‘Ezan’den sonra yapılan duanın önemi’ olarak etiketlenmiş yazılar

Ezân-ı Şerif duası

19 Temmuz 2008

cap757dodev21.jpg
Resulullah (a.s.v.) Doğduğu ev Mekke-i Mükeramma

Ezan-i şerif’ın arapça duası;

اَ للَّهُمِّ رَ بِّ هَذِ هِ ا لدَّ عْوَ تِ ا لتُّ مَهِ وَا لصَّلَ تِ ا لْقَا ءِمَهِ

اَ تِ مُحَمُّدًا ا لْوَ سِيلَتَ وَ ا لْفضِيلَتَ وا بْعَثْهُ مَقَا ماً مَحْمُو داً

ا لَّذِ ي وَ عَد تَهُ

Okunuşu:

“Allahumme Rebbe hazihi’d-da’veti’t-tamme. Vesselatil kâimeti ati Muhammeden (Sallallahu aleyhi ve sellem) el-vesilete vel fadilete (ved-dereceter-refîate.)  veba’shu makamen Mahmudenillezi vea’dteh. (İnneke lâ tühlifü’l-mîâd)

Okunuşu;

Selat ve selamdan sonra  “Allahumme Rebbe hazihi’d-da’veti’t-tamme. Vesselatil kâimeti ati seyyidene Muhammeden(Sallallahu aleyhi ve sellem)  el  vesilete vel fadilete ved-dereceter-refîa’te. veba’shu makamen Mahmudenillezi veadteh.

 

Resülullah Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu;

“Kim ezanı işittiği zaman: Ey şu eksiksiz davetin ve kılınacak namazın rabbi Allahım! Muhammed’e vesîleyi ve fazîleti ver. Onu, kendisine vaadettiğin makâm-ı mahmûda ulaştır, diye dua ederse, kıyamet gününde o kimseye şefâatim vâcip olur.”

Fuad Yusufoğlu

Ezanın tayını;

Bu şöyle oldu ki,

Müslimanlar Cum’ada ve cemaat ikametinde bir alamate muhtaç oldular. Bu hususta Resüllullah(Sallallahu aleyhi ve selem) Eshab ile müşavere etti.
Bazıları dediler ki,

-“Boru çalınsın. Boru sesi duyan cemaat toplansın.” Yahudilere benzemek olur diye kabul buyurulmadı.

Bazıları;

-“Çan çalınsın.” Dediler

-“Bu da Mecusilerin adetidir.” buyurdu.

Hazreti Ömer (r.a.);

-“Bir kimse nida etsin. Namaz vakti geldiğini bildirsin.” Dedi.

Bilal (r.a.) a emr olundu. Yüksek avazı var idi. Namaz vakitlerinde;

-“Namaza gelin.” Diye bağırır idi. Ondan sonra Abdullah bin Zeyd Ensarı (r.a.) Ru’yasında gördü ki,

-“Bir şahıs buna der ki, ne yapıyorsun?”

-“O dedi ki halkı namaza davet etmek istiyorum.”

O kimse,

-“Ben sana bundan iyi bir şey öğreteyim.” dedi. Ve ezan kelimelerini tamamen ona öğretti.

Bir rivayette mescid üzerine çıkıp halen okunduğu şekilde ezan okudu.

Abdullah bin Zeyd Ensarı (r.a.) uyandı. Hepsi hatırında kalmış idi.

Ru’yasını Resulullah Aleyhisslatu ve selem a arz etti.

Buyurdular ki;

-“Bu ru’ya haktır. Nemazın nidası böyle okumak gerekir. Bilal (r.a.) e emr olundu. Bu hizmet eda eyladı.

Rivayet olunur ki

Nemaz vaktı gelip Bilal (r.a.) ezan okuyunca Ömer (r.a.) da böyle rü’ya görmüş idi. Gelip Resulullah Sallallahu aleyhi ve selem a arz edince ;

Resulullah Sallallahu aleyhi ve selem buyurdu ki;

-“Senden evvel Cebrail aleyhisselam gelip, bana böyle ta’lim etti.”

Derler ki;

Yedi kimse bu uslub üzere rü’ya gördüler. Ve Mi’raç gecesinde Sultanı enbiye Sallallahu aleyhi ve selem böyle görmüş idi.

Eshabi Kiram (radiyallahu anhüm) rü’yaları ve Resül aleyhis selam’ın müşahedesi ve vahyı İlahi böyle olunca, bu uslub üzerine devam edildi. Ve kuvvetlendi. Bunu değiştirmeye kimsenin mecalı yoktur.

Derler ki;

Bilal (r.a.) sabah namazında Resüllullah (a.s.v.) odasının kapısına gelip;

-“Essalatü ya Resulullah.” Dedi.

Dediler ki

-“Resulüllah sallallahu aleyhi ve selem uykudadır.”

Bilal (r.a.) Yüksek sesle iki defa;

-“Essalatü hayrün minennevm.” Dedi.

Bu söz Resulullah (salllallahu aleyhi ve selem) ın hoşuna gitti.  Her sabah böyle söylenmesini emr buyurdu.

Peygamberler Tarihi (Altı Parmak)