‘Uhud savaşı’ olarak etiketlenmiş yazılar

Ka’be’nin Gül suyuyla yıkanması

Ebû Seleme bin Abdülesed (Radiyallah-u anhu)- 3

Hazret-i Ebû Seleme (r.a.), Müslümanlarla Mekke’li müşrikler arasında Bedir’de yapılan ilk harbe katılmış ve çok kahramanlıklar göstermiştir. O, Uhud harbine de katılmıştı. Bu harbin en sıkışık ve kızgın bir anından, müşrik ordusundan Ebu Uşâme el Cuşemi tarafından uzun ve yassı bir demirle pazusundan yaralandı ve cok kan kaybetti. Buna ragmen savaştan geri kalmadı.

Müslümanlar, bir ara müşrikler karşısında çekilmeye başlar gibi oldular. Çünkü Peygamberimizin bir emri yerine tam getirilmemişti. Harp kazanılmış düşmanlar silahlarını ve mallarını Uhud’da bırakıp kaçarken, düşmanı Ayneyn geçişinde bekleyen okcular, yerinden ayrılmıştı.

Bunu fark eden düşman süvarisi saldırıp ganimet toplayan Müslümanlara yaklaştı. Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) i öldürmek için çok uğraştılar. Mübarek dişini şehid ettiler.

Müslamlar derlenip toparlanarak, düşmanı kaçırdılar.

Harbin sonunda Hamarâül-Esed denilen yere kadar arkasından kovaladılar. Hazret-i Ebû Seleme (r.a.), Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) in de Hamarâül-Esed’e gittiğini haber alınca, yaralı olduğu halde merkebine binerek onlara yetişti.

Onun gibi diğer Müslümanların hepsi yaralanmıştı. Kalbindeki Peygamber (s.a.v.) sevgisi ve Allah yoluna hizmet aşkı, O’nu bu seferden alıkoyamamıştı.

Harb bitince İslam ordusu Medine’ye dönünce, Hazret-i Ebû Seleme (r.a.) de evine geldi. Bir ay kadar yarasının tedavisiyle uğraştı. Fakat farkına varmadan yara içinden iltihaplanmıştı.

Uhud harbinden bir müddet sonra Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hüveylid oğulları üzerine bir askeri birlik gönderdi.

Hicretin dördüncü (M. 626) yılı Muharrem ayında, Beni Esed kolundan Hüveylid oğullarının Medine’ye hücüm etmek için bazı kabileleri teşvik ve tahrik ettikleri haberi alındı.

Necid bölgesinde bulunan Katan havalisinde oturanları, Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile harp etmeye kışkırtıklarından, hemen 150 kişilik bir askeri birlik hazırlandı. Askeri birliğin başına Hazret-i Ebû Seleme (r.a.) yi getirdi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebû Seleme (r.a.) yi çağırıp, sancağı teslim ettikten sonra;

-“Ey Ebû Seleme! Seni bu birliğin başına kumandan tayin ettim. Askerleri alıp götür. Esed oğulları gelip sana kavuşmadan önce, onların yurduna gir ve üzerlerine hücum et! Baskın yapıp mallarına el koy! Sakın Allah-u Teâlâ’nın emirlerine aykırı bir harakette bulunma ve emrindeki askerlere iyi muamele et!” diye tavsiyede bulundu.

Bu orduya , Eshab-i Kiramın meşhürlerinden ve büyüklerinden Ebû Ubeyde bin Cerrah (r.a.) ve Cennetle müjdelenen (Aşere-i mübeşşere’den) Sa’d bin Ebi Vakkas (r.a.) da ER OLARAK KATILMIŞLARDI.
Hepsi mühacir ve Ensar (r.anhüm) dandır.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebû Seleme bin Abdülesed (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Sab-ül Mesacid (Hendek)

Zeyd bin Sabit (Radiyallah-u anhu);

Eshab-i Kiramın büyüklerinden. Yaklaşık 612 senesinde Medine’de doğdu. Hicri 45 veya 55 senesinde Medine’de vefat etti.

Hazret-i Zeyd bin Sabit (r.a.) in nesebi;

Zeyd bin Sabit bin Dahhak bin Zeyd bin Lûzân bin Amr bin abdi avf bin Ganm bin Mâlik bin Neccâr, el Ensariyyi’l-Hazreci, Beni Neccar’dır.

Annesi; Nevvar binti Mâlik bin Muaviye bin Adı’dir.

Künyesi; Ebû Said veya Ebû Sâbit’tir. Ayrıca Ebû Hârice veya Ebû Abdurrahman da denilmektedir.

Lakabı ise el-Kari’ veya el-Mukri’ veya el-Farzi veyahut da Kâtibü’l-Vahy Hibrü’l Ümme’dir.

Babası Sâbit (r.a.) hicretten önce Evs ile Hazrec Kabileleri arasında (Yevmü’l Buâs) adıyla bilinen bir muharebede ölmüştü.

Babası öldüğünde Zeyd (r.a.) henüz altı yaşlarında bir çocuk idi. Annesİ tarafından büyütüldü, yetiştirildi.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem), İslamiyet’i yaymak üzere Eshab-i Kiram (radiyallahu anhüm) den Mus’ab bin Umeyr (r.a.) i Medine’ye göndermişti.

Bu sırada henüz ONBİR YAŞLARINDA olan Zeyd bin Sabit (r.a.) de, Mus’ab bin Umeyr (r.a.) vasitası ile MÜSLÜMAN OLDU. Müslüman olunca hemen Kur’an-i Kerim’in vahyolunan ayetlerini ezberlemeye başladı. Bir taraftan Kur’an-i Kerim’i ezberliyor, bir taraftan da Beni Neccar kabilesinin çocuklarını öğretiyordu.

Kur’an-i Kkerim’e o kadar muhabbeti, sevgisi vardı ki, Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Mekke’den Medine’ye hicret etmeden önce, ONYEDİ SÛREYİ EZBERLEMİŞTİ.

Hicretten sonra Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem), O’nun bu halini büyük bir memnuniyetle karşılamıştır.

Bedir savaşı yapldığında Zeyd bin Sabit (r.a.) onüç yaşında idi. İSLAM ORDUSU HAREKET ETMEK ÜZERE İKEN O da katılmak istedi.

Fakat yaşı küçük olduğu için Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) O’na İZİN VERMEDİ. Emre itaat edip Medine’de kaldı.

Uhud savaşına da, bu sebeple katılmadığı rivayet edilmiştir. Hendek harbine katılmıştır. Harbe hazırlık için önce HENDEK kazma işinde çalışmış sonra savaşa katılıp, büyük fedakarlıklar göstermişti.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Bu ne güzel bir genç.” Diyerek O’nu taltif buyurmuşlardır. Bu harb, Müslümanların TOPYEKÜN bir savunmasıydı.

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Zeyd bin Sabit (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Uhdu savaşının yapıldığı alan (Uhud şehidliği)

Reci’ suyu (Sekiz güzide sahabe (radiyallah-u anhüm) ün şehid edildikleri mekan)

Muhammed (Aleyhis selam)- 68

Uhud Savaşı;

Bedir savaşında yenilen müşrikler bir yıl sonra da 3000 kışilik bir kuvvetle Medine üzerine yürüdüler.

Peygamberimiz (s.a.v.) müşriklerin bu saldırılarına karşı 1000 kişilik bir ordu ile düşmanı Uhud dağında karşıladı. Bir müdafaa savaşı olan Uhud Savaşında Peygamberimiz (s.a.v.) in mübarek dişleri şehid edildi, mübarek yüzü kanadı ve mübarek dudağı yaralandı.

Hazret-i Hamza (r.a.) şehid edildi. Bundan başka Muhacir ve Ensar (r.anhüm) dan yetmiş sahabi şehid oldu.

Uhud savaşından sonra hicretin dördüncü yılında Beni Nadir gazâsı yapıldı. Daha önceden Peygamberimiz (s.a.v.) le anlaşma yapan Yahudi kabilelerinden Beni Nadir kabilesi Uhud savaşından sonra Peygamber efendimiz (s.a.v.) e suikast yapmaya kalkışarak anlaşmayı bozdular.

Münafıkların kendilerini destekleyeceklerini söylemeleri üzerine anlaşmayı yenilemeye yanaşmayan Beni Nadir kabilesi ile yapılan savşata, bu kabile Medine’den çıkarıldı. Böylece Müslümanların Medine’deki durumu daha da kuvvetlendi.

Hicretin dördüncü yılında müşrikler, Medine’den çıkarılan Yahudiler ve münafıklar çok tehlikeli bir hal almışlar, her fırsatta saldırmaya hazırlanıyorlardı.

Peygamberimiz (s.a.v.) bu düşmanlara karşı korunma tedbirleri aldı. Bir taraftan da İslamiyet’i yaymak için çevrede bulunan kabilelere Eshab-i Kiram’dan heyetler gönderiyordu. Onlar da gittikleri yerlerde İslamiyet’i anlatıyor, insanları imân etmeye davet ediyorlardı.

Medine civarında bulunan iki kabile Peygamberimiz (s.a.v.) e elçi göndererek kendilerini İslamiyet’i öğretmek üzere muallim (öğretmen) istediler.

Bu istek üzerine Eshab-i Kiram (r.anhüm) den on kişi gönderildi. Reci’ denilen yere vardıklarında 200 kişilik bir düşman hücumuna uğrayan bu heyetten 8 kişi şehid oldu. Bu hadiseye “Reci’ vakası” denir.

Yine Necid şeyhi Ebû Bera’nın Medine’ye gelip kendilerini irşad için Muallimler istemesi üzerine irşad için Eshab-i Kiram (r.anhüm) dan 70 kişilik bir heyet gönderilmişti. Eshab-i Suffa’dan olan bu irşad heyeti “Bir-i Mâûna” denilen yere vardıklarında, Necdliler verdikleri teminata rağmen ihanet ederek üzerlerine gönderdikleri bir ordu tarafından yetmişini de şehid ettiler. Bu hadise de “Bir-i Mâûne faciası” adı ile bilinmektedir.

Şarap (içki) içmeyi haram kılan âyet-i kerime de hicretin dördüncü yılında indi. Peygamberimiz (s.a.v.) bu yılda Hazret-i Ümmü Selem (r.anha) ile evlendi. Hazret-i Ümmü Seleme (r.anha) nin kocası Uhud savaşında yaralanmış, sonra da vefat etmişti.

Peygamberimiz (s.a.v.) ihtiyar ve çocukları olan Hazret-i Ümm-ü Seleme (r.anha) yi kendisine nikahlayarak zor durumdan kurtarıp himayesine aldı.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu