Behâeddin Muhammed bin Muhammed Buhari (Şah-i Nakşibend Kaddasallahu sirreh)- 16

23 Haziran 2008 Pazartesi

dsc04013-fuad-yusufoglu-coke-bekiro-nusasybin

Veysike köyünden çevre köylerin görüntüleri (Cöke Bekiro)

Behâeddin Muhammed bin Muhammed Buhari (Şah-i Nakşibend Kaddasallahu sirreh)- 16

O anda Behâeddin Buhâri hazretleri (k.s.) gözüme göründü ve kulağıma;

-“Senin Horasan’a gitmen gerekir.” Diye söyledi.

Yemekten sonra Horasan’a gitmek üzere yola çıktım.

-“Horasan’a, oradan da, Behâeddin Buhâri (k.s.) nin yakın talebelerinden mevlânâ Celâleddin’in bulunduğu yere gittim. Evine varıp kapıda durdum, kandisi tarafından çağrılmamı bekledim. Bir saat sonra evden bir cemâat çıktı.”

Beni çağırıp huzuruna kabul ettiler ve;

-“Sen geldiğin sırada, gelişinden haberim var idi. Fakat seninle baş başa görüşmek istedim. Onun için beklettim.” Dedi.

-“Bundan sonra ben halimi ona anlattım ve çok ağladım, bana yardımcı olmasını istedim.”

Yemin ederek dedi ki;

-“Behâeddin Buhâri sana kafidir, teveccühüne kavuşursun.”

Sonra onun faziletinden, menkıbelerinden bahsedip, huzuruna kavuşmak için hemen yola çıkmamı söyledi.

-“Yolculukta başıma ba’zı hadiselerin geleceğini de işaret etti. Derhal “Nesef” tarafına doğru yola çıktım. Oradan da Horasan’a hareket etmek üzere bir gemiye bindim. Gemi bir müddet yol aldıktan sonra, sabah namazının vakti girdi. Gemide bir ezan okudum. Fakat yolcular namaza kalkmadılar. Bu duruma üzülüp, onmlara nasihat ettim. Fakat bana kızdılar.”

-“Bu durum karşısında bende öyle bir hal oldu ki, kendimi suya atmak istedim. Ayaklarımı suya uzatıp gemiden ayrıldım, Fakat suya batmadım. Öyle bir hal oldu ki, suyun üzerinde yürümeye başladım.”

Gemidekiler bu halimi görünce ağlamaya başladılar;

-“Biz yanlış bir iş yaptık, yaptığımıza tövbe ettik, Gemiye gel, sen ne dersen onu yapacağız.” Dediler.

Bunun üzerine ben tekrar gemiye bindim. Sabah namazını, gemideki yolcular ile cemâat olup kıldık.

-“Bir müddet yolculuktan sonra “Âmura kalesine” vardık. Orada da acaip hadiseler oldu. Behâeddin hazretleri (k.s.) ne iltica ettim. Şirmüşter denilen bir dergaha vardım. Yola devam ederken bir kervana rastladım.”

Bana dediler ki;

-“Bu çöle dalma, çok büyük bir çöldür, yolunu şaşırırsın. Burada dur, şayet yola devam edecek olursan sağ tarafa yönel, sol taraftan gidersen sonunu bulamazsın ve helak olursun.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Allah-u teâlâ’nın sevgisini kalblere nakşettiği için “Nakşibend” de denilen Behâeddin Muhammed bin Muhammed Buhâri (Şah-i Nakşibend Kadasallah-u sirrehu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Yorum Yapın