‘Mi’raç olayı’ olarak etiketlenmiş yazılar

Kudus şehri (Eski resim)

Muhammed (Aleyhis selam)- 55

Ümm-i Hani (r.anha) düşündü.

-“Bunun Mekke’de düşmanları çok. Hatta öldürmek isteyenler var. Şerefimi korumak için, sabaha kadar O’nu gözeteyim.” Dedi.

Ümm-i Hani (r.a.), babasının kılıcını alıp, evin etrafında dolaşmağa başladı.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem), o gün çok incinmişti. Abdest alıp, Rabbine yalvarmağa, af dilemeğe, kulların iman’a gelmesi, saadete kavuşmaları için du’a’ya başladı. Çok yorgun, aç, üzüntülü idi. Hasır üzerine uzanıp uyuyuverdi.

O anda, Allah-u Teâlâ, Cebrail Aleyhis selam’a;

-“Sevgili Peygamberimi çok üzdüm. Mübarek bedenini, nazik kalbini çok incittim. Bu halde, yine bana yalvarıyor. Benden başka, hiçbirşey düşünmüyor. Git! Habibi’mi getir! Cennetimi, Cehenemimi göster. O’na ve O’nu sevenlere hazırladığım ni’metleri görsün. O’na inanmayanlara, sözleri, yazıları ve hareketleri ile O’nu incitenlere hazırladığım azapları görsün. O’nu ben teselli edeceğim. O’nun nazik kalbinin yaralarını ben gidereceğim.” Buyurdu.

Cebrail Aleyhis selam, bir anda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) in yanına geldi. Mışıl mışıl uyuyor gördü. Uyandırmağa kıyamadı, insan şeklinde idi. Mübarek ayağının altını öptü. Kalbi, kanı olmadığı için, soğuk dudakları, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) i uyandırdı.

Cebrail Aleyhis selam’ı hemen tanıdı ve;

-“Ey Cebrail kardeşim. Böyle vakitsiz niçin geldin. Yoksa bir hata mı ettim, Rabbim’i gücendirdim mi? Bana acı haber mi getirdin?” buyurdu. Ve Rabbinin darılacağından çok korktu.

Cebrail Aleyhis selam;

-“Ey bütün yaratılmışların en üstünü! Ey Yaratanın sevgilisi; Ey Peygamberlerin efendisi, iyilikler menbaı, üstünlüklerin kaynağı olan Şerefli Peygamber! Rabbin sana selam ediyor. Seni kendine da’vet ediyor. Lütfen kalk. Buyur gidelim.” Dedi.

Kâ’be yanına geldiler. Orada, bir kimse geldi. Göğsünü yardı. Kalbini çıkardı. Zemzem suyu ile yıkadı. Yine yerine koydu. Sonra cennet’ten gelen Burak adındaki beyaz hayvan’a binip, bir anda Küdüs’de, Mescid-i Aksa’ya geldiler.

Cebrail Aleyhis selam kayayı parmağı ile deldi. Burak’ı oraya bağladı. Geçmiş Peygamberlerden bazısının ruhları insan şeklinde orada idi. Cemaatle namaz için Adem aleyhis selam, Nuh Aleyhis selam, İbrahim Aleyhis selam Peygamberlere, İmâm olmalarını sıra ile söyledi. Hiç biri kabul etmedi. Özür dilediler.

Cebrail Aleyhis selam, Habibullah (s.a.v.) ı ileri sürdü.;

-“Sen varken, başkası İmâm olamaz,” dedi.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Mescid-i Aksa (eski resim)

Muhammed (Aleyhis selam)- 56

Namazdan sonra, Mescid’den çıkıp bilinmeyen bir Mi’rac ile, bir anda, yedi kat gökleri geçtiler. Her gökte bir büyük Peygamber’i gördü.

Cebrail Aleyhis selam Sidre’de kaldı ve

-“Kıl kadar ilerlesem, yanar, yok olurum.” Dedi.

Sidretülmüntehâ, altıncı gökte bulunan büyük bir ağaçtır.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) Cenneti, Cehennemi, sayısız şeyleri görüp, Refref adındeki bir Cennet yaygısı üstünde olarak Kürsi, Arş ve Ruh alemlerini geçip, bilinmeyen, anlaşılmayan, anlatılmıyan şekilde, Allah-u Teâlâ’nın dilediği yüksekliklere ulaştı.

Mekansız, zamansız, cihetsiz, mahlukun bilemiyeceği, anlayamiyacağı nimetlere kavuşup, bir anda, Kudus’a ve oradan Mekke-i Mükerreme’ye, Ümm-i Hâni (r.anha) nin evine geldi. Yattığı yer henüz soğumamış, leğendeki abdest suyunun hareketi durmamış idi.

Dışarıda dolaşan Ümm-i Hâni (r.anha) uyuklamış, bir şeyden haberi olmamıştı. Kudüs’ten Mekke’ye gelirken Kureyş’in kervanına rastladı. Kervandaki bir deve ürktü, yıkıldı.

Sabah olunca, Kâ’be yanında gidip Miracını anlattı. İşiten kafirler alay etti.

-“Muhammed (s.a.v.) akılını kaçırmış, iyice sapıtmış.” Dediler.

Müslüman olmağa niyetli olanlar da vazgeçti. Kafirlerden bir kaçı sevinerek Ebû Bekir (r.a.) in evine geldi. Çünkü bunun akıllı, tecrübeli, hesaplı bir tüccar olduğunu biliyorlardı.

Ebû Bekir (r.a.) kapıya çıkınca hemen sordular;

-“Ey Ebû Bekir! Sen çok kere Kudus’e gidip geldin. İyi bilirsin, Mekke’den Kudüs’e gitmek gelmek, ne kadar zaman sürer.” Dediler.

Ebû Bekir (r.a.);

-“İyi bilirim. Bir aydan fazla,” dedi.

Kafirler bu söze sevindi.

-“Akıllı, tecrübeli adamın sözü böyle olur,” dediler.

Gülerek, alay ederek ve Ebû Bekir (r.a.) in de kendileri gibi düşüneceğini zanettiler.

-“Senin efendin, Muhammed (s.a.v.) Kudüs’e bir gecede gidip geldiğini söyliyor, artık iyice sapıttı,” diyerek, Ebû Bekir (r.a.) e sevgi, saygı ve güvence gösterdiler.

Ebû Bekir (r.a.) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) in mübarek adını işitince;

-“Eğer O seyledi ise inandım. Bir anda gidip gelmiştir.” Deyip içeri girdi.

Kafirler neye uğradıklarını anlayamadı. Önlerine bakıp gidiyor ve;

-“Vay canına, Muhammed (s.a.v.) ne yaman büyücü imiş. Ebû Bekir (r.a.) e sihir yapmış.” Diyorlardı.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu