‘Cennet’ olarak etiketlenmiş yazılar

Havf ve Reca- 5

13 Temmuz 2008

dsc08329-fuadyusufoglu-girnavas.JPG

Girnavas(Cin tepesi mevki-i) Nusaybin

Allah-u Teâla (c.c.):

-“Nasıl tanıttılar.” Buyurdu:

Dedim ki;

-“Bana Abdurrazak, ona Muammer, ona Zühri, Ona Hazreti Enes (r.a.), ona Resulullah (Aleyhissalatu ve selam), ona Cebrail (aleyhisselam), ona siz bildirmişsiniz ki:

-’Ben kulumu beni zanettiği ve benden beklediği gibi olurum.’ Ben de sizden rahmet bekliyordum.”

Allah-u Teâla hazretleri (c.c.) buyurdu ki;

-“Cebrail (aleyhisselam) doğru söyledi. Resulullah (a.s.v.) doğru söyledi. Enes (r.a.) doğru söyledi. Zühri doğru söyledi. Muammer doğru söylerdi. Abdurrezzak doğru söyledi. Sana rahmet ettim.

Bunun üzerine bana hil’at veridi. Cennet hizmetçilerini yanıma gönderdiler. Eşi olmayan bir neşe’ye kavuştum.

Hadisi şerifte bildirildi ki;

-“Bir kimse bin sene cehennemde kalır. Sonra: Ya Hannan, Ya Mennan der.”

Allah-u Teâla (c.c.) Cebrail (Aleyhis selam) a;

-‘Git kulumu getir’. Buyurur.

Allah-u Teâla (c.c.) 0na:

’Cehennemdeki yerini nasıl buldun?’ Diye sorar.

Adam:

-“En fena yer olarak buldum.” Der.

Allah-u Teâla (c.c.):

-“Götürün bunu cehenneme.”buyurur.

Adamı Cehenneme götürürken adam geriye bakar.

Allah-u Teala (c.c.) niçin bakıyorsun?” buyurur.

Adam:

-“Zanettim ki, beni cehennemden çıkardıktan sonra bir daha cehenneme koymıyacaksın.” Der.

Allah-u Teâla (c.c.):

-“Onu Cennete götürün.” Buyurur.

Adam bu ümid ile kurtulur.

Kimya-yı Saadet (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teala hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri her zaman Havf ve reca yı gözeterek ibadet eden kullarından eylesin. AMİN……..

Fuad Yusufoğlu

dsc02162-ornek-girnavas-cin-tepesi.JPG

Girnavas Mevki-i -Uzaktan-(Nusaybin)

Ata Sülem-i (r.a.) çok korkanlardan idi Kırk sene gülmedi. GÖKYÜZÜNE BAKMADI. Bir defa göğe baktı ve korkusundan düştü. Her gece birkaç defa kendini yoklar, insanlık şeklinden çıkıp çıkmadığını araştırırdı. İnsanlara kıtlık ve bir bela gelse,

-“Benim yüzümden geliyor.” Derdi.

Ahmed İbn Hanbel (r.a.) der ki;

-“Korkudan bir kapının bana açılması için dua ettim. Kabul edildi. Korktum ve aklımı yitireceğimi sandım.

-“Ya Rabbi Dayanabileceğim kadar ver.” Dedim. Sonra sükünet buldum.

Ömer ibn Abdulaziz (r.a.) ın bir cariyesi vardı. Bir gün uykudan kalkınca:

-“Ey Emirel- mu’minin tuhaf bir r’uya gördüm.” Dedi.

Ömer ibn Abdulaziz (r.a.):

-“Haydi anlat.” Buyurdu.

Cariye şöyle anlattı:

-“Cehennem alevlenmiş, üzerinde sırat kurulmuş, halifeleri getirdiler. Önce Abdulmelik ibn Mervan’ı gördüm. Getirdiler,

-“Geç dediler.” Geçemedi, cehenneme düştü.

Ömer ibn Abdulaziz (r.a.):

-“Anlat .” buyurdu.

Cariye:

-“Sonra seni getirdiler. “ bunu söyler söylemez Ömer ibn Abdulaziz (r.a.) bir feryad etti. Kendinden geçti ve düştü. Cariye bağırıyor ve:

-“Allah(c.c.) a yemin ederim ki, sen sıratı selametle geçtin.” Diyordu. Cariye bağırıyor, o ise düşmüş çırpınıyordu.

Fasıl:

Bir kimse diyebilir ki, havf ve recanın fazileti hakkında haberler çoktur. Bu ikisinden hangi daha üstündür. Ve hangisi galib olmalıdır?

Bil ki;

Havf ve reca iki ilaç gibidir. İlaç için faziletli denmez, faydalı denir. Söylediğimiz havf ve reca, noksanlık sıfatlarındandır. İnsanın kemali Allah-u Teala (c.c.) sevgisine gömülmektir. Zikri, bütün varlığını kaplamaktır Sonunu da öncesini de düşünmemektir.

Kimya-yı Saadet (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teala hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri her zaman kendisinden korkan kullarından eylesin.AMİN………

Fuad Yusufoğlu

Cenne-tül Muaalle (Hadice ananmız -r.a.-burada metfündür)

انِّ الصِدّقَ يهدىِ اِلى الَبِرّ وَانً البٍرً يَهْدِى اٍلَىْ اخَنًةِ وَانً الًرجُلَ لَيصْدُقُ حَتَّي

يُكْتُبَ عِنْدَ اللَّهِ صِدَّ يَقًا وَإنَّ الْكَذِبَ يَهْدِي إلَي

الْفُجُرِ وَ إنَّ الْفُجُو رِ يَهْدِي إلَي النَّا رِ وَإنَّ الرَّ جُلَ لَيَكْذِ بُ

حَتَّي يَكْتَبَ عِندَ اللَّهِ كَذَّ ابً

Meali;

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştır:

-“Hiç şübhe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında Sıddıîk (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır.”

Buhari, Müslim (r.a.)

Devam edecek…

<<<Doğruluk hakkındakı yazımı okumak için tıklayın>>>

cimg6165ehidlik-uhudhzhamzara1.jpg

Abdullah bin Cahş ile dayısı Hazreti Hamza (Radiyallah-u anhüm) kabrı (Şehidlik)

گافِلُ الْيَتيِمِ لَهُ أَوْلِغَيْرِهِ أنَاوَهُوَكَهَاتَيْنِ فِي الْجَّنَةِ وَأشَارَ بِالسَّبَّابَةِ وَالْوُسْصَي

Meali;

Peygambermiz Sallallahu aleyhi vesellem işaret parmağı ve orta parmağıyla işaret ederek:

-”Gerek kendisine ve gerekse başkasına ait herhangi bir yetimi görüp gözetmeyi üzerine alan kimse ile ben, cennette işte böyle yan yanayız.”
buyurmuştur.

Buhari (r.a.) Müslim (r.a.)

Çağ-Çağ nehri -BOR- (Nusaybin)

Dokuzuncu Esas: Ahret günü hakkında

Allah (c.c.), ruhlarla bedenleri ölümle birbirinden ayırır, Sonra ruhları bedenler haşir neşir anında iade eder.

Bütün ölüleri kabirden diriltir ve sinelerde olan her şey ortaya dökülür. Her mükellef hayır ve şerden yaptığını hazır görür.

Yapmış olduğu gizli ve aşikar her şeyi kitabta yazılı bulur. Öyle ki, büyük- küçük hiçbir şey bırakmayıp onları saymış. Ve her mükellef hayır, şer amelinin mikdarını Mizan (terazi) denilen doğru bir mi’yar (tartı) ile bilir.

Hakikatten amellerin tartıldığı ölçü aleti, zamanların, mikdarların ve şiirlerin mizani olan vezinler, diğer ölçü aletlerine benzemediği gibi, maddi cisimlerin ölçü aletine benzemez.

Sonra Allah (c.c.), insanları gizli ve aşikar olan fiileri, sözleri, niyet ve inançlarına göre hesaba çeker. İnsanların hesabı muhtelif olur. Kiminin hesabı zor, kiminin hesabı kolay olur. Kimi de hesabsız olarak cennete girer.

Sonra Allah (c.c.) insanları sırat’a sevk eder. Sırat, iyi kimselerle kötü kimselerin arasında uzanmış, kıldan ince ve kılıçtan keskin bir köprüdür. Dünyada doğru yol olan İSLÂM YOLUNDA gidenler o köprüyü kolaylıkla geçerler, doğru yoldan sapanlar ise geçemezler.

Allah (c.c.) ın lütf-u keremine mazhar olup yarlığananlar, hariç insanlar o anda sorguya çekilirler.

Allah (c.c.) peygamberlerden dilediğine, Peygamberliğini ve Allah’ın emirlerini tebliğ edip etmediğinden; Kafirlere, Peygamberleri yalanlamalarından, bid’atçılara, Peygamberin yolundan çıktıklarından ve onun sünnetlerine uymadıklarından, sorar.

Müslümanlardan dilediğine amellerinden sorar. Sadıklardan doğruluklarını, münafıklardan nifaklarını, sorar.

Sonra iyi ve bahtiyar olanlar cennete toplu olarak, kötü ve mücrimler de cehenneme tek, tek gönderilir.

Sonra Allah (c.c.), mümin ve muvahhidlerin cehennemden çıkarılmalarını emreder. Ta ki kalbinde zerre kadar iman bulunan cehennemde kalmaz.

Cehennemde azab çeken mü’minlerden bir kısmı Peygamberlerin, şehitler ve ulemânın ve şefaat sahibi olanların şefaatı ile azabını tamamlamadan önce Cehennemden çıkar.

Sonra, Said olanlar, ebediyen cennet ni’metlerinden nimetlenmek ve Cemalüllah’ı müşahede etmek üzere cennete yerleşirler.

Şaki olanlar da, çeşitli azablar içinde kıvranmak üzere ve Celal sahibi olan Allah (c.c.) ın cemaline bir perde çekilerek onu görmekten uzaklaştırılıp cehennemde karar kılarlar.

Devam edecek…

Dinde kırk Esas (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri ahiret gününe İMAN eden kullarından eylesin. Amin

Fuad Yusufğlu

Mevsimlik çiçek

Habib-i Acemi (Radiyallah-u anh)- 9

Ve sonra Buyurdu ki;

-“Senin için Rabbim’den, CENNETE BİR KÖŞK SATIN ALDIM Kİ SOFALARI, NEHİRLERİ FEVKALÂDEDİR.”

Horasanlı bunları dinletikten sonra, tekrar hanımın yanına döndü. Olanları anlattı. Her ikisi de bu duruma çok sevindiler.

Horasanlı adam Habib-i Acemi (r.a.) ın yanına gelip;

-“Bizim için SATIN ALDIĞINI KABUL ETTİK. LAKİN BİZE BUNUN SENEDİNİ DE YAZARSANIZ.” Dedi.

Hazreti Habib-i Acem-i (r.a.);

-“Peki.”buyurdu.

Ve bir Kâtip istedi.

ŞÖYLE YAZDIRDI..

-“BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM. BU, EBÛ MUHAMMED HABİB-İ ACEMİ’NİN, AZİZ VE CELİL OLAN RABBINDEN, ŞU HORASANLI İÇİN SATIN EV ALDIĞININ SENEDİDİR. HABİB-İ ACEMİ, BU KİMSE İÇİN RABBİNDEN ONBİN DİRHEME CENNET’TE ÖYLE BİR EV SATIN ALDI Kİ, O EVİN KÖŞKLERİ, NEHİRLERİ, AĞAÇLARI, SOFALARI VE DAHA NİCE GÜZEL SIFATLARI VARDIR. ALLAH-U TEÂLÂ BU GÜZEL EVİ BU HORASANLIYA VERECEK, BÖYLECE HABİB-İ ACEMİ’Yİ ONBİN DİRHEM BORCDAN KURTARACAKTIR.”

Horasanlı bu yazıyı alıp hanımının yanına döndü. Böylece Horasanlı kırk (40) gün daha yaşadı. Nihayet vefat ânı geldi.

Hanımına vasiyet etti;

-“Beni yıkayıp kefenliyenlere bu yazıyı ver, kefenime koysunlar.”

Horasanlı adam vefat edince, vasiyeti yerine getirildi, ve defn edildi.

Ertesi sabah bu horasanlı kimsenin kabrinin üstünde bir kağıt buldular.

Kağıtta bulunan yazılar parlıyordu.

VE ŞÖYLE YAZILIYDI;

-“EY EBÛ MUHAMMED HABİB-İ ACEMİ’NİN, ALLAH-U TEÂLÂ’DAN ŞU HORASANLI İÇİN ONBİN DİRHEME SATIN ALDIĞI KÖŞKÜN BERATIDIR. ŞÜBHESİZ Kİ ALLAH-U TEÂLÂ HORASANLIYA HABİB’İN ARZU ETTİĞİ KÖŞKÜ VERDİ. VE HABİB-İ ACEMİ’Yİ ONBİN DİRHEM BORÇTAN KURTARDI.”

Habib-i Acemi (r.a.) mektubu alınca, hem okuyor, hem öpüyor, hem ağlıyor, hemde dostlarının bulunduğu yere doğru yürüyordu.

Ve;

-“Bu Rabbimden bana berattır.” Diyordu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Habib-i Acemi hazretleri (Radiyallah-u anh) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Girnavas şelalesi (Nusaybin)

Ömer bin Abdülaziz (Radiyallah-u anh)- 10

Yezid-i Rekkası (r.a.),Ömer bin Abdülaziz (r.a.) in huzuruna geldi.

Ömer bin Abdülaziz (r.a.) yezid (r.a.) e;

-“Bana nasihat et.” Dedi.

Yezid-i Rekkasi (r.a.);

-“Ey Müslümanların emiri! Senden önceki halifeler öldüğü gibi sen de öleceksin.” Dedi.

Ömer (r.a.) bunu duyunca ağladı

Ve;

-“Devam et.” Dedi.

Yezid (r.a.);

-“Âdem (a.s.) den sana gelinceye hiçbir baban hayatta değildir. Hepsi vefat ettiler.” Dedi.

Ömer (r.a.) ağlayarak;

-“Yine devam et.” Dedi.

Yezid (r.a.);

-“Öldükten sonra Cennet ile Cehennemden başka gidileceke yer yoktur.”

Halife Ömer (r.a.) bunu duyunca düşüp bayıldı.

Ömer bin Abdülaziz (r.a.) in câriyesi yanına geldi. Selam verdi ve namaz kılınan odaya geçti. İki rek’at namaz kıldı. Sonra uyuya kaldı. Biraz sonra kalktı,

Ve halife’ye;

-“Ey Emir-ül Mü’minin tuhaf bir rü’ya gördüm.” Dedi.

Halife ömer (r.a.),

-“Ne gördün anlat.” Dedi.

Cariye;

-“Rü’yamda cehennemi gördüm. Cehennemlik olanların üzerine kükreyip duruyordu. Sonra cehennem üzerinde SIRAT KÖPRÜSÜ Kuruldu. Abdülmelik bin Mervan geldi, köprüye girdi. Birkaç adım attı, sonra devam edemeyip Cehennem’e düştü. Sonra Süleyman bin Abdülmelik geldi. O da aynı şekilde Cehennem’e düştü.” Dedi.,

Halife Ömer (r.a.);

-“Devam et.” Dedi.

Cariye;

-“Sonra da seni getirdiler.” Der demez, Ömer bin Abdülaziz (r.a.), bir AH çekti, düştü ve kendinden geçti.

Cariye Yüksek sesle;

-“Vallahi senin selametle Sırat köprüsünü geçtiğini gördüm.” Dedi ise de Halife Ömer (r.a.) bunu duymuyor, yerde çırpınıp duruyordu.

<<<Ömer bin Abdülaziz (r.a.) nın bir başka yazısı>>>

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ömer Bin Abdülaziz (Radiyallah-u anhu) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu