‘Abdullah ibn-i Mes’ud’ olarak etiketlenmiş yazılar

Navala Reş yolu DÖNÜŞ (Nusaybin)

Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u Anhu)- 6

Bu cevap karşısında Ebû Zer (r.a.) üzülmemesini, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) in kendisinin yalnız öleceğini ve bir kısım mü’minlerin gelip cenazesini kaldıracaklarını haber verdiğini söyleyip,

Hanımına;

-“Sen kalk, yola bak dediğimin doğru olduğunu göreceksin.” Dedi.

Ebû Zer (r.a.) in hanımı buna pek inanmadı. Çünkü bulundukları yer pek ıssız idi. Hac mevsimi ise zaten değildi. Fakat kalkıp yola baktığında bir cemaat’ın geldiğini gördü.

Ebû Zer Hazretleri (r.a.) nin hanımının yanına gelip;

-“Burada yalnız yaşayan bir zat tanıyor musun?” diye sordular.

Hanımı; Kimi aradaıkları sorulunca da;

-“Ebû Zer (r.a.);” dediler.

Ebû Zer (r.a.) ın hanımı da gelenleri Ebû Zer (r.a.) e götürdü. O gün vefat etti. Teçhiz ve tekfin işleri yapıldı. Bunları yapan Abdullah ibn-i Mes’ud (r.a.) idi.

Abdullah bin Mes’ud (r.a.) altmış yaşları civarında hastalandı. Ru’yasında Peygambr Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) i görmüş, Resulullah (s.a.v.) onu kendi tarafına davet etmiş, o da bu daveti büyük bir şevkle kabul etmişti.

Bundan çok az bir zaman sonra 32 (M. 652) de vefat etti. Abdullah bin Zübeyr (r.a.) ve oğlu Abdullah techiz ve tekfin etmişler ve bütün vasiyetlerini yerine getirmişlerdir. Cenaza namazını Hazret-i Osman bin Mazun (r.a.) da kabre koymuştur.

Abdullah bin Mes’ud (r.a.), Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın huzurunda, meclislerinde sık sık bulunurdu. O derece ki, Resul-i Ekrem (s.a.v.) in Ehl-i Beytin’den olduğu sanılırdı.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) in eşyalarını taşırdı. Onlara hürmetinden çok güzel giyinirdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) in hususi hizmetinde ve O’na yakınlığından meclisine musâdesiz gireredi. Her emrini yerine getirirdi.

Ebû Musel Eş’ari (r.a.);

-“Medine’de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın hizmetinde en çok gördüğüm zattan biri İbn-i Mes’ud (r.a.) idi. Onu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın yanında o kadar çok gördüm ki, O’nu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve seilem) ailesinden zanederdim.” Buyurmuştur.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Navala reş sonu (Nusaybin)

Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u Anhu)- 10

Bir gün bir bedevi gelerek;

-“Ey İbn-i Mes’ud! Bana bir şey öğret ki bütün menfaatlar onda toplanmış olsun. Dünyada ve ahrette necat (kurtuluş) bulayım.” Dedi.

İbn-i Mes’ud (r.a.) bedeviye;

-“Allah-u Teâlâ’ya asla şerik (ortak) koşma, Kur’an-i Kerim’e Peygamberimizn sünnetine uy. Bunlara uygun olmıyanı kabul etme.” Buyurdular.

İbn-i Mes’ud (r.a.) Bir gün hitab ederlerken;

-“Dünyada büyük fenalık şirret-i lisandır (Kötü dilli olmak). Kalb vardır ki ikbal ihtirasına sahiptir. Siz kalbleri şehvet zamanında iğtinam eyleyin.” Buyurmuşlardır.

Bir gün kendisine;

-“Ey İbn-i Mes’ud! Emr bil-mârûf ve nahyi ani’l-münker’e riayet etmeyenler helak olur.” Demişlerdi.

İbn-i Mes’ud (r.a.) da;

-“Hayır, kalbini mâ’ruf ile doldurmayanlar helâk olur.” Cevabını vermişlerdir.

Yine İbn-i Mes’ud (r.a.) buyurdular ki;

-“Şarap içen kimse, tevbesiz ölürse, mezarını açınız! Yüzünü kıblaya karşı görürseniz, beni öldürünüz.”

Yine İbn-i Mes’ud (r.a.) buyurdular ki;

-“Bir kimse sabah ve akşam, Bakara suresini başından dört ayet ve ayet-el kürsi ile sonraki iki ayeti ve bu surenin sonundaki üç ayeti okursa, evine şeytan girmez. Mecnun üzerine okunursa, iyi olur.”

Yine İbn-i Mes’ud (r.a.) buyurdular ki;

-“Sıkıntısı olan kimse, çok istğfar okusun.”

Yine İbn-i Mes’ud (r.a.) buyurdular ki;

-“Cehennemde azab yapan ondokuz melekten kurtulmak isteyen, Besmele okusun! Besmele, ondokuz harftır.”

Bir gün Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) bize bir doğru çizgi çizdi ve;

-“Bu insanı Allah-u Teâlâ’nın rızasına kavuşturan doğru yoldur.” Buyurdu.

Sonra, bu hattın iki tarafına, balık kılçığı gibi, eğik çizgiler çizip,

-“Bunlar da, şeytanların saptırdığı yollardır.” Buyurdu.

O halde, bir kimse Peygamberlere tabi olmadan, doğru yolda yürümek isterse, muhakkak eğri yola sapar. Eğer eline bir şeyler geçerse istidracdır. Ya’ni, sonu zarar ve ziyandır.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Aslanlı kaya(Navala reş’in sonu) Nusaybin

Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u Anhu)- 11

İbn-i Abidin birinci cildin otuzbeşinci sahifesinde buyuruyor ki;

-“Fıkıh bilgisi, ekmek gibi, herkese lazımdır. Bu bilginin tohumunu eken, Abdullah ibn-i Mes’ud ‘radiyallahü anh’ olup, Eshab-i Kiram (r.anhüm) ın yükseklerinden ve alimlerinden idi.”

-“Bunun talebesi Aklama bin Kays (r.a.) bu tohumu sulayarak, ekin haline getirmiş ve bunun talebesinden olan İbrahim Nehai (r.a.), bu ekini biçmiş, yani bu bilgileri bir araya toplamıştır.”

-“Hammad-ı Kûfi bin Süleyman (r.a.), bunu harman yapmış ve bunun talebesi olan İmâm-i Â’zam Ebu Hanife (r.a.) öğütmüş, Ya’ni bu bilgileri kısımlara ayırmıştır.”

-“Ebû Yusuf (r.a.), hamur yapmış ve İmâm-i Muhammed (r.a.) pişirmiştir. Böylece hazırlanan lokmaları insanlar yemektedir. Ya’ni bu bilgileri öğrenip dünya ve âhiret saadetine kavuşmaktadırlar.”

Hanefi mezhebindeki ahkam-ı şer’iyye, Eshab-i Kiram (r.anhüm) dan Abdullah ibn-i Mes’ud (r.a.) dan başlayan yol ile meydana çıkarılmıştır. Yani mezhebin reisi olan İmâm-i Â’zâm Ebû Hanife (r.a.), fıkıh ilmini, Hammad (r.a.) dan, Hammad (r.a.) da, İbrahim Nehâi (r.a.) den Bu da Aklama (r.a.) da Abdullah ibn-i Mes’ud (r.a.) dan, Bu da Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Selem) den almıştır.

Câbir ve Abdullah İbn-i Mes’ud (Radiayallah- anhümâ) buyuruyorlar ki;

-“Bir oğlan Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) Efendimize gelip bazı lüzumlu şeyleri saydı.”

Ve;

-“Annem beni sana gönderip, bunları istedi.” Dedi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Bugün bende bunların hiçbiri yok.” Buyuruldukda,

Çocuk;

-“Gömleğini bana ver.” Dedi.

Hemen Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Selem) hemen gömleğini çıkarıp çocuğa verdi ve evinde gömleksiz kaldı.

Bilâl-i Habeşi (r.a.) ezan okuyunca, Cemaat her zaman olduğu gibi Resulullh (s.a.v.) ı beklediler. Gelemeyince merak ettiler. Birkaçı evine bakıp gömleksiz olduğundan gelemediğini anladılar.

O zaman İsra Suresi yirmidokuzuncu ayetinde;

-“Ey Habibim! Malını, kendine kalmıyacak şekilde dağıtma!” buyuruldu.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Mes’ud (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu