Ubeydullah-i Ahrâr (Radiyallah-u anhu) – 7

23 Haziran 2008 Pazartesi


Hasankeyf’in uzaktan görünüşü (Batman)

Ubeydullah-i Ahrâr (Radiyallah-u anhu) – 7

-“Seyyid Kasım Tebrizi, Hâce Behâddin Nakşibend hazretleri (r.a.) nin sohbetinde bulunmuş ve nisbetlerini o yoldan almış. Anlaşıldığına göre; “Hâcegân” yolunda idi. Bir kapıcısı vardı. Kimse ondan izinsiz huzûruna girmezdi.”

Kapıcıya şöyle tenbih etmişti;

-“Buraya ne zaman Türkistan’lı bir genç gelirse, ona mâni olma! Bırak istediği zaman benim yanıma girsin.”

-“Hergün kapısına varırdım, izin verilmiş olduğu hâlde huzûruna iki-üç günde bir girerdim.”

-“Talebeleri, bana izin verildiği hâlde huzurlarına niçin hergün çıkmadığıma hayret ederlerdi.”

-“Seyyid Kâsım hazretleri (r.a.) nin sohbetleri çok tatlı ve kadar lezzetli idi ki, gelenler ayrılmak istemezdi. Sohbetin dağılma zamanı gelince talebelerine bir işaret verir, dağılmalarını bildirirdi.”

Beni hiçbir vakit huzurundan kaldırmamıştı Yakınlarına “Bâbu” diye hitap ederdi.

Bana;

-“Bâbu senin adın nedir?” diye sordu

Ben;

-“Ubeydüllah” dedim.

Bana;

-“İsminin ma’nasını gerçekleştir.” Buyurdu.

Mevlânâ Fethullah Tebrizi hazretleri (r.a.) şöyle anlatmıştır;

-“Seyyid Kâsım (r.a.) ın sohbetine çok devam ederdim. Tasavvuf’a öyle merak salmıştım ki, tasavvuf’a dair ince mes’elelerin konuşulduğu bu mecliste sabahlardım. Gözüme uyku girmezdi. Bir defasında Seyyid Kâsım (r.a.) ın sohbetinde otururken, içeriye Hâce Übeydullah-i Ahrâr (r.a.) girdi. Seyyid Kasım hazretleri (r.a.), onu büyük bir alaka ile karşıladıktan sonra, gârib meârif ve acaib hikmetler konuşmaya başladılar. Dikkat ettim, Ubeydüllah-i Ahrâr (r.a.) ın her ziyarete gelişinde, Seyyid Kasım hazretleri (r.a.) gayri ihtiyarı en ince meseleleri ve sır bahislerini açardı. O zaman öyle haller olurdu ki, başka zaman o şeklide olmazdı. Bir gün Ubeydullah-i Ahrâr hazretleri (r.a.), Seyyid Kasım (r.a.) in meclisinden kalkıp gittikten sonra,”

Seyyid Kasım hazretleri (r.a.);

-“Mevlânâ Fethullah! Bu kafilenin dili sözleri gayet tatlıdır. Ama yalnız dinlemekle iş bitmez. Eğer himmet sahiblerinin temenni ettiği saâdete kavuşmak istersen bu Türkistan’lı gencin eteğini bırakma! O zamanın bir hârikası, devranın bir tanesidir.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri “Silsile-i âliyye” denilen büyük âlim ve velilerin Onsekizinci’si Ubeydullah-i Ahrâr (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

“Ubeydullah-i Ahrâr (Radiyallah-u anhu) – 7” için 1 Yorum

  1. Ubeydullah-i Ahrâr (Radiyallah-u anhu) – 6 « بسم الله الرحمن الرحيم diyor ki:

    [...] (Sallallahu aleyhi ve sellem)- 36 « Ubeydullah-i Ahrâr (Radiyallah-u anhu) – 5 Ubeydullah-i Ahrâr (Radiyallah-u anhu) – 7 [...]

Yorum Yapın