‘Cabir (r.a.)’ olarak etiketlenmiş yazılar

Zulüm

24 Haziran 2008

Çağ- Çağ deresi (Bor)

Seleften bazıları der ki;

-“Zayıflara zülm etme ki, kuvvetli olanların en şereflisi olursun.”

Cabir (r.a.) den rivayet edilmiştir.

Der ki;

Habaşistan”e hicret edenler Resülullah (a.s.v.) a geri döndüklerinde Resülullah (a.s.v.) onlara sordu:

-“Habeşistan da gördüğünüz en acayip şeyi bana haber verirmisiniz?”

Bunun üzerine kutaybe (r.a.) şöyle der:

-Ey Allah(c.c.) ın Resülu (a.s.v.) biz toplu olarak bir gün oturuyorduk. Habeşli bir ihtiyar kadınlardan bir kadın, başına su dolu bir testi olduğu hadle bizim yanımızdan geçti. Giderken Habeşli gençlerden bir gençle karşılaştı .Genç iki elinden birini kadının omzuna koydu. Sonra onu itti. Kadın dizleri üzerine düştü. Su testisi kırıldı Kadın ayağa katlığı vakit, delikanliye dönüp şöyle dedi:

-“Ey zalim, yarın Allah (c.c.) kürsüyü koyup, bütün insanları topladığı ve eller, ayaklar yaptıklarına şahit olarak konuştuğu zaman görekceksin. Yarın (kıyamet günü) senin ve benim durumum ne olacak. Göreceksin.”

Bunun üzerine Resülullah (a.s.v.) buyurdular:

-“Kuvvetlilerden, zayıflarının hakkı alınmayan bir kavmi Allah (c.c.) nasıl takdis eder.”

Gene Resülullah (a.s.v.) buyurdular ki;

-“Beş kişi vardır ki; Allah (c.c.) onlara öfkelenir. Dilerse Allah (c.c.) öfkesini dünyada onlara gösterir. Dilerse (dünyada onlara azap vermez) ahrette onları cehenneme koyar…”

1- Teba’sınden kendi hakkını aldığı halde kendisi onlara acımayan ve teba’sının maruz kaldığı zulmü gidermeyen devlet reisi.”

2- Millet kendisine itaat ettiği halde, kuvvetli ile zayıfın arasını bulmayan ve boş, hevai nefsine uyarak konuşan lider.

3- Çoluk çocuğuna, akrabasına Allah (c.c.) a itaat etmeleri hakkında emretmeyen ve onlara dinlerini öğretmeyen adam.

4- İşçi tutup çalıştıran ve ücretini vermeyen kimse.

5- Mehri hakkında karısına zülmeden erkek.

Abdullah bin Selam (r.a.) der ki;

-“Allah-u Teala (c.c.) mahlukatı yaratıp, onlar ayakları üzerine durdukları zaman başlarını Allah (c.c.) kaldırarak şöyle dediler:

-”Ey Rabbımız, sen kiminle berabersin?”

Allah (c.c.) :

-“Kendisine hakkı ödeninceye kadar Mazlumla beraberim.” Buyurdu.

Vehb bin Munebbih (r.a.) der ki;

Zalimlerden bir zalim bir köşk yaptırıp güzelce süsler. Bu sıra fakir ihtiyar bir kadın gelip, zalimin köşkünün yanında sığınacak bir kulube yapar. Bir gün Zalim atına binip köşkün etrafını dolaşır. Kadının yaptığı kulubeyi görür;

-“Bu kulube kimindir?” diye sorar.

-“Bir fakır kadınındır. Orada barınıyor.” diye cevab verirler.

Zalim külubanın yıkılmasını emr eder. Ve yıktırır. Biraz sonra kadın gelince kulubayi yıkılmış görür. Bunun üzerine kadın:

-“Bunu Kim yıktı?” Diye sorunca

-“Köşkün sahibi gördü ve onu yıktırdı” derler. Kadın başını kaldırarak Allah(c.c.) şöyle niyazda bulunur.

-“Ey Rabbım kulubem yıkılırken ben yoktum Ya sen nerede idin?”

Onun bu bedduası üzerine Allah(c.c.) Cebrail (a.s.) o köşkü içindekilerin başına yıkmasını emr eder.

Rivayet edilir ki;

-Bermek oğullarından bazısı hapsedildikleri zaman oğlu babasına der ki;

-”Ey babacığım, izzet ve şeref sahibi olduktan sonra parangaya vurulup hapsedildik”

Babası oğluna şöyle cevab verir:

-”Bir mazlumun bedduası gece yürüdü. Biz ondan gafil idik. Fakat Allah(c.c.) ondan gafil olmadı.”

Resulullah (a.s.v.) dan rivayet edilmiştir. Buyurdular ki;

-“Kim ki birisine zülm ederek bir değnek vurursa kiyamet günü onun kısası yapılacaktır .”

Rivayet edilir ki;

Kisra ( bir hükümdar ) çocuğunu yetiştirmek için ve terbiye etmek için bir terbiyeci tutmuştu. Çocuk yetiştiği vakitte, terbiyeci bir gün onu çağırarak sebepsiz olarak iyi bir döver.

Çocuk Öğretmenine babası ihtiyarlayıp ölünceye dek kin tuttu. Babası öldüğünde tahta geçen çocuk hocasını çağırıp ona şöyle dedi:

-“Sen beni filan gün sebepsiz ve suçsuz olarak öyle şiddetli niçin dövmüştün?”

Bunun üzerine, muallim şöyle dedi;

-“İyi bil ki Ey melik; Sen fazilet ve edepten kemâle ulaştığın vakit babandan sonra senin hükümdar olacağını anladım. Bunun için babandan sonra hiçbir kimseye ZÜLM ETMİYESİN diye sana zulmle tokat tadını tattırdım.”

Hocasının bu sözüne karşı, Melik şöyle dedi;

-“Allah (c.c.) seni hayırla mükafatlandırsın.” Dedi. Ve ona bir çok hediyelerin verilmesini emretti…

Kalblerin Keşfi (İmam-i Ğazali)

Allah (c.c.) bizleri ve sizleri, zulm etmekten ve züume uğramaktan korusun. Amin…

Fuad Yusufoğlu