‘Emanet’ olarak etiketlenmiş yazılar

Sila-i Rahim

09 Temmuz 2008

dsc06324-fuadyusufoglu-aske-kese.JPG

Eşke keşe (Bavarne köyü civarı)

Bezzar (r.a.) şu hadisi rivayet etmiştir:

-“Rahim (Sıla-i Rahim) Arşa bağlı bir demir kabzesidir. O, kendi dili ile şöyle konuşur:

-“Allah’ım, beni ifa edenden RAZI OL, beni kesenden UZAK OL,”

Bunun üzerine Allah(c.c.) şöyle buyurur:

-“Ben Rahmân ve Rahîmim. Ben Rahmi, kendi ismimden böldüm. Onu kim ifâ ederse ona yaklaşırım. Onu kim keserse ondan uzaklaşırım.

Gene Bezzar (r.a.) şöyle rivâyet eder:

-“Üç şey Arş’ta asılıdır:

1- Sıla-i Rahim,
2- Emanet,
3- Ni’met,

Sıla-i Rahim,

Der ki:

-“Ey Allahım, ben seninleyim, ayrılmam.”

Emânet;

Der ki:

-“Ey Allahım, ben seninleyim, ben ihânet olunmam.”

Ni’met;

Der ki:

-“Ey Allahım, ben seninleyim, bana nankörlük olunmam.”

Beyhâki (r.a.) rivayet ediyor:

-“Mühür, arşın direğinde asılıdır. Sıla-i Rahim şikayet ettiği zaman ve kişi, Allah Teâla’ya karşı cesaretli olup günahlarla iştigal ettiğinde, Allah, o mührü gönderip o kimsenin kalbini mühürler. Bundan sonra o bir şey anlamaz.”

Buhâri ve Müslim (radiyallahu anhuma) rivayet eder:

-“Kim Allah’a ve âhiret gününe iman ediyorsa misafirlerine ikram etsin. Kim Allah’a ve ahiret gününe imân ediyorsa sıla-i rahimde bulunsun. Ve âhiret gününe iman ediyorsa hayır söylesin, yoksa sukût etsin.”

Gene Buhâri ve Müslim (radiyallahu anhuma) rivayet ediyorlar:

-“Kim rızkının çoğalmasını ve ecelinin uzatılmasını isterse sıla-i rahimse bulunsun.”

Buhâri ve Tirmizî (radiyallahu anhuma) de şöyle varid olmuştur:

-“Siz soyunuzdaki akrabalarınızı ziyâret etmeyi bilirsiniz. Çünkü akrabayı ziyâret etmek, aile arasındaki sevgiyi sağlar, malın çoğalmasına ve ecelin uzaklaşmasına vesiledir.”

Hâkim (r.a.) rivâyet ediyor:

-“Kim ki, ömrünün uzun olmasını rızkının geniş olmasını ve son nefesinde imansız gitmekten korunmasını isterse, Allah’tan korksun ve akrabalarını ziyâret etsin.”

Devam edecek…

Kalblerin Keşfi (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teala Hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri sıla-i rahmı kesmeyen kullarından eylesin. AMİN…

Fuad Yusufoğlu

Sıla-i rahim- 2

09 Temmuz 2008

dsc06334-fuadyusufoglu-girnavas-selalesi.JPG

Girnavas şelalasi uzaktan görünüşü (Nusaybin)

Gene Hâkim (r.a.) Resulullah (s.a.v.) in şöyle buyurduğunu rivâyet eder:

-“Tevratta şöyle yazılıdır:

-“Kim ki, ömrünün uzun olmasını, malının çoğalmasını isterse akrabalarını ziyâret etsin.”

Ebû Ya’lâ (r.a.) der ki:

-“Sıla- i rahim ve sadaka. Allah bu ikisi ile ömrü ziyâdeleştirir ölüm ânında îmansız gitmeyi çirkin ve mahzurlu şeyleri def eder.”

Gene Ebû Ya’lâ (r.a.) Has’amlı (r.a.) a isnat ederek der ki:

Has’amlı (r.a.) der ki:

-“Peygamber (s.a.v.)’e geldim. O eshabından birkaç kişinin yanında bulunuyordu.

Dedim ki:

-“Sen Allahın Resûlu olduğunu iddia eder misin?

Resulullah (s.a.v.);

-“Evet.” Buyurdular.

Dedim;

-“Ey Allahın Resulu, amellerden hangisi, Allahın katında daha sevimlidir.

Resulullah (s.a.v.):

-“Allaha imâne etmek.” Buyurdu.

Dedim:

-“Sonra? Ya Resulullah (s.a.v.);

Resulullah (s.a.v.);

-“Sıla-i Rahim.” Buyurdu.

Dedim:

-“Ey Allahın Resulu (s.a.v.) ameller arasında hangisi, Allah katında daha kötüdür?”

Resulullah (s.a.v.):

-“Allah’a şirk koşmak.” Buyurdu.

Dedim:

-“Ya Resulullah (s.a.v.) sonra hangisi?”

Resulullah (s.a.v.):

-“Akrabalık bağlarını koparmak.” Buyurdu.

Dedim:

-“Sonra hangisi Ey Allahın elçisi?”

Resulullah (s.a.v.);

-“Kötülüğü işlemeyi emretmek, iyiliği işlemekten men etmek.” Buyurdu.

Buhari ve Müslim (radiyallahu anhuma) rivâyet eder:

-“Resulullah (s.a.v.) bir seferdeyken, karşısına bir Arabi (köylü arap) çıktı, Resulullah (s.a.v.) devesinin yularına tutunarak;

Dedi ki:

-“Ey Allahın Resulu (s.a.v.), beni cennete yaklaştırıp, cehennemden uzaklaştıracak şeyi bana bildir.”

Resulullah (s.a.v.) cevap vermedi, sonra ashabına baktı.

Daha sonra şöyle buyurdu:

-“Bu muvaffak olmuş, bu hidâyete ermiş.”

Arabi:

-“Nasıl?” Dedi.

Resulullah (s.a.v.) Tekrar buyurarak;

-”Bu muvafak oldu, bu hidayete ermiş.”

-“Allaha ibadet edersin. Ona hiçbir şey ortak koşmazsın. Namazı dosdoğru kılar, Zekâtı verirsin. Akrabalarını ziyâret edersin. Deveyi bırak.”

Ârabi ayrıldıktan sonra Resululla (s.a.v.) buyurdu ki:

-“Eğer emrettiklerime yapışırsa Cennete girer.”

Tabarâni rivâyet eder:

Devam edecek….

Kalblerin Keşfi (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teala Hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri sıla-i rahmı kesmeyen kullarından eylesin. AMİN…

Fuad Yusufoğlu

Sıla-i rahim- 3

09 Temmuz 2008

dsc06335-fuadyusufoglu-girnavas-selalesi.JPG

Girnavas şelalesi bir başka görünüşü (Nusaybin)

Tabarânî (r.a.) rivâyet eder ki:

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyuruyor ki;

-“Şüphesiz, Allah (c.c.) bir kavmin ülkesini ma’mur kılar. Onların mallarını ziyadeleştirir. Onları yarattığından beri onlara öfkeli bakmış da değildir.”

Sahabe (radiyallahu teala anhuma) sordu:

-“Ey Allahın Resulu (s.a.v.) bu nasıl olur?”

Resulullah (s.a.v.) buyurdu:

-“Akrabalarını ziyaret ettikleri için.”

Ahmed (r.a.) rivayet eder:

-“ Kendisine rifk (yumuşak huyluluk) verilen kimseye dünya ve ahiret iyiliğinden nasibi verilmiştir. Sıla-i Rahim, güzel komşu ve güzel huy ise ülkeleri ma’mur kılar, ömürleri de ziyadeleşir.”

İbni Hıbban ve Behyaki (radiyallahu anhuma.) rivayet eder:

-“Ey Allahın Resulu (s.a.v.), insanların hayırlısı kimdir?”

Resulullah (s.a.v.) buyurur:

-“Allah (c.c.) dan en çok korkan, Sıla-i Rahimi en çok yapan, iyiliği en çok emreden, kötülükten en çok nehyeden.”

Tarebani, İbni Hıbban (radiyallahu anhuma) Ebu Zer’den (r.a.) rivayet ederler,

Ebu Zer (r.a.) der ki:

-“Bana dostum, Peygamber (s.a.v.) hayırdan güzel öğütledi:
“Kendimden üstte olana bakmamamı, kendimden aşağıda olana bakmamı bana öğütledi.”

(A.s.v.) Öğütledi ki:

-“Düşkünleri seveyim, onlara yakın olayım. Bana öğüt verdi ki, akrabalarımı ziyaret edeyim. Onlar benden uzaklaşsalar da. Allah (c.c.) yolunda bulunduğum için beni levm’edenlerin levm’inden korkmamamı öğütledi. Acı olsa da gerçeği söylemem hususunda bana öğüt verdi.“

(A.s.v.) Bana öğüt verdi ki:

“Lâ havle ve’lâ kuvvete illa Billahi” sözünü çok söyliyeyim.

Çünkü bu söz: Cennet hazinelerinden bir hazinedir.”

Buhari, Müslim ve onlardan başkaları, Peygamberin (s.a.v.) zavcelerinden Meymûne (r.a.) den rivâyet ederler:

-“Meymûne (r.a.) Resulullah’a (s.a.v.) danışmadan cariyesini azad eder. Kendilerine sıra geldiğinde Resulullah’ın (s.a.v.) yanlarına gelince;

Meymuna (r.a.) der ki:

-“Anladın mı, Ya Resulullah (a.s.v.) ben cariyemi azad ettim.”

Resulullah (s.a.v):

-“Sen mi yaptın?” buyurdular.

Meymûne (r.a.):

-“Evet.” Dedi.

Resulullah (s.a.v.):

-“Eğer sen onu dayılarına vereydin daha çok sevab alırdın.” Buyurdu.

İbni Hibban ve Hakim (radiyallahu anhuma) rivayet ederler:

Resulullah (s.a.v.) buyurdu:

Bir Adam gelip dedi ki:

-“Ben bir günah işledim. Tevbe edersem, Allah (c.c.) kabul edip beni bağışlar mı?”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu:

-“Annen var mı?

Adam:

-“Hayır” dedi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Teyzen var mı?”

Adam:

-“Evet.” Dedi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Ona iyilik yap.” Buyurdu.

Buhari (radiyallahu anhu) ve başkası rivâyet eder:

-“Akrabalarını ziyaret eden kimse, ziyaretine karşılık verilen değildir. Fakat sila-i rahim’i yapan kimse, AKRABALIK BAĞLARINI KOPARAN KİMSEYİ, ZİYARET EDEN KİMSEDİR.”

Tirmizi (r.a.) Rivayet eder:

Devam edecek…

Kalblerin Keşfi (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teala hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Sıla-i rahmi kesmeyen kullarından eylesin. AMİN……

Fuad Yusufoğlu

Sila-i Rahim- 4

09 Temmuz 2008

dsc06342-fuadyusufoglu-girnavas-selalesi.JPG

Girnavas Şelalesi.(Nusaybin)

Buhari (r.a.) ve başkası rivâyet eder:

Resulüllah (a.s.v.) buyuruyor ki;

-“Akrabalarını ziyaret eden kimse, ziyaretine karşılık verilen değildir. Fakat sila-i rahim’i yapan kimse, AKRABALIK BAĞLARINI KOPARAN KİMSEYİ ZİYARET EDEN KİMSEDİR.”

Tirmizi (r.a.) Rivayet eder:

Resulüllah (a.s.v.) buyuruyor ki;

-“Başkalarının fikriyle gezenler gibi olmayın. Onlar şöyle derler:

-“Eğer insanlar bize iyilik ederlerse, biz de onlara iyilik ederiz, insanlar bize zulmederlerse, biz de onlara zulmederiz.”

-”Fakat, siz insanlar iyilik yaparlarsa, onlara iyilik etmeye, eğer size kötülük yaparlarsa onlara zulmetmemeye kendinizi alıştırınız.”

Müslim (r.a.) rivayet eder:

Sahabelerden biri (r.a.) der ki;

-“Ya Resulullah (a.s.v.), ben onları ziyaret ediyorum, onlar akrabalık bağlarını koparıyorlar. Ben onlara iyilik yapıyorum, onlar ise bana kötülük ediyorlar. Ben onlara yumuşak davranıyorum, onlar bana cahilce kaba davranıyorlar.”

Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.) buyurdu:

-“Eğer sen dediğin gibi isen, sen ancak onlara sıcak kül serpmişsin. Sen bunun üzerine devam ettikçe, Allahın yardımı daima seninle olur.”

Taberani,İbni Hüzeyme ve Hakim rivayet ederler:

Resulüllah (a.s.v.) buyuruyor ki;

-“Sadakanın en üstünü içinde düşmanlığını gizleyen akrabaya verilen sadakadır.”

Bu hadisi şerif,

-“Seninle akrabalık bağlarını kesen akrabalarını ziyaret et.” Hadisi şerifinin manasını ifade eder.

Taberani ve hakim (r.a.) rivayet ederler:

Resulüllah (a.s.v.) buyuruyor ki;

-“üç şey vardır ki, kimde bulunursa, Allah (c.c.) onu kolay bir hesabla hesabe çeker ve rahmetiyle CENNETİNE SOKAR.”

Eshab-i kiram (radiyallah-u anhuma) dediler.

-“Nedir onlar ? Ey Allah (c.c.) ın elçisi?”

Resulullah(a.s.v.) buyurur:

-“1-Akrabana sadaka vermen,
-“2-Akrabalık bağlarını kesenlere sıla-i Rahim yapman,
-“3-Sana zülmedeni afetmendir. İşte bunları yaptığın zaman, Allah (c.c.), seni CENNET’E SOKAR.”

Ukbe bin Amir (r.a.) den Ahmed (r.a.) rivayet eder ki,

-“Ben Resulüllah (a.s.v.) rastladım ve mübarek elinden tutarak şöyle dedim.

-“Ey Allah (c.c.) ın Resulü, bana amellerin en faziletlisini bildir.”

Resulüllah (a.s.v.) buyurdu:

-“Ey Ukbe, akrabalık bağlarını koparanı sen ziyaret et. Akrabana sadaka ver, sana zülm edeni affetmendir.”

Gene Taberani (r.a.) rivayet eder:

Resulüllah (a.s.v.) buyurdu:

-“Allah (c.c.) ın bünyeleri şereflendiren ve dereceleri yükselten şeyi size haber vereyim mi?”

Eshab (radiyallahu anhuma):

-“Evet ey Allah (c.c.) Resulü.” Dediler.

Resulüllah (a.s.v.) buyurdu:

-“Sana cahilane, kaba davranana yumuşak davranman, sana zülmedeni bağışlaman, akrabana sadaka vermen ve akrabalık bağlarını koparanı ziyaret etmendir.”

İbni Mace (r.a.) rivayet eder:

Resulullah (a.s.v.) buyurur ki:

-“Sevab bakımından en süratlı hayır, anaya babaya iyilik etmek ve sıla-i rahimde bulunmaktır. Azap bakımından şerin en süratlisi de zülmetmek ve akrabalık bağlarını koparmaktır.”

Taberani (r.a.) rivayet eder ki;

Resulüllah (a.s.v.) buyuruyor ki;

-“Allah (c.c.) ın sahibine dünyada – ahrette vereceği azabla beraber—azap vereceği günahdan, akrabalık bağlarını koparmak, yalan söylemek ve emanete ihanet etmekten, daha büyük günah yoktur. Sevab bakımından en evvel geleni de Sıla-i rahimdir. Hatta akrabalar birbirlerini ziyaret ettikleri vakit aile arasında kaynaşma olur. Malları ziyadeleşir, adedleri çoğalır.”

Kalblerin Keşfi (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teala hazrteleri (c.c.) bizleri ve sizleri Akrabalık bağlarını kesmeyen ve sıla-i Rahime titizlikle riayet eden kullarından eylesin. AMİN….

Faud Yusufoğlu

Sıla-’i Rahim- 6

16 Temmuz 2008

dsc064991-kalecik-koyu-fuadyusufoglu.jpg

Kalecik Köyü (Nusaybin)

Ebu Hüreyre (r.a.) den rivayet edilmişti.

Der ki;

Resûlüllah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurmuştur:

-“Muhakkak Cenab-i Hak (c.c.) bütün mahlukâtı yarattıktan sonra Sıla-î Rahim kalkarak şöyle dedi;

-“Ey Allah’ım, bu akrabalık bağının kopmasından sana sığınanın makamıdır.”

Allah (c.c.) buyurdu:

-“Evet, akrabasını ziyaret edene, benim yaklaşmama, akrabayı ziyaret etmeyenlerden uzaklaşmama sen razı değil misin?”

Sıla-î Rahim;

-“Evet.”Der.

Allah (c.c.) buyurur;

-“İşte bu senin içindir.”

Allah Azze ve Celle buyurdu:

-“Ben Allah’ım. Ben Rahman’ım. Sıla-î Râhmi yarattım ve ona benim ismimden bir isim böldüm. (Verdim) Kim sıla-î Rahmi eda ederse ben ona yaklaşırım. Kim ki, onu keserse ben de ondan uzak olurum.”

İbni Hibban (r.a.) sahihinde rivayet eder;

-“Rahim, (sıla-î rahim) Rahman isminden alınmış, birbirlerine bağlı damarlar gibi bir şebekedir.”

Şöyle der;

-“Ey Rabbim, ben kesildim. Ey Rabbim bana kötülük yapıldı. Ey Rabbim bana kötülük yapıldı. Ey Rabbim bana zulüm olundu. Ey Rabbim, Ey Rabbim…”

Bunun üzerine Allah (c.c.) şöyle buyurur;

-“Sen razı olmaz mısın ki, ben seni ifâ edenlere yaklaşırım, seni kesenlerden de uzaklaşırım.”

Buharı (r.a.) ve Müslim (r.a.) şöyle derler;

-“Akrabalık bağlarını koparan cennete girmez.”

-“Âdem oğullarının amelleri her Perşembe ve Cuma gecesi Allah (c.c.) a arzedilir. Bunlardan akrabalık bağlarını koparanların amelleri kabul olunmaz.”

Kalblerin Keşfi (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teâla Hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Sıla-î Rahme riayet eden kullarından eylesin. AMİN….

Fuad Yusufoğlu

Emanet

17 Temmuz 2008

dsc00169fuadyusufolumanzarasiyahsu1.jpg

Siyah suyun sonu (Navale)

İbni mesud (r.a.) şöyle der:

-“Emanet, vedi’a ve bundan başka manalara şamildir.”

Gene İbni Me’sud (r.a.) den;

-“Emanettin bütün farzlara şamil olduğu ve bunun en kıymetlisi mal olduğu” rivayet eder.

Ebu Derdâ (r.a.) ise;

-“Gusletmek emanet’tir.” Der.

İbni Ömer (r.a.) ise şöyle der:

-“Allah-u Teâla (c.c.) nın insanda ilk yarttığı, cinsi organdır. Bunu yarattıktan sonra, Allah-u Teâla (c.c.) şöyle buyurdu;

-“Bu senin himayene bıraktığım emanettir. Onu ancak helâl yoldan kullan. Eğer onu korursan ben de seni korurum.”

O halde, cinsi organ emanettir. Kulak emanettir. Göz emanettir, dil emanet, mide emanet, el ve ayak emanettir. Emaneti korumayanın imanı yoktur.

Hasan El Basri (r.a.) şöyle der;

-“Emanet göklere, yere ve dağlara arz olundu. Onlar bunu yüklenmekten endişelenip çekindiler. Bunun üzerine Allah (c.c.) şöyle buyurdu;

-“Eğer bunu iyi korursanız sizi mükâfatlandırırım, korumazsanız cezalandırırım.”

Onlar da;

-“Hayır.” Dediler.

Mücahid (r.a.) şöyle der;

-“Allah-u Teâla (c.c.) Adem (Aleyhis selâm) ı yarattığı zaman ona göklere yere ve dağlara teklif ettiği gibi arz ve teklif etti.

Bunun üzerine Adem (Aleyhis selam) da;

-“Kabul ettim.” Diye cevap verdi.

Şu husus aşikardır ki, emanettin göklere, yere ve dağlara arz ve teklif edilmesi, ilzâmî değil ihtiyaridir. Eğer ilzâmî olsaydı bu emaneti kabullenmekten çekinmezlerdi.

Devam edecek…

Kalblerin Keşfi (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teala Hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Emanete riayet eden kullardan eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Emanet- 2

17 Temmuz 2008

dsc06506mesireyeri1-fuadyusufoglu.jpg

çağ-çağ Barajı (Nusaybin)

Resulüllah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyuruyor ki;

-“Mü’min hiyanet ve yalan hariç her iyi huya itaat eder.”

-“Ümettim, emaneti ganimet, sadakayı mecburi kabul etmeyi güzel gördüğü müddetçe hayır içindedir.

-“Sana güvenip emanet bırakanın emanetini geri ver. Sana ihanet edene ihanet etme.”

Buhari (r.a.) ve Müslim (r.a.) de Ebu Hüreyre (r.a.) den şu hadis-i şerif rivayet edilmiştir.

Peygamber (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurmuştur ki;

-“Munafığın alemeti üçtür;

-“1- Konuştuğunda yalan konuşur.”

-“2- Söz verdiğinde, sözünü yerine getirmez.”

-“3- Kendisine emanet bırakıldığında ona ihanet eder.”

Yani;

Biri kendisine bir söz söylediği zaman onu insanlara yayar, kendisine bir mal bırakıldığında, onu korumamak, inkâr veyahut sahibinin izni olmaksizin kullanmak suretiyle ona ihanet eder.

Emaneti muhafaza etmek, mukkarebîn meleklerin, peygamberlerin sıfatları ve ebrârdan olan muttakilerin ahlakıdır.

Yüce Allah (c.c.) buyurmuştur ki;

-“Şüphesiz, Allah size emanetleri ehli ve erbabına vermenizi, insanlar arsında hümettiğiniz zaman adaletle hükmeylemenizi emreder.” En Nisa Suresi ayet 4/58

Müfessirler diyorlar ki;

-“Bu ayet-i kerime şeriat esaslarının bir çoğuna şamildir. Ayete, muhatap olanlar ise idareciler ve onlarla beraber bütün mükelleflerdir.
Devam Edecek….

Kalblerin Keşfi (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teala hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Emanete hiyanet etmeyen kullarından eylesin. AMİN…

Fuad Yusufoğlu

Emanet- 3

18 Temmuz 2008

dsc06376nusaybin1-fuadyusufoglu.jpg

Karşı taraf Süriye…(Buğday siloları)

Müfessirler diyorlar ki;

-“Bu ayet-i kerime şeriat esaslarının bir çoğuna şamildir. Ayete, muhatap olanlar ise idareciler ve onlarla beraber bütün mükelleflerdir. Mazlumları gözetmek, onların hakkını koruyup almak idarecilerin üzerine vaciptir.

İşte bu bir emanettir. Müslümanların mallarını, bilhassa yetimlerin malını korumak idarecilere vaciptir. Bilginlere de halka dini hükümler öğretmek vaciptir. Bu öyle bir emanettir ki, âlimler bunun muhafazası için seçilmişlerdir.

Babaya, çocuğunu güzel terbiye etmek vâciptir. Çünkü çocuğu ona emanettir. Onun korunmasiyle baba mükelleftir.”

Peygamber (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurmuştur:

-“Hepiniz çobansınız. Her biriniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz.”

Zehrürriyâz’da şöyle bir kayıt vardır;

-“Kıyamet günü kul, getirilip, Allah(c.c.) ın huzurunda durdurulur.

Allah-u Teâla (c.c.) buyuruyor ki;

-“Felanın emanetini geri kendisine verdin mi?”

Kul;

-“Hayır Ya Rabbi.” Der.

Bunun üzerine Allah (c.c.) bir meleğe emreder. Melek kulun elinden tutup cehenneme götürür ve ona Cehennemin bir çukurunda emaneti aynen gösterir.

Kul cehenneme atılır, yetmiş sene yukarıdan aşağıye düşer. Ta ki, o çukura ulaşır. Sonra emanetle birlikte yukarıye çıkar. Cehennemin en üstüne çıktığı zaman ayağı kayar, tekrar ilk defa olduğu gibi cehenneme düşer. Peygamber’imiz (sallallahu aleyhi ve selem) ın şefaatiyle Allah (c.c.) ın lütfu ona yetişip, emanet sahibi ondan razı oluncaya kadar çıkıp- düşe devam eder.

Kalblerin Keşfi (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teâla hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri emanete riayet eden ve emanete hiyanet etmeyen kullarından eylesin. AMİN

Fuad Yusufoğlu

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın doğduğu ev (Mekke)

Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anh)- 14

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Allah-u Teâlâ’ya iman etmek ve onun yolunda cihad yapmak.” Buyurdu.

Yine dedim ki;

-“Ya Resulallah İman bakımından en kamil mü’min hangisidir?”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Ahlakı en güzel olanıdır.” Buyurdu.

Dedim ki;

-“Ya Resulullah (s.a.v.) mü’minlerin en emini kimdir?”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“İnsanlara elinden ve dilinden zarar gelmeyen kimsedir.” Buyurdu.

Dedim ki;

-“Ya Resulallah en efdal hicret hangisidir?”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Günahlardan uzaklaşmaktır.” Buyurdu.

Dedim ki;

-“Ya Resulallah (s.a.v.) en efdal namaz hangisidir?”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Dua’sı fazla olan namazdır.” Buyurdu.

Ben dedim ki;

-“Ya Resulallah oruç nedir?”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Ecrini, mükafatını bizzat Allah-u Teâlâ’nın katkat vereceği bir farzdır (ibadettir.)” buyurdu.

Dedim ki;

-“Ya Resulallah (s.a.v.) hangi cihad daha efdaldır?”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu