‘Cüneyd-i Bağdadi (r.a.)’ olarak etiketlenmiş yazılar

Dara Harabeleri (Mardin)

Cüneyd-i Bağdad’i (Radiayallah-u anh)- 11

Cüneyd-i Bağdad’, hazretleri (r.a.) bir gece uyandı. Uyumak istiyor, uyuyamiyordu. Oturmak istiyor, oturamiyordu. Bir zaman sonra kapıyı açıp dışarı çıktı. Baktı ki birisi üzerine âba örtmüş, büzülmüş vaziyette bekliyor

Cünayd-i Bağdad’i (r.a.) yi görünce başını kaldırdı ve;

-“Ey Efendim! Bu kadar bekletilir mi?” dedi.

Cüneyd (r.a.);

-“Gece geç vakitte geldiniz.” Buyurdu.

O kimse;

-“Kalblere haraket veren Allah’u Teâlâ’den taleb ettim ki, sizin kalbiniz bana teveccüh etsin.” Dedi.

Cüneyd (r.a.);

-“Ne istiyorsunuz?” diye sordu.

O kimse;

-“Nefsin hastalığına ilaç yok mudur?” deyince

Cüneyd (r.a.);

-“Nefsin ilacı, isteklerine muhalefet etmektir.” Buyurdu.

Bunun üzerine o kimse kendi kendine;

-“Ey ahmak nefsim! Bunu ben sana kaç defa söyledim. Ama sen Cüneyd (r.a.) den duymayınca inanmam.” Dedin.

Bir gün Sırrı-ye Sekati (r.a.) ye sordular;

-“Derecesi hocasının derecesinden yüksek olan talebe var mıdır?”

Buyurdu ki;

-“Evet vardır. Cüneyd (r.a.) in derecesi benden yüksektir.”

Ebu Muhammed Ceriri (r.a.) şöyle anlatiyor;

-“Cüneyd-i Bağdad’i hazretleri (r.a.) hastalanmıştı. Vefatından önce, ben başucunda bulunuyordum Devamli Kur’an-i kerim okuyordu. Hatmi tamamlayıp tekrar başladı.”

Ben dedim ki;

-“Efendim zaten çok halsızsınız. Kendinizi fazla yormayınız…”

Bana;

-“Ey Ebû Muhammed! Şu anda bunlara benden daha çok ihtiyacı olan kim vardır? Bak vefatim çok yaklaştı.” Buyurdu.

Cüneyd-i bağdad’i hazretleri (r.a.) vefât edeceği zaman çok üzgündü. Talebeleri korkup,

-“Efendim! Bizim ümidimiz, sizin şefaatınız bereketi ile kurtulmaktır. Sizin ise ızdıraplı ve üzüntülü bir haliniz var. Bu haliniz bizim yüreğimizi parçalıyor.” Dediler.

Bunlara cevaben Cüneyd-i Bağdad’i hazretleri (r.a.);

-“Ey dostlarım! Ben yetmiş senelik ibadet ve tâatımdan ve sizlere üstad olmak ile kazandıklarımın hepsini, bir kıl’le asılmış olduğunu ve rüzgar esmesi ile bir tüy misali sallandığını hisediyorum. Biliyorum ki, bu esen rüzgar, red rüzgarı mı, yoksa kabul rüzgarı mıdır?” Buyurdu.

Biraz sonra “Allah” diyerek rûhunu teslim etti.

Cüneyd-i Bağdad’i hazretleri (r.a.) yi yıkayan kimse, mübarek gözlerinin içine su ulaştırabilmek için uğraştı ise de, mümkün olmadı.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri veli kullar hürmetine Son nefeste kelime-i şehadet ile ahrete göç etmeyi ihsan eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu

Bore gündük şelaleri (Nusaybin)

Cüneyd-i Bağdad’i (Radiayallah-u anh)- 12

Gizliden bir ses duydu ki;

-“Kendini yorma! Cünayd’in gözü Allah-u Teâlâ’nın zikri ile kaplamıştır. O’nun didarını görmeden açılmaz.’” Diyordu.

Yıkayan kimse, parmaklarını da açmak için çalıştı.

Fakat;

-“Kendisi açmayınca açılmaz.” Diye bir nida geldi.

Mubarek vücûdu yıkandı, kefenlendi ve cenaza namazını oğlu kıldırdı. Cenaze namazında bulunanların sayısı sayılmayacak kadar çoktu.

Vefatindan sonra büyük zatlardan biri kendisini rü’yada görüp;

-“Münker ve Nekir’in suallarına nasıl cevab verdin?” diye sorunca.

CüneydiBağdad’i (r.a.);

-“O iki melek bana gelip. “Men Rabbüke (Rabbin kim?) dediler.

Ben;

-“Allah-u Teâlâ benim ruhumu yaratıp “Elestü birabbiküm= Ben sizin Rabbimiz değil miyim?” diye sorduğu zaman ben,”Evet, Sen bizim Rabbimizsin.” Cevabını vermiştim. Sizin, şimdi tekrar sormanızın ma’nası nedir?” dedim.

Ondan sonra beni bırakıp gittiler.

Cüneyd-i Bağdad’i hazretleri (r.a.) ya sordular;

-“Hiç ibadet ve taat yapmadan karşılıksız olarak Allah-u Teâlâ’nın lütfuna kavuşmak mümkün müdür?”

Cevabında Cüdeyd-i Bağdad’i (r.a.) buyurdu ki;

-“Zaten gelen bütün ni’metler, bütün iyilikler, hep Allah-u Teâlâ’nın lütfudur. Bu kadar âciz ve zavallı olan insanların yaptıkları ibadet ve tâatlerin, O’nun lütfu olan ni’metlere karşılık olması ne mümkündür.”

Cünayd-i Bağdad’i hazretleri (r.a.); buyurdu ki;

-“İnsanları Allah-u Teâlâ’nın sevgisine kavuşturacak yol, Yalnız Muhammed Aleyhis selam’ın yoludur. Bundan başka olan dinler, inançlar, rü’yalar çıkmaz sokaktır. İnsanı saadete kavuşturmazlar. Kur’an-i Kerim’in ahkâmını öğrenmiyen ve Hadis-i şeriflere uymayan kimse cahil ve gafildir. Buna uymamalıdır.”

Cüneyd-i Bağdad’i hazretleri (r.a.) buyurdu lar ki;

-“İbadet etmek bakımından dünyanın bir saatı, Kıyamet’in bin senesinden daha iyidir. Zira bu bir saatte, salih faydalı amel işlenebilir. Halbuki kiyametin o bin senesinde bir şey yapılmaz. O halde Ey Mü’min kardeşim! Vaktini boş şeylerle geçirme! Zamanın kıymetini ve en iyi şeyler için kullan! Namazlarını vaktinde kıl ki, kıyamet günü pişman olmayasın! Çok büyük sevaba kavuşasın!”

Kendisine gelip “dua” taleb edenlere Cüneyd-i Bağdada’i hazretleri (r.a.) şöyle “Dua”’da bulunurdu;

-“Cenab-i Hak, kendisine kavuşturan şeylere kavuştursun! Cenab-i Hak zenginliğini kalbine koysun! Seni bütün kötülüklerden alıp, kendisiyle meşgül kılsın! Sana büyük edep ihsan etsin! Kalbinden razı olmıyacağı şeyi çıkarıp rızasını koysun. Seni kendine varan en güzel ve doğru yola iletsin.”

Cüneyd-i Bağdad’i hazretleri (r.a.) buyuruyor ki;

-“Allah-u teâlâ her şey’i kıymetli yaratmıştır, ama bir şey’i En kıymetli yaratmıştır. O da vakittir. Vakit zayi olursa tekrar elde edilmesi mümkün değildir. Bunun için en kıymetli şey Vakittir.”

Cüneyd-i Bağdad’i Hazretleri (r.a.) buyuruyor ki;

-“Müslüman temiz toprağa benzer. Temiz toprağa her şey atılır. Ezilip, hakaret görür. Lakin ondan hep güzel, temiz faydalı şeyler çıkar.”

Cüneyd-i Bağdad’i (r.a.) buyurdu ki;

-“Tasavvuf, kalbi temizlemek ve her zaman Allah-u teâlâ ile olmaktır.

-“Rıza, belayı Ni’met saymaktır.”

-“İhlas, ameli Allah-u teâlâ için olmıyan karışık düşünce ve niyetlerden arındırmaktır.”

-“Fakirlik, kimseden bir şey istememek ve kimseye itiraz etmemektir.”

-“İlim, kendi haddini bilmek, tasavvuf, kelbi temizlemektir.

İslam âlimleri Ansiklopedisi

Alla-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri tasavvuf ehli veli Kullarının yüzü suyu hürmetine Günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu