‘Cuma günün fazileti’ olarak etiketlenmiş yazılar

dsc02175-fuadyusufoglu-girnavas.JPG

Girnavas Şelalesi (Uzaktan) Nusaybin

İbni Mes’ud (r.a.) şöyle der:

-“Allah(c.c.) günlerden Dört gün, Aylardan Dört ay, Kadınlardan da
dört kadın seçti.

-“Dört kişi cennete ilk gireceklerden olacak. Dört kişi de cennet müştak olacaktır.

-“Dört günlerden birincisi Cum’a günüdür…

Cuma günü öyle bir an vardır ki, o anı kim rast getirirp Allah (c.c.) a dünya ve ahiret işi için istekte bulunursa Allah (c.c.) dileğini verir.”

Dört günden ikincisi, Arife günüdür. Arefe günü geldiğinde Allah(c.c.) meleklere iftiharla şöyle der:-“Ey meleklerim, benim kullarıma bakın. Onlar toz toprak içine geldiler. Mallarını sadaka olarak infak ettiler. Vucutlarını yordular. Ben onları bağışladığıma sizi şahid tutarım.”

Dört günlerin üçüncüsü Kurban bayramın birinci günüdür. Kurban bayramın birinci günü geldiği ve kul kurnbanını kestiği zaman, kestiği kurbandan ilk damlayan kan damlası kulun işlediği her günaha kefaret olur.”

Dört günlerden dördüncüsü , Ramazan bayramının birinci günüdür.

Ramazan ayında oruç tutup, bayramlarına çıktıkları zaman Allah-u Teala (c.c.) meleklerine şöyle buyurur:

-“Muhakkak her işçi ücretini ister. Kullarım aylarınıoruçla geçirdiler. Bayramlarına çıktılar mükafatlarını istiyorlar. Sizi şahid kılarım ki, ben şübhesiz onları bağışladım. Sonra bir munâdi şöyle nida eder:

“Ey Muhammed ümmeti, dönünüz Sizin kötü amelleriniz iyi amellere çevrildi.”

-“Allah (c.c.) seçtiği dört aylar ise şunlardır:
Receb,
Zilka’de,
Zilhacce,
Muharram.”

-“Seçkin kadınlara gelince onlar şunlardır:

İmran kızı Meryem (radiyallahu anha)

Allah (c.c.) ve Resul (a.s.v.) üne bütün kadınlardan önce iman eden, Huveylidin kızı Hatice (Radiyallahu anha),

Fir’avunun karısı, Müzhim kızı Asiye (radiyallahu anha),

Cennet kadınların hanım efendisi olan Muhammed (a.s.v.) ın kızı Fatima.(r.a.)”

-“Cennete gireceklerin önünde gelenlerin ise, Her kavmın bir önde geleni vardır. Arap kavminin İlk önde geleni Efendimiz, Muhmmed (Aleyhis selam)dır.”

Acemlerin önde geleni; Selman (r.a.),
Rumların öne geleni Sühayb (r.a.),
Habeşlilerin öne geleni de Bilal (r.a.) dır.”

Kendilerine cennet Müştak olan dört kişi ise şunlardır:
Ebu talib’ın oğlu Ali (r.a.),
Selman-i Farisi (r.a.)
Ammar bin Yasır (r.a.)
Mikdad bin Esved (r.a.)

Resulüllah (a.s.v.) buyuruyor:

-“Kim TERVİYE günü (arife’den bir gün önceki gün) oruç tutarsa, Allah (c.c.) ona Eyyüb (Aleyhis selam) ın belalara sabrı için verdiği sevabı verir.
-“Kim ki, Arife günü oruç tutarsa , Allah (c.c.) ona İsa (Aleyhis selam) a verdiği sevab gibi sevab verir.”

Resulüllah (a.s.v.) rivayet edilmiştir:

Buyurdular ki:

-“Arife günü olduğu zaman Allah (c.c.) rahmetini saçar. O günden başka bir gün yoktur ki, Allah (c.c.) o günde daha çok kimseyi Cehennem ateşinden azad etsin.
-“Kim arife günü Allah (c.c.) tan dünya ve ahiret ihtiyaclarından bir şey isterse Allah (c.c.) ona verir. Arife gününe tutulan oruç, geçmiş ve gelecek sene içinde işlenen günahlara kefarettir.”

Kalblerin Keşfi (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teala hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri hacilerin Arafat’ ta yaptığı dualar hürmetine; Günahlarımızı Afv eylesin. AMİN……

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ deresi (BOR) Nusaybin

Cum’a gününde yedi fazileti aramalıdır:

1-Sabahleyin ilim meclisinde bulunmak. Hikaye anlatanlardan ve onunla oturanlardan uzak olmak. Sözü ve ahlakı dünyaya muhabbeti rağbeti azaltıp ahrete çağıran kimselerin meclisinde bulunmlıdır.

Böyle olmayan sözler ilim meclisi sayılmaz. Böyle kıymetli meclis olursa hadis-i şerif’teki gibi, Resulullah (Sallallahu aleyhi vesellem);

-“BÖYLE BİR MECLİSTE BULUNMAK, BİN REK’AT NAMAZDAN DAHA ÜSTÜNDÜR.” Olur.

2-Bu günde aziz ve şerefli bir zaman vardır. Hadisi şerifte geldi ki, Resulullah (Sallalahu aleyhi ve selem);

-“Bu saate (zamanda) kim ne isterse, istediği verilir.” Fakat bunun zamanı belli değildir.

Aziz ve şerefli olan bu saat, güneş doğarken midir?, zeval vaktinde midir?, güneş batarken midir?,ezan okunurken midir?, hatib minberde iken midir?, namaza durmak vaktinde midir?, yoksa ikindi namazı vaktinde midir? Bu vakit bildirilmiş değildir. Şübhelidir.

Kadir gecesi gibidir. O halde bütün gün bunu gözetlemek ve zikir ve ibadetsiz hiç vakit geçirmemek lazımdır.

3-Bugün (Cum’a günü) çok salavat okumalıdır. Çünkü Peygamber efendimiz (Alayhis selam) buyurdu ki;

-“Bugün benim üzerime seksen salavat okuyanın seksen senelik günahı afedilir.”

-“Ya Rasulullah (a.s.v.) senin, üzerine nasıl salavar-t okuyalım?” diye sordular.

Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurdu ki;

-“Allahummesallialâ Muhammedin ve alâ Muhammed. Salaten tekûnü leke rıdaen velihakkkıhi edaân ve a’tihi’l-vesilete veb’ashül-makame’l-Mahmud ellezi vaadtuhü, eczihi annâ ma hüve ehlühu ve eczihi efdale mâ câzeyte nebiyyen an ümmetihi ve salli alâ cemi-i ihvanihi mine’n-nebiyyine ve’s-sâlihine yâ arhame’r-rahimin”

Hatta bildirildi ki, her kim yedi cum’a gününde bunu yedi def’a okursa, elbette Peygamberimiz(Sallallahu aleyhi ve selem) ın şefaatına kavuşur.

Eğer;

-“Allahumme salli alâ Muhammedin ve alâ ali Muhammed.” Derse yine yetişir.

4-Bugün çok kur’an-i kerim okumalıdır. Kehf sûresini okumalı. Zira n-bu sureninfazileti hakkında çok hadisi şerifler vardır.

Geçmiş abidlerin âdetidir. Her cum’a günü,

“Bin İhlas” okurlardı.
“Bin salavat” getirilerdi.
Bin defa “Sübhanallahi ve’l-hamdulillahi velâ ilahe illallah vallahu ekber.” Derlerdi.

Devam edecek…

Kimyay-i Saadet (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizlri Cuma günü hürmetine afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Gelye Şam’e Mevki-i (Navale sipi) NUSAYBİN

Cuma namazı;
Umumi açıklama;

İbn-ü Hacer (r.a.) ile ilgili şu umumi bilgileri dermayan eder.

1-Cuma İsmini tarihçesi:

“Cuma” kelime olarak toplamak, bir araya getirmek mânasına gelen “cem” kökünden gelir. Cahiliye devrinde haftanın altıncı gününde cum’a değil “ARÛBE” denilirdi. Bu gün, İslam’dan sonra Cuma ismini almıştır.

Bu ismin veriliş sebebiyle ilgili muhtelif görüşler var;

*Mahlukatın mükemmel şekli o gün cem olundu, tamamlandı.

*Hazreti Âdem’in yaratılışı o gün cem oldu, tamamlandı.

*Ensar, Es’ad İbnu Zürâre ile birlikte bir araya gelince, cematle namaz kılarlar ve o gün Cuma diye isimlendirirler. (Rivayet Meâlen şöyle: Medine Ahalisi, Resûlullah (a.s.v.) ın hicretle gelmesinden ve Cuma ile ilgili farz inmesinden önce toplanırlar.

Ensar dedi ki;

-“Yahudilerin bir günü var, her yedi günde bir kere toplanırlar. Hiristiyanlar da böyle. Gelin bizde bir gün tesbit edelim, o gün toplanalım. Allah’ı zikredip ibadet yapalım, şükr edelim.’Arube gününü bu toplanma günü yaptılar. Es’ad ibnu Zürâre’de o gün toplandılar. “Ey İman edenler, Cuma günü ezan okunduğu vakit Allah’ın zikrine koşun” Cuma suresi Ayet 9 Bu rivayet, o sahâbelerin içtihadla o günü seçtiklerini ve isminin böylece Cuma olduğunu ifade eder.”)

AÇIKLAMA:

(“-Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Mus’ab Bin Umeyr (r.a) i Medineye emir olarak gönderdiğinde Cuma namazının Es’ad Bin Zürare (r.a) nın imamlığında kılınmasını emir etmiş ve Nekil-hadamat köyünde ilk cuma namazını kılınmıştır”)  Kayank: (Nihayetül Muhtaç) Haşiyetü Ebuddiye Nureddin Ali Bin Ali Eşşibramlesi- “Cilt:2 Sayfa:285″

*Ka’b İbnu Lüey, kavmini o gün toplar, haramlara ta’zim göstermelerini emreder, kendi nelinden bir Peygamber geleceğini haber verirdi. Bu sebeple Cuma adı verildi.

*Bu toplanma işini yapanın Kusayy olduğu da söylenmiştir.

*Cuma isminin verilişi, o günde halkın namaz için toplanması sebebiyledir. İbnu Huzeyme bu görüşte ısrar eder. “ Çünkü der, bu İslami bir isimdir. Cahiliye devrinde yoktur, daha önce arûbe deniyordu.” Der.

İbnu Hacer (r.a.), bu görüşe itiraz eder ve der ki;

-“Lugatçılar der ki: Arûbe cahiliye devrine ait eski bir isimdir.”

Cuma için de şunu derler:

-“Bu arûbe denen gündür. Görünen şu ki; Araplar haftanın yedi gününün isimlerini zamanla değiştirdiler.

Önceki isimler şöyle idi;

Evvel (birinci gün, PAZAR)
Ehven (PAZARTESİ)
Cebbar (SALI)
Debbar (ÇARŞAMBA)
Mü’nis (PERŞEMBE)
Arûbe (CUMA)
Sebbâr (CUMARTESİ)

Cevheri (r.a.) der ki;

-“Araplar, kadim isimlendirmede Pazartesi gününe ‘EHVEN’ diyorlardı.”

Bu da gösterir ki onlar haftanın günlerine yeni isimler verdiler. Bunlar halen herkesçe bilinip kullanılan isimlerdir. Es-Sebt (Cumartesi), El-Ehad (Pazar), El-İsneyn (Pazartesi) v.s. gibi.

*Arûbe’yi Cuma olarak ilk isimlendirenin Ka’b İbnu Lüey’in olduğu da söylenmiştir. Cuma’ya cahiliye Araplarının çevirip, arûbe şaklindeki ismini de ibkâ ettiklerini söyleyenlerin, bunu te’yid eden hususi rivayete ihtiyaçları vardır (Aksi takdirde desteksiz iddiada bulunmuş olurlar.)”

CUMA GÜNÜN FAZİLETİ:

Cuma gününü, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)

-“Mü’minlerin bayramı” olarak tavsif buyurur. Bayram, bir kısım imtiyazları ve hususiyetleri sebebiyle bir günün diğer günlerde olmayan, o güne has bazı umumi merasimlerle kutlanmasıdır.

Kütüb-i sitte Cilt 8 Sayfa 329

Cuma’nın Fazilet: 2
Hadis:322;

Ebu Lübabe ibnu Abdilmünzir Radiayyalahu anh anlatıyor;

Resulullah Aleyhisselatu ve sellem) buyurdular ki;

-“Cum’a günü (haftanın diğer) günlerinin efendisidir. Allah katında da en mühim olanıdır. O, Allah katında, Kurban veRamazan bayramı günlerinden daha mühimdir. Bu günün beş hasleti vardır;

*Allah, Adaem (aleyhis selam) ı o günde yeryüzüne indirdi.

*Allah Adem (aleyhis selam) ın ruhunu o gün kabz etti.

*O günde bir saat vardır ki, kul o saatte Allah’tan haram bir şey taleb etmedikçe her ne isterse mutlaka kendisine talebi verilir.

*Kiyamet da o gün kopacaktır.

*Bütün mukarreb (Allah’a yakın) melekler, sema, arz, rüzgar, dağ, deniz hepsi o günden korkarlar.”

Kütüb-i Sitte: 17 cilt sayfa 36

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Yeryüzünde en kıymetli gün olan Cum’a günü hatırına günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu