‘Hâtim-i Esâm (r.a.)’ olarak etiketlenmiş yazılar

Çağ-Çağ Barajı (Sonbahar manzarasi) Nusaybin

Hâtim-i Esâm (Radiyallah-u anh)

Evliyanin büyüklerinden, Künyesi Ebu Abdurrahman olup, adı Hâtim bin Unvan bin Yusuf el-Esâm’dır.

Belh şehrinde doğmuştur. Doğum tarihi kesin belli değildir. Hatem-i Esâm, Şakik-i Belhİ (r.a.) nin talebesi Ahmed-i Hadraveyh (r.a.) in hocasıdır. 237 (Miladi 852) senesinde Vaşcer’de vefat etmiştir.

Kendisine “Esâm” (kulağı duymaz) denilmesinin sebebi şudur

-“Birisi (Bayan bir hanım dükkanında alişveriş yaparken) onunla konuşurken kazayla yellendi. Hatim-i Esâm (r.a.) o şahıs utanmasın diye “Yüksek sesle konuş, ancak yüksek sesle kounuşulanları duyabiliyorum.” Dedi Bu yüzden ona Esâm denilmişitir.

Akil Balığ olduğu andan itibaren, Şakik-i Belhi (r.a.) nin sohbetlerine devam etti. Onun talebesi oldu.

Zahiri ve bâtını ilimlerin mutahassısı olan Hatim-i Esâm bir gün talebelerinden bir kaçına;

-“İnsanlar size Hâtim’den ne öğrendiniz deseler ne dersiniz?” buyurdu

Talebeleri;

-“İlim öğrendik deriz.” Dediler.

Hâtim-i Esâm (r.a.);

-“Hâtim’im ilmi yoktur nerlerse ne dersiniz?” buyurdu.

Talebeleri;

-“Hikmet öğrendik deriz.” Dediler.

Hâtim-i Esâm (r.a.);

-“Hikmeti de yoktur derlerse, ne dersiniz?” diye sordu.

Talebeleri;

-“Elinde olana kanaat eder, başkalarından bir şey beklemez deriz.” Dediler.

Medine-i Münevvere âlimleri de Hâtim-i Esâm (r.a.) ın ilmini takdir etmişlerdir.

Medine âlimleri ona;

-“Allahım bana rızık ver.” Dua’siyle ilgili olarak sorduklarında;

Hâtim-i Esâm (r.a.);

-“Hacet anında istenilmesini, eğer mevcutsa yenilemesini ve yedirilmesini, çünkü Allah-u Teâlâ’nın bunların yerine daha fazla vereceğini belirtti.”

Bunun üzerine Medine âlimleri şöyle dediler;

-“Ey Ebu Abdurrahman! Allah-uTeâlâ’ya şükür ederiz, sizden bilmediğimizi öğrendik.”

Devam edecek…

İslâm âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hâtim-i Esâm (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ Baraji (Sonbahar mevsimi) Nusaybin

Hâtim-i Esâm (Radiyallah-u anh)- 2

Muhammed bin Mûsa (r.a.) anlatır;

Hâtim-i Esâm (r.a.) insanlardan uzak yaşıyordu. Onlardan dünyalık istemiyor, bazı meseleler haricinde kimseyle görüşmüyor ve kubbeli bir yerde bulunuyor diye Halife Harun Reşid’e bildirdiler.

Bunun üzerine halife Harun Reşid’de Hâtim-i Esâm (r.a.) a Muhammed bin Hasan, Kisaı, Ömer bin Bahr ve başka bir kişiden daha meydana gelen dört kişiyi gönderdi.

İçlerinden biri,

-“Ey Hâtim! Ey Hâtim!” diye çağırmaya başladı.

Hâtim-i Esâm (r.a.) onlara cevab vermedi.

-“Ma’budun hakkı için, bize cevab ver.” Diye Allah-u Teâlâ’nın ismini verince, o zaman başını çıkartıp şöyle dedi;

-“Hayret, bu Mü’minin kâfire, Kâfirin Mü’mine yeminidir. Benim İlâhımı sizin İlâhınız dışında hususileştirdiniz. Bunu iyi bilin ki, Allah-u Teâlâ’ya itaat etmek, Reşid’e hizmet etmekten daha iyidir.”
Buyurdu.

Gelenler;

-“Bizim Reşid’in adamları olduğumuzu nereden anladın.” Dediler.

Hâtim-i Esâm (r.a.);

-“Siz dünya halinden razı olanlardansınız. Dünya halinden razı olan kimseler ancak Reşid’in etrafında bulunur.” Dedi.

Birgün Şakik-i Belh-i (r.a.) Hâtim-i Esâm (r.a.) a sordu;

-“Ne kadar zamandır buraya geliyor, beni dinliyorsun?”

Hâtim-i Esâm (r.a.);

-“Otuz sene.”

Şakik-i Belhi (r.a.);

-“Bu kadar zaman içinde benden ne öğendin. Neler istifade ettin?”

Hâtim-i Esâm (r.a.);

-“Sekiz şey istifade ettim.” Dedi.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hâtim-i Esâm (radiyallah-u anhu) ın yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-çağ baraji (Sonbahar mevsimi) Nusaybin

Hâtim-i Esâm (Radiyallah-u anh)- 3

 Şakk-i Belhi (r.a.) bunu duyunca;

-“Yazıklar olsun Ey Hâtim! Bütün zamanımı sana harcadım, senin ise, sekiz şeyden fazla istifaden olmamış.” Diye çok üzüldü.

Hâtim-i Esâm (r.a.) dedi ki;

-“Ey hocam!”

-“Doğrusunu istiyorsan, böyledir. Bundan fazlasını zaten istemem. Bana bu kadar yetişir.”

Ve devam etti

-“Çünkü iyi biliyorum ki, dünyada ve ahrette felaketlerden kurtulup ebedi saâdee kavuşmak, bu sekiz bilgi ile olacaktır.” Dedi

Hocası Şakik-i Belhi (r.a.);

-“Söyle! Bunları ben de anlayayım.” Dedi.

Hâtim-i Esâm (r.a.) dedi ki;

-“Ey hocam! Birincisi;”

-“İnsanlara baktım, herkes bir şey’i seçmiş, onu sevmiş gördüm ve bu sevgilerin çoğu onlara ölüm yatağına kadar, bazıları öldüğü vakte kadar, bazıları da mezara girinceye kadar, arkadaşlık ediyor ve sonra onları yalnız ve zavallı olarak bırakıp ayrılıyorlar gördüm.”

-“Onunla beraber kimse mezara girmiyor, dert ortağı olmuyor.”

-“Bu hali görünce, düşündüm ve kendime dedim ki;”

-“Dünyada öyle dost seçmeliyim ki, mezara benimle gelsin. Bana orada arkadaşlık etsin. Aradım, taradım. Allah-u Teâlâ’ya yapılan ibadetlerden başka, böyle sâdık bir sevgili bulunmadığını gördüm. Dost olarak onları seçtim ve onlara sarıldım.”

Hocası olan Şakik-i Belhi (r.a.) bunu duyunca;

-“Çok güzel yapmışsın Yâ Hâtim, çok doğru söyliyorsun, ikinci faydayı da söyle, anlayayım.” Buyurdu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hâtim-i Esâm (radiyallah-u anhu) in yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ baraji (Sonbahar mevsimi) Nusaybin


Hâtim-i Esâm (Radiyallah-u anh)- 4

Hâtim-i Esâm (r.a.) dedi ki;

-“Ey Hocam! İkinci faydam;”

-“İnsanlara baktım, herkesi, arzuları, keyifleri peşinde koşuyor, nefsin istekleri arkasında yürüyor gördüm ve şu ayet-i kerimeyi düşündüm;”

-“Allah-u teâlâ’dan korkarak nefislerine uymıyanlar, elbette cennete gideceklerdir.”

-“Çok düşündüm. Kur’an-i Kerimin baştan başa doğru olduğunu, bilgilerimle, tecrübelerimle, aklımla, vijdanımla anladım ve tam inandım.”

-“Nefsimi düşman bilerek, ona aldanmamağa, uymamağa karar verdim ve nefsimle mücadeleye başladım. Nefsimin arzularını ve isteklerini yapmadım.”

-“Nihayet teslim olarak, ibadetlerden kaçan o nefsin, şimdi Allah-u Teâlâ’ya itaata koştuğunu, isteklerden vazgeçtiğini gördüm.” Dedi.

Hocasi Şakik-i Belhi (r.a.) bunları işitince;

-“Allah-u Teâlâ sana iyilikler versin, ne güzel yapmışsın Ya Hâtim! Üçüncü faydayi da söyle dinliyeyim.”
Buyurdu.

Hâtim-i Esâm (r.a.) dedi ki;

-“Ey Hocam! Üçüncü faydam;”

-”İnsanların haline baktım, herkes dünyada bir sıkıntıya girmiş, böylece dünyalık toplamağa uğraşıyorlar gördüm.”

-”Sonra şu ayet-i Kerimeyi düşündüm;”

-“Dünya malından, sarıldığınız, sakladığınız her şey, yanınızda kalmayacak, sizden ayrılacaktır. Ancak Allah rızası için yaptığınız iyilikler ve ibadetler sizinle beraber kalacaktır.”

-“Dünya için topladıklarımı, Allah yolunda harcadım, fukaraya dağıttım. Yâ’ni bâki kalmaları için, Allah-u Teâlâ’ya ödünç verdim.”

Hocası olan şakik-i Belhi (r.a.) bu sözleri işitince;

-“Ya Hâtim! Ne güzel yapmışsın ve ne güzel söyliyorsun. Dördüncü faydayı da söyle dinliyeyim.” Buyurdu.

Devam Edecek…

İslam âlimleri Ansiklopedisi

Alla-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri tasavvuf ehli olan Kendi veli Kullarının yüzü suyu hürmetine Günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ Barajı (SONBAHER MEVSİMİ) Nusaybin

Hâtim-i Esâm (r.a.) dedi ki;

-Ey Hocam! Dördüncü faydam;”

-”İnsanlara baktım, herkesin başkalarını beğenmediğini gördüm. Buna sebep, birbirlerine hased etmeleri, birbirlerinin mevkilerine, mallarına ve ilimlerine göz dikmeleri olduğunu anladım.”

-”Ve şu ayet-i kerimeye dikkat ettim;”

-“Dünyadaki maddi, ma’nevi bütün rızıklarını aralarında taksim ettik.”

-“Herkesin ilim, mal, rütbe, evlad gibi rızıklarının dünya yaratılmadan evvel, ezelde taksim edildiğini, kimsenin elinde bir şey olmadığını ve çalışmağı, sebeplere yapışmağı emrettiğinden, O’na itaat etmiş olmak için, çalışmak lazım geldiğini ve haset etmenin büyük zararlarından başka, zâten lüzümsüz olduğunu anladım.”

-“Ve Allah-u Teâlâ’nın ezelde yaptığı taksime ve çalışınca Rabbimin gönderdiğine râzi oldum.”

-“Bütün Müslümanlarla sülh üzere olup, herkesi sevdim ve sevildim.”

Hocasi şakik-i Belhi (r.a.) bunları işitince ;

-“Ne iyi yapmışsın ve ne iyi söyliyorsun Ya Hâtim! beşinci faydayı da söyle dinliyeyim” dedi.

Devam Edecek…

İslam âlimleri Ansiklopedisi

Alla-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri tasavvuf ehli veli Kullarının yüzü suyu hürmetine Günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ barajı (Sonbahar manzarası) Nusaybin

Hâtim-i Esâm (Radiyallah-u anh)- 6

Hâtim-i Esâm (r.a.) dedi ki;

-“Ey Hocam! Beşinci faydam;”

-“İnsanlara baktım, bir çoklarının insanlık şerefini, kıymetini, âmir, müdür olmakta, insanların kendilerine muhtaç olduklarını ve karşılarında eğildiklerini görmekte zannettiklerini ve bununla iftihar ettiklerini, öğündüklerini gördüm.”

-“Bazıları da, kıymet ve şeref, çok mal ve evlad ile olur sanarak, bunlarla iftihar ediyorlar. Bir kısmı da insanlık şerefi, malı, parayı, insanların hoşuna gidecek, herkesi eğlendirecek yerlere sarfetmektir sanarak, Allah-u Teâlâ’nın emrettiği yerlere ve emrettiği şekilde harc edemiyorlar ve bununla oğünüyorlar gördüm.”

-“Ve şu ayeti kerime’yi düşündüm;”

-“En şerefliniz ve en kıymetliniz, Allah-u Teâlâ’dan çok korkanınızdır.”

-“İnsanların yanıldıklarını, aldandıklarını anladım. Ve takva’ya sarıldım. Rabbimin AFFINA VE İHSANLARINA KAVUŞMAK İÇİN, O’ndan korkarak dinin dışına çıkmadım. Haramlardan kaçtım.”

Şakik-i Belhi (r.a.) bunları işitince;

-“Ne güzel söyliyorsun Ya Hâtim! Altıncı faydanı da söyle.” Buyurdu.

Hâtim-i Esâm (r.a.) dedi ki;”

-“Ey Hocam! Altıncı faydam,”

-“İnsanlara baktım. Birbirlerinin mallarına, mevkilerine ve ilimlerine göz dikerek, fırka fırka, parti parti ayrılarak, birbirlerine düşmanlık ettiklerini gördüm.”

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Tasavvuf ehli veli kulların şefaatına nail eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-çağ Baraji (Sonbahar mevsimi) Nusaybin

Hâtim-i Esâm (Radiyallah-u anh)- 7

-“Ve şu ayeti kerimeyi düşündüm;”

-“Sizin düşmanınız şeytandır. Ya’ni sizi Allah yolundan, Müslümanlıktan ayırmak için uğraşanlardır. Bunları düşman biliniz.”

-“Kur’an-i Kerim’in doğru söylediğini bildim ve şeytanı ve onun müslümanlarla uğraşanları düşman bilip, sözlerine aldanmadım. Onlara uymadım.”

-“Onların tapındıklarına tapınmadım. Allah-u Teâlâ’nın emirlerine itaat ettim. Ehl-i sünnet âlimlerinin gösterdiği yoldan ayrılmadım. Kurtuluş yolunun, doğru yolun, yalnız EHL-İ SÜNNET YOLU olduğuna inandım.”

-“Nitekim, Allah-u Teâlâ;”

-“Ey Aademoğulları! Şeytana tapmayınız. O SİZİN EN BELLİ DÜŞMANINIZDIR! diye sizden söz almadım mı idi, bana itaat, ibadet ediniz! Kurtuluş yolu, ancak budur.”

-“Onun için Müslümanları aldatmağa uğraşanları dinlemedim. Muhammed aleyhis selam’ın yolunu gösteren EHL-İ SÜNNET ALİMLERİNİN Kitablarından ayrılmadım.” Deyince

Şakik-i Belhi (r.a);

-“Ne güzel yapmışsın ve ne güzel söyliyorsun, yedinci faydayı da söyle.” Buyurdu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Tasavvuf ehli veli kulların şefaatına nail eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ baraji Sonbahar manzarası (Nusaybin)

Hâtim-i Esâm (Radiyallah-u anh)- 8

Hâtim (r.a.) dedi ki;

-“Ey hocam!”

-“Yedinci faydam;”

-“İnsanlara baktım. Gördüm ki, herkes yiyip içmek, para kazanmak için uğraşıyor. Bu yüzden haram ve şübheli şeyleri de alıyorlar ve zillete, hakâretlere katlanıyorlar.”

-“Şu ayet-i Kerimeyi düşündüm;”

-“Allah-u Teâlâ tarafından rızkı gönderilmeyen yeryüzünde bir canlı yoktur.”

-“Kur’an-i kerimin Allah kelâmi olduğunu ve elbette doğru olduğunu ve o canlılardan biri olduğumu bildim. Rızkımı göndereceğine söz verdiğine, elbette göndereceğine güvenerek, O’nun emrettiği gibi çalıştım .” deyince

Şakik-i Belh-i (r.a.);

-“Ya Hâtim! Ne iyi yapmışsın ve ne iyi söyliyorsun. Sekizinci faydayı da söyle!” dedi.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Tasavvuf ehli veli kulların şefaatına nail eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ baraji Sonbahar mevsimi) Nusaybin

Hâtim-i Esâm (Radiyallah-u anh)- 9

Hâtim (r.a.) dedi ki;

-“Ey hocam!”

-“Sekizinci faydam;”

-“İnsanlara baktım. Herkesin, bir kimseye veya bir şeye güvendiğini, sırtını ona dayadığını gördüm.”

-“Bazıları altınlarına, mal ve mülküne ba’zıları san’atına ve kazancına, bazıları mevki ve rütbelerine, ba’zıları da kendi gibi insana güveniyor.”

-“Sonra şu ayet-i kerimeyi düşündüm;”

-“Allah-u Teâlâ, yalnız kendisine güvenenlerin her zaman imdadına yetişir.”

-“Her zaman ve her işimde yalnız Allah-u Teâlâ’ya güvendim. O emrettiği için çalıştım, sebeplere yapıştım. Fakat yalnız O’na güvendim. Ondan istedim ve O’ndan bekledim.” Deyince

Şakik-i Belhi (r.a.) bu sözleri işitince;

-“Ya Hâtim! Allah-u Teâlâ, her işinde imdadına yetişsin! Hazreti Musa aleyhisselamin Tevrat’ına, Hazreti İsa Aleyhisselamin İncil’ine, Hazreti Davud Aleyhisselamin Zebûr’una ve Hazreti Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın Kur’an-i Kerim’ine baktım.”

-“Bu dört kitabın bu sekiz temel üzerinde bulunduğunu gördüm. Bu sekiz esâsı ezberleyip bunlara uyanlar, hayatlarını bunların üzerine kuranlar, bu dört kitaba uymuş, emirleri yapmış olurlar.” Buyurdu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlaâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Tasavvuf ehli olan sevgili veli kullar hürmetine Dünyada sıhhat ve afiyet üzere Salih amelli uzun bir ömür, insanlara faydası çok dokunan kullarından eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Bor-e Gündük çağ-çağ deresi (Nusaybin)

Hâtim-i Esâm (Radiyallah-u anh)- 11

Muhammed razi (r.a.) anlatır;

-“Senelerce Hâtim-i Esâm (r.a.) ın hizmetinde bulundum. Sadece bir kere hariç, hiç kızdığını görmedim. O da pazardan geçerken bir bakkal talebesini yakalamış;”

-“(Malimi alıp yedin parasını ver.)” Diyordu.

Hâtim (r.a.) bunu görünce;

-“Ey Efendi! Biraz yardımcı ol, borcunu ödemesi için biraz mühlet tanı.” Dedi.

Fakat bakkal;

-“(Olmaz.)” Diye dayattı.

Bunun üzerine çok sinirlenen Hâtim-i Esâm (r.a.) yanında taşıdığı havlusunu yere vurdu. Bir anda pazarın ortası altınla doldu.

Hâtim-i Esâm (r.a.) bakkala;

-“Alacağın ne kadarsa onu al, fazlasını alma, sonra elin kurur.” Buyurdu.

Bakkal alacağını aldı fakat para hırsından biraz daha almaya kalkınca derhal eli kurudu ve çolak oldu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Tasavvuf ehli veli kulların şefaatına nail eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu