TASAVVUF- 8

24 Şubat 2009 Salı

DSC01668    Fuad Yusufoğlu Girnavas mevki-i (Nusaybin)

Girnavas mevki-i (Nusaybin)

TASAVVUF- 8

Bir rivayette Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur;

-“Bir kimse, kalbini nûrlanmış olan kimseye bakmayı arzu ediyorsa, Harise bin Mâlik (r.a.) e baksın” (Taberâni, Bezzar ve başkası rivayet etmiştir.)

Bu hakikatin en yüksek kısmı ve en şerefli bölümüdür. Çünkü o asıl olup diğer iki kısım ondan dallanır. O esastır, kalan kısımlar da onun üzerine bina edilirler.

İki;

Nefsin iyi olmayan ahlakı bırakıp, sevilen sıfatlar ve yüce ahlakla süslenmesidir. Öyle ki, bunlar yerleşecek ve kendisi için meleke haline geleceklerdir.

Üç;

Amel-i Salihin ve iyi işlerin kendisine kolay gelmesidir. Öyle ki meşakkat görmeyecek şekilde iyi işlerle rahat edeceketir. Hatta onları terk etmek isterse, onun nefsi o hususta kendisine itâat etmeyecektir ve İslam ile duygulanacaktır.

Allah’ın yasaklarından uzak kaldığı ve emirlerine imtisal ettiği için nefsi tam huzur bulur, itâat ve ubudiyet gerçeği kendisine sabit olur. Sanki o, insan suretinde bir Melektir.

Bunu kavradığın takdirde, hakikatın târifinde zikr edilen şeylerin bir çokları onun bölümlerinden birinin veya bazısının beyanından ibaret olduğunu, hakikatta tarikatın semeresi olduğundan Ahret yoluna sülûk etmek isteyen kimsenin her üçünü birleştirmesi gerektiğini ve hiçbirisini ihmal etmemesi lazım olduğunu anlamış olursun.

Çünkü şeriat olmadan hakikat batıl olduğu gibi, hakikat olmadan da şeriat da batıldır.

İmâm-i Mâlik (r.a.) şöyle diyor;

-“Hakikatsız şeriat ile amel eden fasık, şeriatsız hakikat ile amel eden zındık, her ikisiyle amel eden ise gerçeğe varmış olur. Şeriat, maksada ermeğe ve kurtuluşa sebeb olan gemi gibidir. Tarikat, içinde i n c i bulunan deniz, hakikat ise i n c i gibidir. İ n c i  ise ancak denizde bulunur, o denize ancak gemi ile yetişebilir. Bir kimse, bütün eşyanın hakikatına Allah nâmına bakarsa, şeriat ile hakikatın birbirinden ayrılmadıkları görür. Suyun ağaçtan, ruhun cesedden ayrılmadığı gibi. Şeriat bir ağaç, tarikat onun dalları, hakikat da meyveleridir.”

Bu bilginin ismi “Tasavvuf bilgisidir. Tasavvuf “Safa” kelimesinden alınmıştır. (Safi olmak, bulanık olmamaktır.)

Sufi, kalbi bulanıklıktan salim kalıp ibretle dolmuş ve kendisi için altın ile kesek eşit kalmış olan kimsedir.

Devam edecek…

Tenviru’l Kulûb

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Tasavvuf ehli velki kulların yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

“TASAVVUF- 8” için 5 Yorum

  1. rabia diyor ki:

    HOCAM BU BİGİLERİ ANNEMLE BERABER MERAKLA ARAŞTIRIYOR VE OKUYORUZ.HER OKUDUĞUMUZU NOT ALIYORUZ.ARTIK SİZİN SİTENİZE AİT BİR DEFTER TUTUYORUZ.HER YENİ BİLGİLERİ DEFTERİMİZE YAZIYORUZ.

  2. rabia diyor ki:

    HOCAM BEN TASAVVUFU ÖĞRNMEKİSTİYORUM AMA İŞE NEREDEN BAŞLAYACAĞIMI BİLMİYORUM. ÇÜNKÜ TERİMLERİN ÇOĞUNU ANLAMIYORUM.BU YÜZDEN SİZDEN TERİM VE ANLAMLARINI ÖĞRENMEK İSTİYORUM.SİZİ ÇOK MEŞGUL ETTİĞİMİN FARKINDAYIM BANA HAKKINIZI HELAL EDİN.

  3. Fuad Yusufoğlu diyor ki:

    Kardeşim Rabiâ;
    Öncelikle sana şunu söyliyeyim.. Ben asla rahatsız olmam Bu bir ikincisine gelince de Tasavvuf bir günlük yol değildir inşaallah zamanla işin içine girilince daha güzel anlaşılır..
    Anene de selamlarımı lütfen ilet bu fakir ve günahkar kardeşine dua etsin.. Anlamadığın bir şey varsa bakalım sana izah etmeye çalışalım… Tasavvuf güzel bir yoldur Yani Tasavvuf çok ince ve uzun bir yoldur… İnşaallah elimizdenb geldiği kadar çalışıp çabalayalım kalbimizi ıslah yoluna gidelim…
    Siz nerede kalıyordunuz Yakın yerlerde bir Mükemmel mürşid’in yanında terbiye almak en güzeli budur… Bir murşid olursa inşaallah daha da işler kolaylaşır…
    Beni bilmem bilir misiniz? Benin sitemde de görüldüğü gibi Şah-i Hazne lakabiyle meşhur Tasavvuf ehli murşidin talebelerindenim (Ama daha talebe olmaya çalışıyorum henüz olamadım)
    Zaten istemde de resimleri ve menkıbeleri vardır en iyisi altın silsile-i okumanda fayda vardır…
    Bir de tasavvuf nereden gelmiştir onu kısaca sana anlatayım..
    Allah tarafından Cebrail yoluyla Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) e haber verilmiş ve öğretilmiş. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) Sevr mağarasında Ebu Bekr-i Sıddık (r.a.) a öğretilmiş ve Ebu Bbekir (r.a.) Selmanı Farisi (r.a.) ve birbirinin devamı olarak günümüze gelmiştir. Sana o sayfanın linkini vereyim..
    Musaid zamanda bakarsın..

    http://www.fuadyusufoglu.com/silsile-i-aliyye-buyuklerinin-isimleri/

    Tekrar dualarını beklerim..
    Sevgiyle kalın…

  4. Fuad Yusufoğlu diyor ki:

    Tasavvufun hakıkatını anlamak istersen Türkiye’de ve Arap ülkelerinde ile Avrupada ırşad yolunu açan Mübarek zat olan Şah-i Hazne hazretleri (k.s.) nin hayatını dinlemek istersen (ki bu da benim mürşidimdir) sana sitemde de yer alan ve eski yazılarımda da mevcut olan linki vereyim Musaid zamanda videoyu dinlemekte çok yarar vardır.

    http://www.fuadyusufoglu.com/seyh-ahmed-el-haznevi-kuddisesirruh/

    İnşaallah faydasını görürsün bende sevab kazanırım…
    Dualyla kalın.. Sevgiyle kalın…
    Zaten birbirinin ardı ardı gelen videolardır dinlemekte çok yarar vardır..
    Selamlar…

  5. TASAVVUF- 7 « بسم الله الرحمن الرحيم diyor ki:

    [...] (c.c.) ın rahmeti « TASAVVUF- 6 TASAVVUF- 8 [...]

Yorum Yapın