‘Hazreç kabilesi’ olarak etiketlenmiş yazılar

Okçular tepesinden Uhud savaşının yapıldığı meydan’ın görüntüsü

Hanzala bin Ebi Amir (Radiyallah-u anhu)- 2

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Uhud’da harp için safları düzeltirken Hanzala (r.a.) yetişti ve Eshab-i Kiram (r.anhüm) arasına karıştı.

Hazret-i Hanzala (r.a.) bin Ebi Amir (r.a.), diğer Sahabiler gibi can siperane müşriklerin üzerine atıldı. Şehidlik mertebesine kavuşmak için durmadan savaştı. Daha sonra müşrikler bozuldular, dağılıp kaçmaya başladılar.

Hanzala (r.a.), Ebû Süfyan (r.a.) ın (Uhud savaşında Ebû Süfyan daha Müslüman olmamıştı) önünü kesti. Atının bacaklarını kılıcıyla uçurdu. At kuyuğunu iki bacağı arasına sokup, arka ayakları üzerine çökünce Ebû Süfyan (r.a.) yere düştü.

Korkudan ne yapacağını şaşıran Ebû Süfyan (r.a.);

-“Ey Kureyş ben Ebû Süfyan’ım Hanzala beni öldürecek yetişin.” Diye sesi çıktığı kadar bağırmağa başladı.

Müşriklerden bir çokları Ebû Süfyan (r.a.) ın sesini işittikleri halde canlarının derdine düştüklerinden hiç aldırış eden olmadı. Fakat Şeddad bin Esved Hanzala (r.a.) ya arkadan yaklaşıp haince , sırtından mızrakladı.

Hanzala (r.a.) mukbele etmek istedi. Fakat imandan nasibi olmayan bu müşrik ikinci bir darbe daha vurup Hanzla (r.a.) yı şehid etti. 3 (M. 624)

Ebû Süfyan kalkarak kaçtı. Hanzala (r.a.) yı Bedir’de öldürülen oğlu yerine öldürülmüş kabul etti.

Hanzala (r.a.) şehid olunca Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem);

-“Ben Hanzala’yı meleklerin GÖKLE YER ARASINDA GÜMÜŞ BİR TEPSİ içinde yağmur suyu ile yıkadıklarını gördüm.” Buyurdu.

Ebû Useyd Said (r.a.) diyor ki;

-“Gidip Hanzala (r.a.) ya baktım. Başından YAĞMUR SUYU AKIYORDU. Döndüm bunu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) a haber verdim.”

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımına haber gönderip bunun sebebini sordu.

-“Hanımı da, Uhud’a çıktığı zaman Hanzala (r.a.) nın cünüp olduğunu bildirdi.”

Hanzala (r.a.) Uhud’a yetişmek için çok acele edip yetişmemek korkusu kendini kapladığından acele ile gusl etmeyi unutmuştu.

Babası Ebû Amir müşrikler içinde bulunduğundan Hanzala (r.a.) ya işkence yapılmasına mani oldu.

Çünkü müşiklerin şehid olan sahabilerin burunlarını, kulaklarını ve uzuvlarını kesiyorlardı. Bundan sonra Hanzala (r.a.) nın adı GASİL-ÜL MELÂİKE (Melekler tarafından yıkanmış kimse) diye anıldı.

Medine’de Eshab-i Kiram (r.anhüm) ın Evs kabilesinden olanlar, Hazreç kabilesinden olanlara karşı “Melekler tarafından yıkanan Hanzala (r.a.) bizdendir.” Diye iftihar ediyorlardı.

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hanzala bin Ebi Amir (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Kâ’beyi Muazzama

Ebû Katâde (Radiyallah-u anhu)

Resul-i Ekrem Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) süvarilerinden. İsmi, Haris, künyesi Ebû Katâde, lakabı Fâris-i Resulullah (Resulullah’ın süvarisi) dir.

Tahminen (M. 602) yıllarında Medine’de doğup 54 (M. 674) senesinde de Kufe’de vefat etmiştir.

Hazrec kabilesindendir. Babası Rebı’ bin Beldehe, annesi Kebşe binti Mazhar’dır.

Ebû Katâde (r.a.) Sülâfe binti Berâ bin Ma’rur ile evlendi. Sülâfe (r.anha) de kadın sahabilerden idi. Ebû Katâda (r.a.) nın bu zevcesinden Abdullah, Ma’bed, Abdurrahman ve Sabit (r.anhüm) adlarında dört oğlu oldu.

Ebû Katâde (r.a.) ikinci Akabe biatından sonra Müslüman oldu. Bedir muharebesine katıldığı ihtilaflıdır. Bedir’den sonraki muharebelere iştirak etmiştir.

Hicretin altıncı senesinde meydana gelen Zikared gazâsında büyük başarılar göstermiştir.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) 6(M. 628) senesinde müşriklerle Hudeybiye antlaşmasını imzaladıktan sonra, artık geri dönülüyorldu.

Hazret-i Seleme (r.a.) ve Resulullah (s.av.) ın azadlısı Ribah hazretleri (r.a.) de yük ve develeri yola çıkarmışlardı.

Yolda Abdurrahman El-Fezari’nin saldırısına uğradılar. Ekşiye topluluğu develerin çobanını öldürmüş, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın develerini götürmek istemişti.

Seleme bin El-Ekva (r.a.) Hazret-i Rabih (r.a.) i kalan develerle gönderip, durumu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) a bildirmiş, kendisi de çevreden yardım istemişti. Yanına gelenlerle, Abdurrahman El-Ekvâ’nın peşine düştü.

Nihayet onlara yetişti. Vuruşmaya başladılar. Ancak eşkiye gurubu orada bulunan dağ geçidine doğru çekilerek kendilerini emniyete aldılar.

Bu sırada Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) in suvari kuvveti ile birlikte Ebû Katâde (r.a.) da yetişmişti.

Eşkiyalara hücüm ettiler. Ancak Abdurrahman El-Fezar’ı, Ahrem El-Esed (r.a.) i şehid etti. Bunun üzerine Hazret-i Ebû Katâde (r.a.) bu azılı düşmana sldırrarak, onu katletti.

Neticede eşkiyalar kaçmak zorunda kaldılar. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) in develeri geri alındı

Hazret-i Katâde (r.a.) nin bu muvaffakiyetini Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) duyunca;

-“Bütün atlılarımızın en hayırlısı Ebû Katâde idi.” Buyurmuşlardır.”

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebû Katâde (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Ukaz panayırı’nın yapıldığı yer

Akabe biat’ının yapıldığı yer olan Bey’a Mescidi’nin içi

Es’ad bin Zürare (Radiyallah-u anhu)- 2

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları güzel şekilde karşılayıp, ikram ve iltifatta bulundu. Kur’an-i Kerim’den ayetler okuyup, islamiyet’i anlattı. Bu dine girmeleri için davette bulundu.

Arkadaşı Zekvan (r.a.), Es;’ad bin Zürâre (r.a.) ye hitaben;

-“İşte senin dinin budur!” dedi.

İkisi birden Hakka daveti kabul ederek Müslüman oldular.

Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tan izin alarak Medine’ye döndüler. Orada herkese, İslamiyet’i duyurmaya başladılar.

Bunlardan ilk olarak Sa’d bin Hayseme (r.a.) bu daveti kabul edip, Müslüman oldu.

Böyelece ÜÇ KİŞİ OLDULAR. Daha sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile görüşmeleri için Medine’lileri teşvik ettiler.

Hatta İLK AKABE BİATI’NIN onların bu teşviki ile vuku bulduğu beyan edilmektedir.

Başka bir rivayette; Es’ad bin Zürâre (r.a.) Müslüman oluşu şöyle bildirilmektedir;

-“Resulullah (Sallallahu alreyhi ve Sellem) her yıl hac mevsiminde ve Ukâz panayırı günlerinde Mekke şehrinin dışına çıkıp, başka yerlerden gelen kabilelerle görüşerek onları İslâm’a davet ederdi.

Peygamberliğı’nin ONBİRİNCİ SENESİNDE, hac mevsiminde Mekke dışına çıkmıştı. Akabe denilen yerde, Medine halkından bir toplulukla karşılaştı.

Onlara Resulullah efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem);

-“Siz kimlersiniz?” diye sorunca;

Medine’de Hazrec kabilesine mensub olduklarını söylediler.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) in dedesi Abdulmuttalib’in annesi Selma hatun da Hazrec kabilesinin Necran oğlulları koluna mensuptu.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hazrec’li bu ALTI KİŞİ ile bir müddet oturup, onlara Kur’an-i Kerim’den İbrahim sûresi 35-52’nci ayet-i kerimelerini okudu ve İslamiyet’i anlattı.

Onlar da;

Zaten kabilesinin büyüklerinden ve Medine’de yaşayan Yahudilerden, yakında bir Peygamberin geleceğini işitmişlerdi.

Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem), onları dine çağırınca birbirlerine bakıştılar ve;

-“Yahidilerin, alâmetlerini haber verdiği işte bu Peygamberdir!” diye aralarında konuştular.

Öteden beri Yahudilerle Evs ve Harzeclilerin aralarında düşmanlık olduğu için onlardan evvel bu Peygambr (s.a.v.) e iman etmek istediler.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Es’ad bin Zürare (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Akaba biat’ın yapıldığı yer (Akabe camisi)

Abdullah bin Revâha (Radiyallah-u anhu);

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sllem) in, Eshab-i Kiram içinde çok sevdiği, şairlerinden. İsmi Abdullah, künyesi Ebû Muhammed, ünvanı Şair-i Resulullah’tır.

Nesebi;

Abdullah bin Revaha bin Sa!labe bin İmrul Kays bin Amr bin İmrul Kays el-Ekber bin Mâlik el-Esgar bin Sa’lebe bin Ka’b bin Hazrec bin Haris bin Hazrec el-Ekber.

Validesi; Kesbe binti Vakid bin Amr bin İtnâbe’dir. O’nun hânedanı Haris bin Hazrec’dir. Hazret-i Abdullah (r.a.) nin babasının ceddi ile annesinin ceddi birleşmektedir.

Hazret-i Abdullah bin Revâha (r.a.), ikinci büyük AKABE BİATIN’DA MÜSLÜMAN OLDU.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ikinci Akabe gecesinde, Evs ve Hazrec, kabilelerinden gelenlere hitaben Kur’an-i Kerim okudu.

Onları İslam’a dâvet ve teşvik ettikten sonra buyurdu ki;

-“Yüce Rabbim için şartım: o’na hiçbir şeyi eş, ortak koşmaksızın ibadet etmeniz, namazı kılmanız, zekatı vermenizdir. Kendim için de isteğim de: Allah-u Teâlâ’nın Resulü olduğuma şehadet etmeniz, kendinizi koruduğunuz şeylerden beni de korumanızdır.”

Abdullah bin Revâha (r.a.);

-“Böyle yaptığımız zaman bize ne var?” diye sordu.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Cennet var.” Buyurdu.

Orada bulunanlar bu dâveti kabul edip,

-“Ya Resulallah! Sana nasıl biat edelim, söz verelim.” Dediler.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Allah-u Teâlâ’dan başka İlâh olmadığına ve benim Resulullah olduğuma şehadet getirerek, namazı kılacağınıza, mallarınızın zekatını, sadakasını vereceğinize, neşeli ve neşesiz zamanlarınızda sözlerimi dinleyeceğinize, emirlerime tamamıyla boyun eğeceğinize, darlıkta da varlıkta da muhtaçlara yardımda bulunacağınıza, hiçbir kınayıcının kınanmasından korkmaksızın, Allah yolunda Allah için hakkı söyleyeceklerinize, iyiliği buyurup kötülüklerden sakındıracağınıza biat etmeli, bana kesin söz vermelisiniz.”

Bunun üzerine, orada bulunanlar Peygamber Efendimiz (s.a.v.) e biat ettiler.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Revâha (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Akabe biat’ının yapıldığı yerde inşa edilen Bey’ mescidi (eski resim)

Muhammed (Aleyhis selam)- 58

Akabe Biatları;

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Tâif’ten Mekke’ye döndükten sonra da müşriklerin şiddetle karşı çıkmalarına rağmen bütün güçlüklere ve sıkıntılara katlanarak insanları İslam’a davet etti. Böylece İslamiyet günden güne yayılıyor, Müslüman olanlar çoğalıyordu.

Mekke her yıl Hac mevsiminde uzaktan, yakından gelenlerle dolup taşardı. Peygamberimiz (s.a.v.) bu mevsimde kurulan panayırlara gider, Mekke’ye gelen arap kabilelerine İslâm’i anlatır ve onları iman’a davet ederdi. Müşrikler ise hep mani olmak için uğraşırlardı.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Bi’setin onuncu yılında hac mevsiminde AKABE’de Medine’den gelen altı kişiyle karşılaştı. Onlarla görüştü.

Onlara Kur’an-i Kerim okudu ve İslam’a davet etti. Medine’deki Hazrec kabilesinden olan bu altı kişi Peygamberimiz (s.a.v.) i dinledikten sonra hemen İman ettiler. Bu altı kişi ilk Medine’li müslümanlardır.

Bundan bir sene sonra Bi’setin onbirinci yılında yine hac mevsiminde on iki Medine’li Peygamberimiz (s.a.v.) in davetini kabul ederek Müslüman oldular.

Allah’a şirk koşmayacaklarına, zinadan, hırsızlıktan, sakınacaklarına, kimseye İFTİRA etmeyeceklerine, kız çocuklarını öldürmeyeceklerine, Allah’a ve Resulüne itaat edeceklerine dair kesinlikle söz verdiler. Bu hadiselere İlk Akabe biatları denilmiştir.

Medinelilerin yaptıkları bu biat büyük bir önem taşıyordu. Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) bu biatlerde bulunanlara İslam’i anlatmak ve Kur’an-i Kerim’i öğretmek üzere Eshabi Kiram’dan Mus’ab bin Umeyr (r.a.) ı Muallim (öğretmen) olarak onlarla birlikte Medine’ye gönderdi.

Bu sıralarda Medine’deki Müslümanların sayısı kırk’a ulaşmıştı. Mus’ab bin Umeyr (r.a.) in üstün gayretleri ile Medine’de bulunan Evs ve Hazrec kabilelerinden hemen hemen Müslüman olmayan kalmamıştı.

Az zamanda İslamiyet Medine’ye yayıldı. Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Medine’de İslam’ın bu şekilde süratle yayıldığını haber alınca çok sevinip bu seneye “sevinç yılı” denildi. (Mi’raç ikinci Akabe biatından sonra vuku buldu.)

Bu seneden sonra sonra yine Hac mevsiminde Medine’den 73 erkek 2 kadın olmak üzere 75 kişi Akabe’de gece yarısı gizlice Peygamberimiz (s.a.v.) le görüştüler.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu