‘Sadık ruya’ olarak etiketlenmiş yazılar

Revda-i Muttahhara (Bab’ül Baki’) Medine-i Münevvere

Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anh)- 2

Bu çok bâtıl inançlarının yanında kız çocuklarına sahib olmayı da bir YÜZ KARASI SAYIYORLARDI.

İnsanların böylesine bunaldığı çaresiz kaldığı bu sıralarda artık İSLÂM GÜNEŞİNİN DOĞMASINA VE ÂLEMİ AYDINLATMASINA ÇOK AZ BİR ZAMAN, hatta sayılı günler kalmıştı.

Bunun ilk işaretlerinden biri de Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) in Hazret-i Bilâl-i Habeşi (r.a.) ile ticarete çıkışlarında belirmişti.

Hazret-i Ebû Bekir (r.a.), Şam’da bulunduğu sırada bir ruya görmüştü. Bu ruyasını tâbir ettirmek üzere bir rahib’e gitti. Giderken yanında Bilâl-i Habeşi (r.a.) yi de götürmüştü.

Rahib’ın yanına vardıklarında Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) ruyasını anlattı.

Rahib Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) e;

-“Senin ruyan sadık bir ruyadır. Bir peygamber gönderilecek sen o’nun hayatında yardımcı, vefatından sonra da halifesi olacaksın.” Dedi.

Bilâli Habeşi (r.a.) Rahib’in sözlerini ibret ve hayretle dinledikten sonra;

-“Putlar mı gönderecek.” Dedi.

Rahib;

-“HAYIR, SEMÂVÂTI, ARZI VE HER ŞEYİ YARATAN ALLAH göndercektir. O Peygamber, eşi ve benzeri olmayan Allah’a ibadet etmeyi ve putların kırılmasını emredecek.” Dedi.

Bilâli Habeşi (r.a.) derin derin düşündükten sonra

-“Putların kırılacağı gün diye.” Mırıldandı.

Rahib;

-“Evet onların hepsini kıracak.” Dedi.

Bu kervan Şam’dan Mekke-i Mükerreme’ye döndüğünde artık İSLÂM’IN NURU ÂLEMİ AYDINLATMIŞTI. İnsanlar birer ikişer Müslümân oluyordu.

Bilâl-i Habeşi (r.a.) bir gece yarısından sonra kaldığı evin kapısının yavaş yavaş çalındığını;

Ve;

-“Bilâl! Bilâl!.” Diye fısıldayan bir ses duydu.

Bilâl (r.a.);

-“Gecenin bu saatında nedir bu ses.” Diye doğruldu

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Bilâli Habeşi (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Dünyanın en uzun ikinci surlar (Diyarbakır)

Abdullah bin Zeyd (Radiyallah-u anhu);

Ezân-i Muhammediyye’nin okunuşunu ruyasında görüp haber vermesinden dolayı “Sâhibü’l-ezân” adı ile meşhur olan sahabi. Adı, Abdullah bin Zeyd bin Abdi Rabbih bin Sa’lebe bin Zeyd bin Haris bin Hazrec el-Ensari’dir.

Ebû Muhammed el Medeni adı ile künyelenmiştir. Medineli Müslümanların Hazrec koluna mensubtur. Akabe biatında bulunarak Resulullah (s.a.v.) a iman edip Müslüman olmakla şereflenmiştir.

Hicretin ikinci yılında (M. 624) yapılan Bedir muharebesine iştirak etmiş ve diğer bütün harplere katılarak, büyük kahramanlıklar göstermiştir.

Mekke’nin fethinde Müslümanlar Mekke’ye girdikleri zaman, Hazrec kabilesinin Hâris oğulları kolunun bayrağını Hazret-i Abdullah bin Zeyd (r.a.) taşıyordu.

Hicretin dokuzuncu (M. 631) senesinde Resulullah (s.a.v.) ile beraber Veda haccı’nda bulundu.

Bu hac esnasında elinde bulunan bütün mallarını, hayvanlarını, fakirlere sadaka olarak dağıttı. Kendisine sadece bir kısrak alıkoymuştu. Cömertliği o kadar çoktu ki, kendisi, sıkıntı ve zaruret içinde yaşamayı tercih eder, mallarını Allah yolunda harcardı.

Hazret-i Abdullah bin Zeyd (r.a.), ın arazısı pek azdı. Orada hayvanlarını hayvanlarını besliyordu. Fakat çok kere, beslediği hayvanlarını da fakirlere dağıtır, sadaka verirdi.

Hazret-i Abdullah bin Zeyd (r.a.) in Muhammed adında bir oğlu olup, Peygamberimiz (s.a.v.) zamanında doğrdu. Kendisinin Uhud harbinde şehid olduğunu bildiren raviler var ise de, bu haber kat’i değildir. O hicretin 22. nci (M. 644) yılında 64 yaşında iken vefat etti. Cenaze namazını halife Hazret-i Osman (r.a.) kıldırdı.

Hazret-i Abdullah bin Zeyd (r.a.), Resulullah efendimiz (s.a.v.) den “ezanile ilgili hadis-i şerifi rivayet etmekle meşhurdur.

İmâm-i Buhari ve İmâm-i Tirmizi (r.anhüm) ye göre kendisinden yalnız bir ezan hadis-i şerifi rivayet edilmiştir. Fakat hadis imâmı İbn-i Hacer-i Askalanı (r.a.), 6 veya 7 hadis-i şerifin kendisinden rivayet edildiğini bildirmiştir.

Ezan ile ilgili hadis-i şerif hakkında bildirilen rivayetler değişik olmakla beraber hepsi ile bildirilen hüküm aynı olmuştur.

Ezan okumak, hicretin birinci senesinde (M. 623) Medine’de başladı. Bundan önce, namaz vakitlerinde yalnız (Essalutü Cami’a) denilirdi. Hicretin birinci senesinde, Resulullah (s.a.v.) Eshab-i Kirama sordu.

Kimisi,

-“Namaz vakitlerini bildirmek için, Nasara gibi Nâkus, yani çan çalalım.” dedi.

Kimisi;

-“Yahudiler gibi boru çalınsın.” Dedi.

Kimisi de;

-“Namaz vakti ateş yakıp yukarı kaldıralım.” Dedi.

Resulullah (s.a.v.) bunları kabul etmedi.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Zeyd (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Revda-i Mutahhara (Sallallahu aleyhi ve sellem)

Abdullah bin Zeyd (Radiyallah-u anhu)- 2

Abdullah bin Zeyd bin Sa’lebe (r.a.) ve Hazret-i Ömer (r.a.) rüyada ezân okunmasını gördüler.

Abdullah bin Zeyd (r.a.) Resulullah (s.a.v.) gelip ruyasını anlattı.

-“Yeşil bir şal ve peştamal bağlamış, eline çan almış bir kişi gördüm.”

O’na sordum;

-“Elindeki çanı satar mısın?”

Bana;

-“Ne yapacaksın?” dedi.

Ben de;

-“Namaz vakitlerini bildirmek için çalacağım” deyince

O zat bana dedi ki;

-“Ben sana hayırlısını tarif edeyim.”

Sonra;

-“Kıbleye karşı durdu ve yüksek sesle “Ezan”’ın mübarek kelimelerini okudu”

Biraz durduktan sonra;

-“Aynı kelimeleri tekrar ederek sonuna doğru “Kad Kâmetis salatü” cümlesini ilave etti.

Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdular ki;

-“Rüya haktır. O kelimeleri Bilâl’e öğret okusun!”

Hazret-i Bilâl (r.a.) de, Mescid-i şerifin yakınında bulunan yüksek bir dama çıkarak, İLK EZÂNI öğretilen kelimelerle okudu.

Hazret-i Ömer (r.a.), ezân sesini işitince koşa koşa Resulullah efendimiz (s.a.v.) in huzuruna geldi. Hazret-i Bilâl (r.a.) in söylediği kelimeleri aynen ruyasında gördüğünü arz etti.

O gece Eshab-i Kiram (r.anhüm) dan bir kısmı da aynı ruyayı görmüşlerdi. İşte bu sırada Cuma suresi 9’ ncu ayeti kerimesi nazıl olmuş, böylece ezân, vahiy ile de bildirilmiş oldu. İşte o günden itibaren, her namaz vakti ezân okunması sünnet oldu.

Abdullah bin Zeyd (r.a.) Buyurdular ki;

-“Dünyada olup ta ahret hayatı yaşıyan insan seadet içindedir. Bir insan yaşadığı müddetçe Allahı hatırından çıkarmayıp, O’na hep yalvarırsa ahrette merhametine sebep olur. Böylece ahret hayatı yaşamış olur.”

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Zeyd (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu