‘Ehl-i sünnet ve-l cemaat’ olarak etiketlenmiş yazılar

Navale sipi (Nusaybin)

Beşinci Esas: İrade- 8

Müslümanların bir kısmı da şu görüşe gitmişlerdir:

Kulların, kasd ve iradesi akibinde kendilerinden sadır olan her şey onların kudreti ve ihtiyari ile vakidir. Kullardan sadır olana hiçbir hususta Allah (c.c.) ın kudret ve iradesi taallûk etmez.

Bunlara, kudreti nefyettiklri için kaderiyye denir. Bu mazhebler de batıldır. Çünkü, onlar eğer bu sözü, Allah (c.c.) ın takdirden aciz olmasının caiz olduğuna inançlarından söyledilerse küfre girmişlerdir. Allah (c.c.) onların söylediklerinden münezzehtir.

Yok eğer onlar içtihadlarındeki hatadan ve Cenab-i Hakk-ı, kendi çirkin fiillerine takdir ve yaratmaktan tenzih etmelerinden söyledilerse Ehl-i Sünnet vel Cemaatın inançlarına muhalefet ettiklerinden bidatçıdırlar. Bu zümreden bir kısmı da hayır, Allah (c.c.) ın takdiri iledir. Fakat (şer) Allah (c.c.) ın takdiri ile değildir. Derler.

Hak olan mezheb şudur ki;

Kulun fiilinde her iki kudreti yani: Allah’ın kudreti ve kulun kudreti müessirdir. Fiillerin hepsi kullardan, Allah(c.c.) ın kudreti ve iradesiyle sadır olur. Lâkin, fiillerin meydana gelmesinde kulların da ihtiyarı vardır. Takdir Allah (c.c.) tandır. Kesb yani kazanmak ve işlemek kuldandır. Bu mezheb, kaderiyye ile Cebriyye arasında orta bir mezheptir. Ehl-i Sünnet Vel Cemaatın mezhebi de budur.
Mevlana Alâeddin sözü bitti.

Devam edecek…

Dinde kırk Esas (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri sağlam bir itikad üzere kılsın. Amin.

Fuad Yusufoğlu