‘Münker’ olarak etiketlenmiş yazılar

Bor-e Veysike Çağ-Çağ nehri (Nusaybin)

Rabi’a-tül Adaviyye (radiyallah-u anha)- 10

Yaşı sekseni bulmuştu. Yolda kendi kendine yüreyebiliyordu. Fakat yaşlılığın te’siriyle yürümekte güçlük çekerdi. Öyle ki görenler, ha düştü, ha düşecek zanederlerdi. BÖYLE OLMAKLA BERABER KİMSENİN YARDIMIN KABUL ETMEZDİ.

Vefatı yaklaşınca yakınlarından Abede binti Şevval’i yanına çağırdı. Her zaman yanında taşıdığı kefeni göstererek;

-“Vefat ettiğim zaman beni bu beze sar ve defn et.” Diye vasiyet etti.

Vefat etmeden önce hasta yatağının başucunda bekleyen büyüklere;

-Kalkınız, burayı boşaltıp, yalnız buırakınız ki, Allah-Uteâlâ’nın melekleriyle baş başa kalayım.” Deyince, Oradakiler odayı boşaltılar. Kapıyı örtüler.

İçerden şöyle sesler geliyordu;

-“Ey Mutmaine nefs, razı olmuş ve razı olunmuş olarak Rabbine dön! Has kullarımın arasına katıl ve cennetime gir.” (Faecr suresi Ayet 89) Aradan biraz zaman geçti ses kesilmişti. İçeri girdiklerinde Rabi’a-tül Adaviyye (r.anha) nın vefat ettiğini gördüler.

135 (M. 752) tarihinde Kudüs’da vefat etti. Vefatından sonra Abede binti Şevval vasiyetini yerine getirdi. Tur dağı üzerine defn edildi.

Abede binti Şevval anlatıyor;

-“Rabi’a (r.anha) yi vefatından bir sene sonra ru’yada gördüm. Yeşil elbiseler giymiş, başında da yeşil bir baş örtüsü vardı.”

Ben;

-“Seni sardığım kefenine ne oldu?” dedim.

Rabi’a-tül Adaviyye (r.anha) bana;

-“Allah-u Teâlâ onları çıkardı ve bana bunları verdi.” Buyurdu.

Vefatından sonra kendisini ru’yada görenler;

-“Münker ve Nekir melekleri ile aranızda ne gibi bir şey oldu?”

Rabi’a (r.anha);
-“O iki heybetli melek gelip de bana ;
(-“Rabbin kim?”) sualını sorunca,
Onlara dedim ki;
-“Ey Melekler! Hemen geri gidip Rabbima şöyle arzediniz. Ey Allahım! Dünyada bunca halk arasında, ihtiyar bir kadıncağızı unutmadın. Ben, seni hiç unutur muyum?”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Rabi’a-tül Adaviyye (Radiyallah-u anha) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu