‘Hanbeli mezhebi’ olarak etiketlenmiş yazılar

İmâm-i Ahmed bin Hanbel (Radiyallah-u anh)

Ehli sünnetin amelde dört hak mezhebinden biri olan Hanbeli mezhebinin imâm-i. Künyesi, Ebû Abdullahtır. 164 (M. 780) senesinde Bağdad’da doğdu. 241 (M. 855) senesinde bir Cum’a günü Bağdad’da vefat etti. Aslen Basra’lıdır. Babasının ismi Muhammed bin Hanbel’dır.

Dedesi Hanbel bin Helâl, Basra’dan Horasana yerleşmiş ve Emevi Devletinde Serahs şehri valiliği yapmıştır. Babası asker (subay) idi.

Ahmed Bin Hanbel (r.a.) in ailesi, annesi ona hamile iken, Merv’den Bağdad’a göçmüş ve Bağdad’da doğmuştur.

Soy itibariyle, hem anne, hem de babası tarafından arap asıllıdır. Nesebi İslamiyet’ten önce ve sonra Araplar arasında meşhür bir kabile olan “Şeyban kabilesine” dayanır.

Bu kabile Adnan kabilesinin bir kolu olan Rebia kabilesinden bir kol olup, Nizar kabilesinde Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in soyu ile birleşir.

Ahmed bin Hanbel (r.a.) in babası daha o çok küçük yaşta iken vefat etmiştir. Otuz yaşında vefat eden babasından, önemli bir miras ta kalmamıştı. Onun yetişmesi ile annesi ilgilenmiştir. Daha küçük yaşta iken ilim tahsiline başlamıştı. Bu sırada Bağdat önemli bir ilim merkezi idi. Burada hadis alimleri, kıraat alimeleri, tasavvufta yetişmiş büyük zatlar ve diğer ilimlerde yetişmiş kıymetli alimler bulunuyordu.

Tahsili:

Ahmed bin Hanbel (r.a.), ilim öğrenmeye küçük yaşta başlamıştır. Önce kur’an-ı kerim’i ezberledi. Bundan sonra lügat, hadis, fıkıh, sahabi ve tabiin rivayetlerini öğrendi.

Ahmed bin Hanbel (r.a.), emsali arasında ciddiyeti, takvası, sabrı, metanet ve tahammülü ile meşhur olmuştur. Bu hali, henüz 15-16 yaşlarında iken temas kurduğu alimlerin dikkatini çekmiştir. Heysem bin cemi (r.a.), Onun hakkında, daha o sırada şöyle demiştir.

-“Bu çocuk yaşarsa, zamanındakilerin ilimde hucceti (rehberi) olacaktır.

İlk önce İmâm-i A’zam (r.a.) ın talebesi oln Ebû Yusuf (r.a.) dan fıkıh ve hadis ilminde ders almıştır.
Bundan sonra da üç sene Huşeym (r.a.) in derslerine devam etmiştir. Ondan hadis-i şerif dinlemiştir. Bu sırada henüz 16 yaşında idi.

Kendisi;

-“Huşeym (r.a.) den işittiğim her şeyi ezberledim.” Demiştir.

Bundan başka Bağdad’da bulunan meşhur âlimlerden de ders aldı. 179 (M. 795) Senesinde tahsile başlayıp 186 (M. 802) senesine kadar 7 yıl Bağdad’da ilim öğrendi. Bundan sonra ilim tahsili için seyahatlara başladı.

186 yılında Basra’ya ve bir yıl sonra da oradan Hicaz’a gitti. Böylece küfe, Basra, Mekke-i mükerreme, Medine-i münevvere, Şam ve el- Cezire’ye giderek hadis ilmini öğrendi.

Hadis ravilerini bizzat görerek, onlardan hadis-i şerif dinledi. Basra ve Hicaz’a beşer def’a seyahat yapmıştır.

Hicaz’a yaptığı ilk seyahatinde, fıkıh ilminde hocası olan İmâm-i Şafi-i (r.a.) ile görüşmüştür.  Bu görüşme Mekke’de Mescid-i Haram’da olmuştur. İkinci defa ise, Bağdad’da buluşmuşlardır.

 

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri İmâm-i Hanbel (r.a.) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Cöka Kanika (Girincik köyü) Nusaybin

İmâm-i Ahmed bin Hanbel (Radiyallah-u anh)- 2

İmâm-i Ahmed bin Hanbel (r.a.), ilim tahsili için her türlü zorluğa katlanmıştır. Hadis-i şerif dinleyip öğrenmek üzere, pek çok seyahat yapmıştır.

Bu seyahatlerinin çoğuna, YAYA OLARAK ÇIKMIŞTIR. İlk hac seferini 187 (M. 803) senesinde yaptı. Bundan sonra 191 (M. 806) ve 196 (M. 811) senelerinde de hacca gitti. 196 ‘daki hac seferinde, bir sene Mekke-i Mükerreme’de kaldı. 198 yılında da hac yapıp, bir sene daha orada kaldı.

Bu zaman zarfında hadis-i şerif öğrenme faaliyetini sürdürdü. Hac yapmak için beş defa Mekke-i mükerreme’ye gitmiştir. Bu seferlerinden birinde, hac yaptıktan sonra bir müddet, mücâvir olarak Mekke’de kaldı.

Sonra Yemen’in San’a şehrinde bulunan meşhur hadis âlimi Abdurrezak bin Hemmam (r.a.) dan hadis-i şerif öğrenmek için San’a’ya gitmek üzere yola çıktı.

Bu yolculuk sırasında ilim oğrenmek uğruna çok sıkıntı çekti. Yolda yiyeceği bitmişti. Parası da olmadığı için, San’a şehrine varıncaya kadar, nakliyecilerin yanında ücretle hamallık yaptı.

San’a’da Abrürrezaak bin Hemmam (r.a.) den ders aldı. Ticaret ve kazanc için elverişli olmayan San’a’da iki sene kalıp, sıkıntılara katlandı.

Abdürrezzak bin Hemmam (r.a.) dan Hadis-i şerif dinledi. Böylece İmâm-i Zühri (r.a.) ve İbn-i Müseyyib (r.a.) yoluyla rivayet edilen, birkaç hadis-i şerif-i işitip öğrendi.

Ahmed bin Hanbel (r.a.), ilim öğrenmek için pek çok İslâm beldesini dolaştı ve bu uğurda pek çok meşeakkate katlandı. Kitab çantalarını sırtında taşıdı.

Bir seferinde onu tanıyan biri ezberlediği hadis-i şerifin ve yazdığı notlarının çokluğunu görerek;

-“Bir Küfe’ye bir Basra’ya gidiyorsun! Ne zamana kadar böyle devam edeceksin?” deyince.

Ahmed bin Hanbel hazretleri (r.a.);

-“Hokka ve kalem ile mezara kadar…” diyerek cevab vermiştir.

Ahmed bin Hanbel (r.a.) in kuvvetli hafizasının yanında dikkatı çeken bir vasfı da, işittiği bütün hadis-i şerifleri yazmaya çok önem vermesiydi.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri İmâm-i Hanbel (r.a.) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Bor-e Beşire Mecido (Girnavas) Nusaybin

İmâm-i Ahmed bin Hanbel (Radiyallah-u anh)- 3

Yaşadığı devir, ilmin tedvin edildiği, kısımlara ayrılıp, yazıldığı bir devir idi. Fıkıh ve lügat ilmi tedvin edilmiş, hadis ilmi tedvin edilmekte, yazılan hadis-i şerifler toplanmakta idi.

Ahmed bin Hanbel (r.a.), böyle bir zamanda din ilimlerini öğrenip, bilhassa tefsir, hadis ve fıkıh ilimlerinde yüksek seviyeye ulaşmıştır.

Netice itibariyle, küçük yaşta ilim tahsiline başlayan Ahmed bin Hanbel (r.a.), Bağdad’da birçok âlim’den ilim öğrenip, hadis-i şerif dinledi. Sonra Küfe’ye, Basra’ya, Mekke’ye, Medine’ye, Yemen’e, Şam’a gitti.

Bu gittiği şehirlerde bulunan en büyük âlimlerden, fıkıh ve hadis ilimlerini öğrendi. Zamanında yaşayan Zünnun-i Mısrı (r.a.), Bişri Hafi (r.a.), Sırrı-yi Sekati (r.a.), Ma’ruf-i Kerhi (r.a.) gibi bir çok büyük evliya ile de görüşmüş, onlarla sohbet etmiştir.

Yezid bin Harun (r.a.), Cerir ibni Abdulhamid (r.a.), Velid bin Müslim (r.a.), Veki bin Cerrah (r.a.), İmâm-i Ebu Yusuf (r.a.), İbrahim bin Sa’d (r.a.), Yahya bin Sa’id Kettan (r.a.), Süfyan bin Üyeyne (r.a.), fıkıh ilminde hocası Muhammed bin İdris Şafi-i (r.a.), Abdurrezak bin Hemmam (r.a.) dan ve daha nice âlimlerden ilim okudu. Sonra tekrar Bağdad’da döndü. BUNDAN SONRA İLMİNİ YAYIP, İNSANLARA ÇOK FAİDELİ OLDU.

Dersleri ve Talebeleri;

Ahmed bin Hanbel (r.a.), daha önceki yıllarda fetvalar vermekle beraber, ders ve fetva verme işine, kırk yaşında başlamıştır. Bundan sonra hadis rivayetinde ve fetvada başvurulan önemli bir kaynak olmuştur.

Çünkü o, ilmi ve üstün ahlaklı ile çok sevilip, meşhur olmuştur. İki çeşit ders halkası (meclisi) vardı.

Biri; Talebelerine verdiği muntazam dersler,

Diğeri; Hem talebelerinin, hem de halktan isteğenlerin katıldığı dersler idi.

O’nun ilim meclisine pek çok kimse katılırdı. Bazı rivayetlere göre, dersini dinleyenlerin sayısı beşbini bulmuştur.

Ahmed bin Hanbel (r.a.) den ders alıp, ilim öğrenen talebenin çokluğu, ondan Hadis-i şerif edenlerin ve fıkhı mes’eleler nakledenlerin pek çok sayıda olmasından da anlaşılmaktadır.

O’NUN MECLİSİNE GELİP, DERSLERİNİ DİNLEYENLERİN BİR KISMI, SADECE ONDAKİ ÜSTÜN HALLERE VE YÜKSEK AHLAKA HAYRAN KALDIĞI İÇİN SOHBETİNE KATILMIŞTIR.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri İmâm-i Hanbel (r.a.) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Bor-e Beşire Mecido (Girnavas)

İmâm-i Ahmed bin Hanbel (Radiyallah-u anh)- 4

Böylece bir kısmı hem ilmini hem ahlakını alırken, bir kısmı da onun yaşayışına göre yaşamak, O’NU TANIMAK, AHLAK VE EDEB HUSUSUNDA YAPTIĞI VA’ZU NASİHATTEN İSTİFADE ETMEK İÇİN HUZURUNA GELİYORDU.

Ahmed bin Hanbal (r.a.) in meclisinde, derslerinde vekâr, ciddiyet, tevazu ve gönül huzuru hakim idi.

Dinleyenlere ve katılanlara saâdet vesilesi olan derslerini, ikindiden sonra Bağdad’da büyük bir meclisinde verirdi.

Ders meclisinde daima kitablarıyla, yazıp kaydettikleri ile çıkardı. Çok kuvvetli bir hafizaya sahib olmasına rağmen, Hadis-i şerif rivayet ederken, yanındaki yazdıklarına bakardı. Kitabından okur talebelerine yazdırırdı.

Derslerinde Hadis-i şerif rivayetinden başka, bir de fıkhı mes’eleler hakkında verdiği cevablar yer almakta idi. O’ndan ders alıp, ilimde yetişenlerin sayısı 900 civarındadır.

En meşhur talebeleri şu zatlardır;

Kendi oğlu Salih bin Ahmed (r.a.), babasının ictihatlarını, yazdığı mektublarla yaymıştır. Kadilik vazifesi de yaptığı için, Hanbeli mezhebini tatbik etmiş, uygulama safhasına koymuştur.

Diğer oğlu Abdullah bin Ahmed (r.a.), babasının ictihadlarını nakletmiştir.

Ebu Bekr el-Esrem (r.a.), Hanbeli fıkhını nakletmiştir.

Abdulmelik bin Abdulhamid el-Meymuni (r.a.), Ahmed bin Hanbel (r.a.)in derslerine yirmi iki sene kadar devam etmiş, onun ictihadını ve açıkladığı mes’eleleri yazmıştır. Hanbeli fıkhını rivayet husussunda büyük hizmeti olmuştur.

Ebu Bekir el-Mervezi (r.a.), en başta gelen talebesi olup, hocasının ictihadından, fetvalarından pek çoğunu nakletmiştir.

Harb bin İsmail el-Hanzali (r.a.), hocasından rivayetleri vardır.

İbrahim bin ishak el-Harbi (r.a.), Ahmed bin Hanbel (r.a.) den fıkıh ve hadis ilmine dair rivayetler nakletmiştir. Bu zat, zühd ve takva bakımından hocasına tam uymuştur.

Ebu Bekr el-Hallal (r.a.), Hanbeli mezhebinin hükümlerini yazmış ve bu hususta büyük gayretler göstermiş, seyahatlar yapmış ve pek çok kitab yazmıştır.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri İmâm-i Hanbel (r.a.) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Bor-e Beşire Mecido (Girnavas)

İmâm-i Ahmed bin Hanbel (Radiyallah-u anh)- 5

İlimdeki üstünlüğü;

Ahmed bin Hanbel (r.a.), Hadis ilminde zamanın en büyük âlimidir. Üçyüz binden fazla hadis-i şerifi senedleriyle birlikte ezbere bilirdi. Ebû Zür’a (r.a.) ya göre, bir milyon hadisi şerifi ezberlemişti.

Kendisinden pek çok âlim, Hadis-i şerif nekletmişlerdir. İlim ve amelde öncü, Ehl-i sünnet olan dört imâmın dördüncüsüdür.

İmâm-i şafi-i (r.a.) buyurdu ki;

-“Bağdad’dan ayrıldığım zaman, orada Ahmed bin Hanbel (r.a.) den daha âlim, daha fakîh, haramlardan ve şübhelilerden kaçan kimseyi bırakmadım.

Ebû Dâvûd Sicistani (r.a.) şöyle demiştir;

-“İki yüz meşhur âlimle karşılaştım. Ahmed bin Hanbel (r.a.) gibisini görmedim. O hiçbir hususta insanların daldığı dünya işlerine dalmazdı. Ancak ilimden bahis açılınca konuşurdu.

Ebû Zürâ (r.a.) da;

-“İlmin her dalında Ahmed bin Hanbel (r.a.) in bir benzerini görmedim. Onun ilimde ulaştığı dereceye, başkası ulaşamamıştır.” Demiştir.

Menhâ bin Yahyâ (r.a.) şöyle demiştir;

-“Ahmed bin Hanbel (r.a.), her hayrı kendisinde toplamıştı. Çok âlim gördüm, fakat ilimde, Vera’ da ve zühd’de, onun gibi üstün birine rastlamadım.”

İmâm-i Ahmed bin Hanbel (r.a.), büyük bir müfessir, yüksek bir muhaddistir. Tefsiri yüzyirmi bin hadis-i şeriften meydana gelmiştir. Ahmed bin Hanbel Hazretleri (r.a.) nin eserleri, müfessirler için birer feyz kaynağıdır.

Bunun için kendisine;

“Üstad-ül müfessirin” ünvanıyla anılır. Bir çok muhaddis yetiştirmiştir. Binlerce hadis-i şerif ile hfızasını süslemiştir.

Yaşadığı devir, yazılan hadis-i şeriflerin toplandığı bir devirdi. Bu devirde yetişen meşhur hadis âlimlerinin en meşhuru Ahmed bin Hanbel (r.a.) dir. Bütün hadis-i şerifleri okudu, inceledi. Otuz bin hadis-i şerifi içine alan “Müsned” adlı eseri 700 bin hadis-i şerif içinden seçerek yazmıştır.

Rebi bin Süleyman (r.a.), İmâm-i Şafi-i (r.a.) nin şöyle buyurduğunu nakletmiştir;

-“Ahmed bin Hanbel (r.a.), Sekiz şeyde İmâmdır.”
-“Hadis ilminde,
-“Fıkıh ilminde,
-“Kur’an ilminde,
-“Lugat ilminde,
-“Fakrda,
-“Zühd’de,
-“Vera’ da,
-“Tasavvufta, ve sünnette imam.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri İmâm-i Hanbel (r.a.) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Bor-e beşire Mecido (Girnavas)

İmâm-i Ahmed bin Hanbel (Radiyallah-u anh)- 6

Bağdad’da mu’tezile fırkasına mensub olanlar, Kur’an-i kerim ‘mahluktur’ diyerek bu yanlış i’tikâdlearında Abası halifesi Me’mun’u da inandırdılar.

Bunu kabul etmesi için, Ahmed bin Hanbel Hazrteleri (r.a.) ni de zorlayıp, Me’mün vasıtasıyla bu hususta baskı ve işkence yaptılar ve 28 ay hapsettiler. Bütün bu baskı ve işkencelere rağmen;

Ahmed bin Hanbel (r.a.);

-“Kur’an-i kerim, Allah-u Teâlâ’nın kelâmıdır. Mahluk değildir.” Diyerek Ehl-i sünnet i’tikadını bildirdi.
Mu’tasım’ın halifeliği sırasında da baskı ve işkencelere maruz kaldı.

El-mütevekkil halife olunca, Mu’tezile fırkası mensublarını saraydan uzaklaştırdı. Fıkıh ve hadis âlimlerine hürmet ve yakınlık gösterdi. Böylece Ahmed bin Hanbel Hazretleri (r.a.), yapılan baskı ve işkencelerden kurtuldu.

Yaptığı hzimetlerle, zamanındaki ve sonraki asırlardaki insanlara rehber oldu.

İctihadı (Mezhebi);

İslamiyette, Ehl-i sünnet i’tikadı üzere olan, amelde dört hak mezhebten biri de Hanbeli mezhebidir. Ahmed bin Hanbel (r.a.) bu mezhebin imâmıdır.

O İctihadlarıyla Müslümanların Allah-u Teâlâ’ nın rızasına kavuşmaları için,amellerinde uyacakları bir yol gözetmiştir.

O’nun gösterdiği bu yola “Hanbeli mezhebi” ve ehl-i sünnet i’tikadında olan Müslümanlardan, amellerini bu mezhebin hükümlerine uyarak yapanlara “Hanbeli” denir.

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.), bütün Müslümanlardan TEK BİR İMAN İSTEMEKTİR. İslamiyette; İMANDA, İ’TİKAD’DA TEFRİKAYA (AYRILIĞA) KESİNLİKLE İZİN VERİLMEMİŞTİR.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) efendimizin inandığı ve bildirdiği ve eshab-i kiramın naklettiği gibi iman eden Müslümanlara, “EHL-İ SÜNNET VEL-CEMAAT Veya kısaca “SÜNNİ” denir.

Sünni Müslümanlara Mezheb imâm-i olan büyük İslam âlimleri tarafından, Kur’an-i kerim ve hadis-i şeriflerde hükmü açıkça bildirilmemiş olan ba’zı ibadetlerin ve günlük muamelelerin tarafında ve yapılışında gösterilen ve Allah-u Teâlâ’nın rızasına kavuşturan yollara, “Ameli mezhebler denilmiştir.”
Mezheb imâmi olan büyük İslâm âlimlerinin, aralarındaki böyle ictihad ayrılıklarına, dinin sâhibi izin vermiş ve bu hal, her zaman ve her yerde, Müslümanların İslamiyete dosdoğru uymalarını temin ederek, Müslümanlar için rahmet olmuştur.

Nitekim Hadis-i şerifte de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“’Alimlerin (müctehidlerin) mezheblere ayrılması rahmettir.” Buyurulmuştur.

Ahmed bin Hanbel (r.a.) in talebelerinin ve kendisine sual soranların müşküllerini hallederken ortaya koyduğu ve takib ettiği usûllar, Hanbeli mezhebinin temel kaideleri olmuştur.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri İmâm-i Hanbel (r.a.) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ barajı (mesire yeri) Nusaybin

İmâm-i Ahmed bin Hanbel (Radiyallah-u anh)- 7

İmâm-i Ahmed bin Hanbel (r.a.), dini müşkülerin hallinde sırasıyla şu kaynaklara baş vurmuştur;

1-Kitab ve sünnet;

Bütün müctehidler gibi Ahmed bin Hanbel (r.a.) de bir işin nasıl yapılacağını Kur’an-i krimde açık olarak bulmazsa, hadis-i şeriflere bakar. Bunlarda bulunursa ona göre hüküm verirdi.

2-İcmâ’ ve Shâbe kavli;

Hadis-i şeriflerde de açıkça bulamadığı bir iş için, icmâ’ var ise, öyle yapılmasını bildirirdi.

İCMÂ’, Eshab-i kiram’ın hepsinin aynı sûretle yapması ve söylemesi demektir. İcmâ’ ya “sözbirliği” de denir.

Eshab-i kiramdan sonra gelen Tabiinin de icmasını delil, senet kabul etmiştir. Sahab-i kavli (Sözü, ictihadı) bulunan bir mes’elede, kendi ictihadına göre hüküm vermezdi. Sahabe’nin sözüne göre hüküm verirdi. Hatta sahab-e sözü bulamadığı hususlarda, Tabiinin büyüklerinden olan müctehidlerin ictihadını, kendi rey’ine tercih ederdi.

3-Bir mes’ele hakkında sahabe veya tabiine ait bir re’y (ictihad) bulamazsa, zayıf ve mürsel hadislerle amel edweri ona göre hüküm verirdi. Zayıf hadisin de, Sahih hadisin bir çeşid olduğunu göz önünde tutardı.

4- Kıyas;

İmâm-i Mâlik (r.a.) in (rivayet yolu) nu ve İmâm-i A’zam’ın (Rey ve kıyas yolu) nu almış ise de, pek çok hadis-i şerif ezberlediğinden , önceki hadis-i şeriflerin birbirini kuvvetlendirmesine bakarak, ictihad etmiştir. İctihadda bu usul, sadece Ahmed Bin Hanbel (r.a.) e aittir.

Hanbeli mezhebinde bir çok âlimler yetişmiştir. Bu âlimlerin başında, Ahmed bin Hanbel (r.a.) in kendi oğulları Salih ve Abdullah gelmektedir.Ebu Bekir el-Esrem (r.a.), Abdülmelik el-Meymûni (r.a.), Ebu Bekir el-Merkezi (r.a.), Harb bin İsmail (r.a.), İbrahim bin ishak el- Harbi (r.a.), gibi âlimler, Ahmed bin Hanbel (r.a.) in bizzat kendisinden fıkıh ilmini öğrenmişlerdir.

Bu mezhebin esasını yaymak hususunda üstün gayret gösteren âlimlerden biri de Ebu Bekir el-Hilal (r.a.) dır. Seyyid Abdulkadır Geylani (r.a.), Hanbeli mezhebinin esaslarını yayan âlimlerdendir.

Ahmed Bib Hanbel (r.a.) in (El Müsned) i en meşhur esweridir. Oğlu Salih (r.a.) çeşitli kimselser yazdığı (mektublar) la babasının mezhebini yaymıştır.

Abdulkadir Geylani (r.a.) “Futûhul Ğayb” ve Günyetüt-talibin” kitabları ile Abdurrahman el cezir (k.a.) nin”Kitab-ül-Fıkhı ale’l Mezhebi’l-Erbaa” sında bu mezhebin esaslarını en geniş şekilde açıklamaktadır. “El muğni”, “El İkna”, Bülüğul-Emani” adındeki eserler de Hanbeli fıkhı üzere yazılmıştır.

Bu mezheb, Şam ve Bağdad taraflarında çok yayılmıştı. Şimdi azalmıştır. Arabistan’da da mensubleri vardır.

Menkıbeleri ve methi;

Yahya bin Main şöyle demiştir;

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri İmâm-i Hanbel (r.a.) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Hidro elektirik santralı (Nusaybin)

İmâm-i Ahmed bin Hanbel (Radiyallah-u anh)- 8

Menkıbeleri ve methi;

Yahya bin Main şöyle demiştir;

-“Ahmed bin hanbel gibi bir zat daha görmedim. Elli sene onunla sohbet ettim. Kendinde bulunan üstünlüklerden hiç biriyle asla kendini methetmedi.”

Oğlu Abdullah (r.a.);

-“Babam her gece Kur’an-i kerimin yedi de birini okur, her yedi günde bir hatim ederdi. Yatsı namazını kıldıktan sonra biraz istirahat eder, sonra kalkıp sabaha kadar ibadet ve taâtla meşgül olurdu. Giydiği elbiseyi en ucuz kumaştan yaptırırdı. Çok kere az şey yer.” Ölecek olan kimse için, bunlar çok bile” derdi. Demiştir.”

İmâm-i Ahmed bin Hambel Hazretleri (r.a.) anlatır;

-“Bir gün, sahrada yalnız idim. Yolumu şaşırmıştım.Yolda bir köylü gördüm. Bir kenarda oturmuş idi.”

-“Gideyim ve ona yolu sorayım.” Dedim.

Gittim ve ona sordum. Bana;

-“Açım.” Dedi

-“Bir parça ekmeyim vardı Ona verdim.”

Bana gür bir sesle;

-“Ey Ahmed! Sen kim oluyorsun ki, Allah-u Teâlâ’nın evine (Beytullah’a) gidiyorsun! Allah-u Teâlâ (c.c.) oraya gitmene razı olmayınca elbette ki yolu şaşırırsın!” dedi

Bunu üzerine ben;

-“Ya Rabbi senin köşelerde, kenarlarda, sakladığın, halkın gözünden örttüğün böyle kulların da varmış.” Dedim.

O zat şöyle buyurdu;

-“Ne zanediyorsun Ahmed, ne zanediyorsun! Allah-u Teâlâ’nın öyle kulları vardır ki, eğer Allah-u Teâlâ’dan isteseler, bütün gökler ve yerler, onların hürmetine altın olur.”

-“O anda toprak ve dağlar altın olmuştu. Kendimdem geçtim ve düştüm.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri İmâm-i Hanbel (r.a.) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Hidro elektirik santralı (Nusaybin)

İmâm-i Ahmed bin Hanbel (Radiyallah-u anh)- 9

Ahmed bin Hanbel (r.a.) in, yevmiye ile çalışan bir işçisi, vardı. Akşam talebesine,;

-“Bu işçiye ücretinden fazla ver.” Dedi.

Talebe ücretinden fazla para verdi. İşçi almadı ve gitti.

Hazreti İmâm-i Ahmed bin Hanbel (r.a.);

-“Arkasından yetiş, şimdi alır.” Dedi.

Dediği gibi, işçi parayı aldı. İmâm-i Hanbeli (r.a.) a sebebi sual edilince şöyle buyurdu ki;

-“O zaman böyle bir şey aklından geçiyordu…. Şimdi ise bu düşünce onda yok oldu. Alması tevekekülünü bozmiyacağı için aldı.”

-“Tevekkül nedir?” diye sual ettiler. Buyurdu ki;

-“Rızkın Allah-u Teâlâ’dan olduğuna inanmaktır.”

Taberâni hazretleri (r.a.) şöyle nakleder;

-“Zamanın meşhür bir falcısı vardı. Fal baktırmak istiyenler her taraftan gelir kendisini bulurlardı. Bu şahıs falcılığı meslek halına getirmişti.”

-“Daha sonra hastalandı. Yirmi sene iyileşmedi. Biri ziyaretine gelmişti. Halını sorunca;”

-“Senin iyileşmenin tek yolu var, o da zamanımızın en büyük âlimlerden ve eyliyasından biri olan Ahmed Bin Hanbel hazretleri (r.a.) nın “Dua” etmesidir. Dedi.”

-“Bu falcı da annesini gönderip, “dua” etmesini istedi.

Annesi evine varınca dedi ki;”

-“Oğlum yrimi senedir hasta yatmaktadır. Bunun iyileşmesi için sizeden “dua” istemeye geldim.”

İmâm-i Hanbel (r.a.);

-“Herkes iyileşmek için oğluna gelirdi. Senin oğlun da her şeyi bildiğini zanederdi. Kendi hastalığını tedavi etmeyip de, seni bana mı gönderdi?” dedi.

Kadının çok ısrarına dayanamayıp, falcılığı bırakması şartıyla “dua” edeceğini söyledi.

İmâm-i Hanbeli (r.a.) n bu sözü üzerine falcılığı bıraktı. Tevbe etti. Ve sıhhata kavuştu.

İmâm-i Ahmed bin Hanbel (r.a.) Abdullah bin Mubarek hazretleri (r.a.) nin gelmesini ve onunla görüşmeyi çok arzu ediyordu.

Nihayet bir gün oğlu;

-“Babacığım! Abdullah bin Mübarek (r.a.) kapıdadır, sizi görmek istiyor.” Dedi.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri İmâm-i Hanbel (r.a.) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Kelehi köyü Nusaybin

İmâm-i Ahmed bin Hanbel (Radiyallah-u anh)- 10

Ahmed Bin Hanbel (r.a.) oğluna;

-“İÇERİ ALMA.” Dedi.

Oğlu;

-“Babcığım, bunda ne hikmet vardır ki, senelerdir onu görmek arzusu ile yanıyordun, bugün bu saadet, bu ni’met kapınıza geldi de içeri almıyorsunuz.” Dedi.

İmâm-i Ahmed bin Hanbel (r.a.);

-“Evet söylediğin gibidir. Ama korkarım ki, onu gördükten sonra ayrılığa dayanamam. Onun korkusu için bir ömür harcadım. Onu ayrılmak olmayan yerde görmek isterim.” Dedi.

İmâm-i Ahmed bin hanbel (r.a.) e İmâm-i Şafi-i (r.a.) Mısırdan mektub göndermişti. Okuyunca ağladı. Sebebi sorulunca,

-“Üstadım Olan İmam-i Şafi-i hazretleri (r.a.), Rü’yada Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) i görmüş. Ahmed Bin Hanbel (r.a.) e mektub ile benden selam yaz ve de ki;

-“Kur’an-i kerimin mahluk olup olmadığı kendisinden sorulacak. Cevab vermesin buyurmuş.” Dedi.

İbn-i Ebi Verdi hazretleri (r.a.) anlatır;

-“Bir gece rü’yamda Resulullah (a.s.v.) i gördüm.”

Kendisine dedim ki;

-“Ya Resulallah! Ahmed bin Hanbel hakkında ne buyurursunuz?”

Resulallah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;

-“Senin yanına Musa Aleyhisselam geliyor bu sualini ona sor.”

Bir süre sonra yanıma Musa aleyhis selam geldi. Aynı sualı ona sorduğumda

Musa Aleyhis Selam buyurdu ki;

-“Ahmed bin Hanbel (r.a.) zahiri ve batını ilimde kemâle gelmiş, çok sâdık bir kimsedir. Allah-u Teâlâ muhakkak sıddıklarla beraberdir.”

Ahmed Bin Hanbel (r.a.) vefat ederken eliyle işaret edip;

-“Hayır olmaz.”dedi.

Oğlu;

-“Babacığım bu ne haldır?.” Dedi

İmâm-i Hanbel (r.a.);

-“Şu an tehlike zamanıdır. Dua zamanıdır. Şeytan felaket toprağını başıma saçmak istiyor. ‘Ey Ahmed, benim elimde can ver diyor.”

Ben de;

-“Hayır olmaz! Hayır olmaz!” diyorum. Dedi.

-“Bir nefes kalıncaya kadar tehlike vardır. Şeytanın aldatmasından emin olmak yoktur.” Buyurdu ve vefat etti.

Vefat haberi bütün Bağdat halkını ağlattı. Cenaza namazını kılmak üzere çevreden gelenlerle birlikte, binlerce insan toplanmıştı.

Bağdadlılar evlerinin kapılarını açıp;

-“Cenaza namazı için abdest almak isteyen gelsin.” Diye bağırdılar.

Cenaza namazı kılınınca kuşlar tabutu üzerinde uçuşup, kendilerini tabuta vurdular. Cenaza namazında yüzbine yakın kişi bulundu.

O gün Yahudi ve hiristiyanlardan pek çok kimse, bu hadiseyi görerek Müslüman oldu. Ağlayıp bağırarak,”La ilaha illallah” dediler.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri İmâm-i Hanbel (r.a.) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin