‘İbni Abbas (r.a.)’ olarak etiketlenmiş yazılar

Tevbe-i Nasuh

05 Temmuz 2008

dsc02150-girnavas-selalesi-fuadyusufoglu.JPG

Girnavas şelalesi (Nusaybin)

Abdullah bin Ömer (r.a.) şöyle der:

-”Kim ki, yapmış olduğu günahı hatırlar ve ondan dolayı; kalbi korkudan titrerse, onun günahı levh-i mahfuzdan kaldırılmıştır.”

Rivayet edilir ki,

Biri Adullah bin Mesud (r.a.) a sordu:

-”Ben bir günah işledim. Tevbe edersem Allah (c.c.) kabul eder mi?”

İbni Mesud (r.a.) adamdan yüzünü çevirdi, cevap vermedi. Sonra dönüp adama bakınca gözlerinden yaşlar aktığını gördü.

Bunun üzerine İbni Mesud (r.a.) adama şöyle dedi:

-”Cennetin sekiz kapısı vardır. Hepsı açılıp kapanır. Ancak Tevbe kapısı kapanmaz. Kapının kapanmaması için bir melek bırakılmıştır. Tevbe et Me’yüs olma .”

İbni Abbas (r.a.) dan rivayet edilmiştir. Resülullah (a.s.v.) buyurdu:

Kul tevbe ettiği zaman, Allah (c.c.) onun tevbesini kabul eder, günahları yazan meleklere o günahı unutturur. Azalarına da yaptıkları günahı unutturur. Yer yüzünde ki, günahı işlediği yeri de, gökteki makamı nı da unutturur. Bunlara kulun günahlarını unutturur ki, kiyamet günü kulun aleyhine şehadet edecek kimse bulunmasın.

Tevbe-i Nasuh:

Kulun içten, dıştan pişman olarak ve bir daha o günahi işlememeğe azmetmek suretiyle yapılan tevbedir. Allah (c.c.) kabul buyurduğu tevbe de işte böyle olanıdır.

Zahiren tevbe edip, içten pişman olamayanın halı buna benzer:

Bir mezbele ki üzerine atlas örtülmüş, İnsanlar ona baktıklarında imrenirler. Fakat örtü mezbelenın üzerinden kaldırıldığında insanlar ondan tiksinirler ve yüz çevirirler. İşte ihlassız, dıştan ibadet edenlerin halı de böyledir. İnsanlar onlara gıpta ederek bakarlar, fakat kiyamet günü perdeler kaldırıldığında melekler onlardan kaçarlar.

Bunun içindir ki;

Resülullah (Sallallahu aleyhi sellem) buyurulmuştur:

-Şüphesiz , Alah (c.c.) sizin şeklinize, kiyafetinize bakmaz. Belki Allah (c.c.) sizin kalblerinize bakar.

İbni Abbas (r.a.) ın şöyle dediği rivayet edilir:

-Nice tevbe eden vardır ki, kıyamet günü tövbe ettiğini sanarak gelir, Halbuki tevbe etmiş değildir. Çünkü o, pişmanlık günahı tekrar işlememeğe azm etmek;”

-”Hakkını yediği kimselere imkan dahilinde haklarını iade etmek, mümkün değilse hellallaşmak, bu da mümkün değilse onun için dua yapmak suretiyle tevbe kapılarını kuvvetlendirmektir.

Ebulleys’in (k.s.) tefsirinde de böyledir:

Akıllı olan kimseye yaraşan odur ki; geçmiş günahlara tevbe etsin. Allah (c.c.) yaklaştıracak ve ahiret gününden kurtaracak güzel amelleri düşünsün .Tevbe etmekte acele ederek, boş amelleri bırakarak Allah (c.c.) ın zikrine devam etsin. Allah (c.c.) ın yasak kıldığı şeyleri terk etsin. Nefsın heva ve hevesine, şehevi isteklere uymuyarak, nefsi sabretmeye davet etsin.

Nefis bir puttur. Kim ki nefsine taparsa o kimse puta tapmış olur. Kim ki Allah (c.c.) a İHLAS ile ibadet ederse, işte o kimse nefsi tepelemiş olur.

Rivayet edilir ki;

Bir gün Malik bin Dinar (k.s.) Basra sokaklarındayken bir incir gördü, canı çekti parası bulunmadığı için ayakkabısını çıkarıp bakkala verdi . Bir miktar vermesini istedi. Bakal ayakabının bir işe yaramıyacağını söyleyerek incir vermedi.

Malik bin Dinar (k.s.) çekip gittikten sonra;

Bir adam bakkala;

-”Bunu kim olduğunu bilmiyormusun ?” deyince ,

Bakkal;

-”Hayır.” diye cevab verdi .

Adam;

-”O incir vermediğin zat Malik bin Dinar (k.s.) dır.” denilince,

Bakkal hemen bir tabağa incir koyarak kölesinin eline verdi ve ona şöyle dedi.:

-”Eğer bunu senden alırsa seni azad edeceğim.”

Bunun üzerine köle koşarak, Malik Bin dinar (k.s.) a yetişti ve

-”Bunu benden kabul ediniz, buyurun”  dedi.

Malik bin Dinar (k.s.) inciri almadı .

Köle;

-”Buyurun kabul ediniz, eğer kabul ederseniz azad edileceğim.” dedi.

Malik bin Dinar (k.s.);

-Eğer senden bunu kabul edersem sen azad olunacaksın ama ben azap göreceğim.

Köle israr edince Malik bin Dinar (k.s.) şöyle dedi:

-”Ben incir için dinimi satmamaya yemin ettim. İnciri ancak kiyamet günü yerim.”

Gene Rivayet edilir ki;

Malik bin Dinar (k.s.) Ölüm hastalığına yakalanmıştı. Ağır hasta iken canı bir kase bal, süt içine katarak sıcak pide ile tirit yapıp yemek istedi. Hizmetçisi gidip istediğini getirdi. Malik bin Dinar (k.s.) Sütle karıştırılmış bal kasesini eline alarak ona baktı, baktı

Ve kendı kendıne;

-Ey nefis, otuz sene sabrettin. Şimdi ise ömründen bir saat kadar bir şey kalmıştır.”

Deyip elindeki kaseyi yere fırlattı. Sabretti, nefsinin isteğini yerine getirmedi. Böylece ahrette irtihal buyurdu..

Devam edecdek…

Mükaşefetül kulub (İmam-i Ğazali)

Allah(c.c.) bizleri ve sizleri ; kendi nefislerine hakım olan kullarından eylesin. AMİN
Fuad yusufoğlu

Beyaz su başı (Nusaybin)

Taccul Müzekkirin de;

Ubey Bin Kaab (r.a.) dan rivayet edilir:

Bir kimse Resulullah (aleyhis selam) a sordu:

-“Ya Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) Ben her gün çok dualar okurum, zikr ederim. Şimdi Salavat okumanın faziletini de işittim. Bundan sonra okuduklarımın üçte birinde hazretinize salavat okuyup geri kalan zamanda diğer dualarımı yapacağım.”

Resulullah (a.s.v.):

-“Salavatı fazla yaparsan daha iyidir.” Buyurdu.

O kimse:

-“Yarısını sana salavat okuyayım.”dedi.

Resulullah (a.s.v.) buyurdu:

-“Fazla yaparsan daha da faidelidir.”

O kimse:

-“Ya Resulullah (a.s.v.) üçte ikisinde sana salavat okuyup, üçte birinde başka dualar yapayım.” Dedi.

Hazreti Resulullah (a.s.v.) buyurdu:

-“Caizdir. Fakat fazla yapmak sana daha güzeldir.”

O kimse:

-“Hepsini sana salavat okuyayım.”dedi.

Hazreti Resulullah (a.s.v.) buyurdu:

-“Böyle yaparsan, ne dilersen dile o olur. Günahların afv olunur ve kötülüklerin iyiliğe çevrilir.”

İbni Abbas (r.a.) buyurmuştur ki;

-“İnnallaha ve melaiketehü yusallıne…ayeti kerime nazıl olunca Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) sevindi. Ve mübarek yüzü gül gibi parladı

Ve (a.s.v.) buyurduki:

-“Beni tebrik edin. Çünkü benim hakkımda bir ayeti kerime geldi ki dünyadan ve içindekilerden kıymetlidir.” Sonra bu ayeti kerimeyi okudu:

İbni Abbas (r.a.):

-“Ya Resulullah (a.s.v.) bu ayeti kerimenin sırrını bize anlatın.” Dedik.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;

-“Bu ilim gizlidir. Eğer sormasaydınız söylemezdim. Hak teâla (c.c.) bana, iki melek müvekkil etti. Her kim bana salavat okusa, o melekler işitip o kimseye (Allahü Teala seni afv etsin) diye dua ederler. Bu dua’yı bütün melekler duyup (amin) derler. Her kim bana salavat vermezse (Allah-u Teala seni afv etmesin) diye beddua ederler. Bütün melekler işittip (amin) derler.”

Ey Aziz:

HakTeâla (c.c.) seni o büyük peygambere ümmet yaptığı için bu ni’metin şükrü olarak ona salavat okumanı emr etti. Habibine (a.s.v.) de senin duan sebebiyle, sana şefaat etmesini emretti. O HALDE SEN DÜNYADA ONA SALAVAT SÖYLE Kİ, kıyamet günü O da (s.a.v.) sana Şefaat etsin.

Mearicün Nübüvve (Altıparmak)

Allah-u Teâla hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri O Resül-i zişan (Sallallahu aleyhi ve sellem) efendimizin Şefaatına nail eylesin. AMİN…

Fuad Yusufoğlu

dsc02163-fuadyusufoglu-girenevas-2.JPG

Girnavas (Cin tepesi) Nusaybin

İbni Abbas (r.a.) Rivayet edilir:

Resulüllah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyuruyor:

-“Hiçbir gün yoktur ki, o günlerde yaptığım ameller bugünlerde (Zilhacce’nın ilk on günü) yaptığım ameller kadar bana sevimli olsun.”

Ashab (r.a.) dediler:

-“Allah (c.c.) yolunda (yapılan) cihad da mı?”

Resulüllah (s.a.v.) buyurdu:

-“Evet, Allah (c.c.) yolunda (yapılan) cihad da. Ancak Allah (c.c.) yolunda malı ve canı ile cihada ve geri dönmeyen (şehid) hariç.”

Cabir bin Abdullah (r.a.) dan rivayet edilmiştir.

Resulüllah (s.a.v.) buyuruyorlar ki,

-“Allah (c.c.) indinde, Zilhacce’nin ilk on gününden daha sevimli ve daha faziletli hiçbir gün yoktur.”

Soruldu:

-“Allah (c.c.) yolunda onlar gibi olanlarda mı?”

Resulüllah (a.s.v.) buyurdular ki;

-“Evet, ancak Allah (c.c.) yolunda (cihad ederek) kendini ve atını mahveden kişi hariç.”

Hz. Aişe (Radiyallahu anha) der ki;

-“Bir genç vardı ki, söze kulak verirdi. Bu genç ZİLHACCE AYI GİRDİĞİ ZAMAN ORUÇ TUTARDI. Bunun halı Resulüllah (a.s.v.) a ulaşınca,

Resulüllah (a.s.v.) onu çağırarak:

-“Bu günlerde seni oruç tutmağa sevk eden şey nedir?” buyurdu.

Çocuk şöyle cevab verdi:

-“Annam babam sana feda olsun Ey Allah (c.c.) ın Resulü. Onlar e’şar günleri, hac günleridir. Ümit edilir ki, Allah (c.c.) onların dualarına beni de katar.”

Resulüllah (a.s.v.) buyurdular:

-“Senin oruç tuttuğun her gün için Allah (c.c.) yolunda yüz köle (azad etmiş) kadar, yüz deve ve yüz at vermiş kadar sevab vardır. Terviye (arifeden bir gün önce) günü geldiği zaman , o günde senin için Allah (c.c.) yolunda bin köle (azad etmiş) bin deve ve bin at vermiş kadar sevab vardır. Arife günü geldiği zaman da senin için, Allah (c.c.) yolunda ikibin köle (azad etmiş) iki bindeve ve iki bin at vermiş kadar sevab yazılır.

Resulüllah (s.a.v.) buyuruyorlar ki:

-“Arefe günü oruç tutmak iki sene (oruç tutmağa) muaddildir. Aşure günü oruç tutmak ise bir sene (oruç tutmağa ) eşittir.

Müfessirler:

-“Musa ile otuz gece (bize münacatta bulunması için) sözleştik, ve ona bir on (gece) daha kattık.” Mealındeki ayet hakkında derler ki;

-“Ona bir on (gece) kattık” tan murad zilhicce’nın ilk on günüdür.

İbni Mes’ud (r.a.) şöyle der:

-“Allah(c.c.) günlerden dört gün, Aylardan dört ay, Kadınlardan da dört kadın seçti.

-“Dört kişi cennete ilk gireceklerden olacak. Dört kişi de cennet müştak olacaktır.

-“Günlerden birincisi Cum’a günüdür….
Devam edecek….

Kalblerin Keşfi (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teala hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri hacilerin Arafat’ ta yaptığı dualar hürmetine; Günahlarımızı Afv eylesin.AMİN……

Fuad Yusufoğlu

Aşura günü fazileti

14 Temmuz 2008

dsc08859-fuadyusufoglu-girnavas.JPG

Girnavas Mevki-i (Nusaybin)

İbni Abbas (r.a.) dan rivayet edilmiştir.

Der ki;

-“Resulüllah (Sallallahu aleyhi ve selem) Medine’ye geldikleri vakit Aşura günü Yahudilerin oruç tutmakta olduklarını gördü. Bunun sebebini sorunca,

Yahudiler şöyle dediler;

-“Allah (c.c.) Musa Aleyhis selam) ı ve İsrail oğullarını Fir’avunın şerrinden kurtardı. Biz ona hürmetten oruç tutuyoruz.”

Bunun üzerine Resulüllah (Sallallahu aleyhi ve selem):

-“Biz Musa (Aleyhis selam) a sizden daha layıkız.” Buyurdu. Ve o gün oruç tutulmasını emretti.

Aşurenin fazileti hakkında, bir çok haberler varid olmuştur:

Adem (aleyhis selam) ın tevbesi o gün kabul olundu. Adem (aleyhis selam) Aşure günü yarartıldı. Cennete o gün girdi. Arş, kürsi, gökler, yer, güneş, ay, yıldızlar ve cennet Aşure günü yaratıldı.

İbrahim (Aleyhis selam) o gün doğdu. Ateşten o gün kurtuldu. Musa (aleyhis selam) ın ve beraberindekilerin kurtulduğu ve Fir’avnın ve beraberindekilerin boğulduğu gün de aşure günüdür.

Aşure günü, İdris (aleyhis selam) yüksek makama çıkarıldı. O gün Nuh (Aleyhis selam) ın gemisi Cudi dağının üzerine karar kıldı.

Yer yüzüne ilk yağmur Aşure günü yağdı. Aşure günün orucu Ramazandan önce farz kılınmıştı. Sonra bunun farziyeti Ramazan orucu ile kaldırıldı.

Resulullah (a.s.v.) hicretten önce Aşure günü oruç tutardı.

Medineye geldiklerinde onu talep etmekte ısrar etti. Hatta ömürlerinin son günlerinde şöyle buyurdular;

-”Eğer gelecek seneye kadar yaşarsam, Aşure günlerinin dokuzuncu ve onuncu günlerini oruç tutacağım.”

Resulüllah (a.s.v.) o sene Aşureye kavuşmadan ahirette intikal buyurdular.

Resulüllah (a.s.v.) onuncu gününden başkasını oruçlu geçirmezlerdi. Fakat dokuzuncu, onuncu ve onbirinci günlerinde oruç tutulmasını teşvik buyururlardı.

-”Siz aşure gününen bir gün önce ve bir gün sonra olarak oruç tutun. Yahudilere muhalefet edin.”

Bil ki;
Resulüllah (a.s.v.) ın torunu Hz. Hüseyin (r.a.) Aşure günü uğradığı musibet, onun Allah (c.c.) katında derecesinin yüksek olduğuna ve onu pak olan ehl-i beytin makamlarına ilhak ettiğne delalet eden bir şehidliktir.

O gün kim haz. Hüseyin (r.a.) ın maruz kaldığı musibeti hatırlarsa, Allah (c.c.) ın emrine uyarak “İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.” Demesi gerekir. Rafizilerin, Şiilerin ve delalet ehlinden başkalarının yapmış olduğu şeylerle asla meşgül olmamalı. Ağlamak, sızlamak ve hüzünlenmek suretiyle matem tutmamalıdır. Zira bunlar Mü’minlerin ahlakından değildir.

Eğer Müslumanlıkta, ağlamak sızlamak, yas tutmak hüzünlenmek olsaydı, Hazreti Hüseyin (r.a.) ın dedesi (Kainatın efendisi Peygamberimiz Sallallahu aleyhi ve selem) ın vefatı günü buna daha layıktı. Allah Teala (c.c.) tek başına bize kafidir. O ne güzel vekildir.

Mükaşefetil Kulub (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teala hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Şahadet mertebesine kavuşan Hazreti Hüseyin (r.a.) ın yüzü suyu hürmetine Afv eylesin. AMİN…

Fuad Yusufoğlu

dsc07051-fuadyusufoglu-baraj.JPG

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurdu ki;

-“Rüyada beni gören beni görmüş olur. Çünkü şeytan benim şeklime giremez.”

Hazret-i Ömer (radiyallah-u anhu) Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) i rüyada gördü. Ona kırgındı.

Hazreti Ömer (r.a.):

-“Ya Resülullah (a.s.v.) ne oldu?”

Resülullah (sallallahu aleyhi ve selem):

-“Oruçlu iken hanımını öpmesen olmaz mı?

Bundan sonra Ömer (r.a.) bir daha bunu yapmadı. Gerçi bu haram değildir. Ama yapmamak daha iyidir. Başkalarına müsamaha etseler de sıddîkların böyle ince hâllerine göz yummazlar.

Abbas (râdiyallah-u anhu) diyor ki;

-“Ömer (r.a.) ile birbirlerimiz çok severdik. Vefatından sonra onu Rüyada görmek istedim. Bir sene sonra gördüm. Gözünü siliyordu:-”Bugün kurtuldum. Allah-u Teâla (c.c.) ikram etmeseydi işim tehlikede idi.”

Abbas (Radiyallah-u anhu) Ebû Leheb’i rüyamda gördüm.

Cehennemde yanıyordu.

-“Nasılsın?” dedim.

Ebû Leheb:

-“Daima azabtayım. Yalnız pazartesi gecesi azab etmiyorlar. Çünkü Resülullah (Sallallahu aleyhi ve selem) pazartesi gecesi doğdu. Bana müjde verdiler. Sevincimden bir köle azad etmiştim. Bunun mükafatı olarak pazartesi gecesi azab etmiyorlar.” Dedi.

İbni Abbas ( radiyallah-u anhu) Hüseyin (Radiyallah-u anhu) öldürülmeden önce bir defa uykudan uyanıp.

-“İnne lillah ve inne ileyhi râciun.” Dedi.

-“Ne oldu.” dediler.

İbni Abbas (Radiyallah-u anhu):

-“Hüseyin (Radiyallah-u anhu) i öldürdüler.”

-“Niçin?.” Dediler.

İbni Abbas (Radiyallah-u anhu):

-“Resülullah (Sallallahu aleyhi ve selem) gördüm, yanında kan dolu bir bardak vardı.

-“Görüyormusun, Ümmettim benden sonra neler yaptılar? Oğlum Hüseyyin’i öldürdüler. Bu kan onun ve ashabının kanıdır. Onlara zulm edildi. Rabb’ımın huzuruna götürüyorum.”Buyurdu.

Bundan yirmi dört gün sonra Hüseyin (Radiyallah-u anhu) öldürüldüğü haberi geldi.

Devam edecek…..

Kimya-yı Saadet (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teâla Hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Resulullah (a.s.v.) ın şefaatına nail eylesin. AMİN…

Fuad Yusufoğlu