Uzun emel- 2

10 Temmuz 2008 Perşembe

dsc09570fuad-yusufoglu-girnavas.JPG

Girnavas mevki-i (Nusaybin)

Resulüllah (sallallahu aleyhi ve sellem) ashabına şöyle buyurur:

-“Hepiniz cennete girmek istiyormusunuz?”

Ashab (r.a.):

-“Evet Allah (c.c.) ın Resulü,”dediler

Resulüllah (a.s.v.) buyurdu:

-“Uzun emel’li olmayın, Allah’tan hakkıyle utanın.”

Ashab (r.a.):

-“Biz hepimiz Allah’tan utanırız.”

Resulullah (s.a.v.) buyurdular:

-“Allah (c.c.) tan utanmak bu değildir. Allah (c.c.) tan utanmak, kabirleri ve yok olmayı hatırlamak ve kalbini ve başını kötü niyet ve düşüncelerden korumaktır.”

-“Kimin canı ahiret hayatını kazanmayı çekerse o dünya zinetini terk etsin. İşte buradadır, kişinin Allah (c.c.) tan hakkıyle utanması. Bununla kula, Allah (c.c.) dostluğu ulaşır.”

-“Bu ümmetin ilkinin salahı zühd ve yakîn iledir. Sonrakilerin felaketi ise
CİMRİLİK VE UZUN EMELDİR.”

Rivayet olunur ki:

Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bir gün eline üç çomak aldı. Onlardan birini önüne, İkincisini yanına dikti. Üçüncüsünü ise yanından uzaklaştırdı.

Sonra buyurdu ki:

-“Bu nedir biliyormusunuz?

Ashab (r.a.):

-“Allah (c.c.) Resulü daha iyi bilir dediler.”

Resulüllah (s.a.v.) buyurdu:

-“Şu önüme diktiğim insandır, yanıma diktiğim ise ecel, uzağa attığım ise emeldir; Adem oğlu emeli almağa koşar, fakat ecel ona yakın olduğu için emele ulaşmadan onu yakalar.”

Rivayet edilir ki:

Bir gün, İsa (aleyhis selam) bir yerde oturuyordu. Bir ihtiyarın bahçede çalıştığını gördü. Bunun üzerine İsa (aleyhis selam) şöyle dua etti:

-“Ey Allah’ım, bundan uzun emeli kopar al.”

Bunun üzerine ihtiyar kazmayı bırakıp oturdu. Bir saat kadar bekledi. Sonra, İsa (aleyhis selam), tekrar dua etti ve:

-“Ey Allah’ım, bunun emelini kendisine iade et.”dedi.

İsa (aleyhis selam), ihtiyara bu halı sorunca, ihtiyar şöyle cevab verdi:

-“Ben çalışırken, nefsim bana: “Sen ihtiyarsın, ne zamana kadar çalışacaksın” Dedi, kazmayı elimden atıp oturdum.

Sonra nefsim:

-”Allah’a yemin ederim ki, sen hayata olduğun müddetçe yemen içmen lazımdır.” Dedi. Kalkıp kazmayı aldım, çalışmaya devam ettim.”

Kalblerin keşfi (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teala hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri UZUN EMEL şerinden muhafeze eylesin. AMİN…

Fuad Yusufoğlu

“Uzun emel- 2” için 13 Yorum

  1. bayansanem diyor ki:

    28/9/2007 – s.a.
    Yazan: bayansanem
    fuat amcacım hayırlı cumalar olsun.ellerinizden öpüyorum.
    hayırlı geceler

  2. nursalkimi diyor ki:

    28/9/2007 – ..
    Yazan: nursalkimi
    Selamun aleykum.
    29. cüzü okudum ALLAH’ın izniyle, 28 cüzüde bir gün önce okumuştum. Biraz geç gördüm yazınızı çünkü. Ve ancak dün akşam müsait olabildim. Ben şimdilik ramazan sonuna kadar müsade isteyeceğim. Çünkü o kadar sıkıştım ki cüz konusunda. Kendime düşen hatmi yapamamktan korkuyorum. ALLAH razı olsun bu güzel hatimlere teşvik ettiğiniz için. Ramazanı şerifiniz ve cumanız hayırlara vesile olsun. Rabbim bu güzel günler ve bu güzel ay hürmetine dualarımızı kabul etsin. Ben aciz Züleyha kardeşinizide dualarınızda unutmazsanız çok sevinirim. Çünkü gerçekten çok ihtiyacım var. ALLAH’a emanetle. dua ve selam ile kalın..

  3. sivist diyor ki:

    28/9/2007 – Selamün Aleyküm…
    Yazan: sivist
    Ramazan-ı Şerifiniz kutlu ,Cumanız Mübarek olsun…
    Sağlıcakla kalın.

  4. igra diyor ki:

    28/9/2007 – s.a fuad amca nasılsın
    Yazan: igra
    Cumanız mubarek olsun RABBİM dualarınızı kabul etsin.Ellerinizden öpüyorum saygılar

  5. siiringozyaslari diyor ki:

    28/9/2007 – s.a
    Yazan: siiringozyaslari
    Çok güzel ve üzerinde düşünülmesi gereken bir yazı.Ben sürekli ölümü düşünüyorum bir başka deyişle de ölüm rabıtası yapmaya çalışıyorum.
    Ama bu durum süreklilik kazandığında kişinini hayata dair hiç bir isteği kalmıyor.Yani bu konuda da bence ifrata kaçmamalı itidalli olmalı.
    Eğer Kur-an ı kerim ışığında bir ömür sürebilirsek iki cihanda da huzurlu mutlu olabiliriz.
    Sonuçta bu dünyada bize Allah (cc) tarafından verilen büyük bir nimet.
    Mümkün olduğu derecede kendimizi eğitmeli,ve bir müslüman olarak ailemize ve çevremize örnek bir hayat sürmeliyiz.
    Bence mümin kişi ölümü ve yaratılış nedenini unutmadan,dünyada geçirdiği sürenin güzelliği için uğraşmalı ve kendine hedefler belirlemeli.
    Çünkü hedefsiz insan başıboş ve nedensiz yaşar ki bu da insanı çoğu zaman hüsrana uğratır…
    Selam ve dua ile…duada unutulmamak dileğiyle

  6. ilkerpamukcu diyor ki:

    28/9/2007 – S.a.
    Yazan: ilkerpamukcu
    Ağabey Cuman mubarek olsun,hayırlı ramazanlar dilerim.
    Selâm ve dua ile.

  7. exjiko diyor ki:

    28/9/2007 – selamunaleykum
    Yazan: exjiko
    Allah razı olsun ilginiz için,şu sıralar yine toparlanmaya çalıştığım bir dönem geçiyor sanırım.Herşeyden uzak kalıyorum gitgide..Bu mübarek günlerde Allah’ım bana ve benim gibi kardeşlerime yardım etsin.Bizi yolundan ayırmasın inşallah..Dualarınızı eksik etmeyin..
    Allah hepinizden razı olsun selamlar..

  8. ayla01 diyor ki:

    28/9/2007 – slm
    Yazan: ayla01
    hayırlı akşamlar

  9. Ebrar67 diyor ki:

    29/9/2007 – Hayırlı geceler…
    Yazan: Ebrar67
    Allah-u teala bizleri uzun emelden muhafaza buyursun..Allaha emanet olunuz..

  10. igra diyor ki:

    30/9/2007 – s.a fuad amcam
    Yazan: igra
    Uzun emel
    Sual: Tul-i emelin [uzun emelin] dindeki yeri nedir?
    CEVAP
    Peygamber efendimiz, üç tane çubuk aldı. Birini önüne, birini de yanına dikti. Diğerini de uzaklara attı. Sonra, (Bu çubuk insan, yanındaki de eceli, uzaktaki ise emelidir. İnsan emellerinin peşinde koşar; fakat eceli onu yakalar, emeline ulaşamaz) buyurdu.

    Ölüm korkunç olduğu halde, insanların ölümden habersiz gibi yaşamaları, ölümü az düşündüklerindendir. Hatta dünya zevkleri ile meşgul olan kalb ile düşününce etkisi az olur veya hiç olmaz. Korkunç olan ölümün kolay geçmesi için, ölümü hatırdan hiç çıkarmamak gerekir. Bunun için de, kendi arkadaşlarından kendinden önce ölüp, çoluk çocuklarını, mallarını, dostlarını bırakarak toprak altına girenleri düşünmelidir. Makam sahibi olanların etki ve yetkilerinin kalmadığı, toprağın onları nasıl çürüttüğü, düşünülmelidir. Hayatta iken neler yapıyor, nasıl konuşuyorlardı. Yapılacak birçok işi vardı. Ölümü unutup yaşıyorlardı. Kimi malı ile kimi makamı ile, kimi gençliği ile gururlanıyordu. Ölüm bunları ansızın yakaladı. Şimdi hepsi unutulup gitti, hayal oldu.

    İşte bir kimse de, bunları düşünüp mezarlarını ziyaret ederek kendisinin de aynı akıbete uğrayacağını bilirse, kalbi yumuşayabilir, dünyanın faydasız şeylerine dört elle sarılmaktan vazgeçebilir.

    Uzun emelli olmaktan sakınmalıdır. Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
    (Cenneti isteyen, uzun emelli olmasın, dünya işleri ile uğraşması, ona ölümü unutturmasın, haram işlemekte Allah’tan haya etsin!) [Berika]

    (İnsan yaşlandıkça, mal hırsı ve tul-i emeli gençleşir.) [Müslim]

    (Allah’tan utanın! Başkalarına kalacak şeyleri toplamakla vaktinizi kaybetmeyin! Kavuşmayacağınız şeyleri ele geçirmek için uğraşmayın; ihtiyacınızdan fazla bina yapmakla hayatınızı harcamayın!) [Beyheki]

    Azrail aleyhisselamla kardeş gibi görüşen Yakub aleyhisselam dedi ki:
    - Senden bir ricada bulunacağım. Ecelim yaklaşınca bana haber ver!
    - Sana birkaç haberci gelir.
    Bir müddet sonra Hz.Azrail yine gelir. Hz.Yakub sorar:
    - Ziyaretime mi geldin?
    - Canını almaya geldim.
    - Hani bana birkaç haberci gelecekti?
    - Sana haberci gelmedi mi? Saçların ağarmadı mı? Vücudun zayıflamadı mı? Dimdik duran belin bükülmedi mi?

    Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
    İnsan öleceği zamanı bilseydi, aklı başından giderdi. İyi ki ölüm vakti gizlendi. Eğer gaflet olmasaydı, hiç kimse bir işine bakmazdı. Gaflet ve uzun emel, kötü olduğu kadar aynı zamanda iki büyük nimettir. Eğer bu ikisi olmasaydı, müslüman sokakta yürüyemez hale gelirdi.

    İnsan genelde ahmak olarak yaratılmıştır. Eğer her şeyi inceden inceye düşünebilseydi, hiç kimse geçimi için çalışmazdı. Dünya, mamurluğunu, ahmakların gafletine borçludur.

    Ne gariptir ki, ölüm senin peşinde, sen ise dünyalık peşindesin.
    Zahitlik, kaba kumaş giymek değil, uzun emeli bırakmaktır.

    Ölüm boyna asılı, dünya ise sırtınıza yüklenmiştir. İnsan, kılıç, boynuna vurulacak gibi ölüme hazır olmalıdır.

    Her gün ölüme yaklaşmaktasın. Ecelin geldi denilmeden ölüme öyle hazırlıklı ol ki, Azrail aleyhisselam gelince, (Az izin ver de, bende hakkı olanlarla helalleşeyim, oğluma telefon edeyim, şu işimi şöyle yapsın, kiminde borcum var, kiminde alacağım var. Bu işlerimi bir halledeyim) demek ihtiyacını hissetmemek gerekir. Vasiyeti her zaman hazır bulundurmalıdır.

    Bende hoşuma giden konuyla ilgili bir yazıyı paylaşmak istedim

  11. igra diyor ki:

    30/9/2007 – s.a fuad amca nasılsın
    Yazan: igra
    Fuad amcam nerelerdesin iyisindir umarım merak ettim bizi şımarttın alışık deiliz senden uzak kalmaya :))Allah’a emanet ol fuad amcam ailenize sevgiler ellerinizden öptüm

  12. http://yasirler.blogcu.com/ diyor ki:

    10/10/2007 – tulu emel
    Yazan: http://yasirler.blogcu.com/
    Kıyamete rezil rüsvay olmayım dersen, şehvet ahlaklarını terk edeceksin.

    • Büyük günahlardan korunmak istersen, çirkin ahlaklardan vazgeçeceksin.
    Allah Sevgisi. Bu sevgi İslâm’daki mânevî hayatın temelidir. Bu temele dayanmayan ibadet ve ahlâk gibi davranışlar İslâm açısından bir anlam ifade etmez. Bir mümin severek Allah’a itaat ve ibadet ederse, onun emirlerine ve yasaklarına uyarsa bunun değeri vardır. Allah Teâlâ’yı seven onun kelâmı olan Kur’an’ı ve resulü olan Hz. Muhammed’i, onun dava arkadaşları olan sahâbeyi de sever. Kısaca Allah’ın sevdiği herkesi ve her şeyi sever bunlar olursa ozaman tulu emel yok olur gider,inşallah

    baki selam

  13. Uzun emel « بسم الله الرحمن الرحيم diyor ki:

    [...] 2İmâm-ı Müslim (Radiyallah-u anh)- 2 « Şeytan (Aleyhil’lanet.) nın hilesi- 2 Uzun emel- 2 [...]

Yorum Yapın