‘İlk hicret’ olarak etiketlenmiş yazılar

Çağ-çağ barajı (kış mevsimi) Nusaybin

Ca’fer-i Tayyar (Radiyallahu anhu)- 7

Ca’fer-i Sadık (r.a.) konuşmasına devam etti;

-“Selam verme işine gelince biz seni Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın selam’ı ile selamladık. Birbirimize de öyle selâm veririz. Cennetekilerin selamlarının da bu şekilde olduğunu Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) bize haber verdi. Bunun için biz de seni öyle selamladık. Hazret-i Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) İNSANLARA SECDE EDİLMİYECEĞİNİ BUYURDUĞU İÇİN ALLAH’TAN BAŞKASINA SECDE ETMEKTEN ALLAH’A SIĞINIRIZ.” Dedi.

Necaşi (r.a.);

-“Sen, Allah’ın bildirdiklerinden biraz biliyor musun?” Diye sorunca,

Hazret-i Ca’fer-i Tayyar (r.a.);

-“Evet.” Deyince

Necaşi (r.a.);

-“Onu bana oku.” Dedi.

Hazret-i Ca’der-i Tayyar (r.a.) de Meryem sûresinin ilk ayetlerini okumağa başladı. (Ankebut ve Rum sûrelerinden okuduğu da bildirilmiştir.)

Necaşi, (r.a.) ağlıyordu. Gözlerinden akan yaşlar sakalını ıslattı. Rahibler de çok ağladılar.

Necaşi (r.a.) ve rahipler;

-“Ey Ca’fer! Bu tatlı ve güzel kelâm’dan biraz daha oku.” Dediler.

Hazret-i Ca’fer (r.a.), Kehf sûresinden okudu. Necaşi (r.a.), kendisini tutamıyarak;

-“Vallahi, bu aynı kandilden fışkıran bir nurdur. Hazret-i Musa (a.s.) ve İsa (a.s.) da onunla gelmiştir.” Dedi.

Kureyş elçilerine dönerek;

-“Gidiniz, VALLAHİ, BEN NE ONLARI SİZE TESLİM EDER, NE DE ONLARA BİR KÖTÜLÜK DÜŞÜNÜRÜM.” Dedi.

Abdullah bin Rebia ile Amr bin Âs, Necaşi (r.a.) nin huzurundan çıktılar.

Amr, Abdullah’a;

-“Yemin ederim ki, onların bir kabahatini Necaşi (r.a.) nin yanında ortaya koyup, köklerini kazıtayım da gör.” Dedi.

Arkadaşı, Amr’a;

-“Onlar bize muhalefet ediyorlarsa da iyi kötü akrabalığımız var bunu yapma.” Dedi.

Amr;

-“Onların Meryem oğlu İsa (a.s.) yı bir kul olarak bildiklerini Necaşi’ye ihbar edeceğim.” Dedi.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ca’fer-i Tayyar (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Kamışlı kazası sınırdan görünüşü (Suriye)

Ca’fer-i Tayyar (Radiyallahu anhu)- 8

Ertesi günü, Necaşi (r.a.) nin yanına varıp;

-“Ey Hükümdar! Onlar Meryem oğlu İsa (a.s.) ya ağır sözler söyliyorlar. Onlara adam gönderip İsa (a.s.) için ne söylediklerini bir sor.” Dedi.

Necaşi (r.a.), Hazret-i isa (a.s.) hakkındeki telakilerini sormak üzere muhacir Müslümanlara adam gönderdi. Müslümanlar tekrar bir araya toplandılar.

Birbirlerine;

-“Meryem oğlu İsa (a.s.) hakkında sorarsa ne cevap vereceğiz.”

Hazret-i Ca’fer-i Tayyar (r.a.);

-“Vallah, Hazret-i isa (a.s.) hakkında Allah’ın dediğini Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) in bize getirdiğini söyleriz.” Dedi.

Necaşi (r.a.) nin huzuruna çıkınca;

Necaşi (r.a.);

-“Siz Meryem oğlu İsa (a.s.) hakkında ne biliyorsunuz?” diye sordu.

Ca’fer-i tayyar (r.a.);

-“Biz İsa (a.s.) hakkında Peygamberimiz (Sallallahua aleyhi ve selem) in bize Allah-u Tâlâ’dan getirip tebliğ eylediğini söyleriz. O’nun Allahın kulu ve Resûlü olduğunu, dünyadan ve erkeklerden vaz geçerek Allah’a bağlanmış bir kız olan Hazret-i Meryem (r.a.) e ilkâ eylediği kelimesi’dir. Meryam oğlu İsa (a.s.) nın hali, şanı bundan ibarettir. Hazret-i Adem (a.s.) i topraktan yarattığı gibi İsa (a.s.) yı da abasız yaratmıştır. Deriz.” Deyince

Necaşi (r.a.), elini yere uzatıp, yerden bir saman çöpü aldı ve;

-“Yemin ederim ki Meryem oğlu İsa (a.s.) da sizin söylediğinizden fazla bir şey değildir. Arada bu çöp kadar bile fark yoktur.” Dedi.

Necaşi (r.a.) bunu söylediği zaman etrafındeki hükümet erkanı ve kumandanları aralarında fısıldaşmaya ve homurdanmaya başladılar.

Necaşi (r.a.) bunu görünce, onlara;

-“Yemin ederim ki, siz ne derseniz deyin, ben bunlar hakkında iyi şeyler düşünüyorum.” Dedi.

Sonra Müslüman mühacirlere dönerek;

-“Sizi ve yanında geldiğiniz zat’ı tebrik ederim! Ben şuna inandlm ki; “O Allahın Resulüdür. Zaten biz, onu incil’de görmüştük. O Resulü, Meryem oğlu İsa (a.s.) da haber verdi. Vallahi eğer O, buralarda olsaydı, gidip onun ayakabılarını taşır, ayaklarını yıkardım! Gidiniz Ülkemin el değmemiş kısmında, her türlü tecavuzdan uzak, emniyet ve huzura kavuşmuş olarak yaşayınız. Size kötülük edeni helak ederim. Bana dağ kadar altın verseler de, sizlerden birini üzüntüye sokmam.” Dedi.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ca’fer-i Tayyar (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu