‘Fıkıh’ olarak etiketlenmiş yazılar

Zeynel Âbidin (r.a.) nin kabri şerifleri’nin tadilat hali (Nusaybin)

Firûz Âbâdi (Radiyallah-u anhu) – 5

Bunun üzerine Allah-ü teâlâ, meleklere;

-“Ey meleklerim! Onu hesaba çekmeyin, onu Cennetime götürün.” Buyurdu.

Muhammed bin Sa’id bin mutarrif (r.a.) anlattı;

-“Her gece yatağıma girdiğim zaman, muayyen miktarda Resulullah efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) e salat okurdum. Yine bir gece Resulullah efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) e salat okudum, o sırada uykum geldi ve uyudum. Rü’yamda, Resulullah efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) i gördüm. Oda kapısından teşrif buyurunca, odanın içerisi aydınlanıverdi.”

Sonra bana;

-“Gel bana çok salat okuyan o ağzını öpeyim.” Buyurdu.

-“Bir müddet sonra uyandığımda, odada misk kokusunun yayıldığını gördüm.”

Huzeyfe (r.a.) buyurdu ki;

-“Bir kimse Resulullah efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) e salat okuyunca, o salatın bereketi, salatı okuyan o şahsa, oğluna ve torununa ulaşır.”

İklişi (r.a.) anlattı;

-“İmâm-i Şibli, Ebû Bekr bin Mücahid (r.a.) in yanına gelmişti. Ebû Bekr bin Mücahid (r.a.) yerinden kalkıp, İmâm-i Şibli (r.a.) ye sarıldı ve onu iki gözü arasından öptü.”

Ben, Ebû Bekr bin Mücahid (r.a.) e;

-“Efendim! Sen niçin böyle yapıyorsun? Halbuki Bağdad’da ona “mecnun” diyorlar. Siz de böyle söylerdiniz.” Dedim.

Bunun üzerine Ebû Bekr bin Mücahid (r.a.) şöyle buyurdu;

-“Ben, Resulullah efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) ona öyle yaptığı için böyle yaptım. Çünkü Resulullah efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) i rü’yada gördüm. Şibli’nin yanına varıp, onu iki gözünün arasından öptü.”

O sırada ben;

-“Ya Resulullah, Şibli’ye niçin böyle yapıyorsunuz, ona böyle muâmelede bulunuyorsunuz?” diye sual edince,

Resulullah efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) şöyle buyurdu;

-“Evet ona böyle yaptım. Çünkü o, namazdan sonra Tevbe suresi yüzyirmisekizinci ayet-i kerimesini, ondan sonra da bana salevat okuyor.” Buyurdu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Fıkıh âlimi veli olan Firûz Âbâdi (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Balıklı Göl (Şanlı Urfa)

Tâcüddin Kürdi (Radiyallah-u anhu) ;

İznik Medresesi’nin ikinci müderrisi, fıkıh âlimi, Hakkında çok az bilgi bulunan Tâcüddin Kürdi (r.a.), Anadolu Selçuklu Devleti Kâdı’lkudatlarından Siracüddin Mahmud Urmevi’den ilim öğrendi. Konya’daki diğer âlimlerden ve hocasının tavsiye ettiği kimselerden ilim tahsil etti.

Akranları arasında derecesi çok yükseldi. Halk arasında ilmi ve irfanı ile meşhur oldu. İznik şehrini fetheden genç Osmanlı Sultanı Orhan Gâzi, iznik’te bir medrese yaptırıp, oraya ilim erbabını davet etti. Âlimlere çok izzet ve ikrâmda bulundu. Bu âlimler arasında Davud-i Kayseri Karamanı ve Tâcüddin Kürdi de vardı. Davud-i Kayseri’nin 750 (M.1349) yılında vefatından sonra, İznik Orhaniye Medresesine başmüderris olarak Tâcüddin Kürdi tayin edildi.

İnsanlara ilim öğretip fetveler veren Tâcüddin Kürdi hazretleri (r.a.), Orhaniye Medresesinde birçok talebe ytiştirdi. Talebelerinden Kara Halil’e kızlarından birini verdi. Sonradan Osmanlı veziri olacak olan Kara Halil, Çandarlı Halil Hayreddin Paşa’dan başkası değildi. Kızlardan birini de çok önceden Şeyh Edebâli’ye vermişti. Tâcüddin Kürdi, 751 (M. 1350) yılından sonra vefat etti. Onun vefatından sonra İznik-Orhaniye Medresesi müderrisliğine Alâüddin Esved, Yani Kara hoca diye bilinen âlim tayin edildi.

Tâcüddin Kürdi (r.a.), ilimde önder, ahlakta güzel, insanlara emr-i ma’ruf yapmakta çok gayretli idi. Allah-ü teâlâ’nın rızasına kavuşmak için öğrenmiş olduğu güzel ve faydalı bilgileri, yani Muhammed Aleyhis selam ve O’nun izinde gidenlerin yoluna dair bilgileri, Allah-ü teâlâ’nın rızası için öğretmekte çok gayretli idi.

İnsanlara karşı çok cömert ve pek merhametli davranır, kalb kırmamağa, herkesi hoşnut etmeğe çok i’tinâ gösterirdi. Bu güzel ahlakı sayesinde, herkes tarafından sevilir, nasihatları dinlenirdi.

Tâcüddin Kürdi (r.a.) nin, Orhan Gâzi devrinde İznik ganimetleri hakkında vermiş olduğu fetvası meşhurdur.

Bu hususta şöyle anlatılır;

Orhan Gâzi, yıllarca İznik’i muhasere etti. Komutanlarından Lala Şahin Paşa’ya, muhasereye devam etmesi emrini verip;

-“Göreyin Seni, bir an önce kaleyi fethedersen, ganimetler senin olsun..” dedi.

Lala Paşa da gayret gösterip, kaleyi bir an önce fathetti. Elde edilen ganimetlerin de hepsine sahip oldu. Orhan Gâzi, bunca malın devlet hazinesi dışına verilmesinde hata etmekten korktu.

Tâcüddin Kürdi hazretleri (r.a.) ne murâcaat edip, fevtâ sordu.

Tâcüddimn Kürdi’de ganimetlerin devlet hazinesine kalmasını arzu ediyordu. Ancak Allah-u teâlâ’nın emri, verilen sözde durmayı icabettiriyordu. Fetvayi de o yönde verip, ganimetlerin Lala Paşa’da kalması icabettiğini söyledi.
Lala Paşa da aldığı ganimetleri, Orhan Gâzi’nin kullanacağı yerden başka yere harcamadı. Kirmasti kasabasında cami, medrese, zaviye ve köprü yaptırdı. O da ganimetleri, Allah-ü teâlâ’nın dininin öğrenilmesi ve yayılması, Müslümanların refah ve saâdeti için harcadı.”

İslam âlimleri ansiklopedisi

(Kaynaklar)

1-Şakayık-ı Nu’maniyye tercümesi (Mecdi efendi) sah. 27

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Fıkıh âlimi ve müderris olan Tâcüddin Kürdi (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu