Zekât- 4

09 Kasım 2008 Pazar

Girnavas (Cin tepesi) Nusaybin

Dördüncü şart;

Zekat nisabına sahib olmalıdır. Bu da zenginlik ölçüsüdür. Az bir malla zengin olunmaz.

Deve beş adet olmayınca, zekât vermek farz olmaz. Beş devede bir koyun vermek farz olur. On devede iki koyun vermek farz olur. Onbeş devede üç koyun, Yirmi devede dört koyun verir.

Bu koyun da bir yaşından küçük olmamalıdır. Keçi verirse, iki yaşından küçük olmamalıdır. Yirmi beş deve olunca, bir yaşında dişi deve vermek farz olur. Eğer bir yaşında dişi devesi yoksa, yerine iki yaşında erkek deve vermek lazımdır. Otuz altı tane olmayınca başka bir şey vermez.

Otuz altı deve olunca, iki yaşında dişi deve verir. Kırkaltı deve olunca, üç yaşında deve; Altmış bir devesi olunca, dört yaşında dişi deve, yetmiş altı devesi olunca, iki tane iki yaşında deve; doksan bir devesi olunca, iki tane üç yaşında dişi deve; Yüzyirmibir devesi olursa, üç tane iki yaşında dişi deve zekat vermek farzdır.

Bundan sonra hesab eder: Her elli artışta bir, üç yaşında dişi deve ve her kırkta bir, iki yaşında bir dişi deve zekât verir.

Sığırda ise, otuza kadar bir şey verilmez. Sığır otuz olunca, bir yaşında bir dana vermek farz olur.
Kırk olunca, iki yaşında;altmışta iki tane bir yaşında dana verir. Bundan sonra, her kırkta iki yaşında ve her otuzunda bir yaşında dana verir.

Koyunda ise, kırkta bir berir. Yüzyirmibir koyunda iki koyun, ikiyüzbir koyunda üç, dörtyüz koyunda dört koyun verir. Bundan sonra hesab eder ve her yüz koyunda, bir koyun verir. Koyunlar bir yaşından aşağı olmamalıdır.

İki kimsenin koyunları karışık olsa, her ikisi dezekât nisabına malik olsa, biri kafir yahut mükâtab (Efendisine belirli bir mikter para verip azad edilecek köledir.) değilse, her ikisinin da malı ayni ise, ikisinin de kırktan fazla koyunu yoksa, her birine yarım koyun zekât farz olur. Yüzyirmi koyunları olsa, her birinin birer tane vermesi yetişir.

2- Uşur Zekâtı:

Sekizyüz menn (menn, batman demek olup iki rıtıldır. Bir rıtıl da yüzotuz dirhem-i şer’idir.) buğdayı, yahut arpası, yahut kuru üzümü, yahut hurması, yahut da insanların beslendiği bezelye, pirinç, nohut, bakla ve buna benzer maddelerden kâfi miktarda olan kimsenin, bunlardan onda bir vermesi farz olur.

Zahire olarak kullanılmayan pamuk, ceviz, keten ve diğer meyvelerden uşûr verilmez. Bir kimsenin dörtyüz batman buğdayı ve dörtyüz batman arpası olursa, uşûr vermez. Öünkü nisabın aynı çinsten olması lazımdır.

Akarsu ve keriz yoksa, çekme su ile sulanıyorsa yirmide bir vermelidir. Üzümü kuru olarak vermelidir. Yaş üzüm renklenince, buğday ve arpa taneleri sertleşince hiç tasarruf etmemelidir. Yani sarfetmemelidir.,
Fakirlerin hakkının ne kadar olduğunu bilmelidir. Bundan sonra tasarruf edebilir. Yani hesaba dahil edip, alıp kullanabilir. (Hanefi mezhebinde uşûr için nisab yoktur.)

3-Altın ve gümüş zekâtı;

İkiyüz dirhem gümşüten beş gümüş, yirmi halis altından yarım altın zekât vermek farz olur. Bu da kırkta bir olmuş olur. Artış miktarlarını bununla hesab etmelidir.

Altın ve gümüşten yapılmış kılıcın, süs eşyasının, divitin ve kullanılması haram olan altın ve gümüşün de zekâtını vermek farzdır. Fakat erkek ve kadının kullanması câiz olan ziynetin zekâtı farz değildir.

Devam edecek…

Kimyay-i saadet (İmam-i Ğazali)

Allahu- Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Fakırların hakkı olan zekatı nı veren kullarından eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Etiketler: ,

Yorum Yapın