‘http://www.fuadyusufoglu.com/sekik-i-belhi-radiyallah-u-anh/’ olarak etiketlenmiş yazılar

Şehidilharameyn’de (Tel İrfan) güneşin batışı (Suriye)

Şakik-i Belhi (Radiyallah-u anh) 2

Hazreti Şakik (r.a.);

-“Kendi kusurlarım sebebiyle bu Mecusi Müslüman olmadı. Sözüm Te’sir etmedi.” Diyerek, tevbe ve istiğfar eyledi.

Hatta, kusur ve günahlarının affi için ağladı, çok göz yaşı döktü. Uzun yıllar ilim öğrendi. Büyük alimler arasına girdi. Allah-u Teâlâ(c.c.) nın katında sevilen kimselerden oldu.

Aradan uzun yıllar geçmişti. Bir gün talebeleriyle yine o Mecusilerin tapındığı yere geldiler.

Talebelerine,

-“Gelin Mecusileri görelim de onlar gibi olmadığımız için Allah-u Teâlâ (c.c.) ya şükr edelim.” Buyurdu.
İçeri girdiklerinde ihtiyar bir mecusinin ateşe tapınmakta olduğunu gördüler.

Şakik-i Belhi (r.a.) ona;

-“Niçin Müslüman olmuyorsun? Güzel simalı bir ihtiyarsın.” Deyince,

İhtiyar:

-“Bana İslami anlat.” Dedi.

Hazreti Şekik-i Belhi (r.a.) ona İslamiyeti anlattı, oda Müslüman oldu. Beraberca dışarı çıktılar.

Giderken Hazreti Şekik-i Belhi (r.a.) yeni Müslüman olan ihtiyara:

-“Filan tarihte, mecusilerin bu tapınağında bir genç vardı. Şimdi ne haldedir?” diye sordu.

İhtiyar:

-“İşte ben o gencim.” Dedi.

Hazreti Şakik –i Belhi (r.a.) çok hayret etti ve:

-“Sana o zaman Müslümanlığı anlattım, Müslüman olmanı teklif ettim, kabul etmedin. Şimdi Müslümanlığı anlattım, hemen Müslüman oldun. Hikmeti nedir?” diye sordu.

İhtiyar bunu şöyle cevablandırdı:

-“O zaman senin sözün bana te’sir etmedi. Şimdi ise o kadar nur’lusun ki, benim pislik ve zulmetimi giderip temizledin. Allah-u Teâlâ (c.c.) senin nurunu artırsın.” Dedi.

Oradakiler:

-“Amin.” Dediler.

Bir gün yolda bir gayri Müslim Şakik-i Belhi (r.a.) ye dedi ki;

-“Bir kimse, kendisine rızık verdiği için Allah-u teâlâ (c.c.) ya iman ve ibadet ederse, o kimsenin bu yaptığı yalancılıktır.”

Şakik-i Belhi (r.a.) bunu duyunca yanındekilere;

-“Bu kimsenin söylediği sözü bir yere yazınız.” Buyurdu.

O gayri Müslim dedi ki;

-“Nasıl olur, senin gibi yüksek bir zat, benim gibi birinin söylediği sözü kayd eder mi?”

Hazreti Şakik-i Belhi (r.a.) buyurdu ki:

-“Evet, biz kim olursa olsun doğruyu söyleyen kimsenin sözünü alır, kabûl ederiz. Peygamberimiz fenedimiz Sallallah-u Aleyhi ve selem buyuruyor ki;

‘Hikmet, mü’minin gayb ettiği malıdır. Nerede bulursa alsın.”

Bu sözleri karşısında hayrette kalan gayr-i Müslim:

-“Bana İslamiyeti anlat. Ben de Müslüman olacağım. Senin dinin hak dindir. Tevâzu ve hakkı kabul etmeyi emrtemektedir.” Dedi ve Müslüman oldu.

Zengin olan zatlardan birisi, Hazreti Şekik-i Belhi (r.a.) ye dedi ki;

-“Ben senin ihtiyaclarını kendi malımdan karşılayayım.”

Şakik-i Belhi (r.a.) buyurdu ki;

-“Kabul ediyorum, ama şu şartla, bana verdiklerinden dolayı hazinende nokanlaşma olursa, malların hırsızlar tarafından çalınıp telef olursa, -Olur ya – bir gün bu niyetinden ayrılıp bana nafaka vermekten vazgeçersen, bende bir kabahat görüp vermekte olduğun nafakayı kesersen ve ömrün bitip ölürsen ve ben da nafakasız kalırsam ne olacak? Bütün bunların olmıyacağına dair bana bir teminat verebilirsen teklifini kabul edeyim.”

-“Halbu ki, benim rızkımı öyle bir zat veriyor ki, bütün mahlukların rızklarını verdiği halde hazinelerine zarar verme durumu yoktur. Bu kadar günahlarımız olduğu ve en ince teferuatına kadar bütün yaptıklarımızı bildiği halde ihsan-i ve merhameti o kadar boldur ki, kimsenin rızkını kesmiyor. Sonra onun için ölüm diye bir şey yoktur. Böyle bir zât rızkıma kefil olmuş iken başkasından bir şey beklemekliğim kulluğuma yakışır mı?”

-“Her türlü ayıb ve kusurlardan uzak olan böyle bir zâtı bırakıp da, kendim gibi aciz olan bir kula el açarsam Rabbım gücenmez mi ve böyle yapan kimselerin ne kadar zavallı ve akılsız oldukları meydanda değil midir?”

Bunun üzerine o zengin kimse bir şey diyemedi.

Devam edecek…

İslâm âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Şakik-i Belhi (Radiyallah-u anh) nin hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin…

Fuad Yusufoglu