‘Firdevs cenneti’ olarak etiketlenmiş yazılar

Asırlık bir ağaç – Kış mevsimi- (Navala bünüsre) Nusaybin

Asırlık ağaç -İlkbahar mevsimi- (Navala bünüsre) Nusaybin

Ca’fer-i Tayyar (Radiyallahu anhu)- 2

Birgün Ebû Talib, oğlu Cafer ile şehrin dışında yürürken Hazret-i Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) i gördü. Hazret-i Ali (r.a.) ile beraber namaz kılıyorlardı.

Ebû Talib oğlu Cafer (r.a.) e;

-“Git sen de kardeşinin yanında dur, namaza başla.” Dedi.

Cafer (r.a.) gidip, Hazret-i Ali (r.a.) nın yanında namaza durdu.

Namazdan sonra, peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem), Ona duâ etti;

-“Hak Teâlâ, sana iki kanat versin. Cennette onlar ile uçarsın.” Buyurdu.

Allah-u Teâlâ bu duâ’yı kabul etti. Hazret-i Cafer (r.a.), Müt’e gazâsında, şehid olmakla şereflendi. Allah-u Teâlâ, ona iki kanat verdi. FİRDEVS CENNETİNDE UÇMAKTADIR. Bu sebeple kendisine Ca’fer-i Tayyar denir

Kureyş müşriklerinin Eshab-i Kiram (r.anhüm) a karşı reva gördükleri zulüm ve işkenceden sonra, peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem), bir kısım Eshab’ın Habeşistan’a hicret etmelerine musaade etti. Kafile, Hazret-i Ca’fer (r.a.) in başkanlığında haraket etti.

Habeşistan’da karşılaştıkları hadiseleri Hazret-i Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) in muhterem zevceleri, hazret-i Ümmü Seleme (r.anha) şöyle anlattı.;

-“Habeşistan’a vardığımız zaman, orada çok iyi bir komşuya tesadüf ettik. Bu komşu Melik Necaşi idi. Kendisi bize arzu ettiğimiz işi verdi. Dinimizin emirlerini istediğimiz gibi yapabiliyorduk. Allah-u teâlâ’ya serbestçe ibadet edebiliyor, hiç eziyete uğramıyorduk. Hiçbir kötü sz duymuyorduk.”
Mekkeli müşrikler bu durumdan haberdar olunca toplandı.

-“Habeşistan Melik’ine iki elçi göndermeye karar verdi. Necaşi’ye son derece kıymetli hediyeler hazırladılar. Mekke’nin en nadir yetiştirdiği şeylerden olan (Edm) toplandı. Necaşi’nin din adamlarına, devlet erkanına hediyeler ayrıldı. Bu işe Abdullah bin Rebia ile Amr bin Âs vazifelendirildi. Bu iki elçiye Necaşi’nın huzurunda neler söyleyecekleri öğretildi.”

Onlara;

-“Hükümdar ile konuşmadan evvel onun patriklerine ve kumandanlarının her birine, hediyesini verdikten sonra Necaşi’nin hediyesini takdim ediniz. Bu işi yaptıktan sonra oradaki Müslümanların size teslimini isteyiniz. Necaşi’nin Müslümanlar ile konuşmasına imkan bırakmayınız.” Denildi.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ca’fer-i Tayyar (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

 

 

 

Müte savaşının yapıldığı alan

Ca’fer-i Tayyar (Radiyallahu anhu)- 11

Hemen zırhını giydi. Elinde sancak olarak atını düşmana doğru sürdü. Düşman askerleri Hazret-i Ca’fer (r.a.) in heybetinden korkup;

-“Bunun hakkında kim gelecek.” Diye aralarında konuşmaya başladılar.

İçlerinden birisi;

-“Ben.” Dedi.

Hazret-i Ca’fer (r.a.), düşman askerlerinin arasına iyice dalmıştı. Şehid olacağını anladı, bir eli kesilince sancağı diğer eline aldı. Biraz sonra o eli kesilince, sancağı bırakmamak için pazılarıyla göğsüne kaldırdı. Nihayet mızrak ve kılıç darbeleriyle şehid oldu.

Ca’fer-i tayyar (r.a.) şehid olduğunda, mübarek vucudunda yetmişten fazla mızrak, kılıç ve ok yarası görülmüştü ve hepside vucdunun ön kısmında idi.

Rumlarla yapılan bu savaşta kumandanların şehid olduklarını, Cebrail (Aleyhis selam), Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) bildirmiş, Hazret-i Peygamberimiz de Müslümanlara haber vermişti. Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) çok üzülmüşlerdi.

Eshab-i Kiram (R.anhüm);

-“Ya Resulullah (s.a.v.) sizi üzüntülü görmek bizi daha çok üzüyor.” Dediklerinde

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve selem), üzüntülerinin sebebinin Eshabının şehid düşmeleri olduğunu bildirmişler, bu üzüntülerinin, şehidlerin Cennette, karşılıklı tahtlar üzerinde oturduklarının kedisine gösterilmesine kadar devam ettiğini beyan etmişlerdi.

Ca’fer-i Tayyar (r.a.) ın hanımı Hazret-i Esma binti Umeys (r.anha) anlatıyor;

-“O gün ekmek yapacağım hamuru yoğurduktan sonra, çocuklarımı yıkadım, temizledim, güzel kokular sürdüm. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) teşrif etti.”

Çocukalerı getirdim onları sevdi, okşadı ve mübarek gözlrinden yaş aktı;

-“Ey Allah’ın Resulü! Niçin ağlıyorsunuz, Yoksa Ca’fer (r.a.) ve arkadaşlarından size bir haber mi geldi.” Diye sordum.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Evet, onlar bu gün şehid oldular.” Buyurdu.

Bunu duyunca ağlağa başladım. Kadınlar başıma toplandı.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Ağzımdan uygun olmayan bir sözün çıkmamasını.” Tenbih edip, evlerine gittiler.

Kerimesi Hazret-i Fatıma (r.anha) nın yanına vardı. O da ağlıyordu.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) hazret-i Ca’fer (r.a.) in ailesi için yemek yapılmasını emretti. Üç gün ev halkına yemek yedirdi ve bu sünnet oldu.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ca’fer-i Tayyar (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu