‘haya’ olarak etiketlenmiş yazılar

Allah korkusu

22 Mart 2008

Kasyan gölü (Seyyid Bahaaddin bahçesi) Nusaybin

Etrafımızda bir kamera varken, doğru dürüst konuşamıyor, konuşmalarımız kayıt altına alınıyor diye, temkinli sözler sarf ediyoruz. Hele ailemizin istemediği insanlarla gezmemiz halinde ise tanımasınlar diye ellerimizle yüzümüzü kapatiyoruz.

Yahut bir arkadaşımız aleyhinde konuştuğumuzda birisi gizli kamerayı alıp, kamerayı arkadaşımızın yanında açıp izlettirdiğinde, utancımızdan kaçacak delik arar, yerin dibine girmeyi arzularız…

Ama Allah’u teala hazretlerinin (c.c.) kamerasinden haberdar deyiliz. kamerasının ne şarjı tükenir nede kasetleri biter….

Rivayet edilir ki:

Adamın biri bir kadına göz koyar. Bu kadın ticaret için bir kafileyle yola çikar. Konak yerlerinden birinde mola verirler Akşam olunca, Adam da kadına içindekini döker.

Kadın ona der ki:

“-Git bak bakalım, herkes uyumuş mu?”

İstediğini kabul ettiğini sanan adam, sevinir ve kafilenin etrafını dolaşır. İnsanların uyuduğunu görünce hemen kadına döner ve:

“-Evet herkes uyumuş der:

Bunun üzerine kadın:

“-Yüce olan Allah (c.c.) hakkında ne dersin? Acaba O da uyumuş mudur?” der.

Bu soruya karşı adam;

“-Şüphesiz ki, Allah (c.c.) uyumaz, onu asla ne uyku ne de uyuklama tutmaz.” der.

Adamın bu cevabından sonra kadın şöyle der:

“-Hiç şüphe yoktur ki, uyumayan uyuklamayan Allah (c.c.) bizi görüyor.” İnsanların görmesinden korkuyoruz, Halbuki, Allah (c.c.) ın görmesinden korkmamız daha layik değilmi dir?”

Kadının bu sözlerini duyan erkek, kendisini yaratan Allah (c.c.) tan korkarak, kötü fikrinden vaz geçer ve tövbe ederek yurduna döner.

Bu adam vefat ettiğinde bunu rüyada görenler olur Ve kendisine denir ki:

-”Allah sana ne muamelede bulundu?”

Adam:

-”Allah’tan korkup da o günahı terk ettiğimden Allah (c.c.) beni affetti” der.

Rivayet edilir ki;

Sevdiği bir kadını Kabe’nın yanında gören bir adam: onu sevdiğini onunla birlikte olmasını istedi.

Kadın;

-”Beni takıp et “dedi.

Sevinen adam kadının arkasından gitti, kadın Kabe-i Şerife vardığında adama:

-”Haydı gel istediğini yap.”

Adam;

-”Burada insanlar var, utanıyorum.”dedi.

Kadın;

-”Burada çok az insan topluluğu bulunduğu halde onlardan utanıyor, ama yarın ‘Arasat’ meydanında toplanacak insanların önünde utanmaktan çekinmiyor musun?” dedi.. Bunu duyan adam başını eğerek oradan ayrılır…

Ahnef bin Kays (r.a.) Tabiinden olup, Allah’ın evliyalarındandı

Bir arkadaşiyle Hac farizasını yerine getirmek için sefere çıktı. Arkadaşiyle birlikte epey yol katettiler, bir şehrin yakınlarında konakladılar. Erzak almak için arkadaşı şehre indi, kendisi çadırında kaldı.

Bir müddet sonra Ay yüzlü bir kadın yanına gelerek;

-”Ver “dedi.

Ahnef bin kays (r.a.) da ekmek istiyor zanederek ona bir parça ekmek uzattı.

Kadın:

-”Bunu istemiyorum, senden kadınların erkeklerden istediğini istiyorum.”dedi

Bunun üzerine Ahnef bin Kays (r.a.) öyle bir çığlık atıp bağırdı ki kadın korkudan kaçmaya başladı, sonra abasını başına çekip ağlamaya başladı.

Bir müddet sonra arkadaşı döndüğünde onun çok ağladığını gördü, nedenini sorunca kendisinin çocuklarını özlediğini onun için ağladığını söyledi.

Arkadaşı:

-”Daha iki gün olmadı evden ayrılalı sende başka bir hal var deyip ısrar edince arkadaşına başından geçenleri anlatır.

Arkadaşı ondan daha çok ağlamaya başladı.

Ahnef bin kays (r.a.);

-” Benim başıma bir musibet geldi diye ağladım, sen ne için ağliyorsun?” dedi.

Arkadaşı;

-”Şayet ben senin yerinde olsaydım senin gibi sabredemezdim diye ona ağliyorum” dedi.

Allah’u Teala Hazretleri (c.c) bizleri ve sizleri kendisinden korkup utanan kullarından eylesin. Amin…
Fuad Yusufoğlu

Muhasabe ve murakabe

09 Mayıs 2008

Girnavas mevkii – Cin tepesi – (Nusaybin)

Allah’u Teala (c.c.) buyuruyor ki:

-”Kiyamet günü terazı kuracağım. O gün kimseye zülüm edilmiyecektır. Herkes dünyada yapmış olduğu zerre kadar iyilik ve kötülüklerini meydana çıkarıp teraziye koyacağım. Herkesin hesabını yapmağa yetişirim…”(Enbiye 47)

Allah’u teala buyuruyor:

Ey İman edenler, sabrediniz, nefsin arzularını haramlardan elde etmemeye uğraşınız. Ve bu cihad de sebat ediniz. (Ali İmran 200 )

Bunun içindir ki:

Basiret sahibleri ve din büyükleri bu dünyaya ticaret için geldiklerini ve burada nefisle alışverişte olduklarını anlamışlardır. Bu Ticarettin kazancı cennet tir, Ziyanı de cehennem dir.

Murakabe:

Nefsi kontrol etmektir. Ondan gafil olmamaktır.

İnsanlar birbirlerinin dışını görürler. Allah’u teala hazretleri (c.c.) ise: hem dışını hem de içini görür. Bunu bilen ve kalbinde bu marifettin galip olduğu kimsenin işleri ve düşünceleri edepli olur. Zaten buna inanmıyan kafirdir. İnanıp da muhalafet etmek ise büyük cesarettir.

Allah’u teâlâ Hazretleri (c.c.) buyurdu:

-”Ey insan seni her an gördüğümü bilmiyormusun? (Alak ; 14.)

Bir Habeşi Resulullah ‘ın (s.a.v.) huzuruna gelip :

-”Çok günah işledim, tövbem kabul olurmu? Dediğinde

Resülullah Sallallahu aleyhi ve sellem;

-”Evet” olur.” buyurunca :

Habeşi :

-“O günahları işleyince O görüyormuydi ?

Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem;

-”Evet” buyurunca

Habeşi bir Ah çekti ve yıkılıp can verdi.

Peygamber Sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

-“Allah’u teala yı görür gibi ibadet ediniz, siz onu görmiyorsanız, O sizi göriyör.”

Mısır Maliye nazırının zevcesi olan Züleyha :Yusuf (a.s.) i kendisine çağırınca önce kalkıp büyük sandığı bir heykelin yüzünü örttü

Yusuf Aleyhis selam;

-“Bunu niçin örtün.”dedi

Zeliha;

-“Ondan utandığım için “ dedi.

Yusuf Aleyhis selam;

-“Sen bir taş parçasından utanıyorsın da, ben yerleri ve yedi kat gökleri yaratan Rabımın görmesinden utanmazmıyım?” Buyurdu .

Abdullah bin Zeyd (r.a.) a;

-”Kendi halını düşünüp, insanlarla uğraşmıyan bir kimse tanıyormusunuz?” Dediler.

Abdullah Bin Zeyd (r.a.):

-”Bir kimse tanıyorum şu anda gelir.” buyurdu.

O sırada Utbet-ül Ğulam (r.a.) içeri girdi;

-”Yolda kimleri gördün ? deyince

Utbet-ül Ğulam (r.a.);

-“Kimseyi görmedim”dedi

Halbuki çarşıdan geliyordu.

Şibli (k.s.), Süfyan-ı Sevri (r.a.) nın yanına geldi, kendisini Murakkaba ya oturmuş, sesiz, haraketsiz bir halde gördü. Vucudunun bir kılı bile kımıldamiyordu.

-”Bu güzel murakkabayı kimden öğrendin? diye sorunca

Süfyan-i Sevri (r.a.);

-“Kediden öğrendim. Onu bir fare deliğinin ağzında, benim bu halimden daha haraketsiz avını kolarken gördüm.” Dedi.

Amellerden sonra yapılacak muhasebede Her gün yatarken, o gün yaptığı işler için nefsi hesaba çekmeli Sermayeyi kâr den ve zarar den ayırmalıdır.

Sermaye; Farzlardır,

Kâr da; Sünetlerdir, ve nafilelerdir.

Ziyan ise; Günahlardır. İnsanın ortağına aldanmamak için onunla hesaplaştığı gibi nefse karşı daha uyanık davranmak lazımdır.

İbn’i Samed (r.a.) büyüklerden idi;

Altmış hicri senelik hayatı’nın hesabını yaptı Yirmi bir bin beşyüz gün idi

-“Ah her gün, en az bir günah yapmış isem yirmi bir bin beş yüz günahtan nasıl kurtulurum, halbuki öyle günlerim oldu ki: yüzlerce günah işledim.” diye bir feryad edip yıkıldı, baktılar ki ruhunu teslim etmişti…

Fakat insanlar, kendilerini hesaba çekmiyorlar. Eğer her gün bir günah işlediğinde odasına bir taş koysa kısa zamanda dolardı.

Eğer;

omuzlarımızdeki katib melekler her günah yazmak için ücret isteseler di malımızın hepsini vermemiz lazım gelirdi .

Fakat gafletle çeşitli düşüncelerle birkaç sübhanallah desek tesbihi alır, sayar ve yüz kere söyledik deriz de hergün boşuna nice şeyler söyleriz bunları saymayız, dille almayız saymış olsak da hergün binleri aşar, sonra da terazide sevap kefesinin ağır basacağını umarız……

İmam-i Gazali (kimya-yi Saadet.)

Allah-u Teala hazrertleri bizleri ve sizleri Hesaba çekilmeden, hesabımızı kendimizin yapmayı, tekrar günah işlemeyen ve tövbe-i nasuh la tövbe eden kullarından eylesin…Amin…

Fuad Yusufoğlu

cimg6190mescidilkbleteyn1.jpg

Mescidil kıbleteyn (Medine-i Munavvara)

اِنَّ مِمَّ أدْرَكَ النَّسُ مِنْ كَلَامِ النُّبُوَّةِ إِذَا لَمْ تَسْتَحْىِ فَاصْنَعْ مَاشِئْتَ

Meali:

İnsanların peygamberlerden öğrene geldikleri sözlerden biri de:
-“Utanmadıktan sonra dilediğini yap.”

Buhari (r.a.) Ebu Davud (r.a.)