Ya’kub-i Çerhi (Radiyallah-u anhu);

23 Haziran 2008 Pazartesi

DSC06778  Fuad Yusufoğlyu Yakub-i Çerhi (Radiyallah-u anhu) nın mübarek kabri

Ya’kûb-i çerhi (Radiyallah-u anhu) nın mübarek kabirleri

Ya’kub-i Çerhi (Radiyallah-u anhu);

Evliyanın büyüklerinden. İnsanları i’tikad, âmel, ibadet ve ahlak hususunda doğruyu öğrenip yapmalarını sağlayan ve Allah-u Teâlâ’nın rızasına kavuşturmak için rehberlik eden ve kendilerine “Silsile-i âliye” denilen İslâm âlimelrinin “onyedincisidir.”

İsmi Ya’kub bin Osman bin Mahmud’dur. Gazne’de Çerh köyünde doğdu. Doğum tarihi bilinmemektedir. 851 (M. 1447) senesinde Hülfetû’de vefât etti. Burası sınır köylerinden bir köy olup, kabri oradadır. Derin âlim ve veliyi kâmil idi.

Ya’kûb-i Çerhi (r.a.), önce Hirat’a gidip bir müddet ilim tahsil yaptı. Sonra yine ilim tahsili için Mısır’a gitti. Orada Zeynüddin Hâfi ile birlikte, zamanın büyük âlimi Mevlanâ Şihabüddin Şirvani (r.a.) den ve diğer âlimlerden akli ve nakli ilimleri öğrendi.

Sonra Buhârâ’ya gitti. Orada da âlimlerden ilim öğrenip, icazet aldı. Zahiri ilimlerde yetiştikten sonra tasavvuf ilmine yöneldi. Tasavvuf ilminde ve hâllerinde önce Şah-i Nakşibend Behâeddin-i Buhari (r.a.) nin, sonra da onun halifesi Alâüddin-i Atar (r.a.) ın sohbetinde yetişti.

Kendisi (r.a.) şöyle anlatmıştır;

-“Buhârâ’nın âlimlerinden ilim tahsil edip icazet aldıktan sonra memleketime dönmek üzere idim. İçimde Behâeddin-i Buhari hazretleri (r.a.) nin yanına gitmek arzusu hasıl oldu.”

Huzuruna varıp;

-“Beni hatırdan çıkarmayınız.” Diye yalvardım.

Behâeddin Buhâri hazretleri (r.a.);

-“Tam gideceğin sırada mı bana geliyorsun?” buyurdu.

Ben;

-“Gönlüm iştiyakınızla dolu, sizi seviyorum.” Dedim.

Bana;

-“Bu arzu ne sebepten geliyor?” buyurdu.

Ben de;

-“Büyük bir zatsınız ve herkesin makbûlüsünüz.” Dedim

Bunun üzerine Behâeddin-i Buhari (r.a.);

-“Bu sebep kâfi değil, daha makbul bir şey bulman lazımdır. Halkın beni kabûlü şeytan olabilir” buyurdu.

Dedim ki;

-“Sahih bir hadis-i şerif’de; (-“Allah-u Teâlâ bir kulunu severse, onun sevgisini kullarının kalblerine düşürür. İnsanlar onu severler.”) buyurulmuştur.”

Bunun üzerine tebessüm etti ve buyurdu ki;

-“Biz azizânız (azizlerdeniz..)”

Bu söz üzerine kendimden geçer gibi oldum.

-“Çünkü bu görüşmeden bir ay kadar önce, bir ruya görmüştüm. Ruyamda bana (-“Âzizân’ın müridi, talebesi ol.)” demişlerdi. Ruyayı unutmuştum.”

Behâeddin-i Buhar-i hazretleri (r.a.); (-“Biz Âzizâniz.”) buyurunca hatırladım.

Tekrar;

-“Bana teveccüh ediniz, hatırınızdan çıkarmayınız.” Diye yalvardım.

Buyurdu ki;

-“Bir gün Âzizân’dan (Ali Râmiteni’den (r.a.) böyle bir istekte bulunmuşlar. O da bir şeyin hatırda kalması için bir vasıtaya ihtiyac olduğunu söylemiş ve hatırlamaya vesile olacak bir şey istemişler.”

-“Bunu söyledikten sonra, bana mübarek takyesini hediye etti.”

Ve buyurdu ki;

-“Senin bana vereceğin bir şeyin yok, şu takyeyi al, onu her gördüğünde bizi hatırla ve yanında bulundur.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Ya’kub-i Çerhi (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

“Ya’kub-i Çerhi (Radiyallah-u anhu);” için 1 Yorum

  1. Silsile-i aliyye büyüklerinin isimleri | Allahın veli kulları diyor ki:

    [...] Semmasi 15- Seyyid Emir Külâl 16- Seyyid Muhammed Behaeddin Buhari 17- Alâüddin-i Attâr 18- Yakub-i Çerhi 19- Ubeydullah-i Ahrâr 20- Kâdi Muhammed Zâhid 21- Derviş Muhammed 22- Hâcegi Muhammed [...]

Yorum Yapın