacak, zayıflayıp diğer milletler arasdında küçük bir nokta haline düşeriz.”

 -“Eğer bizler dinimize tekrar sarılırsak ve sıkıca bağlanacak olursak zayıf da olsak, kuvvetli de olsak zafer yine bizim olacaktır. Müslümanlar dinlerine sarıldıkları müddetçe, hep yükselmişlerdir. Raşid halifeleri dönemine bakınız. Ömer bin Abdülaziz  dönemine bakınız. Selahaddin-i Eyyübi dönemine bakınız, onlar dinlerine bağlı oldıukları için hep yükselmişler ve İslam’ı da hep yükseltilmişlerdir. Bu dönem bu yücelik biz dinimizi ve Allah’ı terk edip, kendi nefislerimize güvenene kadar bu şekilde devam etti. Hal böyle olunca  Allah-u Teâlâ bizi kendi nefslerimizle baş başa bıraktı. Allah’ın nefsiyle baş başa bıraktığı birinin ise başarılı olmasına imkan yoktur. Sorunlarımızın başımıza  gelen bela ve musibetlerin tek çözümü, tekrar dine dönüp Allahın emir ve yasaklarına uymamızdadır başka hiçbir çare yoktur.”

Ben Fuad Yusufoğlu olarak şunu da ilave ediyorum ki;

Osmanlılar dönemine bakınız. Dünya’da Amerika devletinden haraç alan tek devlet Osmanlı devletidir.

Şimdi siz söyleyin neredeeeeeeeeen nereye geldik.
Yorum sizin.

Fuad Yusufoğlu