‘Abdurrahman bin Avf (r.a.)’ olarak etiketlenmiş yazılar

Bore Beşire Mecido (Girnavas civarı) Nusaybin

Abdurrahman Bin Avf (Radiyallah-u Anhu)- 4

Hazreti Abdurrahman (r.a.) Dümet-ül cendel’e giden orduya Resulüllah (s.a.v.) ın emriyle kumandanlık yaptı. Birinci halife Hazreti Ebû Bekir (r.a.) devrinde Hazreti Abdurrahman (r.a.), onun en samimi müşavirlerinden idi. Hz Ebû Bekir (r.a.) onu son derece hürmet eder ve her işte istişare ederdi.

Hz Ömer (r.a.) in halifeliği zamanında bir ticaret kervanı gelip, gece Medine’nin dışına kondu. Yorgunluktan hemen uyudular. Halife Ömer (r.a.), şehri dolaşırken bunları gördü.

Abdurrahman avf (r.a.) ın evine gelip

-“Bu gece kervan gelmiş. Hepsi de kafirdir. Fakat bize sığınmışlardır. Eşyaları çoktur ve kıymetlidir. Yabancıların, yolcuların, bunları soymasından korkuyorum. Gel bunları koruyalım” dedi.

Sabaha kadar bekleyip, sabah namazında mescide gittiler. İçlerinden bir genç uyumamıştı. Arkalarından gitti. Soruşturup, kendilerine bekçilik edenin Ömer (r.a.) olduğunu öğrendi. Gelip arkadaşlarına anlattı.

Roma ve iran ordularını perişan eden, binlerce şehir almış olan, adaleti meşhur, yüce halifenin, bu merhamet ve şefkatini görerek, islamiyet’in hak din olduğunu anladılar. Hepsi seve seve Müslüman oldular.

Hazreti Ömer (r.a.) vefat ederken halifeliğe aday olan 6 kişiden bir abdurrahman bin avf (r.a.) dır. Fakat o hakkından feragat edip hakem oldu. Hz Osman (r.a.) halifeliğe seçildi ve önce kendisi biat etti.

Hazreti Abdurrahman bin Avf (r.a.), Hazret-i Osman (r.a.) devrinde son derece sakin bir hayat yaşadı. 31 (M. 651) senesinde 75 yaşında iken vefat etti.

İri yapılı, beyaz tenli, yakışıklı bir zat idi. 65 Hadis-i Şerif rivayet etmiştir. Kendisinden Abdullah İbn-i Abbas, İbn-i Ömer, Cabir bin Abdullah, Enes bin Malik, Cübeyr bin Mut’im ve oğlları İbrahim, Hamid ve ebû Seleme, Kızkardeşinin oğlu Abdullah bin Amir, Malik bin Enes (r.anhüm) ve bir çok âlim hadis-i şerif rivayetinde bulunmuşlardır.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) O’nun hakkında;

-“Göktekiler ve yerdekiler katında, en eminsin.” Buyurdu.

Resulullah (s.a.v.) dan bizzat rivayet ettiği hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır;

-“Dikkat edin, Cennet için hazırlanan yok mudur? Kabe’nin rabine yemin olsun ki, Cennet’te tehlike diye bir şey yoktur. Cennet parlayan bir nur, etrafa yayılan bir kokudur. Binaları kuvvetlidir. Irmakları devamlı akar, bol bol kemale ermiş meyve yeridir. Orada Huriler vardır. Cennet’de üzüntü ve keder yoktur. Ni’metleri devamlıdır.”

Eshab-i Kiram (r.anhum);

-“Biz ona hazırlanmışız.” Dediler.

Bunun üzerine Resul-i Ekram (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“İnşallah deyiniz.” Buyurdu ve cihadı anlattı.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdurrahman bin Avf (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Girnavas şelalesi (İlk bahar) Nusaybin

Abdurrahman Bin Avf (Radiyallah-u Anhu)- 6

Hazret-i Abdurrahman bin Afv (r.a.), Resulullah (s.a.v.) in en yakın Eshabındandı. O’nun Resul-i Ekrem (s.a.v.) e muhabbeti, hizmeti, O’nun yolunda fedakârlığı bitip tükenmezdi.

Uhud muharebesinde Resulullah (s.a.v.) ı mudafaa için kendisini nasıl fedaya hazır olduğu, aldığı yaralardan anlaşılmaktadır.

Hazret-i Abdurrahman bin Avf (r.a.) kendisi nakleder;

-“Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) yola çıktılar, kendilerini takib ettim. Hurmalık bir yere girdiler ve yere kapanarak secde’ye vardılar. Bu Secdeleri o kadar uzadı ki, kendi kendime, ‘Aman Yarabbi!’ Dedim. Acaba Resul-i Kerim (s.a.v.) e bir hal mi oldu?” Diyerek korku ile ilerledim. Kendisine yaklaştım ve oturdum.

Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve selem) başlarını kaldırdılar;

-“Sen Kimsin?” Buyurdular.

Ben;

-“Ben Abdurrahman’ım.” dedim.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Bir şey mi oldu?” buyurdular.

Ben;

-“Hayır, Ya Resulullah secde’ye kapandınız ve secdeniz o kadar uzadı ki size bir hal olmasından endişe ettim.” Dedim.

Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurdu ki;

-“Cibril-i Emin geldi, şunu müjdeledi;”

(-“Ya Muhammed! Kim ki, sana salat ve selam’a getirirse Canabbi Hakkın mağfiret ve selamına nâil olur.”) dedi

-“Ben de bu müjdeye karşı secde’yi şükrana Kapandım.”

Hazret-i Abdurrahman bin Avf (r.a.), Resulullah (s.a.v.) in ahrete teşriflerinden sonra O’nunla geçirdiği günleri hatırlayarak daima ağlar, O’nun sohbetinde mahrum olduktan sonra kendisi için dünyanın hiçbir kıymeti kalmadığını söylerdi.

Hazret-i Aişe (r.anha) bildirdiğine göre,

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) hanımlarına;

-“Benden sonraki haliniz beni düşündürüyor. Benden sonra ne olursunuz, insanlar size nasıl davranırlar. Sizin geçiminizi üslenecek olanlar sabırda kâmil olan ve sıddıklığı huy edinenlerdir.” Buyurdu.

Hazret-i Aişe (r.anha) der ki;

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) Sabır ediciler ve sıddıklarsözünden, sadaka verenler ve iyilik edenleri kasd etmiştir. Çünkü sözün akışı, hanımlarının geçimi ile ilgili idi.”

Sonra Hazret-i Aişe (r.anha) Ebû Seleme bin Abdurrahman (r.a.) a (Abdurrahman bin Avf (r.a.) ın oğlu olup, tabiin’in büyüklerinden olan Ebû Seleme (r.a.) ye) teşekkür ve kadirşinaslık olarak;

-“Allah-u Teâlâ babanı Cennetteki “Selsebil” Pınarlarından içirsin.” Diye dua etti.

Çünkü Abdurrahman bin Avf (r.a.) mü’minlerin annesi olan Resulullah (s.a.v.) in hanımlarına çok iyilik ve ikramda bulunurdu. Bir bağını kırkbin altına satıp, hepsini onlara hediye etmişti.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdurrahman bin Avf (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Girnavas Şelalesi (İlk bahar) Nusaybin

Abdurrahman Bin Avf (Radiyallah-u Anhu)- 7

Hazret-i Ömer (r.a.);

-“Abdurrahman bin Avf (r.a.) Müslümanların büyüklerinden biridir.” Buyurdu.

Hazret-i Ali (Keremallahu vechehü) ise;

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) den duydum. Abdurrahman bin Avf’a;”

-“Göktekiler ve yerdekiler katında sen eminsin.” Buyurdu.

Hazret-i Abdurrahman bin Avf (r.a.) son derece KERİM idi, Cömertti. Onun serveti artıkça, Cömertliği de o nisbette artmaya devam ediyordu. Berâe suresi nazil olup Eshab-i Kiram (r.anhüm) sadaka ve hayrata teşvik olundukları zaman, Hazret-i Abdurrahman bin Avf (r.a.) malının yarısı olan 4 bin dirhemi hemen dağıtmış ve binlerce altınını hayır işlerine vakfeylemişti.

Hazret-i Abdurrahman bin Avf (r.a.), servetiyle birçok köleleri azad ettirmiş, bunlar için binlerce dinar sarfetmişti. Hazret-i Abdurrahman bin Avf (r.a.) servet sahibi olmasının ona ahrette bir noksanlık vermemesini düşünüyordu.

Onun için bir gün, Hazret-i Ümmü Seleme (r.a.) ye şu sözleri söylemişti.;

-“Malın çokluğu helake sebep olur. Bundan endişe ediyorum.”

Hazret-i Ebû Seleme (r.a.) ise ona şu cevabı vermişti.

-“Fakat Allah yolunda sarf olunan mal böyle değildir.”

Nefvel bin İyas el-Hüzeli anlatır;

-“Abdurrahman bin Avf (r.a.) bizimle oturuyordu. Ne hoş sohbet eden bir zat idi. Bir gün bizi evine götürdü. Bize bir tepsi getirdi. İçinde ekmek ve et vardı.

Ağladı.

-“Ey Ebu Muhammed, seni ağlatan nedir?” dedik.

Abdurrahman bin Afv (r.a.) dedi ki;

-“Resulullah vefat etti, fakat kendisi ve ehli arpa ekmeğinden Bir defa olsun doyunca yemedi. Biz sonumuzun hayırlı olup olmiyacağını bilmiyoruz.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Abdurrahman bin Avf, Cennete emekliye emekliye girer.” Buyurdu.

Abdurrahman bin Avf (r.a.) bunu duyduktan sonra hep korkardı. Resulullah (s.a.v.) in huzuruna vardı,

Ve;

-“Allah’a karz-ı hasen (borç) ver! Bu sayede ayakların çözülür.” Emrini aldı.

Sonra Cebrail aleyhis Selam geldi. Resulullah (s.a.v.) şöyle dedi;

-“İbn-i Avf’a söyle, Misafir ağırlasın. Fakirleri doyursun! Kendisinden bir şey isteyen muhtaçları boş çevirmesin! Bunları yaparsa içinde bulunduğu durumunu (yani zenginliğinin hakkını vermeğe) kefaret olur.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdurrahman bin Avf (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Girnavas şelalesi (İlk bahar) Nusaybin

Abdurrahman Bin Avf (Radiyallah-u Anhu)- 8

Dûmetül-cendel’e giden orduya Resulullah (s.a.v.) in emriyle kumandanlık yaptı. Hicretin altıncı yılında Şaban ayında gönderilmiştir.

Dümetül-Cendel, tebük şehrinin yakınında olup büyük bir bir panayır ve ticaret merkezi idi.

Abdullah bin Ömer (r.a.) der ki;

-“Resulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve selem) Abdurrahman bin Avf (r.a.) ı yanına çağırıp ona;

-“Hazırlan! Ben, seni bugün veya yarın sabah inşallah, askeri birliğin başına göndereceğim.” Buyurdu.

Sabah namazını mescide kıldıktan sonra, Peygamber (s.a.v.) efendimiz, geceleyin Dumet-el-Cendel’e haraket etmesini ve oranın halkını İslamiyet’e davet eylemesini Abdurrahman bin Avf (r.a.) a emretti.

Ve buyurdu ki;

-“Cenab-i Hak sana Dümen’nin fethini nasıb ederse, ileri gelenlerden birinin kızı ile evlen!”

Bu ordu yediyüz kişi idi. Bunlar seher vakti, Medine dışında, Cürüf’teki karargahlarında toplandılar.

Peygamberimiz (s.a.v.), Abdurrahman bin Avf (r.a.) ın geri kaldığını görünce;

-“Arkadaşlarından niçin geri kaldın?” diye sordu.

Abdurrahman bin Avf (r.a.);

-“Ya Resulullah (s.a.v.), en son görüşmemin, konuşmamın sizinle olmasını istedim. Yolculuk elbisem üzerimdedir.” Dedi.

Hazret-i Abdurrahman bin Avf (r.a.), başına siyah, pamuklu kalın bezden gelişi güzel bir bez sarmıştı. Peygamberimiz (s.a.v.) onu önüne oturtturup, sarığını eliyle çözüp tekrar sardı. Sarığının ucunu onun omzunun ortasından sarkıttı.

Ve;

-“Ey ibni Avf, işte sarığını böyle sar!” buyurdu.

Daha sonra Resulullah efendimiz (sallallahu aleyhi ve selem) eline bir sancak vererek;Ve;

-“Ey İbni avf! Hepiniz Allah yolunda harp ediniz. Allah’a karşı küfür edenlerle çarpışınız!” buyurarak onu uğurladı.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdurrahman bin Avf (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Girnavas Şelalesi Bir başka açı (İlk bahar mevsimi)

Abdurrahman Bin Avf (Radiyallah-u Anhu)- 9

Abdurrahman bin Avf (r.a.) Medine’den haraket edip, Dümet-ül Cendel’e gelince üçgün kaldı. Halkı İslamiyete davet etti.

Onlar;

-“Biz kılıçtan başka bir şey vermeyiz.” Dediler.

İslâmiyeti kabul etmekten kaçındılar. Daha sonra Asbağ bin Amr el-Kelbi Müslüman oldu. Kendisi Hiristiyan olup Dumet-ül-Cendel halkının kralı idi. Asbağ Müslümân olduktan sonra kavminden çok kimseler de Müslümân oldular.

Abdurrahman bin Avf (r.a.), durumu Peygamber Efendimiz (s.a.v.) e bir mektup yazarak bildirdi.

Bu yazıyı Rafi bin Mükeys (r.a.) le Medine’ye gönderdi. Peygamberimiz mektuba verdiği cevabta Asbağ’ın kızı Tümadır (r.anha) la evlenmesini yazdı.

Bunun üzerine Abdurrahman bin Avf (r.a.), Tümadır’la evlendi.

Daha sonra birliğinin başında, yeni zevcesi Tümadır (r.anha) la Mekke’ye döndü. Tümadır (r.anha), Abdurrahman bin avf (r.a.) ın oğlu Ebu seleme (r.a.) nin annesidir. Ebû Seleme (r.a.), büyük fıkıh âlimlerindendir.

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdurrahman bin Avf (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu