‘Hadis İmamları’ olarak etiketlenmiş yazılar

Girnavas Mevki-i Nusaybin

Ebû Dâvûd (Radiyallah-u anh)

Meşhur altı hadis kitabından biri olan Sünen-i Ebi Davud’un sahibi. İsmi, Süleyman bin Eş’aş bin İshak bin beşir es-Sicistani’dır. Künyesi Ebi Dâvûd’dır. 202 (M. 817) senesinde Hindistan’ın sınır komşusu SİCİSTAN’DA doğup, 275 (M. 889) tarihinde Basra’da vefat etmişir.

Zamanın en büyük hadis âlimlerindendi. Aynı zamanda tefsir ilminde de derin âlim idi. Hanbeli mezhebindendir.

Gençliğinde hadis-i şerif öğrenmek için uzun yolculuklar yaptı. Horasan, Şam, Irak, Hicaz, Mısır gibi ilim merkezlerine giderek, zamanın tanınmış âlimlerinden hadis-i şerif dinlemiştir.

İlmi derecesi bakımından Buhâri ve Müslim’den sonra gelir. Hadis hususunda sika (güvenilir) bir âlimdir.

Müslim bin İbrahim (r.a.), Süleyman bin Harb (r.a.), Ebu Velid Tyalisi (r.a.),Ebu Ma’mer el Makad (r.a.), Yahya bin Main (r.a.), Ahmed bin hanbel (r.a.) gibi büyük âlimlerden rivayetlerde bulunmuştur.

Ondan da oğlu Abdullah (r.a.), Ebu Abdurrahman en-Nesei (r.a.), Ahmed bin Muhammed bin el-Harun (r.a.) ve daha başka âlimler rivayette bulunmuştur.

Ebû Dâvûd (r.a.) beşyüz bin hadis-i şerif yazdı. Bunlardan seçtiği 4800 (Dörtbin sekizyüz) Hadis-i Şerif-i İle meşhür SÜNEN kitabı meydana geldi.

Bu kitabında özellikle fıkıhla ilgili hadis-i şerifler vardır. Fıkıh sahasında pek kıymetli bir kaynaktır.

Ebû dâvûd (r.a.) bu kitabını Ahmed bin Hanbel hazretleri (r.a.) ne arz ettiği zaman, onu çok beğenmiştir.

Ebû Dâvûd (r.a.);

-“Bu kadar Hadis-i şerif arasında, özellikle şu dört hadis-i Şerif insanlar için kafi gelir.” Buyurmuştur.
-“1-Ameller, niyetlere göredir.”
-“2-İnsanın kendisine faidesi olmıyan şeyleri terk etmesi, Müslümanlığının güzelliğindendir.”
-“3-Bir Mü’min, kendisi için istediği ve sevdiği bir şey’i, kardeşi için de istemedikçe, imanı kâmil bir mü’min olamaz.”
-“4-Helâl meydanda, haram da meydandaır. Bunların arasında şübheli şeyler vardır. Harama düşmemek için, bu şübhelilerden sakınmak lazımdır.”

Ebû Dâvûd (r.a.) Sicistanlı olmasına rağmen, Basra’ya geliş sebebini, hizmetçisi Ebû Bekir bin Cabir (r.a.) şöyle anlatır;

Ben Ebû Dâvûd (r.a.) ile beraber Bağdad’da bulunuyordum. Birgün akşam namazını kılmıştık.
Bu sırada kapı çalındı. Açtım, Emir-ül-müminin Ebû Ahmed el-Muveffak idi. İzin isteyip içeri girdi. Ebû Dâvûd (r.a.) onu karşıladı.

Sonra münasip bir yere oturtu. Hoş geldin deyip, hal hatır sorduktan sonra, geliş sebebini öğrenmek istedi.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Bu veli kullar hürmetine ahrette iman la gitmeyi müyesser eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Girnavas Mevki-i Nusaybin

Ebû Dâvûd (Radiyallah-u anh)- 2

Bu sırada kapı çalındı. Açtım, Emir-ül-müminin Ebû Ahmed el-Muveffak idi. İzin isteyip içeri girdi. Ebû Dâvûd (r.a.) onu karşıladı.

Sonra münasip bir yere oturtu. Hoş geldin deyip, hal hatır sorduktan sonra, geliş sebebini öğrenmek istedi.

Emir-ül-Mü’minin üç isteği olduğunu söyledi. Ebû Dâvûd (r.a.), onların neler olduğunu sordu.

Emir-ül-Mü’minin şöyle anlatı;

-“Birincisi, Zat-i aliniz Basraya göçecek, orada yerleşeceksiniz. BUNUNLA BÜTÜN İLİM TALEBELERİNİN BASRA’YA gelmesini temin edeceğiz. Böylece, Basra, Ma’mur bir memleket olacak. Biliyorsunuz. Zenc isyanı oldu. Bu yüzden şehir çok perişan olup, insanlar oaradan soğudu.”

-“İkincisi; Çocuklarıma ‘Sünen’ kitabınızı okutacaksınız.”

-“Üçüncüsü; Çocuklarıma, hususi olarak rivayette bulunacaksınız. Çünkü, bizim çocuklarımızın diğer çocuklarla beraber oturmaları uygun değildir.”

Bunun üzerine Ebû Dâvûd (r.a.);

-“Yok böyle olmaz, ilimde herkes eşittir. Şunun çocuğu, bunun çocuğu diye fark yapılmaz.” Dedi.

Ebû Dâvûd (r.a.) un bu sözü üzerine halifenin çocukları ile diğer çocuklar, beraber ders okumaya başladılar.

Halifenin isteği üzerine Basra’ya gelen Ebû Dâvûd hazreteleri (r.a.), oraya ilim ve irfan ışıklarını saçmış, sünnet-i seniyeye büyük hizmetlerde bulunmuştur.

Ebû Dâvûd (r.a.) ilmiyle amel eden Mübarek bir zattı. Yaptığı işlerde bir hikmet olurdu. ONUN ELBİSESİNİN YENLERİNDEN BİRİSİ GENİŞ, DİĞERİ DAR İDİ.

Birisi kendisine;

-“Allah-u Teâlâ sana merhamet etsin bu böyle nedir? Yenlerinin birisi dar, diğeri geniş.” diye sordu.

Ebû Dâvûd (r.a.) şöyle cevab verdi;

-“Geniş olanını kitablar için yaptım. Diğerini geniş yapmaya lüzüm yoktu. Onu da geniş yaptırırsam, israf olacaktı. Bu yüzden onu normal olarak yaptırdım.” Buyurdu.

Ebû Dâvûd (r.a.) büyük bir hadis alimi olduğu için, devamlı Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) mübarek sözlerini yazar ve okurdu. Bu bakımdan herkesin yanında i’tibarı yüksekti.

Hatta bir gün meşhür evliyadan Sehl bin Abdullah Tüsteri (r.a.) onun yanına gelmişti.

Orada bulunanlardan birisi ona;

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Bu veli kullar hürmetine ahrette iman la gitmeyi müyesser eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

çağ-çağ barajı (Nusaybin)

Ebû Dâvûd (Radiyallah-u anh)- 3

Orada bulunanlardan birisi ona;

-“Ey Ebû Dâvûd! Bu zat Sehl bin Abdullah Tüsteri (r.a.) dır, seni ziyarete gelmiş.” Dedi.

Bunun üzerine, Ebû Dâvûd (r.a.) ona;

-“Hoş geldin.” Dedi. Ve yanına oturtu.

Biraz sonra Sehl bin Abdullah Tüsteri (r.a.) şöyle dedi;

-“Benim sizden bir isteğim var.”

Ebû dâvûd (r.a.);

-“Nedir?” diye sordu.

Sehl bin Abdullah Tüsteri (r.a.);

-“Fakat bu isteğimi kabul etmeni çok arzu ediyorum.” Dedi.

Ebû Dâvûd (r.a.);

-“Eğer mümkün ise, isteğini niçin yerine getirmiyeyim.” Dedi.

Bunun üzerine Sehl-i Tüsteri (r.a.);

-“Bana Resulullah Efendimiz (s.a.v.) in o mubarek sözlerini söylediğin dilini çıkar da öpeyim.” Dedi.

Ebû Dâvûd (r.a.), onun isteğini yerine getirdi.

Eserleri;

Sünen-i Ebi Dâvûd; basılmıştır. Kütüb-i site’nin (Altı hadis kitabının) üçüncüsüdür. Tefsir ile alakalı pek çok mâlumat vardır.

Kitab-i Merasil; Hadis-i şerif ile ilgili olup, bu da basılmıştır.

Sünen-i Ebi Dâvûd’un şerhleri çoktur. Bunlardan Muttaki Hindinin yazdığı Avn-ül-Ma’bud dört cilt halında basılmıştır. Bunlardan başka daha çok eserleri vardır.

Hattab der ki;

-“Ebû Dâvûd (r.a.) un sünen kitabı, çok kıymetli ve şerefli bir kitab olup, o tarzda bir kitab yazılmamıştır. Bu kitab herkesin rağbetini kazanmıştır. Irak, Mısır, Mağrıp ve diğer İslam memleketlerinde âlimler bu kitabı ‘kaynak’ olarak ele almışlardır. Tertip ve fıkıh ilmi bakımından çok güzeldir.

Ebü’l-Ala el-Muhsin el-Vedadi (r.a.) şöyle anlatır;

Resulullah (Aleyhis selam) i rü’yamda gördüm.

-“Kim bir sünen ele geçirmek isterse, Ebû Dâvûd’un sünenini okusun.” Buyurmuşlardır.

İmâm-i Nevevi (r.a.)

-“Fıkıh ve başka ilimlerle uğraşan kimselerin Ebû Dâvûd (r.a.) ün sünenine ehemmiyet vermesi, onu çok tanıması gerekir. Çünkü; delil olarak getirilen ahkam (hükümler) ile alakalı hadis-i şeriflerin çoğu bu kitabtadır. Sonra bu kitaptan istifade de kolaydır.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Bu veli kullar hürmetine ahrette iman la gitmeyi müyesser eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-çağ barajı (Sonbahar mevsimi) Nusaybin

Ebû Dâvûd (Radiyallah-u anh)- 4

Sünen-i Ebi Davud, Tirmizi (r.a.) nin Cami’i Nesai (r.a.) nin Mücteba’sı, Sahih-i Buhari (r.a.) Sahih-i Müslim (r.a.) ve İmâmi Mâlik (r.a.) in Muvatta’ından sonra ikinci derece de gelmektedir.

Bu kitabların müellifleri (yazanlar), hadis ilminde güvenilir, adil, yüksek ezber kabiliyeti ve derin bir ilmesahip olmakla tanınmaktadırlar. Bu âlimler (rahmetullahi aleyhim) hadisi şerifin sahih olması hususunda kabul ettikleri şartlarda asla müsamaha göstermemişlerdir.

Kütüb-i sitte şunlardır;

Sahih-i Buhari
Sahih-i Müslim,
Sünen-i Ebi Dâvûd,
Sünen-i Tirmizi,
Sünen-i Nesai,
Sünen-i İbn-i Mace’dir.

Âlimlerin hakkında buyurdukları;

Musa bin İbrahim;

-“Ebû Dâvûd, sanki dünyada hadisi-i şerif için, ahrette cennet için yaratılmıştır. Onun gibisi az bulunur.”

Ebu Bekir el-Hallal;

-“O, Zamanın en büyük âlimlerindendir. Hadis-i şerifle ilgili bilgileri pek derin idi.”

Bildirdiği hadis-i şerif’lerden bir kaçı;

-“İnsanın dini, arkadaşının dini gibidir. Herkes, kiminle arkadaşlık ettiğne baksın.”

-“Bilmediklerinizi sorunuz. Cehaletin ilacı sormaktır.”

Ümm-i Ferve (r.a.) haber veriyor, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) a hengi amelin efdal olduğu soruldu;

-“Amellerin efadli, vaktinin evvelinde kılınan namazdır.” Buyurdu.

-“Cum’a günleri bana çok slavat okuyunuz. Bunlar bana bildirilir.” Buyurdu.

-“Öldükten sonra da bildirilir mi?” denildiğinde,

Resulullah (Sallallahu aleyhi vesellem);

-“Toprak, Peygamberlerin vucudunu çürütmez. Bir mü’min bana salavat okuyunca, bir melek bana haber vererek, ümmetinden falan oğlu filan, sana ‘selam’ söyledi ve dua etti. Der.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Bu veli kullar hürmetine ahrette iman la gitmeyi müyesser eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-çağ barajı (Sonbahar mevsimi) Nusaybin

Ebû Dâvûd (Radiyallah-u anh)- 5

-“Yumuşak olanlar ve kolaylık gösterenler, hayvanın yularını tutan kimse gibidir. Durdurmak isterse, hayvan ona uyar. Taşın üzerine sürmek isterse, hayvan oraya koşar.”

-“Cennet’e gidecek olanları heber veriyorum, dinleyiniz; Zaifdirler, güçleri yetmez. Bir şey yapmak için yemin ederlerse, Allah-u Teâlâ, bunların yeminlerini, muhakkak yerine getirir. Cehenneme gidecek olanları bildiriyorum, dinleyiniz; Sertlik gösterirler. Acele ederler. Kendilerini üstün görürler.”

-“İyiliksever insanların hatalarını bağışlayınız.”

Enes bin Mâlik (r.a.) rivayet etti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurdu ki;

-“Kim rızkının bol olmasını ve ömrünün uzamasını severse, ‘Sıla-i rahim’ yapsın.”

Ebu Hüreyre (r.a.) rivayet etti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurdular ki;

-“Şu üç kimsenin duası makbuldur. Bunda asla şübhe yoktur. Bunlar; Mazlumun dua’sı, Yolcunun dua’sı, Ana-babanın çocuklarına dua’sı.”

Abdullah bin Amir (r.a.) anlattı;

Ana ve babasını terk edip ağlatan ve hicret etme hususunda, Resulullah (s.a.v.) bi’at eden biri, Peygamber efendimiz (a.s.v.) e geldi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ona buyurdu ki;

-“Ana babana dön, ağlattığın gibi onları güldür ve ferahlandır.”

Ebu Bekr (r.a.) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın şöyle buyurduğunu bildirmişti.

-“Kederli olanın yapacağı dua’lar şunlardır;

-“Allahım! Senin rahmetini umuyorum. Beni bir an olsun nefsime bırakma! Benim bütün halimi düzelt. Senden başka İlah yoktur.”

Nu’man bin Beşir (r.a.) bildirdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurdu ki;

-“Gerçekten ‘dua’ ibadettir.” Sonra şu ayet-i Kerimeyi okudu;

-“Bana dua ediniz. Dua’nızı kabul edeyim.” Mü’minin Suresi Ayet; 60.

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Bu veli kullar hürmetine ahrette iman la gitmeyi müyesser eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Bor-e Beşire Mecido (Girnavas) Nusaybin

İbn-i Mâceh (Radiyallah-u anh);

Hadis âlim ve hafızlarının büyüklerinden. Meşhür altı hadis kitabı (Kütüb-i sitte) nin müelliflerinden birisidir.

İsmi Muhammed bin Yezid el-Kazvini, Künyesi Ebû Abdullah’dır. 209 (M. 824) tarihinde Kazvin’de doğup, 273 (M.886) senesinde vefat etmiştir.

Özllikle Hadis-i şerif ve onun ile alakalı ilimleri elde etmek için, Basra, Bağdad, Küfe, Mekke-i Mükerreme, Şam, Mısır, Horasan ve Rey gibi zamanın tanınmış ilim merkezlerine gitmiştir.

İbn-i Maceh hazretleri (r.a.), gitmiş olduğu bu yerlerde, büyük hadis âlimleriyle karşılaşmış, onlardan çok istifade etmiştir.

Leys, İbrahim bin el- Münzir, Muhammed bin Abdullah bin Numeyr ve daha başka âlimlerden Hadis-i Şerif öğrenmiştir.

Kendisinden de, Ebul Haan el- Kattan, Ahmed bin Rahv el- Bağdad’i, Muhammed bin isa el- Ebheri gibi âlimler rivayette bulunmuşlardır.

İBN-İ Maceh (r.a.) nin büyük bir hadis âlimi olduğu hususunda ittifak vardır.

Meşhûr Hadis âlimi Ebû âlimi Ebû Ya’la el- Halil (r.a.) der ki;

-“İbni Mace (r.a.) sika (güvenilir), ilmi âlimlerin ittifak ettiği, delil ve sened kabul edilen, büyük bir âlimdir.”

İbn-i Mace (r.a.) nın Süneni İbn-i Mace ismiyle meşhür pek kıymetli bir hadis kitabı vardır. İçerisinde DÖRT BİN HADİS-İ ŞERİF bulunmakta, Kütüb-i sitte’nin altıncısı sayılmaktadır.

Bu altı kıymetli kitabe “Sahih-i Sitte” de denir. Bu altı kitabta, Sahih-i Buhari ile Sahih-i Müslim’e “sahiheyn” denir. Kalan dört tanesine “Sünen-i Erbaa” denir.

Hadis âlimleri, bir hadis-i şerif için bunu cemaat rivayet etmiştir dedikleri zaman, Kütüb-i sitte sahibi âlimlerin bu hadis-i şerifi, altı hadis kitabında rivayet ettikleri anlaşılır.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara yayan bu veli kulların yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Cöke Kanika (Gündük) Nusaybin

İbn-i Mâceh (Radiyallah-u anh)- 2

İbn-i Maceh (r.a.) tefsir ilminde de derin âlim idi. (tefsir-i Kur’an) isimli eseri ile, doğduğu ve büyüdüğü yer olan “Kazvin’in tarihi ile ilgili kitabları pek kıymetlidir.

İbn-i Maceh (r.a.) bildirdiği hadis-i şeriflerden bazıları;

-“Allah-u Teâla, annelerinize iyilik etmenizi emrediyor. Sonra annelerinize iyilik etmenizi emrediyor, Sonra annelerinize iyilik etmenizi emrediyor. Sonra babalarınıza iyilik etmenizi emrediyor. Sonra en yakın akrabaya, ondan sonra en yakınlık derecesine göre iyilik etmeyi size emrediyor.”

İbn-i Maceh (r.a.) bildirdiği bir başka hadis-i şerif;

-“Allah-u Teâlâ, merhameti yüz parça etti. Doksandokuzunu kendi katında alıkoydu. Yeryüzüne bir tek parça indirdi. Bu bir tek parça yüzünden mahlûkat (yaratıklar) birbirine merhamet ederler. Hatta at, isabet etmesi korkusundan, ayağını yavrusundan kaldırır, onu muhafaza eder.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) Sürâka ibni Cu’şûm’e şöyle buyurdu;

-“Sana sadakaların en büyüğünü göstereyim mi?”

Sürâka (r.a.);

-“Evet Ya Resûlallah.” Dedi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Sana dönmüş olan, senden başka da kendisine bakacak kimsesi olmayan kızındır.”

-“Müslümanlar hakkında en hayırlı ev, içinde yetime ihsan olunan evdir. Müslümanlar hakkında en kötü ev, yetime kötülük yapılan evdir. Ben ve yetimin bakıcısı, cennette şu iki gibiyiz.” Resulullah (s.a.v.) iki parmağını gösteriyordu.

-“Kimin, henüz bülûğa ermemiş üç çocuğu vefat ederse, Allah-u Teâlâ onu ve çocuklarını rahmeti ve ihsani ile cennete koyar.”

Ebu Berze el- Eslemi (r.a.), şöyle bildirmişir;

-“Ey Allah’ın Resûlü! Cennete koyacak bir ameli bana gösterir misiniz?” dedim.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz;

-“İnsanların yolundan, zarar veren şeyleri gider.” Buyurdu.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) a;

-“İnsanı en çok cennete hangi şey koyar?” diye sorulduğunda

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“’Takva’ (Allah korkusu) ve ‘güzel ahlak’” buyurdu.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu;

-“Üç kimsenin duâsı kabul olur. Mazlumun duâsı, Misafirin (yolcunun) duâsi, Babasının çocuğuna duâsi.”

Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu;

-“Sizin hayırlılarınız Kur’an-i kerim’i öğrenen ve öğreten kimselerdir.”

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara yayan bu veli kulların yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

DSC01638  Fuad Yusufoğlu Girnavas mevki-i Nusaybin

Girnavas mevki-i (Nusaybin)

İmâm-i Nesâi (Radiyallah-u anhu);

Büyük hadis ve fıkıh âlimi. Künyesi, Ebû Abdurrahman’dır. İsmi ise, Ahmed bin Şuayb bin Ali bin Sinan bin Bahr bin Dinar’dır. İmâm-i Nesâi diye meşhurdur.

Aslen Horasan’ın Nesâ şehrindendir. 214 (M. 830) yılında orada doğdu. 303 (M. 915) yılında Filistin’de “Remle” şehrinde vefat etti. Mekke’de vefât ettiği veya hariciler tarafından şehid edildiği de bildirilmektedir.

Hadis ilminde imâmdı. Yani; üçyüzbinden fazla hadis-i şerifi râvileriyle birlikte ezbere bilirdi. Yazdığı “Sünen-i sağir’i Küttüb-i sitte” adı verilen altı büyük hadis kitabından biridir. Hadis ilminde rumuzu “sin (s)’dir”

İlim tahsilini Horasan’da başlayan İmâm-i Nesâi, Irak, Şam, Mısır, Hicaz (Mmekke ve Medine) ve Cezire’deki (Mezopotamya, Fırat ve Dicle havzasının kuzeyi) âlimlerden ders aldı.

Mısır’da yerleşti. Onbeş yaşında iken Kuteybe bin Sa’id’e talabe olup, bir sene iki ay yanında kaldı. İshak bin Rahaveyh, Hişam bin Ammâr, İsa bin Hammâd, Hüseyn bin Mensur Sülemi, Amr bin Zürâre, Muhammed bin Nasr-i Mervezi, Süveyd bin Nasr, Ebû Kureyb, Muhammed bin Rafii, Ali bin Hucr, Ebû Yezid Cermi, Ebû Davud Süleyman Eş’as, Yunus bin Abdila’lâ, Muhammed bin Beşar, Muhammed bin Geylân (r.anhüm) ve daha birçok âlimden ders aldı. Onların bir çoğundan hadis-i şerif dinledi ve rivayet etti.

Hadis ilminde zamanın bir tanesi olan İmâm-i Nesâi (r.a.), Mısır âlimlerinin en fakihi idi. Haramlardan sakınmada ve ibadetlere düşkünlükte eşi yoktu. Her yaptığı iş, her söylediği söz, Allah-u Teâlâ’nın rızası içindi.

İmâm-i Nesâi (r.a.) nin hadis-i şerif rivayetinde ravilere koyduğu şartlar, Buhari ve Müslim (r.anhüm) den daha sıkıydı. Cerh ve ta’diline (hadis ravilerinin güvenilir olup olmamasındaki tesbitlerine) bütün âlimler i’tibar ederlerdi.

İmâm-i Nesâi hazretleri (r.a.) nden Ebû Bişr Dûlabi, Ebû Ali Nişaburi, Hamza bin Muhammed Kesâsi, Ebû Bekr SAhmed bin İshak, Muhammed bin Abdullah bin Hayyûye, Ebü’l-Kasım Taberâni, Fakıh Ebû Ca’fer Tahâvi (r.anhüm) ve daha birçok âlim tahsiledip, Hadis-i şerif rivayet etti.

İmâm-i Nesâi hazretleri (r.a.) nin üstünlüğü hakkında birçok âlim’in sözleri vardır. Bunlardan, zamanında hafız-ı Horasan diye meşhur olan Ebû Ali Nişaburi;

-“Ebû Abdurrahman Nesâi’nin hadiste İmâmlığına kimse itiraz edemez.” Derken,

Fakıh Mensur ve Ebû Ca’fer Tahavi (r.a.) de;

-“Nesâi (r.a.), Müslümanların imâmlarındandır.” Dediler.

Ebû Bekr ibni Haddâd (r.a.) ın İmâm-i Nesâi (r.a.) den başkasından hadis-i şerif rivayet etmeyip;

-“Allah’la benim aramda delil olarak ondan razıyım.” Dediğini

Ebü’l-Hasen Dâre Kutni nakletmekte ve;

-“Nesâi asrının en âlimi idi.” Demektedir.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara yayan bu veli kulların yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

DSC01660  Fuad Yusufoğlu Girnavas mevki-i (Nusaybin)

Girnavas mevki-i (Nusaybin)

İmâm-i Nesâi (Radiyallah-u anhu)- 2

Hafiz Muhammed bin Muzaffer de hocalarından şöyle nakleder;

-“Zamanında Mısır’da, gece ve gündüz Nesâi (r.a.) nin ibadetteki gayretlerinden bahsedilirdi. Emirle birlikte cihade gider, savaşlarda kahramanlıklar gösterirdi. Müslümanların canlarını Allah için nasıl fedâ ettiklerine dair hadisleri de kitablarında yazardı.”

İmâm-i Nesâi hazretleri (r.a.), ilk önce yazmış olduğu “Sünen-i Kebir’inde”, hadis-i şeriflerin kaynakları ve toplanması hakkında bilgiler verip, şartlarına uyan hadis-i şerifleri yazdı.

Zamanın velilerinden birinin;

-“Kitabındaki hadis-i şeriflerin hepsinin sıhhat derecesi aynımıdır?” sorusu üzerine, yeniden seçmeler yaparak “Sünen-i Kebir’i” kısaltı. İsnad edilen ravilerine, âlimlerin itiraz ettikleri hiçbir hadis-i şerif’i almadı. Bu eserine kendisi “Müctenâ” adını vermesine rağmen “Sünen-i Sağir” adıyla meşhur oldu.

Şimdi, daha çok “Sünen-i Nesâi” adıyla bilinmektedir. Bu kıymetli eser, altı meşhur hadis kitabından biri olarak Müslümanlara baş tacı oldu. Daha sonraları baskısı yapılarak istifadesi kolaylaştırıldı.

İmâm-i Nesâi hazretleri, ömrünün sonuna doğru Şam’a gitti. Orada Hazret-i Ali (r.a.) yi kötüleyen haricilerden bazi kimseler gördü.

Bunun üzerine Hazret-i Ali ve Ehl-i-beyt-i Nebevi’yi övdüğü kitabını yazdı.
“Kitab-ül-hasâis fi Fadl-i Ali bin Ebi Tâlib ve ehl-i beyt” adını verdiği bu eserinde hadis-i şeriflerin çoğunu Ahmed bin Hanbel hazretleri (r.a.) nin rivayetlerinden aldı.

Bu kitabını niçin yazdığını bilmeyen bazı kimseler;

-“Şeyhayn”ın (Hazret-i Ebû Bekir ve Hazret-i Ömer) üstünlüklerini niçin yazmadın?” dediler.

O mübarek zat bunun üzerine; “Fedâil-üs-Sahâbe” adlı Eshab-i Kirâm (r.anhüm) üstünlük ve faziletlerini anlatan kitabını yazdı.

“Müsned-i Ali”, “Müsned-i Mâlik” ve “Duafa ve’l-metrukin” O’nun pek kıymetli eserleri arasındadır. Sonuncusu basılmıştır.

İmâm-i Nesâ-i hazretleri (r.a.) “Sünen-i Sağir”inde rivayet ettiği hadis-i şeriflerden ba’zıları;

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;

-“Besmele ile başlanmayan mühim işler de hayır ve bereket bulunmaz.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara yayan bu veli kulların yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

DSC01658  Fuad Yusufoğlu Girnavas mevki-i (Nusaybin)

Girnavas mevki-i (Nusaybin)

İmâm-i Nesâi (Radiyallah-u anhu)- 3

İmâm-i Nesâ-i hazretleri (r.a.) “Sünen-i Sağir”inde rivayet ettiği hadis-i şerif’te Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;

-“Size bir hediye verildiğinde ona misliyle mukabele de bulun. Eğer buna gücünüz yetmiyorsa, onu karşılayacak derecede kendisine duâ ediniz.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;

-“Allah-u Teâlâ bu dini, ahretten nasibi olmayan kimselerle de kuvvetlendirir.”

Resulullah Aleyhis selatu ve sellem’e;

-“İmân yönünden mü’minlerin en faziletlisi kimdir?” diye soruldu.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Ahlakı güzel olandır.” Buyurdu.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;

-“Aman! Aman! Fahiş (müstehcen ve çirkin) sözlerden kaçınınız, zira Allah-u Teâlâ çirkin ve fahiş konuşmaları sevmez.”

İmâm-i Nesâ-i hazretleri (r.a.) “Sünen-i Sağir”inde rivayet ettiği hadis-i şerif’te Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;

-“Eshabıma ihsan edin, sonra onları takib edenler (Tabiin’e) hürmet edin. Sonra yalancılık yayılır. Hatta yemin teklif edilmeden adam yemin eder, şehâdeti istenmeden şehâdette bulunur.”

Yine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;

-“Yırtıcı, aç iki kurdun salıverdikleri bir koyun ağılına (sürüsüne) verdikleri zarar; şeref, mal ve mevki sevgisinin, Müslüman kişinin dinine verdiği zarardan daha fazla değildir.”

İmâm-i Nesâ-i hazretleri (r.a.) “Sünen-i Sağir”inde rivayet ettiği hadis-i şerif’te Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;

-“Allah-u Teâlâ üç kişiye buğzeder. Bunlar yaşlandığı halde zinâ edenler, verdiğini başa kakan cimriler ve kibirlenen fakirlerdir.”

İmâm-i Nesâ-i hazretleri (r.a.) “Sünen-i Sağir”inde rivayet ettiği hadis-i şerif’te Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;

-“Cimrilikle imân bir kalbde toplanmaz.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;

-“Üç şeyden uzak olduğu halde ölen Cennette girer. Bunlar; kibir, borç ve azgınlıktır.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara yayan bu veli kulların yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu