‘Arafat’ olarak etiketlenmiş yazılar

Çağ-Çağ deresi (Bor-e Gündük)

Arafat’ta vakfenin (Durmanın) edebleri;

Eğer hac kafilesi arefe günü Arafat’a ulaşırsa, tavaf-ı kudum yapmazlar. Daha önce gelirlerse, tavaf-ı kudum yapmalıdır. Tevriye (Zilhacce ayının sekizinci gününe, yâni arefe gününden önceki güne denir.) günü,Mekke’den çıkmalı ve o gece Minâ’da kalmalı, ertesi gün arafat’a gitmelidir. Arafat’ta vakfe zamanı öğleden sonra başlar, bayram günü sabahına kadar devam eder.

Sabahtan sonra Arafat’a gelenin haccı olmaz. Arefe günü gusül abdesti almalı, ikindi ve ve öğle namazını cem’ ederek kılmalıdır. Yani önce öğleni, arkasından ikindiyi kılmalıdır. Sonra dua ile meşgül olmalıdır.

Çünkü Haccın sırrı, bu kıymetli vakitte azizlerin kalblerinin ve isteklerinin birleşmesidir. Zikirlerin en üstünü “La ilâhe illallah’dır”

Öğleden akşama kadar yalvarmalı, ağlamalı, sızlamalıdır. İstiğfar etmeli, yaptığı kusurların afvını dilemeli, Nasuh tevbesi etmelidir.

Bu vakitte okunacak çok “dua” vardır. Bunların hepsini yazmak uzun sürer. Ihy’u-Ulûmi’d- din KİTABIMIZDA HEPSİNİ YAZDIK. Oradan öğrenebilirsiniz. Yahut da, bildiği bütün duaları bu zamanda okumalıdır. Hatta yazılı bir yerden okuyabilir. Yahut birisi okuyup, diğeri âmin demelidir. Güneş batmadan Arafat hududundan ayrılmamalıdır.

Devam edecek…

Kimyay-i Saadet (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri hac farizesini zamanında yapan Salih kullarından eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ deresi (Bor-e Gündük)

Arafat’tan sonra yapılacak olanlar:

Arafat’tan sonra Müzdelife’ye gitmeli ve gusül etmelidir. Çünkü Müzdelife Haremdendir.

Akşam namazını te’hir edip yatsı namazı ile cem’ etmelidir. Bir ezan iki kamet okumalıdır. Eğer mümkünse bu geceyi Müzdelife’de ihyâ etmeli, ibadetle geçirmelidir.

Çünkü çok kıymetli ve pek azizdir. Gece burada kalmak ibadettir. Burada kalmayan, bir koyun kesmelidir. Buradan yetmiş taş alıp, Mina’ye vardığında atmalıdır.

Çünkü burada böyle taşlar çok bulunur. Gece yarısından Mina’ya gitmeye niyet etmeli, sabah namazını erken vakitte kılmalıdır. “Meş’arü’l Haram” denen Müzdelife’nin sınırına gelince, ortalık ağarıncaya kadar durmalı ve dua etmelidir.

Sonra oradan “Vâdi-i Muhasser’e” gelmelidir. Bineği hızlı sürmeli, yaya ise daha sür’atlı gitmeli, vadiyi karşıdan karşıya geçmelidir. Sünnet olan da budur.

Bayram sabahı bazen tekbir, bazen telbiye (Lebeyk, Allahümme lebeyk demektir.) söyleyip “Cemerât” denen tepeye gelinceye kadar devam etmelidir.

Orayı da geçip yolun sağındaki tepeye gitmeli, yüzünü kıblaya dönmelidir. Ona Cemeretü’l Akabe denir.
Güneş bir mızrak boyu yükselinceye kadar durmalı ve oradaki bu cemrede yedi taş atmalıdır. Yüzü kıblaya gelmek iyidir.

Burada tekbir ve telbiyeyi kalbden söylemelidir. Bitirince telbiye ve tekbiri bırakmalıdır. Ancak farz namazlarından sonraki tekbirleri söylemelidir. Bu da bayramın dördüncü gününe kadar sürer.

Sonra yoluna devam eder. Kaldığı yerde kurban keser. Kurbanın şartlarına riayet etmelidir. Sonra tıraş olmalıdır. Eğer taş atmayı ve başını traş etmeyi bu bir günde yaptıysa, bir çözülme hasıl oldu ve ihramın bütün mahzurları kalktı sayılır. Ancak cima’ etmek ve ve avlanmak henüz halâl olmaz.

SONRA Mekke’ye gidip, şart olan tavafı yapmalıdır. Bayram gecesinin ilk yarısı geçtikten sonra, bu tavafın vakti başlar. Fakat en iyisi bayram günü yapmaktır. Sonu için belli bir vakit yoktur. Ne kadar tehir etse caizdir.

Teşrik (Kurban bayramında farz namazlarından sonra okunan tekbirlerdir. Bunun için bu dört güne Eyam-i teşrik –teşrik tekbiri söylenen günler- denir) günlerinde taş atmak ve mina’da geceyi geçirmek ihramdan çıktıktan sonra kalkar.

Tavafı ve Sa’yı bitirdikten sonra Bayram günü Mina’ya gelmeli ve o gece orada kalmalıdır. Burada kalmak vacibtir.

Ertesi günü öğleden sonra taş atmak için gusül etmelidir. Arafat’a yakın olan “İlk Cemre’de” yedi taş atmalıdır. Sonra kıbleye dönüp durmalı ve Bakara sûresi miktarınca dua etmelidir.

Sonra “Ortadaki Cemre’de” yedi taş atmalı ve dua etmelidir. Sonra da “Cemeretü’l Akabe’ ya de atmalıdır.

O gece Mina’da kalmalıdır. Bayramın üçüncü günü de aynı şekilde bu sıra ile üç Cemrede yirmi bir taş atmalıdır. İsterse bu kadarla iktifa eder ve maekke’ye gider. Güneş batıncaya kadar orada kalırsa, o geceyi de orada geçirmesi vacib olur.

İşte haccın tamamı bu anlattığımızdır. Vesselâm.

Kimyay-i Saadet (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri hac farizesini zamanında yapan Salih kullarından eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

DSC04995  Fuad Yusufoğlu Arafat

Arafat tepesi

Muhammed (Aleyhis selam)- 74

Veda Hutbesi; 1

-“Ey İnsanlar!

-“Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemiyeceğim.”

-“İnsanlar!

-“Bugünleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, namuslarınız da öyle mukaddestir. Her türlü tecavüzden korunmuştur.”

-“Eshabim!

-“Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünki her hal ve haeketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirlerinizin boynunu vurmayanız! Bu vasiyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin. Olabilir ki bildirilen kimse, burada bulunup işitenden daha iyi anlayarak muhafaza etmiş olur.”

-“Eshabim!

-“Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin! Faiz’in her çeşidi kaldırılımıştır, ayağımın altındadır. Lakin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah’ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahiliyet’ten kalma bu çirkin âdetin hertürlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım faiz de Abdulmuttalib’in oğlu (amcam) Abbas’ın faizidir.”

-“Eshabim!

-“Cahiliyet devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan dâvası Abdulmuttalib’in torunu (amcaoğlu) Rebia’nın kan davasıdır.”

-“Ey İnsanlar!

-“Harb edebilmek için haram ayların yerlerini değiştirmek, şüphesiz ki küfürde çok ileri gitmektir. Bu, kafirlerin kendisiyle dalâlete düşürüldükleri bir şeydir. Bir sene helâl olarak kabul ettikleri (bir ayı) öbür sene haram olarak ilan ederler. Cenab-i Hakkın helâl ve haram kıldıklarının sayısına uydurmak için bunu yaparlar. Onlar Allah’ın haram kıldığını helâl, helâl kıldığını da haram ederler.”

-“Hiç şüphe yok ki, zaman Allah-u Teâlâ’nın yarattığı gündeki şekil ve nizamına dönmüştür.”

-“Ey insanlar!

-“Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden tesir hakimiyetini kurma gücünü ebedi sûrette kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

DSC04992  Fuad Yusufoğlu Arafat meydanı

Arafat meydanı (Nemira camisi)

Muhammed (Aleyhis selam)- 75

Veda hutbesi-2 (Devam);

-“Ey insanlar!

-“Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve ifettlerini Allah adına söz vererek helâl edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız, onların, aile mahremiyetinizi sizin hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe dövüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, meşru bir şekilde, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.”

-“Ey Mü’minler!

-“Size bir emanet bırakıyorum ki, ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah’ın kitabı Kur’an-i Kerim’dir.”

-“Ey Mü’minler!

-“Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi muhafaza ediniz! Müslüman müslümanın kardeşidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir tecavvuz, başkasına helâl değildir. Meğer ki, gönül hoşluğu ile kendisi vermiş olsun.

-“Eshabim!

-“Nefsinize (kendinize) de zulmetmeyiniz. Kendinizin de üzerinde hakkı vardır.”

-Ey İnsanlar!

-“Allah-u Teâlâ her hak sahibine hakkını (Kur’an’da) vermiştir. Varise vasiyete lüzüm yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmussa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başkasına intisaba kalkan nankördür. Allah’ın gazâbına, meleklerin ve bütün insanların lânetine uğrasın! Cenab-i Hak, bu gibi insanların ne tevbelerini, ne de adalet ile şehadetlerini kabul eder.”

-“Ey İnsanlar!

-“Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem’in çocuklarısınız. Âdem ise, topraktandır. Allah yanında en kıymetliniz, takvası çok olanınızdır. Arabın arab olmayana bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir.”

-“Ey insanlar!

-“Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz!”

Eshab-i Kiram (Radiyallah-u anhüm);

-“Allah’ın dinini tebliğ ettin. Vazifeni yerine getirdin. Bize vasiyet ve nasihatte bulundun, diye şehadet ederiz.” Dediler.

Bunun üzerine Resul-i Ekrem efendimiz Sallallahu aleyhi ve sellem mübarek şehadet parmağını kaldırıp, sonra cemaat üzerine çevirip indirerek;

-“Şahid ol yâ Rab! Şahid ol yâ Rab! Şahid ol yâ Rab!” buyurdu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu