‘Namaz’ın dış görünüşü’ olarak etiketlenmiş yazılar

Kasyan gölü (Navala sipi)

Namazın dışı beden gibidir. Bir de, hakikati ve özü vardır ki, buna namazın ruhu denir. Biz önce namazın zahirini, dış görünüşünü anlatacağız.

En önce yapılacak şey, bedenini ve elbisesini temizledikten, yâni abdest aldıktan ve avret yerini örtükten sonra, temiz bir yerde durmak,yüzünü kıblaya çevirmek, iki ayak arasında dört parmak kadar bir aralık bulundurmak, sırtını dik tutmak, başını önüne eğmek ve gözünü secde edeceği yerden ayırmamaktır.

Ayakta durunca, “Kul euzü birabbın-nasi… “ suresini okur. Bunu okumaktan maksad şeytanı kendinden uzaklaştırmaktır. Sonra kendisine bir kimsenin uyması mümkün olacaksa, ezan okunur. Yoksa kâmet getirir.

Kalbden niyetle hazırlanır ve kalb ile der ki;

Allah rızası için bugünün öğle namazının farzını eda ediyorum. Kalbinde bu mana hazır olunca, elini kulaklarına kadar kaldırır. Parmak uçları kulak hizsasına gelir ve baş parmağın ucunu kulağının yumuşaklığına değdirir. Avucu omuzlar hizasına getirir. Bu halde iken Allah-u Ekber der.

Sonra ellerini göğsünün altında bağlar. (Hanefi mezhebinde eller göbek altında bağlnır). Sağ eli, sol elin üzerine koyar. Şahadet ve orta parmağını, sol elin bileğinin üstüne koyup, diğer parmakları ile bileği kavrar.

Ellerini kendi halina bırakmayıp göğse, yanı göğsün altına getirir. Doğrusu da budur. Kollarını yanlara salıvermez, taşırmaz ve bir tarafa getirmez.

Allah-ü Ekber derken, mübalağa etmez.

Şöyle ki;

Allah kelimesinden sonra bir vav(u) ekber kelimesinde be’den sonra bir elif (a) söylememelidir. Yoksa Allah-u Ekber söylemiş olur. Bütün bunlar vesvese edenlerin ve cahillerin işidir. Namaz dışında, mübalağasız ve kendini sıkmadan söylediği gibi, namazda söylemelidir.

Devam edecek…

Kimyay-ı Saadet (İmam-i Ğazali)

Allah-u teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri taharetten temizlenen ve temizliği seven ve amellerini temiz yapan kullarından eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu