‘Abdullah bin Revâha’ olarak etiketlenmiş yazılar

 

 

 

Müte savaşının yapıldığı yeri gösteren harita

Abdullah bin Revâha (Radiyallah-u anhu)- 11

Hazret-i Abdullah bin Revâha (r.a.) çarpışırken parmağı yaralanınca atından yere atladı. Elinin yaralı parmağını ayağının altına koyup;

-“Sen, ancak, kanayan bir parmak değil misin? Bu kazaya da Allah yolunda uğramış bulunuyorsun.” Diyerek çekip kopardı.

Ve kendi kendine;

-“Ey Nefis! Şehidlikten seni çekindiren, sakındıran hangi şeylerdir? Eğer, Karım fılanca hatundan mahrum kalmaktan ileri geliyorsa, O‘nu ÜÇ TALAKLA BOŞADIM, Kölelerimi azâd ettim, hurma bahçelerimi Allah ve Resulullah (s.a.v.) a bıraktım.” Dedi.

Hazret-i Abdullah bin Revâha (r.a.) çarpıştıktan sonra dönüp atından indiği sırada, amcasının oğlu kendisine pişirilmiş et getirdi.

Ve;

-“Al, bunu ye de biraz güçlen.” Dedi.

Abdullah bin Revâha (r.a.) üç günden beri bir şey yememişti. Etten bir defa ısırmıştı ki, o sırada Müslümanların bulundukları köşede bir kargaşa oldu. Bu durumu görünce;

-“Sen hala bu dünyadasın. Dünyaya yiyip-içmekle uğraşıyorsun” diyerek nefsini kınadı ve hemen elindeki eti bıraktı. Kılıcını sıyırıp tekrar savaşa girdi. Kahramanca çarpıştı.

Bir ara düşman askerlerinden biri mızrağını Hazret-i Abdullah bin Revâha (r.a.) ya nişan alarak fırlatı.

Hazret-i Abdullah bin Revâha (r.a.) Müslümanlarla düşman saflarında yere düştü. Çok arzu ettiği ŞEHADET’E KAVUŞTU.

Eshab-i Kiram (r.anhüm), hemen İŞTİŞARE ederek aralarında Hazret-i Halid bin Velid (r.a.) i Kumandan seçtiler.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in sadık arkadaşları, Hazret-i Halid bin Velid kumandası ve sancağı altında hücuma geçtiler ve düşmanı BOZGUNA uğrattılar.

Bozguna uğrayan düşmana istedikleri gibi kılıç vurdular. Düşmanları, görülmedik şekilde bozguna uğrattılar.

Hazret-i Halid bin Velid (r.a.) der ki;

-“O gün benim elimde DOKUZ KILIÇ PARÇALANDI. Elimde geniş yüzlü bir Yemen Palasından başka bir şey kalmamıştı.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem), kumandanların ŞEHİD EDİLDİKLERİNİ, Kendileri hakkındaki haber Medine’ye gelmeden önce aynı günde Müslümanlara haber verdi.

Onların şehid oldukları saatt’e, Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Eshabını Mescid’de topladı.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) çok üzgündü.

Eshab-i Kiram;

-“Ya Resulallah sizde olan üzüntüyü gördüğümüzden beri duyduğumuz üzüntünün derecesini ancak Allah-u Teâlâ bilir.” Dediler.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Revâha (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

 

 

 

Müte savaşının yapıldığı alan

Abdullah bin Revâha (Radiyallah-u anhu)- 12

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in mübarek gözlerinden yaşlar akarak;

-“Bende gördüğünüz üzüntü, beni hüzün içinde bırakan şey, Eshabımın şehid olmaları idi. Bu hal onları Cennette karşılıklı tahtlar üzerinde oturmuş kardeşler olarak görünceye kadar devam etti. Zeyd bin Harise sancağı eline aldı. Nihayet şehid edildi. O şimdi Cennete girdi. Orada koşup duruyor. Sonra sancağı Ca’fer bin ebi Talib aldı. Düşman ordularına saldırdı. Çarpıştı ve nihayet o da şehid edildi. O, şehid olarak Cennette girdi ve yakuttan iki kanat ile dilediği gibi uçup duruyor. Ca’fer’den sonra sancağı Abdullah bin Revâh’a aldı. Elinde sancak olduğu halde düşmanlarla çarpıştı ve şehid oldu ve Cennet’e girdi. Onlar, Cennette altından tahtlar üzerinde bana gösterildi.” Buyurdu.

Hazret-i Abdullah bin Revâha (r.a.), dinine son derece bağlı, dünya malına ve rütbesine kıymet vermezdi. Allah-u Teâlâ’ya ibadet etmekte ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in emirlerini ölüm pahasına da olsa yerine getirmekte eşine az rastlanırdı.

Bir defasında, Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) hutbe okurken cemaate;

-“Oturunuz.” Buyurduğunda, Hazret-i Abdullah bin Revâha (r.a.), mescidin dışında bir yerde bulunuyordu ve HEMEN OLDUĞU YERDE OTURDU. Hutbe bitinceye kadar, hiç kımıldamadan orada bekledi.

O’nun bu hareketi, Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) ulaştırılınca;

-“Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Allah-u Teâlâ’ya ve Resulüne gösterdiğin itaatde Allah-u Teâlâ hırsını artırsın.” Buyurdu.

Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.), Hazret-i Abdullah bin Revâha (r.a.) yı çok sever, hastalandığı zaman hemen ziyaretine gider, hal ve hatırını sorardı.

Bedir’den başlayarak, şehid olduğu Müte savaşına kadar Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in iştirak etmiş olduğu bütün savaşlarda bulunan Hazret-i Abdullah bin Revâha (r.a.), Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in şair ve hatiplerindendi.

Kendisi “Vahiy katibiydi.” Şairlikteki kudreti herkes tarafından bilinir ve takdir edilirdi.

Şiirleri, Eshab-i Kiram (r.anhüm) tarafından hemen ezberlenerek ağızdan ağza yayılırdı. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de, onun şiirlerini beğenirdi ve bu şiirlerin düşmana ok atmadan daha tesirli olduğunu beyan ederdi.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem); O’nun hakkında;

-“Cenab-ı Hak, Hazret-i Abdullah bin Revâha’ya rahmet eylesin, Melâike O’nun meclisi ile İFTİHAR ederlerdi.”

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Revâha (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu