‘Ca’fer-i Tayyar (r.a.)’ olarak etiketlenmiş yazılar

19 Yüz yılın sonlarındaki Kâ’be görüntüsü
Abdullah bin Revâha (Radiyallah-u anhu)- 5

Hazret-i Ömer (r.a.);

-“Ey İbn-i Revâha! Sen Resulullah (s.a.v.) ın önünde ve Harem-i şerifte nasıl şiir okuyabiliyorsun?” deyince

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Ya Ömer! O’na mâni olma. Allah-u Teâlâ’ya yemin ederim ki, O’nun sözleri, bu Kureyş müşriklerine ok yağdırmaktan daha çabuk, daha çok tesirlidir. Ey İbn-i Revâha devam et.” Buyurdu.

Hazret-i Ömer (r.a.) sustu.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) biraz sonra Hazret-i Abdullah bin Revâha (r.a.) ya;

-“Allah-u Teâlâ’dan başka ilah yoktur! Bir olan O’dur. Va’dini gerçekleştiren O’dur! Askerlerini güçlendiren O’dur! Toplanmış olan kabileleri, bozguna uğratan da YALNIZ O’dur” buyurdu.

Abdullah bin Revâha (r.a.) da;

-“Allah-u Teâlâ’dan yoktur başka bir İlah,
Yoktur O’nun şeriki, Lâ ilâhe İlallal.
O’dur Müslümanların, askerine güç veren,
Ve O’dur kafirleri dağıtan, mağlub eden.”

Diye söylemeye başladı.

Müslümanlar da O’nun söylediği gibi söylediler.

Hicretin sekizinci senesi Cemaziyelevelinde, Mute gazası vuku buldu. Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Busra reisi olan Emire bir mektup göndererek, O’nu İslamiyet’e davet etmişti. Bunlar, Resul-i Ekrem (s.a.v.) in elçisine husn-i kabul göstereceklerine elçiyi katletmişler, Müslümanlara karşı harp yapacaklarını ilân etmişlerdi.

Bunun üzerine Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem) 3000 kişiden müteşekkil bir kuvvet hazırlamış O’nu Zeyd bin Harise (r.a.) nin kumandasına vermişti.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) mescidinde öğle namazını kıldırdıktan sonra oturdu. Eshab-i Kiram (r.anhüm) da oturdular.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Cihada çıkacak olan şu insanlara, Zeyd bin Harise’yi kumandan tayin ettim! Zeyd bin Harise şehid olursa, yerine Ca’fer bin Ebi Talib geçsin. Ca’fer bin Ebi Talib şehid olursa, Abdullah bin Revaha geçsin. Abdullah bin Revâha da şehid olursa, Müslümanlar aralarında münasip birini seçsin ve O’nu kendilerine kumandan yapsın!” buyurdu.

Bunun üzerine Eshab-i Kiram (r.anhüm) ağlamağa başladılar.

-“Ya Resulullah! Keşke sağ kalsalar da kendilerinden istifade etseydik.” Dediler.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) cevap vermeyip sustular.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Revâha (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

 

 

 

Müte savaşının yapıldığı alan

Abdullah bin Revâha (Radiyallah-u anhu)- 12

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in mübarek gözlerinden yaşlar akarak;

-“Bende gördüğünüz üzüntü, beni hüzün içinde bırakan şey, Eshabımın şehid olmaları idi. Bu hal onları Cennette karşılıklı tahtlar üzerinde oturmuş kardeşler olarak görünceye kadar devam etti. Zeyd bin Harise sancağı eline aldı. Nihayet şehid edildi. O şimdi Cennete girdi. Orada koşup duruyor. Sonra sancağı Ca’fer bin ebi Talib aldı. Düşman ordularına saldırdı. Çarpıştı ve nihayet o da şehid edildi. O, şehid olarak Cennette girdi ve yakuttan iki kanat ile dilediği gibi uçup duruyor. Ca’fer’den sonra sancağı Abdullah bin Revâh’a aldı. Elinde sancak olduğu halde düşmanlarla çarpıştı ve şehid oldu ve Cennet’e girdi. Onlar, Cennette altından tahtlar üzerinde bana gösterildi.” Buyurdu.

Hazret-i Abdullah bin Revâha (r.a.), dinine son derece bağlı, dünya malına ve rütbesine kıymet vermezdi. Allah-u Teâlâ’ya ibadet etmekte ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in emirlerini ölüm pahasına da olsa yerine getirmekte eşine az rastlanırdı.

Bir defasında, Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) hutbe okurken cemaate;

-“Oturunuz.” Buyurduğunda, Hazret-i Abdullah bin Revâha (r.a.), mescidin dışında bir yerde bulunuyordu ve HEMEN OLDUĞU YERDE OTURDU. Hutbe bitinceye kadar, hiç kımıldamadan orada bekledi.

O’nun bu hareketi, Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) ulaştırılınca;

-“Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Allah-u Teâlâ’ya ve Resulüne gösterdiğin itaatde Allah-u Teâlâ hırsını artırsın.” Buyurdu.

Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.), Hazret-i Abdullah bin Revâha (r.a.) yı çok sever, hastalandığı zaman hemen ziyaretine gider, hal ve hatırını sorardı.

Bedir’den başlayarak, şehid olduğu Müte savaşına kadar Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in iştirak etmiş olduğu bütün savaşlarda bulunan Hazret-i Abdullah bin Revâha (r.a.), Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in şair ve hatiplerindendi.

Kendisi “Vahiy katibiydi.” Şairlikteki kudreti herkes tarafından bilinir ve takdir edilirdi.

Şiirleri, Eshab-i Kiram (r.anhüm) tarafından hemen ezberlenerek ağızdan ağza yayılırdı. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de, onun şiirlerini beğenirdi ve bu şiirlerin düşmana ok atmadan daha tesirli olduğunu beyan ederdi.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem); O’nun hakkında;

-“Cenab-ı Hak, Hazret-i Abdullah bin Revâha’ya rahmet eylesin, Melâike O’nun meclisi ile İFTİHAR ederlerdi.”

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Revâha (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu