‘Sadreddin-i Konevi (Radiyallah-u anhu)’ olarak etiketlenmiş yazılar

Cennet-ül Mualle (Mekke)

Sadreddin-i Konevi (Radiyallah-u anhu);

Evliyanın büyüklerinden ve kelâm âlimlerinden. İsmi, Ebü’l-Me’âli Muhammed bin İshak’dır. Konyalıdır. Üvey babası olan Muhyeddin-i Arabi (r.a.) den ilim öğrenerek çok istifade etti.

Celâleddin-i Rûmi (r.a.) nin ve Sa’ideddin-i Fergâni (r.a.) nin hocası idi. 671 (m. 1272) senesinde vefât etti. Kabri Konya’da kendi adı ile anılan câminin bahçesindedir. 60 yıldan fazla yaşamıştır.

Babası İshâk efendi. Anadolu Selçukluları nezdinde i’tibarli, yüksek mevki sâhibi biriydi. Küçük yaşta iken babası İshâk efendi vefat etti. Üvey babası Muhyeddin-i Arabi (r.a.) Sadreddini-i Konevi (r.a.) nin terbiyesi ve yetişmesiyle meşgül oldu. Çok iyi bir tahsil gördü. Kelâm ve tasavvuf ilimlerine âit birçok kıymetli eserler yazdı.

Muhyeddin-i Arabi (r.a.) ile Haleb ve Şam’a gitmiş, devamlı derslerinde bulunup, kendisi de Şam’da ders vermeye başlamıştı. Muhyeddin-i Arabi (r.a.) nin vefatından sonra, Evhadüddin-i Kirmani (r.a.) den feyz aldı. Daha sonra Mısır’a gitti. Oradan hacca, hac dönüşünde de Konya’ya gelip yerleşti.

Konya’da binlerce talebeye ders vermiş, Mevlânâ Celâleddin-i Rûmi (r.a.), S’ideddin-i Fergâni (r.a.) gibi birçok hikmet ve tasavvuf kimseler yetiştirmiştir. Zamanın en büyük âlimlerindendi. Kelâm ilmindeki yeri eşsizdir. Bu ilimde çok ince meseleleri açıklığa kavuşturmuştur.

Muhyedin-i Arabi (r.a.) nin”vahdet-i vücûd” hakkında söylediklerini ve yazdıklarını dine ve akla uygun olarak izah etmiştir.

Nâsiruddin-i Tûsi  ile hikmete ait bazı mes’elelerde mektuplaşması olmuş, aralarındaki uzun süren münazaralardan sonra, Nâsiruddin-i Tûsi (r.a.) aczini i’tiraf ederek, onun üstünlüğünü kabul etmiştir.

Sadreddin-i Konevi (r.a.) nin hayatı, zühd ve takva içerisinde geçti. Haramlardan çok sakınır, şüpheli korkusuyla mübahların fazlasından kaçardı. Hiç kimsenin kalbini kırmaz, dünya malına hiç meyletmezdi. Türbesinin dahi üzerinin açık olmasını vasiyet etti.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Sadreddin-i Konevi (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Cennet-ül Mualle (Mekke)

Sadreddin-i Konevi (Radiyallah-u anhu) – 2

Sadreddin-i Konevi (r.a.) anlattı;

-“Hocam Muhyeddin-i Arâbi (r.a.) hayata iken, benim yüksek makamlara kavuşmam için çok uğraştı. Fakat mümkün olmadı. Vefatından sonra birgün, kabrini ziyaret edip dönüyordum. Birden kendimi geniş bir ovada buldum. O anda Allah-u Teâlâ’nın muhabbeti beni kapladı. Birden Muhyeddin-i Arabi (r.a.) nin ruhunu çok güzel bir sûrette gördüm. Tıpkı sâf bir nurdu. Bir anda kendimi kaybettim ki, o yanımdadır. Bana selâm verdi. Hasretle boynuma sarıldı.”

Sonra buyurudu ki;

-“Allah-u Teâlâ’ya hamd olsun ki, perde aradan kalktı ve sevgililer kavuştu, niyet ve gayret boşa gitmedi. Sağlığımda kavuşamadığın makamlara vefâtımdan sonra kavuşmuş oldun.”

Sadreddin-i Konevi (r.a.) anlattı;

-“653 (m. 1255) senesi Şevvâl ayının onyedisine rastlayan Cumartesi gecesi, ru’yamda hocam Muhyedin-i Arabi (r.a.) yi gördüm. Aramızdaki uzun konuşmalardan sonra ona, Cenab-ı Hakkın Esma-i Hüsnâ’si ile ilgili kalbime doğan bilgileri arz etim..”

O da;

-“Çok doğru, pek güzel!” deyince

Ona;

-“Efendim! Hakikatda güzel olan sizsiniz. Çünkü bu ilimleri bana siz öğrettiniz. Siz olmasaydınız, bu ilimleri bana kim öğretirdi?” dedim.

Mübarek ellerini öptüm ve;

-“Efendim! Bütün mahlukatı, her şeyi unutup Allah-u Teâlâ’yı dâimi olarak hatırımda tutabilmem için bu fakire duâ ve himmetlendirinizi istirham ediyorum.” Diye yalvardım.

O da;

-”Benim bu arzuma kavuşacağımı müjdeledi ve uyandım.”

Sadreddin-i Konevi (r.a.), budan sonra çok büyük ma’nevi derecelere yükseldiğini “Âlemi şühüd’’ ün kendisine seyrettirildiğini, hiçbir zaman Allah-u Teâlâ’yı hatırından çıkarmadığını, bir an bile unutmadığını “Nefehât” isimli eserinde bildirdi.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Sadreddin-i Konevi (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Cennet-ül Mualle (Mekke)

Sadreddin-i Konevi (Radiyallah-u anhu) – 3

Şems-i Tebrizi hazretleri (r.a.) Konya’ya gelince, Mevlânâ hazretleri (r.a.) devamlı bununla sohbet edip, hiç dışarı çıkmaz oldu. Konya’nın ileri gelen diğer âlimleri buna üzülüp, hep birden şehri terk ederek Denizli’ye gittiler. Bunu duyan Selçuklu Sultanı çok üzüldü. Çünkü âlimleri seven, onları koruyan biriydi.

Bir Cum’a günü Sadreddin-i Konevi hazretleri (r.a.) nden ricâda bulunup kendisine dedi ki;

-“Ben âlimler arasında olan olan şeylere karışmam. Bu iş, padişahların karışacağı bir iş değildir. Ancak Cum’a namazında âlimlerin bulunmaması şanımıza noksanlık verir. Lütfen bunları bulup getirin.”

Sadreddin-i Konevi hazretleri (r.a.) hemen katırına binerek yola çıktı. Bir anda kendisini Denizli’de buldu.

Orada âlimleri bulup onlara dedi ki;

-“Cum’a vaktı namazı geçmeden Konya’ya dönmemiz lazımdır. Sultan’ın kalbini kırmayınız; Padişahlar Allah-u Teâlâ’nın emrini ifâya me’mur kişilerdir. Onlara karşı gelmek, onları üzmek hiç uygun değildir. Sonra Allah-u Teâlâ’nın gazabına uğrarsınız.”

Daha buna benzer birçok iknâ edici sözler söyledi. Yanında evliyâ’dan Ahi Evren (r.a.) de vardı. Âlimler ikna olur gibi oldular.

Dediler ki;

-“Biz teklifinizi kabul edip gelecek bile olsak, Cum’a vakti Konya’da bulunmamız imkansızdır.”

Sadreddin-i Konevi hazretleri (r.a.);

-“Siz kabul edin, Allah-u Teâlâ Müslümanları sevindirenleri mahcub etmez.” Buyurdu.

Âlimler teklifi kabul edip, hemen yola çıktılar. Birkaç günlük yolu bir anda kat edip, Cum’a vaktinden evvel Konya’ya vardılar.

Sultan Alâeddin buna çok memnun oldu. Sadreddin-i Konevi hazretleri (r.a.) olan sevgi ve muhabbeti daha da arttı.İslâm âlimlerine dâimâ yardımcı oldu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Sadreddin-i Konevi (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Peygamber efendimiz (s.a.v.) in doğduğu ev

Sadreddin-i Konevi (Radiyallah-u anhu) – 4

Sadreddin-i Konevi hazretleri (r.a.) anlattı;

-“Rüyamda Fahr-i kâinât efendimiz (Sllallahu aleyhi ve selem) i gördüm. Yanlarında Eshab-i kiram olduğu halde medreseye teşrif etmişlerdi. Sofa’nın ortasında oturdular. Bu sırada Mevlâna Celâleddin-i Rûmi de oraya gelip, uygun bir yere oturdu.

Peygamber efrendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem), Mevlânâ’ya çok iltifat ettiler ve Hazret-i Ebû Bekr’e dönerek;

-Yâ Ebâ Bekr! Ben, Celâleddin ile, diğer peygamberlerin arasında öğünürüm. Çünkü onun öğrendiği ilim, işlediği amelin feyz ve nûru ile, ümmetimin gözleri aydın olur. O benim oğlumdur.” Buyurdular.

-“Mevlânâ’yı sağ tarafına oturttular. Peygamber erendimiz (s.a.v.), bu rü’ya ile talebelerimden Mevlânâ’nın derecesinin yüksekliğine işaret buyurdular.”

Bu durumu diğer talebelere anlattım ki, onun hatırını gözetip ilminin yüksekliğini anlasınlar.

Birgün büyük bir ilim meclisi kurulmuş ve Konya’nın büyükleri orada toplanmışlardı. Sadreddin-i Konevi (r.a.) de orada bir seccâde üzerinde oturuyordu. Mevlânâ hazretleri içeri girince seccâdeye oturmasını teklif etti.

Bunun üzerine Mevlânâ hazretleri (r.a.) buyurdu ki;

-“Terbiyesizlik edip, sizin seccâdenize oturursam, kıyamette bunu hesabını nasıl veririm?”

Sadreddin-i Konevi hazretleri (r.a.) de buyurdu ki;

-“Senin oturmaya fayda görmediğin seccâde bize yaramaz.” Sonra seccâdeyi oradan kaldırdı.

Mevlânâ hazretleri (r.a.) Sadreddin-i Konevi hazretleri (r.a.) den önce vefât etti. Vasiyeti üzerine, cenaze namazını, Sadreddin-i Konevi (r.a.) kıldırdı.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Sadreddin-i Konevi (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Şeytan taşlama alanı (Mine)

Sadreddin-i Konevi (Radiyallah-u anhu) – 5

Şerafeddin- i Kayseri (r.a.)anlattı;

Sadreddin-i Konevi hazretleri (r.a.), talebesi olan Mevlânâ’nın cenaze namazını kıldırmak için ilerlediği zaman, ona birden bire bir hıçkırık gelip kendinden geçti. Bir müddet sonra kendine gelip cenaze namazı kıldırdı. Mevlânâ hazretleri (r.a.) nin vefâtına çok üzülmüştü.

Talebelerinin ileri gelenlerden ba’zıları;

-“Efendim! Namaz kıldıracağınız zaman üzerinizde hiç görmediğimiz bir hâl vardı. Acabâ hikmeti nedir?” dediler.

Bun un üzerine Sadreddin-i Konevi hazretleri (r.a.);

-“Namazı kıldırmak için ilerlediğim vakit, meydanda meleklerin saf saf dizilip, peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) in arkasında cenaze namazı kılmakta olduklarını gördüm. Gökteki meleklerin hepsi mâvi elbiseler giyinmiş ağlıyorlardı.” Buyurdu.

Sadreddin-i Konevi hazretleri (r.a.) vasiyetinde buyurdular ki;

-“Yakında öyle bir fitne kopacak ki, çok kimseler bu zulümden kurtulamıyacatır. Onun için evlenmiyen kimseler bundan sonra Şam’a gidebilirler.”

Bu sözleriyle Moğolların Selçuklu devletini yıkacaklarını ve çok zulüm edeceklerini işaret ettiler.

Moğolların 656 (m. 1258) Bağdad’ı işgal ettiği sıralarda, Sadreddin-i Konevi hazretleri (r.a.) bir rü’ya gördü.
Rüyasında Sevgili Peygamber efendimiz (s.a.v.) Sekerat-ül-mevt halinde hasta imiş. Orada bulunanlar, Peygamber efendimiz (s.a.v.) vefat etti diye mübarek vücud-i şeriflerini yıkayıp kefenlemişler. Bu haberi duyan herkes oraya koşuyordu. Bende koşarak vardım ki, Resulullah (s.a.v.) ın mübarek başları, kefenin dışında açıkta idi.

Orada bulunanlara;

-“Siz ne yapıyorsunuz?” Dedim.

Onlar da;

-“Peygamber efendimiz (s.a.v.) ahrette intikal etmiştir, techiz ve tevkin hizmetleriyle şereflenmek istiyoruz.” Dediler.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Sadreddin-i Konevi (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Cu’rana Camisi (Mekke)

Sadreddin-i Konevi (Radiyallah-u anhu) – 6

Kalbime öyle ilham geldi ki peygamber efendimiz (s.a.v.) daha vefât etmemiştir.

Oradakilere;

-“Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) in mübarek yüzleri, ölen bir kimsenin yüzüne benzemiyor O’nun vefât etmemiş olduğunu sanıyorum. Biraz sabredip bekleyelim de mes’ele anlaşılsın” deyip, mübarek yüzlerine doğru eğildim.
Dikkatle incelediğimde çok zayıf kalb atışlarını ve yavaş yavaş nefes aldıklarını anladım.

O zaman oradakilere, yüksek sesle Resulullah efendimiz (s.a.v.) in sağlığını müjdeledim. Ve heyecanla uyandım.

Bu rü’ya’dan anladım ki, islâm âleminde büyük bir musibet medyana gelmek üzeredir. Bu rü’yayı gördüğüm günün tarihini bir yere kayıdettim. Sonradan öğrendim ki, Moğollar Bağdad’ı o tarihte istila etmişler ve pek çok müslümanı kılıçtan geçirerek şehid etmişler. Kütübhanedeki kıymetli kitabları yakmışlar, sulara atmışlar.

(Moğol hükümdarı Hülagu ve müşaviri Eshab-i kiram düşmanı olan Nâsirüddin-i Tûsi, Bağdad’ı müslümanların elinden almak için saldırdılar. Neft ateşleri mancınık taşları ile hücüm eden ikiyüzbin kişilik tatar ordusu karşısında, mevcudu yirmibine yakın halife ordusu dayanamadı.

Mühasere elli gün sürdü. Halifenin veziri İbn-i Alkam da Eshab-i kiram düşmanı idi. Halife mühasaranın neticesinde mağlup olacağını anlayınca, veziri İbn-i Alkam’ı sulh için Hülâg’nun yanına gönderdi.

Hülâgü ile gizli anlaşan İbn-i Alkam, halifeye gelip;

-“Teslim olursak, bizi serbest bırakacaklar.” Dedi.

Bu hileden sonra halife esir alınarak, yanındakilele berâber idâm edildi. Dörtyüzbinden ziyâde mülüman kılıçtan geçirildi. Milyonlarca İslâm kitabı Dicle nehrine atıldı. Nehrin suyu günlerce mürekkep renginde aktı. Böylece büyük bir ilim hâzinesi ve tarihi kültür yok edildi. Güzel şehir harâbeye döndü.

Peygamber efendimiz (s.a.v.) in hatırası olarak saklanan mübarek emânetler (Hırka-i Seâdet ve Asâ-yı nebi yakılıp külleri Dicle’ye atıldı.)

Beşyüzyirmidört senelik Abbâsı Devleti yok oldu.

Hülâgü’nun asıl hedefi, Suriye’yi ele geçirmekti. Haleb’i aldı. Şam’a giderken Hülagu’nın kardeşi Möngeke’nin ölüm haberi üzerine İran’a döndü. Şam seferini tamamlamak üzere gönderdiği ordu Mısır’lılara yenildi. Hülâgu’nun bu seferi sonunda bir milyon kadar Müslüman şehid edildi. Zaotettiği yerlerdeki Müslümanlara çok eziyet etti. Hiristiyanlığı korudu ve pek çok puthâne yaptırdı.

Sadreddin-i Konevi hazretleri (r.a.) nin kabrini ziyaret edenler, onun feyzlerinden istifade ederler. Onu vesile ederek yapılan duâlar, bi iznillah kabul olur. Sıkıntıda kalanlar ondan yardım isterler, Allah-u Teâlâ’nın izniyle ruhaniyetleri imdâda yetişir.

1317 (m. 1899) senesinde Sultan İkinci Abdülhamid Hân, şahsi parasıyla, Sadreddin-i Konevi hazretleri (r.a.) nin camisini ve türbesini imâr ve ihyâ ettirdi.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Sadreddin-i Konevi (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Cu’rana Camisi (Mekke)

Sadreddin-i Konevi (Radiyallah-u anhu) – 7

Türbesine hizmet edenlerden biri rivayet etti;

-“Zamanın devlet erkanından yüksek rütbeli bir subay türbeyi ziyarete geldi. Camide namaz ıkıldıktan sonra, Sadreddin-i Konevi (r.a.) nin nefsini terbiye etmek için yaptırdığı çilehanesini ziyaret etmek ,istedi. Kapısını açtık. Yalnız bir kişinin namaz kılabileceği büyüklükteki, feyz, bereket, huzur ve saâdet mekânı olan çilehaneye girdi. Uzun bir secdeden sonra Cenab-i Hakka yalvarmaya başladı Daha sonra Kabri şerifin yanına Sadreddin-i Konevi (r.a.) nin huzuruna gelip, Allah-u Teâlâ’ya, onu vesile ederek uzun bir duâ etti. Biz de âmin dedik.

Duâ bitince bize dönerek;

-“Bizler ellerimizdeki silahlar ve diğer askeri güçlerimizle, memleketimizin gürünürdeki bekçileriyiz. Fakat huzurunda bulunduğumuz Sadreddin-i Konevi (r.a.) ve onun esmalı olan büyükler ise, bu memleketin hakiki kumandanlarıdır. Allah-u TeâlÂ’nın yardımı ve bunların ma’nevi destekleri olmadıkça, bizim görünürdeki güç ve kuvvetimizin hiçbir tesiri olamaz. Onun için biz, bir memlekeee vardığımız zaman, önce o memleketin ma’nevi kumandanlarını ziyeret ederiz.” Dedi.

Konevi camii’ne devamlı gelenler’den biri anlatır.

-Sadreddin-i Konevi hazretleri (r.a.) yi iki defa rü’yamda gördüm. İlk gördüğüm gecenin gündüzünde, bir iş yüzünden bir çok kimsenin kalblerini kırmış, onları çok üzmüştüm.”

Rü’yamda heybetli bir şekilde görünüp bana uyurdu ki;

-“Kimseyi üzme, kimenin kalbini kırma, kalb kırmaktan çok sakın.” Bu ihtar bana çok te’sir etti.

-“Bundan sonra kimsenin kalbini kırmamaya, herkesle iyi geçinmeye çalıştım.”

İkinci rü’yamda şöyle oldu;

-“İlk rü’yamdan sonra artık devamlı onun kabrinin bulunduğu camiye gitmeye başladım. Caminin ve türbenin tamiratı, bakımı ve temizliği ile uğraşıyordum.”

Bir gece rü’yamda bana güleryüzle görünüp;

-“Hizmetlerinden memnunun. Allah-u Teâlâ bu hazretlerini karşılıksız bırakmaz.” Buyurdu.

-”Bu ikinci rü’yadan sonra Sadreddini-i Konevi hazretleri (r.a.) ye karşı sevgi ve muhabbettim daha da arttı. Bütün günümü, cami ve türbenin işleriyle geçirmeye başladım.”

Eserleri;

1-Nüsüs; 2-Hükuk; 3-Nefehât-ül-ilâhiyye; 4-Mefâtih-ül-ğayb; 5-Fâtiha tefsiri; 6-Şerhu ehadis-i erbain

Kaynaklar;

(1-Nefehât-ül-üns sahife; 632)
(2-El-Alem cild; 6 sahife-30)
(3-Miftah-üs-se’ade cild; 1 sahife 451, cild;2 sahife 121-212-451-452)
(4-Tabakat-üş Şafiye cild; 8- sahife45)
(5-Camiu keramet-il-evliya cild;1 sahife203)
(6-Tabakat-ül-kübra cild;1 sahife203)
(7-Esmâ-ül-müellifin cild 2; sahife 130)
(8-Tezkiret-ül-huffaz- Cild; 4- sahife 1491)
(9-Mu’cem-ül-nüeellifin cild; 9 sahife 43)
(10-Kâmus-ul-a-lâm cild; 4; sahife-2944)
(11-Tam İlmihal Seâdet-i Ebeddyye sahife 1059)

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Sadreddin-i Konevi (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu