Hazret-i Mariye (Radiyallah-u anha) – 2

20 Temmuz 2009 Pazartesi

Medine Mekke (Bir Ali’den sonra) arasındaki  güzel bir cami

Hazret-i Mariye (Radiyallah-u anha) – 2

Mektupta şöyle buyuruyordu;

-“Bismillahirrahmanırrahim.
Allah-u teâlâ’nın kulu ve Resülü Muhammed ‘den (s.a.v.) Mısır ve İskenderiye meliki Mukavkıs’a! Hidayete kavuşan ve huzura doğru yolu görüp tutanlara selam olsun! Şimdi ben, seni yüce İslâm Dinine, Müslüman olmaya da’vet ediyorum! Müslüman ol, kurtuluşu bul da Allah-u Teâlâ, sana ahrette sevap ve mükafatını iki kat versin! Şayet, sen bu da’vetimi kabul etmez, ondan uzak durursan, bütün Kıbtıların günahı senin boynuna olsun!…” diye devam eden Peygamberimiz (s.a.v.) in mektubu; Kur’an-i kerimin Âl-i İmran suresinin 64 (altmışdört) üncü âyet-i kerimesi ile son buluyordu.

(Resulüm) de ki; -“Ey kitab ehli (olan Hiristiyan ve Yahudiler)! Bizimle sizin aranızda Musavi (eşit ve ortak) bir kelimeye gelin şöyle ki; Allah-u Teâlâ’dan başkasına tapmıyalım. O’na hiçbir ortak koşmıyalım. Allah-u Teâlâ’yı bırakıp da birbirimizi Rab’lar edinmiyelim” Eğer kitab ehli bu kelimeden yüz çevirirlerse, ( o halde) şöyle deyin; -“Şahid olun, biz gerçek Müslümanlarız.”

Mukavkıs Peygamberimiz (s.a.v.) in okunan bu mektubundan sonra O’nıun elçisi Hatib bin Ebi Belteâ (r.a.) ya;

-“Hayırlı olsun. Seni kutlarım.” diyerek yanına çağırdı.

-“Benim anlamak ve sormak istediğim bazı konular var ne dersiniz?” deyince

Hatib bin Ebi Beltâ (r.a.);

-“Buyurunuz konuşalım.” Dedi.

Mukavkıs;

-“Senin bana mektubunu getirdiğin efendin Peygamber değil mi?”

Hatib bin Ebi Belteâ (r.a.);

-“Evet, O, Allah-u Teâlâ’nın kulu ve resullüdür..” dedi

Mukavkıs, bu cevabı alınca;

-“Peki O, öyle bir Peygamberse, kendi doğup büyüdüğü öz yurdundan çıkarılıp, başka bir yurda sığınma zorunda bırakılan kavmine niçin bedua da bulunmadı.” Diye sorunca

Hatib (r.a.) O’na şu şekilde cevap verdi;

-“Sen İsa aleyhis selam’ın Allah-u Teâlâ’nın Resülü olduğuna inanırsın değil mi? İsa Aleyhis selam Allah-u Teâlâ’nın Peygamberi olduğuna göre, Onun da kavmı, kendisini yakalayıp çarmıha asmak istedikleri zaman, Allah-u Teâlâ, O’nu bulunduğu dünya üzerinden gök yüzüne yükselteceğine, İsa Aleyhis selam kavminin yok olması için, Allah-u Teâlâ’ya beddua etse olmaz mıydı?” deyince

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Hazret-i Mariye (Radiyallah-u anha) nın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

“Hazret-i Mariye (Radiyallah-u anha) – 2” için 1 Yorum

  1. Hazret-i Mariye (Radiyallah-u anha); « بسم الله الرحمن الرحيم diyor ki:

    [...] bin Kab (Radiyallah-u anhu)- 2 « Hazret-i Meymûna Binti Haris (Radiyallah-u anha) -2 Hazret-i Mariye (Radiyallah-u anha) – 2 [...]

Yorum Yapın