‘ana baba haklarına riayet’ olarak etiketlenmiş yazılar

Eski Medine-i Münevvere resmi (Mekke müzesinden alınmıştır)

 

Ana baba haklarına riayet;

Ruhulbeyen tefsirinde  Isra suresi 23 ile 25 ayetlerinde ebeveynler hakkında detaylı bilgiler verilmiştir. Bu tefsirden kısa bölümleri sunacağım.

 -”Rabbin “her mükellefe” sadece kendisine ibadet etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine “öf” bile deme. Onları azarlama. İkisine de güzel söz söyle. İsra suresi ayet 23;

açıklama;

-”Rabbin “her mükellefe” sadece kendisine ibadet etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti.

Çünkü ibadet, ta’zimin en son haddıdır. Sonsuz azamet ve ni’met sahibi olandan başkasına ta’zim yapılamaz, sonsuz ta’zima yalnız O layıktır. Ana-babanın da her ikisine, iyilik etmenizi kesin olarak emreder. Zira, onlar hayatımızın ve varlığımızın görünürdeki sebebi; Allah ise, hakiki sebebidir. Bu sebeple  bu ayette önce varlık ve hayatımızın hakiki sebebi olan Allah’a ta’zim etmemizin gereğini bildirdikten sonra zahiri sebebimize hürmeti emretti. Yani Allah, seni en muhtaç durumda iken büyütüp besleyen, eğitip terbiye eden ve varlığına zahiren sebep olan ana-baba hakkını, Rubûbiyeti nezdinde Vahdiniyeti Sübhaniyesine yaklaştırtarak önem verdiğini gösterdi.

-”Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine “öf” bile deme.

Onlardan birine veya her ikisine usandığını ifade etmek için “öf” deme. Öf kelimesi, sıkıntı belirten bir ses ve sıkıntıyı, usanmayı anlatan bir isim fiildir. Yani onlarda gördüğün hoşlanılmayacak bir durumundan iğrendiğini veya yaptığın bir hizmetten bıkıp usandığını anlatmak için sakın “öf” bile deme.

-”Onları azarlama.”,

Onlarda gördüğün bir halden dolayı, hoşlanmadığın isteklerinden dolayı onlara bağırıp men etme.

-”İkisine de güzel söz söyle.”

Güzel bir eğitim almış olan insan nezaketinin gerektirdiği ikramı ifade eden güzel söz söyle.

-”Onları esirgeyerek alçak gönüllülükle üzerlerine kanat ger. Ve; -”Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi sen de onları esirge!” diye dua et. İsra suresi ayet 24

Onları esirgeyerek alçak gönüllülükle üzerlerine kanat ger.

Onlara karşı tevazu ve yumuşaklık göster. Kuş havadan yeni ineceği zaman kanatlarını indirerek kırıp katlar. Uçacağı zaman da kaldırır. İşte kuşun yere ineceği zaman kanatlarını indirmesi tevazu için misal kılınmıştır.

-”Ve; Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi sen de onları esirge!” diye dua et.”

Dua et ki, Allah (c.c.), ebedi rahmetiyle onlara merhamet etsin. kafir dahi olsalar, Çünkü onları İslâm dinine ulaştırması rahmeti cümlesindendir.

Devam edecek…

(Kaynak)

Ruhulbeyen tefsiri

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri ebeveynler haklarına riayet edip, onları kendilerinden hoşnut eden halis kullarından eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Revda-i şerif kapılarından bir tanesi

 

Ana baba haklarına riayet – 2

 -”Rabbiniz, sizin kalplerinizdekini çok iyi bilir. Eğer siz iyi olursanız.Şunu bilin ki, Allah tövbeye yönenleri.Son derece bağışlayıcıdır.İsra suresi ayet; 25

-”Rabbiniz, sizin kalplerinizdekini çok iyi bilir.

Kalbinizde gizli bulunan iyilik ve takvayı isteyip istemediğinizi bilir. Bu ayet-i kerimede, ana-babaya karşı insanın kalbinde bir yüksünme ve hoşnutsuzluğu gizlemesine karşılık sanki bir tehdid vardır.

-”Eğer siz iyi olursanız.”

İyilik ve takvayı kast ederseniz,

-”Şunu bilin ki, Allah tövbeye yönenleri.”

İnsanın yapması kaçınılmaz olan hatalardan Allah-u Teâlâ’ya dönenleri

-”Son derece bağışlayıcıdır.”

İnsan olarak işlemiş oldukları davranış veya sözleriyle eziyet ve benzeri kusurlarını affedicidir

İmâm-i Ğazali (r.a.);

-“Ulemanın çoğu, şüphli şeylerde  bile ana-babaya itaat etmek vaciptir, yalnız haramda itaat vacip değildir. Çünkü, şüpheyi terk etmek, takva gereğidir. Ana-babanın rızasını almak ise kesin olarak vaciptir.”

Yine denilmiştir ki;

Ana-babadan her ikisinin hakkına riayet etmek mümkün olmadığı takdirde, hürmet ve tazim bakımından baba’nın öncelik hakkı vardır. Çünkü, nesep baba yönünden gelir. Yardım ve hizmeti yönünden ana’nın önceliği vardır. Yanına girdiklerinde baba’sı için ayağa kalkar, bir şey isteseler, önce ana’nın, sonra baba’nın isteğini yerine getirir. (Menbeü’l-Âdab” adlı eserde böyle denilmiştir.)

Fıkıhçılar, şöyle demişler;

-“Kişinin yanında ana babasından yalnız birini yetecek kadar yiyecek varsa ana’ya takdim eder, çünkü ana, çocuğu için daha çok emek vermiştir. Şefkati, hizmeti babadan fazladır. Ana, evladını rahminde taşır, dünyaya getirir, emzirir, kirlerini yıkar, hastalığında tedavisi ve benzeri hizmetleriyle uğraşır. Bu yüzden çocuğuna babadan  çok fazla  hizmeti geçmiştir.

Bir kişi Resul-i Ekrem efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) e gelerek, malını aldığından dolayı baba’sını şikayet etti.

Onu çağırdığında, sopasına dayanarak yüryebilen bir ihtiyar olduğıunu gördü ve oğlunun kendisinden şikayetçi olduğunu söyledi.

Adam;

-“Ya Resulallah! Ben güçlü kuvvetli iken o çok zayıftı, ben zengin iken o hiçbir şeyi olmayan bir yoksul idi. Ben ondan hiçbir şeyimi esirgemedim. Şimdi ise ben zayıfım, o güçlü; ben fakirim,o zengin. Bana karşı cimrilik yapıyor, malını vermiyor.”. dedi.

Bunun üzerine Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) ağladı ve;

-“Bu sözü işitince, bu duruma ağlamayacak canlı cansız hiçbir şey yoktur.” Buyurarak şikayetçi gence döndü ve;

-“Sen ve malın babana aitsiniz” buyurdu.

Not; Bu hadisi şerifi İbn-i Mace “Sen ve malın babana aitsiniz.” Kısmını almıştır. Taberani de aynı lafızla almıştır. (Bakınız el-Fethu’l-Kebir. 1/277)

(Kaynak)

Ruhulbeyen tefsiri

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri ebeveynler haklarına riayet edip, onları kendilerinden hoşnut eden halis kullarından eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu