‘Resulullah (s.a.v.) Mu’cizesi’ olarak etiketlenmiş yazılar

Tren Garı (Nusaybin)

Ebû Hureyre (Radiyallah-u anhu)- 6

Bu hususta kendisi şöyle anlatmıştır;

-“Bir gün açlığa dayanamayarak evimden çıkıp mescide gittim. Günlerce bir şey yememiştim. Oraya varınca bir gurup Eshabın da orada olduğunu gördüm.”

Yanlarına varınca;

-“Bu saatte niçin geldin Yâ Ebâ Hureyre.” Dediler.

Ben de;

-“Açlık beni buraya getirdi.” Dedim.

Onlar;

-“Biz de açlığa dayanamıyarak buraya çıkıp geldik.” Dediler.

Bunun üzerine hep birlikte Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın huzuruna gittik.

Huzuruna varınca Resulullah (sallallahu aleyhi ve selem);

-“Bu saate buraya gelmenizin sebebi nedir?” buyurdu.

Biz de;

-“Açlık Ya Resulallah (s.a.v.)” dedik.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) bir tabak hurma getirdi. Hepimize ikişer tane hurma verdi. Ben birini yedim, birini sakladım.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) görüp;

-“Niçin onu da yemedin?” buyurdu.

Ben;

-“Birini de anneme ayırdım.” Dedim.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Onu da ye sana annen için iki tane daha vereceğiz.” Buyurdu.

Annem için iki hurma daha verdi.

Yine Ebû Hureyre (r.a.) şöyle anlatmıştır;

-“Bir gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) a bir kâse süt hediye getirildi. Ben o gün çok açtım.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) bana;

-“Git Eshab’-ı Suffa’yı çağır.” Buyurdu.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebû Hureyre (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Tren Garı (Nusaybin)

Ebû Hureyre (Radiyallah-u anhu)- 7

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) bana;

-“Git Eshab-ı Suffayı çağır.” Buyurdu.

Ben de Eshab-ı Suffa’yı çağırmaya gittim. Giderken bu sütün hepsi bana ancak yeter diye aklıma geldi.

Eshabi Suffa’yı çağırdım. Yüz kişi kadar vardı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın emri üzerine o süt kasesini her birine ayrı ayrı verdim. Hepsi doyasıya içti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın mu’cizesi ile artıyordu.

Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Ben ve sen kaldık, iç.” Buyurdu.

Ben de biraz da içtim.

Resulullah (Sallallahu aleyhi vesellem);

-“İç.” Buyurdular.

Tekrar içtim.

İçtikçe Resulullah (s.a.v.);

-“İç.” Buyurdular.

O kadar içtim ki, artık hiç içecek halim kalmadı. Sonra da kaseyi alip Resulullah (s.a.v.) içti.

Ebû Hureyre (r.a.) Müslüman olduktan sonra annesinin de Müslüman olmasını çok istiyor, bunun için çok uğraşıyordu. Fakat bir türlü muvaffak olamıyordu.

Bu hususta şöyle anlatmıştır;

Bir gün Peygamberimiz (Sallallahua aleyhi ve selem) in huzuruna gidip;

-“Yâ Resulullah (s.a.v.) annemi İslâm’a da’vet ediyorum, bir türlü kabul etmiyor. Bu gün de Müslüman olmasını söyledim. Bana hoş olmayan sözlerle karşılık verdi. Kabul etmedi. Hidayete kavuşması için duâ buyurunuz.” Dedim.

Bunun üzerine Resulullah (Sallallahau aleyhi vesellem);

-“Allahım Ebû Hureyre’nin annesine hidayet ver!” buyurdu.

Duâ’yı alınca sevinerek eve gittim. Eve varınca Annem;

-“Yâ Ebâ Hureyre ben Müslüman oldum.” Dedi. Ve kelime-i Şehadeti söyledi.

Ben sevincimden yerimde duramıyordum. Tekrar Resulullah (Sallallahu aelyhi ve selem) ın yanına koştum.

Sevincimden ağlayarak annemin Müslüman olduğunu müjdeledim.

-“Yâ Resulullah (s.a.v.) annemi ve beni mü’minlerin sevmesi için, bizim de mü’minleri sevmemiz için duâ ediniz.” Dedim.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);

-“Allahım şu kulunu ve annesini mü’min kullarına, mü’minleri de onlara sevdir.” Buyurarak duâ etti.

Artık beni bilen ve gören her mü’min sevdi.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebû Hureyre (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Seb’ül Mesacid (Hendek)

Huzeyfet’übnü Yeman (Radiyallah-u Anh)- 4

Bir ara müşrik ordusunun kumandanı Ebû Süfyan ayağa kalkıp;

-“İçinizde gözcüler ve casusular bulunabilir, dikkat ediniz, herkesin yanındakinin kim olduğuna baksın! Herkes yanında oturanın elini tutsun.” Dedi.

Ebû Süfyan aralarına bir yabancının girdiğini sezer gibi olmuştu.

-“Hemen ellerimi uzatıp, sağımda ve solumda bulunan iki kişinin ellerinden tutup, onlardan önce isimlerini sordum. Böylece tanınmamı engelledim.”

Nihayet Ebû Süfyan ordusuna şöyle hitap etti;

-“Ey Kureyş’liler, siz durulacak gibi bir yerde değilsiniz. Atlar, develer kırılmağa, ölmeğe başladı. Kıtlık her tarafı sardı. Rüzgardan, başımıza gelenleri görüyorsunuz. Hemen göç edip gidiniz? İşte ben gidiyorum.” Diyerek devesine” bindi.

-“Müşrik ordusu perişan bir halde toplanıp, Mekke’ye haraket etti. RÜZGARDAN ÜZERLERİNE YAĞAN TAŞ VE ÇAKIL sesini işitiyordum.”

Müşrik ordusu çekip gidince ben de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın yanına döndüm.

-“Yolun yarısına geldiğimde karşıma yirmi kadar beyaz süvari (melekler) çıktı.”

Bana;

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) a haber ver. Allah-u Teâlâ düşmanı perişan etti…” dediler.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın yanına dönüp geldiğimde bir kilim üzerinde namaz kılıyordu.

-“Fakat ben döner dönmez, gitmeden önceki üşüme ve titreme halim tekrar başlamıştı.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) namazdan sonra;

-“Ne haber getirdiğimi” sordu.

Bende;

-“Müşriklerin içine düştükleri perişan hali ve çekip gittiklerini,” haber verdim.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Bu haber üzerine güldü, sonra yattı. Beni de yanına alıp üzerindeki kilimin bir ucunu üzerime örttü. O gece öylece uyuyarak sabahladık.”

Sabah namazı vakti girince;

-“Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) beni uyandırdı. Sabah baktık ki müşrik ordusundan hiçbir kişi kalmamıştı. Onlar Mekke’ye yaklaşıncaya kadar peşlerinden şiddetli rüzgar esti. Arkalarından hep tekbir sesleri işittiler…”

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Huzeyfet’übnü Yeman (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Ravda-i Mutahhara (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Bab-üs-Selam kapısı

Hasan bin Ali (Radiayallah-u anh)- 3

Hazret-i Hasan (r.a.) hilm (yumuşaklık) rıza, sabır ve kerem (cömertlik) sahibiydi. Fitne çıkıp, Halife Hazret-i Osman (r.a.) nın evi sarıldığında İMDADINA GİTTİ.
İki defa her şeyini Allah rızası için dağıttı.

Bir kişinin munacatında;

-“Ya Rabbi! Bana onbin altın ihsan eyle.” Dediği işitince, aceleyle evine gitti.

Adamın münacatında istediğini gönderdi. Sadaka vermeden edemezdi. Hazret-i Hüseyin (r.a.) ile her aldıklarında PAZARLIK eder, ucuz almaya çalışırlardı.

Kendilerine;

-“Bir günde, binlerce dirhem SADAKA veriyorsunuz da, bir şey satın alırken niçin uzun pazarlık ederek yoruluyorsunuz?” dediklerine

Kendileri (r.anhüm);

-“Verdiklerimizi Allah rızası için veriyoruz. NE KADAR VERSEK YİNE AZDIR. Fakat, alişverişte aldanmak aklın ve malın noksan olmasıdır.” Buyururlardı.

Aldığı bir hediyeye değerinden fazla karşılık verirdi.

Bir gün Abdullah bin Zübeyr (r.a.) ile yola çıkmıştı. Bir hurmalıkta dinlendiler. Ağaçlar kurumuştu.

Abdullah bin Zübeyr (r.a.);

-“Ağaçta hurma olsaydı, iyi olurdu.” Dedi.

Hazret-i Hasan (r.a.) sesizce dua etti. Bir ağaç hemen yeşerip, hurma ile doldu.

Orada bulunanlar;

-“Bu sihirdir.” Dediler.

Hazret-i Hasan (r.a.);

-“Hayır, sihir değil, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın torunun kabul olan dua’sı ile Cenab-i Hak yeşertmıştır.” Buyurdu.

Hazret-i Hasan (r.a.) babası Hazret-i Ali (r.a.) nin şehid edilmesiyle, 40 (M. 661) senesi Ramazan ayı sonunda Halife oldu.

Kendisine kırkbin kişi biat etti. Basra, Hicaz, Horasan, Irak, İran, Kufe, Medine, Mekke ve Yemen ahalisi de biat etti. Fakat Mısır ve Şam ahalisi Hazret-i Muaviye (r.a.) ye biat etti.

Hilafetin yedinci ayında Bağdad yanında iki tarafın ordusu harbe hazır iken, Müslüman kanı dökülmemesi için, Hilafet’i Hazret-i Muaviye (r.a.) ye bıraktı.

Hazret-i Hasan (r.a.) küçük iken Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) O’NA İŞARET EDEREK;

-“Bu oğlum Seyyid’dir. Ümid ederim ki, Allah-u Teâlâ O’nun vasıtasıyla iki tarafın arasını bulur.” Buyurması,

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) in bir mucizesiydi.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Hasan bin Ali (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu