Açıklama:
Bu sitedeki yazılardan "Kur'an-ı Kerîm" kategorisine ait olanlarının tümü aşağıdaki alt guruplar altında toplanmıştır. Kırmızı başlıklar o alt gurupların etiketleridir. Altlarında ikişer tane en son yazılar bulunmaktadır. Bir etiket altındaki yazıların tümü için kırmızı başlıklara tıklamalısınız.

» Kur'an Şefaati

Kuran Hatimlerine Katılanlar İçin

Ayasofya Cami-i (İstanbul)


Sevgili Yeğenlerim Sevgili Kardeşlerim;

Kuran hatimlerimize katılmak için çok talep var. Bu talepler çok sevindirici. Allah hepinizden razı olsun.

HATİMLERİMİZE KATILAN BÜTÜN KARDEŞLERİMİN DİKKATİNE:

Bir ara hatimleri haftada ikiye çıkarmıştık ama bana haber vermeden devam etmeyi bırakanlar oluyormuş. Bunu tespit edince kendilerine sordum. Çoğu cevap bile vermedi. Böylece vebal üstüne vebale girdiler. Ama ve lakin Kuran okumak, kur’an’la amel etmek ve kura’ni okumaya teşvik etmek büyük bir sevabtır.

Bu gibi üzücü tecrübelerden sonra artık çok daha dikkatli olmak zorundayım.

Çünkü aldığı cüzü okuyarak emek veren kardeşlerim vazifelerini yaparken diğer bazıları okumazsa hatim tamamlanamıyor, okuyanlarımızın emekleri boşa gidiyor. Onun için hepimiz çok tedbirli olmalıyız.

Bu yüzden her cüz alan kardeşim bitirince lütfen Allah rızası için bana mail yazsın ve bir cüz daha almak istiyor mu devam etmek istiyor mu bana bildirsin.

Bildirmeyenlere yeni cüz vermemek zorundayım. Çünkü devam edeceklerini bilmiyorum.

Hatim çalışmalarımızda tek gayemiz Allah rızası olup bütün kardeşlerimin bu tedbirimi Allah rızası için anlayışla karşılayacağını temenni ediyorum. Bu tedbir hem hepimizin iyiliği içindir hem de hiçbirimizin vebal altında kalmaması içindir.

Fuad Yusufoğlu

Kur’an-i kerim’in üstünlüğü

dsc07057barajjj0001111-fuadyusufoglu.jpg

Çağ-çağ Barajı (Nusaybin)

Peygamberimiz efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurmuşlardır ki;

-“Her kim ku’ran okuyup da, sonra başkasına kendisine verilenden daha üstün bir şey verildiğini görürse (sanırsa) Allah (c.c.) ın kendisine verdiği o büyük şeyi küçümsemiş olur.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurmuşlardır;

-“Derece bakımından, Allah (c.c.) katında kur’an’dan, daha üstün bir şefaatçı yoktur.”

Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurdular;

-“Ümmetimin en faziletli ibadeti, kur’an okumaktır.”

Fudayl bin iyad (r.a.) der ki;

-“Kur’an’nın hamili (hafızı) İslam sancağının hamili gibidir. Kur’an’ın hakkını korumak için, o kişinin, basit insanların boş ve anlamsız davranışları gibi, davranmaması gerekir.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem); buyurmuşlardır ki;

-“Bir kimseye Allah (c.c.) bir hayrı murat ederse, onu dinde fakîh kılar ve ona doğru yolu gösterir.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurdular ki;

-“Alim ol, yahud öğrenci ol, ya da dinleyici ol, veya (alimleri) seven (kimse) ol, beşincisi (yani alimleri sevmeyen kişi) olma ki, helâk olursun.”

İmam-i Şafi-i (r.a.) şöyle demiştir:

-“Kur’an’ı öğrenen kimsenin kıymeti büyük olur,

-“Fıkıh öğrenen kimsenin kadrı yüce olur,

-“Hadis öğrenen kimsenin hücceti, kuvvetli olur,

-“Hesab öğrenen kişinin görüşü keskin olur,

-“Hoşa giden bir şey öğrenenin de tabiatı yumuşak olur.

-“Kendine kıymet veren kimsenin ilmi, kendisine asla faide vermez.”

Hazreti Ali (keremellahu vechehu) nın oğlu Hasan (r.a.) derler ki;

-“Kim âlimlerle çok oturursa, talakat-ı lisan sahibi olur, zihni açılır, kendinde bulacağı gelişme içini açar, bilmediğini öğrenir, bildiğini nasıl ifade edeceğini de belirler.”

Mükaşefet-ül Kulub (İmam-i Ğazali)

Allau Teala (c.c.) bizleri ve sizleri her daim kur’an okuyan ve Kur’an la amel eden kullarından eylesin. AMİN…
Fuad Yusufoğlu

» Kur'an Okumak

Ramazan ayı boyunca her gün bir kur’an hatmı okumaya ne dersiniz?

Çağ-Çağ barajı (Nusaybin)

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurmuşlardır;

-“Derece bakımından, Allah (c.c.) katında Kur’an’dan daha üstün bir şefaatçı yoktur.”

İşte bizler Bu hadis-i şerifin ışığında Kur’an sevabına kavuşmak için; bu mübarek günlerin değerlendirilmesi, meyvelerini ahirette fazlasıyla alacağımız amellerimizin ehemmiyeti ve kazancı bu Ramazan ayında daha da artıyor.

İşte bu yüzden seslerimizi Kur’an ile güzelleştirme vaktidir. Biz de bu güzelliklerden nasiblenebilmek için her gün bir Kur’an-ı Kerîm hatmini indirmeye niyetlendik.

Nasıl mı?

Bütün Ramazan ayı boyunca 30 arkadaşla beraber her gün, günde bir Kur’an cüz’ü okumakla günde bir Kur’an-ı Kerîm Hatmi ve Ramazan ayı boyunca da 30 Kur’an-ı Kerîm hatmini okumuş olacağız inşaallah.

Şu anda mevcut okuyacak 30 arkadaşımız var
İnşallah  Ramaza ayının birinden itibaren okumağa başlarız..
(Katılanların isim listesi için buraya tıklayın: <<<<>>>>)
Tevfik Yüce Rabbımdan..
Sevgilerimle…
Fuad yusufoğlu

Dinde kırk esas: Kur’an okumak-3

dsc09184-fuad-yusufoglu-cag-cag-deresi.JPG

Çağ-Çağ deresi (Nusaybin)

5- Kur’an okumanın batını sırlarından beşincisi, yalnız ayetlerin manalarının sırlarını anlamak ve nurlarını almakla kalmaman, belki onlara heva ve asarini katarak ruhun o hayatı yaşamandır.

Bu ancak okuduğun ayetin manevi havası içine girerek her anlayışa göre sende bir hal ve vecd bulunur. Allah (c.c.) ın rahmet ve mağfiretinden bahs eden ayet-i okurken sevincinden uçacak derecede ruhuna bir bir sevinçlik duyarsın.

Allah(c.c.)ın gazabından ve azabının şiddetinden bahs eden ayet-i okurken de, korkudan ölecekmişsin gibi ezilip, küçülürsün ve kendini zasyıf görürsün.

Allah (c.c.) dan, O’nun isimlerinden ve O’nun azametinden bahs eden ayet-i okuduğun zaman, Allah (c.c.) ın Allah(c.c.) ın celalını müşahade etmekten mahv olmuş casına başını büker kendini küçük görürsün.

Kafirlerin, çocuk ve zevce gibi Allah (c.c.) hakkında müstahil olan şeyleri Allah (c.c.) a isnad ettiklerini beyan eden ayet-i okurken ise, utancından mahv olacakmışsın gibi sesini kısalttıp, ezilip büzülürsün.

Ve böylece, on sınıfın her sınıfındaki ayetleri okurken o ayetlerin ifade ettiği vecd ve havayı ruhunda his edersin.

Ey okuyucu:

Sen de bu üç alemden mürekkebsin. Sende her alem den bir cüz vardır. Ve yine bil ki, marifet nurları gayb aleminden kalbe gelir. Çünkü kalb gayb alemindendir. Korku, sevinç, heybet ve diğer hallerden olan marifetin eserleri ceberut aleminden iner,

Onun ineceği yer de alemlerinden başka bir alemdir ki, birincisine kalb ismini verdiğimiz gibi O’na da göğüs ismini verdik. Çünkü ceberut âlemi ğayb âlemi ile gözle görülen alemin arasındadır.

Göğüs kalb ile azalar arasında olduğu gibi. Ağlamak, sızlamak ürpermek ve damarların titreşimi gibi haller şahadet alemindendir. Onların ineceği yer de azalardır. Çünkü azalar şehadet alemindendir.

Bil ki, Ey okuyucu:

KURA’N-İ KERİM GÜNEŞ GİBİDİR. Marifet sırlarının ondan kalbe akışı da güneş ışınlarının yeryüzüne akışı gibidir.

Ve korku, haşyet, ve heybetin ve diğer hallerin eserleri göğse sirayet etmesi, ışınların parlamasına uyarak, güneşin haraketinin toprak içine sirayet etmesine benzer.

Çünkü Allah (c.c.) tan korkmak marifet nurunun eseridir.

Cenab-i Hak (c.c.) buyuryor ki:

-“Kullarından, Allah’tan ancak alimler korkar” Fatır suresi Ayet 28

Ağlamak, terlemek, ürpermek ve titremek gibi azalarda meydana gelen hareket ve değişiklikleri Haşyetten (Allah korkusundan) meydana gelir.

Diğer haller ise, güneş ışınlarının yükselmesiyle, buharların ve dumanların hareketi gibidir. Hareket hararete, hararet ışınlara, tabiidir. Işınlar da yer ile güneşin birbirleri karşısında bulunmasına bağlıdır.

Öyle ise sen de kalbinin yüzünü Kur’an güneşine çevirerek onun hizasında bulunmaya çalış, ve yer, güneşin karşısında ve hizasında bulunarak onun ziyası ile aydınlanıyorsa, sen de Kur’an’ın nurlarından aydınlan.

Eğer buna gücün yetmezse, << Tuur>> run sağ yanından ( sağ duyun canibinden ) gelen sese kulak ver. O’nun etrafında bir ateş bulursan ordan bir kor al ve onunla kandili yak.

Eğer yakıtın safî ise ona eteş dokunmasa bile ışık verir, ve fakat ateş dokunduğu zamanda ondan ziyalar yayılır, böylece ateş ile doğru yolu bulursun. O, senin hakkında ziya ve ışıklar saçan güneşin yerini tutar.

Devam edecek…

Dinde kırk esas(İmam-i Ğazali)

Allah-u Teala hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Kur’anın şefaatına nail eylesin. AMİN…

Fuad Yusufoğlu

» Kur'anın Derlenmesi

Muhammed Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)- 38

Kâ’be-i Şerif

Muhammed (Aleyhis selam)- 38

İLK VAHYİN gelmesiyle Peygamberliğe başlayan Muhammed Aleyhis selam’ın tebliğinin 13 sene Mekke’de 10 senesi de Medine’de geçti.

Mekke devri;

Muhammed Aleyhis selam Vahyin bir müddet kesilmesinden sonra yine Hira dağı’na çıkmıştı. Dağdan aşağı inerken bir ses duydu. Başını kaldırıp baktığında Cebrail Aleyhis selam’ı gördü.

Mübarek kalbı çarparak ve ürpererek evine dönüp;

-“Beni örtünüz” dedi ve örtündü.

Bu sırada Cebrail Aleyhis selam Müddessir suresinin;

-“Ey, (elbisesine) bürünen Peygamber! Kalk da (kavmini Allah’ın azabı ile) korkut. (İman etmezlerse azaba uğrayacaklarını kendilerine haber ver). Rabbini tenzih et. Elbiseni de (daima) temiz tur. Azaba sebep olan şeyleri terk etmekte sebat et.” Mealindeki ilk ayetlerini getirdi.

Bundan sonra artık vahiy aralıksız devam etti. Kur’an-i Kerim ayetleri 22 sene 2 ay 22 gün süren bir müddet içerisinde vahyedilip tamamladı.

Muhammed Aleyhis selam “Ümmi” idi. Yani kitap okumamış, yazı yazmamış, kimseden bir ders görmemişti. Mekke’de doğup büyüyüp, belli kimseler arasında yetişip, seyahat etmemiş iken, Tevrat’ta ve İncil’de, Yunan ve Roma devirlerinde yazılmış kitaplarda bulunan bilgilerden, hadiselerden haber verdi.

İslamiyet’i bildirmek için, hicretin altıncı senesinde Rum, İran ve Habeş hükümdarlarına ve diğer Arap padişahlarına mektuplar gönderdi. Hizmetine altmıştan ziyade yabancı elçi gelmiştir.

Bu hususu Allah-u Teâlâ Kur’an-i Kerim’de şöyle bildiriyor;

-“Sen bu kitap gelmeden önce, bir kitap okumazdın, yazı yazmadın. Okur yazar olsaydın, başkalarından öğrendin diyebilirlerdi.” Buyurlmaktadır (Ankebut suresi ayet 48).

Hadis-i şerifte de;

-“Ben Ümmi Peygamber Muhammed’im… Benden sonra Peygamber yoktur. Buyurludu.

Yine Kur’an-i Kerim’de şöyle buyurlmaktadır;

-“O hevadan (kendi nefsinden) söylemiyor. Kur’an sade bir vahiydir. Ancak vahiy olunur.” (Necm suresi ayet 3-4)

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Hazreti Ebû Bekr-i Sıddık (Radiyallah-u anh)- 16

Hazreti Ali (r.a.) Türbesi

Hazreti Ebû Bekr-i Sıddık (Radiyallah-u anh)- 16

Sonra , çeşitli muharebelerle, büyük şehirler aldı. Halife, Medine’de ordu toplayıp, Hazreti Ebû Ubeyde kumandasında Şam taraflarına, Amr İbn-i As (r.a.), da Filistin’e gönderdi. Sonra Yezid bin Ebû Süfyan’ı Şam’a yardımcı gönderdi.

Sonra asker toplayıp, Hazreti Muaviye kumandasında, kardeşi Yezide yardıma gönderdi. Hazreti Halid bin Velid (r.a.) i de ırak’dan Şam’a gönderdi. Hazreti Halid (r.a.) askerin bir kısmını Müseynâ’ya bırakıp, bir çok muharebe ve zaferlerle Süriye’ye geldi.

İslâm askerleri birleşerek Ecnadin’de büyük Rum ordusunu yendiler. Sonra, Yermük’de 46.000 İslâm askeri, Herkakliyüs’ün 240.000 askeri ile uzun ve çetin savaşlar yapıp Galip geldi. Yüzbinden ziyade Rum askeri öldürüldü. Üçbin Müslüman şehid oldu.

Bu muharebede İslâm kadınları da harp etti. Baş kumandan Hazreti Halid bin Velid (r.a.) in ve Tümen Komutanı Hazreti İkrima (r.a.) nin şaşılacak kahramanlıkları görüldü. Bütün bu zaferler, halife Ebû Bekir (r.a.) in cesareti, dehası, güzel idaresi ve bereketi ile oldu. Yermük savaşı yapılırken, Halife Ebû Bekir (r.a.) Medine’de vefat etti.

Halife Ebû Bekir (r.a.) devrinde, islâm idaresinin temelleri sağlamlaşmış, Kur’an-i Kerim’in bir hükümü dışına çıkılmadığı gibi, dinden ayrılmak isteyenlere fırsat verimemiştir.

Mürtedlerle bu harplerden Yemâme’de, bir çok hafız şehid olmuştu. Hazreti Ömer (r.a.) in teklifi ile Kur’an-i kerim’in kitab haline toplanması karalaştırılıp, bu görev Zeyd bin Sâbit (r.a.) e veridi.

Hazreti Ebû Bekir (r.a.) in en büyük hizmetlerinden biri de, Kur’an-i Kerimi kitap halinde toplatması olmuştur. Cebrail Aleyhis selam her sene bir kere gelip, o ana kadar inmiş olan Kur’an-i Kerim’i, Levh-il-Mahfuz’daki sırasına göre okur, peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) dinler ve tekrar ederdi.

Resûlullah efendimiz (a.s.v.) ahrete teşrif edeceği sene, iki kere gelip, tamamını okudular. Muhammed (a.s.v.) ve eshabından (r.anhum) çoğu Kur’an-i kerim’i tamamen ezberlemişti. Bazıları da bazı kısımları ezberlemiş, bir çok kısımlarını yazmışlardı.

Muhammed Aleyhis selam ahirete teşrif ettiği sene, Halife Ebû Bekir (r.a.) ezber bilenleri toplayıp ve yazılı olanları getirip, Hazreti Zeyd bin Sabit (r.a.) in Başkanlığındaki bir hey’ete, bütün Kur’an-i kerim’i kağıt üzerine yazdırdı.

Böylece; “Mıshaf” veya Mushaf”denilen bir kitap meydana geldi. Otuzüçbin sahabi bu mushaf’ın her harfının, tam yerinde olduğuna Sözbirliği ile karar verildi. Sureler belli değildi. Üçüncü Halife Osman (r.a.) hicretin yirmibeşinci senesinde, sureleri birbirinden ayırdı. Yerleri sıraladı. Altı tane daha ‘Mushaf’ yazdırıp, Bahreyn, Basra, Bağdat, Yemen, Mekke ve Medine’ye gönderdi. Bugün, bütün dünyada bulunan mushaf’lar, hep bu yedisinden yazılıp, çoğalmıştır. Aralarında bir nokta farkı bile yoktur.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebû Bekir Sıddık (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu