Zekat- 13

10 Kasım 2008 Pazartesi

Kasyan şelalesi (Nusaybin)

Sadaka vermenin Fazileti;

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurdu ki;

-“Bir hurma bile olsa sadaka veriniz. Çünkü fakiri canlandırır ve suyun ateşi söndürüp yok ettiği gibi günahları yok eder.”

İsa Aleyhis selam buyurdu;

-“Dilenciyi ümidsiz eden, yahut kapısından kovanın evine, melekler yedi gün uğramaz.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) iki işe kimseye bırakmaz, kendi eliyle yapardı. Fakire sadakayı kendi eliyle verirdi. Gece abdest suyunu kendi koyardı ve üzerini örterdi.

Peygamberimiz Sallallahu aleyhi ve selem Buyurdu ki;

-“Bir müslümana elbise yapan, o elbise onun sırtında durduğu müddetçe, Allah-u Tâlâ’nın hıfzında (korumasında) olur.

Hazreti Aişe anamız (radiyallahu anha) elli bin altın sadaka verdi ve eski gömleği yamalayıp giydi.

İbni Mesud (r.a.) buyuruyor ki;

-“Bir kimse yetmiş sene ibadet etti. Sonra öyle bir günah işledi ki, ibadetleri yok oldu. Sonra bir fakire uğradı ve ona bir dilim ekmek verdi. Onun o günahı afv edildi ve yetmiş senelik ameli de kendisine verildi.”

Lokman Hekim (a.s.) oğluna;

-“He ne zaman bir günah işlersen, arkasından sadaka ver ve tevbe et.” Derdi

Abdullah Bin Ömer (r.a.) sadaka olarak şeker verirdi ve derdi ki;

-“Allah-u teâlâ buyuruyor: Sevdiğiniz (mal) den infak etmedikçe iyilerden olamazsınız.” Ali-i İmran Suresi ayet- 92 ‘Allah-u Teâlâ biliyor ki, ben şekeri çok seviyorum.”

Hasan-i Basri (r.a.) bir köle satıcısını güzel bir cariye ile gördü, Buyurdu ki;

-“iki dirheme satarmısın?”

Satıcı;

-“Hayır .” dedi.

Hasan-i Basri (r.a.) buyurdu ki;

-“Allah-u Teâlâ, bu cariyeden çok daha güzel olan Cennet hurilerini iki hurma tanesine satıyor.” Yani sadaka verene veriyor.

Kimyay-i Saadet (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri sadaka veren Salih kullarından eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Etiketler: , ,

“Zekat- 13” için 4 Yorum

  1. Fuad Yusufoğlu diyor ki:

    #
    yagmur ~ 11 Kas 2008 saat 00:40

    cuz almak istiyorum inş

  2. Fuad Yusufoğlu diyor ki:

    Sevgili canım kardeşi Yağmur…
    İnşaallah sana istersen haftaya yanı cuma gününden başlamak üzere verebiliriz.
    Her hafta bi arkadaşlarla Haftanın cuma gününden başlamak veertesi hafta Perşembegününe kadar birer cüz veriyoruz.
    Ama mutlaka ve mutlaka en son her çarşamba günleri bana haber vermeniz lazım ki ismini o hafta tabloya dahil edebileyim.
    Dualarını beklerim.
    Sevgilrimle…

  3. ceylannur diyor ki:

    Malı Hayra Harcamak Sual: Malı hayra harcamanın fazileti nedir?
    CEVAP
    1- Peygamber efendimiz, (İlmi olan ilminden, malı olan malından sadaka versin) buyuruyor. (İbni Sünni)

    Az-çok sadaka vermelidir! Sadakayı, isteyen dilencilere değil, muhtaç olup isteyemeyen fakirlere vermek gerekir. Şeytan düşmandır. Elbette malı hayra harcamaya mani olur.

    Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
    (İblis, en şiddetli adamlarını [militanlarını] malını hayra sarf edene musallat eder.) [Taberani]

    Kur’an-ı kerimde de mealen buyuruluyor ki:
    (Şeytan, malınızı hayra sarf ettirmemek için sizi yoksullukla korkutur, cimri olmanızı ister. Allah ise, [hayra sarfedene] mağfiret, lütuf, bolluk vaad eder.) [Bekara 268]

    Şeytanın vesvesesine aldanmayıp Allahü teâlânın vaadine koşmalıdır!

    2- Bazı kimselerin, (Evin, arabanın taksitini ödeyemedim, çocukların okul masrafı çok) diyerek yardım istemeleri doğru değildir. Herkes ayağını yorganına göre uzatmalıdır! Peygamber efendimiz, yemin ederek, (İsteyene verdiğim sadaka ateş olur) buyurunca, Hazret-i Ömer, (Ya Resulallah, öyleyse niçin veriyorsunuz?) diye sorunca, cevabında (Ben cimrilik yapamam) buyurdu. (Ebu Ya’la)

    Ayrıca isteyici olan, hiçbir zaman sıkıntıdan kurtulamaz. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
    (İsteyici, darlığa düşer.) [İ.Ahmed]
    (Dünyayı ahirete tercih edenin sıkıntısı hiç eksilmez, ihtiyaçtan kurtulamaz, doymak bilmeyen bir hırsa kapılır.) [Taberani]

    3- Cömerdin imanı kuvvetli, cimrinin imanı ise zayıftır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
    (Cömertlik iman sağlamlığından ileri gelir. İmanı sağlam olan Cehenneme girmez. Cimrilik, [imandaki] şüpheden ileri gelir, böyle kimse de Cennete giremez.) [Deylemi]

    Bir melek, (İnfak edenin malının bedelini ver, cimrilik edip vermeyenin de malını telef et) diye dua eder. (İ.Hibban)

    Ayrıca Peygamber efendimiz yemin ederek buyuruyor ki:
    (Sadaka vermekle mal asla noksanlaşmaz.) [Taberani]

    Malımız noksanlaşmayacağı, hatta artacağı garanti edildiğine göre cömertlikten korkmamalıdır! Böylece imanımız da kuvvetlenmiş olur.

    4- Fakirin az sadaka vermesi, zenginin çok sadaka vermesinden daha kıymetlidir. Riya korkusu varsa sadakayı gizli vermelidir. (Ya Resulallah! Hangi sadaka daha faziletlidir?) diye sorulunca, (Az maldan gizli verilen sadaka) buyurup, (Eğer sadakayı açık verirseniz güzel olur, gizli verirseniz, sizin için daha hayırlıdır) mealindeki âyeti okudu. (Taberani)

    Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
    (Gizli sadaka Rabbin gadabını söndürür.) [İ.Asakir]
    (Genç, sıhhatli, para yokken, fakirliğe düşme korkusu içinde verilen sadaka sevap bakımından daha büyüktür.) [Müslim]

    5- Kendisinin veya aile fertlerinin hastalığı olan veya bir sıkıntıya düşen çok sadaka vermelidir! Çünkü Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
    (Hastalarınızı sadaka ile tedavi edin. Sadaka, her hastalığı ve belayı defeder.) [Beyheki]
    (Sadaka vermekte acele edin, çünkü bela sadakayı geçemez.) [Beyheki]
    (Sadaka ömrü uzatır, kötü ölümden korur, kibri ve tefahürü de giderir.) [Taberani]

    6- Sadakanın fazileti çoktur. Akrabayı görüp gözetmek daha sevaptır.
    Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
    (Çok sadaka verenin rızkı bollaşır ve duası kabul olur.) [İbni Mace]

    (İnsanda 360 mafsal vardır. Her gün 360 sadaka vermesi gerekir. Birine yol göstermek bir sadaka, zahmet veren bir şeyi yoldan kaldırmak bir sadaka, ihtiyaçtan fazla elbiseyi vermek de bir sadaka, şerri dokunmaktan çekinmek de bir sadakadır.) [İbni Sünni]

    (Sıla-i rahim için verme kapısını açan, bolluğa kavuşur.) [İ.Ahmed]

    (Fakire verilen sadaka bir sadaka iken, akrabaya verilen sadaka, hem sadaka ve hem de sıla-i rahim olmak üzere iki sadakadır.) [Nesai]

    (En faziletli sadaka, kin güden yakınına verilendir.) [Taberani]
    (Sadaka vermeye engel olana lanet olsun.) [İsfehani]

    7- Kendisini ve çoluk çocuğunu perişan edecek kadar çok sarf etmek de doğru değildir.
    Allahü teâlâ, salih cömertleri överken buyuruyor ki:
    (Onlar, sarf ederken israf ve cimrilik etmez, ikisi arasında orta bir yol tutarlar.) [Furkan 67]

    İhsan etmeyi dinimiz tavsiye etmektedir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
    (Allah, adaleti, ihsanı ve akrabaya vermeyi emreder.) [Nahl 90]
    (Allah sana ihsan ettiği gibi, sen de ihsanda bulun!) [Kasas 77]

    (İhsanın [iyiliğin] karşılığı ancak ihsan [iyilik] olur.) [Rahman 60]
    (Ana-babaya ihsan edin!) [Nisa 36, Enam 151, İsra 23]

    (Allah ihsan edenleri sever.) [Âl-i İmran 134, 148, Maide 13, 93]
    (Allahü teâlâ, ihsan edenlerle beraberdir.) [Ankebut 69]

    (İhsan edenleri müjdele!) [Hac 37]
    (İhsan edenlere Allahü teâlânın rahmeti elbette çok yakındır.) [Araf 56]
    (Allah muhsinlerin, ihsan edenlerin ecrini zayi etmez.) [Tevbe 120, Hud 115]

    Hazret-i Yusuf ve Hazret-i Musa’ya verilen nimetler bildirilip sonra buyuruluyor ki:
    (İhsan edenleri işte biz böyle mükafatlandırırız.) [Yusuf 22, Kasas 14]

    İhsan etmekle ve hediye vermekle ilgili hadis-i şeriflerden bazıları da şöyledir:
    (Allahü teâlâ ihsan sahibidir. Öyle ise siz de ihsanda bulunun!) [İ. Adiy]
    (İdarecilerin ihsanını, ihsan olarak kaldığı sürece alın!) [Ebu Davud]

    (İhsan ehlinden olun!) [Ebu Davud]
    (Ömrü ihsandan gayrısı artırmaz.) [Nesai]

    (Ana-babaya ihsan, ömrü uzatır ve kötü ölümden korur.) [Ebu Nuaym]
    (Vermeyene ihsanda bulunanı, Allahü teâlâ Cennete koyar.) [Hakim]
    (Ana-babanıza ihsan ederseniz, çocuklarınız da size ihsan eder!) [Taberani]

    (Ömrünün uzun ve rızkının bol olmasını isteyen, ana-babasına ihsanda bulunsun ve sıla-i rahim yapsın!) [İ. Ahmed]

    (İhsan kapısını açana, Allahü teâlâ dünya ve ahiret hayrını verir.) [İbni Cerir]
    (Komşuna ihsanda bulun ki, mümin olasın!) [Tirmizi]
    (Hediye Allahü teâlâ tarafından gönderilen güzel bir rızıktır.) [Hakim]

    (Hediyeyi kabul eden, Allahü teâlânın gönderdiğini kabul etmiş, reddeden de Onun gönderdiğini reddetmiş olur.) [Ramuz]

    (Allahü teâlâ, “Biz malı insana ibadet etmesi için ihsan ettik” buyurdu.) [İ. Ahmed]
    8- Allah rızası için yapılan iyiliklerin, sadakanın, zekatın karşılığı verenin ihlas derecesine göre, bire ondan bire yediyüze kadar hatta daha fazla olur. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
    (Mallarını Allah yolunda harcayanların hâli, yedi başak bitiren ve her başağında yüz tane bulunan bir tohuma benzer. Allah dilediğine daha fazla da verir. O vâsi ve âlimdir.) [Bekara 260]

    [Vâsi,takat ve kudret sahibidir, ihsan ettiği şeyler Ona darlık vermez.
    Âlim,her şeyi, hâliyle, hakikat ve özüyle bilicidir. İnfak edenin niyetini, ihlaslı olup olmadığını ve infak kudretini bilir.
    İnfak,ihtiyaç karşılama.]

    Şeytan, malı ya israf ettirerek boşa gitmesini sağlar veya cimrilik ettirerek, hayra harcamaktan alıkoyarak “yoksul olursun, elin daralır” diye korkutur. Allah yolunda harcamaktan korkmamalıdır!

    Allah yolunda harcayanlara müjde çoktur. Allahü teâlâ buyuruyor ki:
    (Gece-gündüz, gizli-açık, Allah yolunda mallarını infak edenlerin Rableri katında mükafatları vardır. Bunlar için korku ve üzüntü yoktur.) [Bekara 274]

  4. ceylannur diyor ki:

    Muhterem Müslümanlar!

    Sadaka, Müslüman bir kimsenin Allah rızası için malından yoksullara gönüllü olarak yaptığı yardıma denir. Farz olan zekatın dışında, sadaka vermenin önemine Kur’ân-ı Kerim’in çeşitli âyetlerinde işaret edilmiştir.
    Gönül arzusu ile yerine getirilen sadaka, Dinimizde geniş bir anlam içermektedir. Normal mali yardımların yanında ödeme güçlüğü çeken bir borçluya, mühlet tanımak da sadaka sayılmıştır.Nitekim bu hususta şöyle buyrulmaktadır: “Eğer (borçlu) darlık içinde ise, eli genişleyinceye kadar ona mühlet vermek (gerekir). Eğer (gerçekleri) anlarsanız bunu sadakaya saymak sizin için daha hayırlıdır.”[1]
    Öte yandan kişinin çevresindeki insanlara iyiliği tavsiye edip kötülüklere karşı uyarması; insanlara eziyet veren bir nesneyi yoldan kaldırması; yolunu kaybetmiş birine yol göstermesi; yolculuk için aracına binmek isteyen veya eşyasını yüklemek isteyen kimseye yardım etmesi; etrafındaki insanlara güzel söz söylemesi, hülasa hayır namına yapılan her iyilik Peygamber Efendimiz tarafından sadaka olarak ifade edilmiştir.[2]

    Aziz Kardeşlerim!

    İhtiyaç sahibi kimselere yapılacak malî yardımın, önemli bir sadaka olmasının yanında, onların gönlünü alacak söz ve davranışlarda bulunmak da bir sadakadır. İnsanın doğru ve güzel olan her davranışını sadaka olarak kabul eden dinimiz, özellikle inananları, Allah yolunda sadaka vermeye davet ve teşvik etmektedir. “Sevdiğiniz şeyleri infak etmedikçe hayra kavuşamazsınız…”[3] buyuran Kur’ân, mü’minlere, temiz ve alın teri ile elde ettikleri kazançlarından harcama yapmalarını emretmiş ve bu harcamalarından dolayı rızıklarının daralacağından da endişe duymamaları gerektiğini ifade etmiştir [4]. Hatta Peygamber Efendimizin buyurduğuna göre, asıl zenginlik mal çokluğu ile değil, gönül zenginliği iledir. Bu açıdan herkes, imkan nispetinde harcama yapmalı ve sadaka vermelidir [5]. Sadaka malı eksiltmez aksine sarf edilen malın yerine daha iyisi verilir [6].

    Değerli Mü’minler!

    Şer’an zengin sayılan her Müslüman, bakmakla yükümlü olduğu aile fertleri için ayrıca fıtır sadakası verir. Yaratılış sadakası da denilen sadaka-ı fıtır, fakirlere, yoksullara, yetimlere, kimsesizlere ve muhtaç olanlara bayram öncesinde verilir. Bu yıl verilecek fıtır sadakasının asgari miktarı, 4,5 YTL’dir. Bu sayede ihtiyaç sahibi kimseler, temel ihtiyaçlarını karşılar ve bayrama sevinçle girerler. Bu durum, insanlar arasındaki sevgi ve saygı bağlarını kuvvetlendirir, toplumda barış ve huzurun hakim olmasını sağlar.

    Ramazan orucunu tutamayan, yaşlılıktan veya iyileşme ümidi kalmayan bir hastalıktan dolayı, ileride de kaza edemeyecek durumda olan bir kimse, orucunu tutamadığı her gün için bir fidye öder. Bir fidyenin karşılığı, bir fakiri doyuracak miktardır. Fidye, Ramazanın başında veya sonunda nakit para veya mal olarak verilebilir.

    Hutbemi Peygamber Efendimizin mübarek sözü ile bitirmek istiyorum: “Her iyilik bir sadakadır.”[7]

    SLM VE DUA ILE KALIN VESSELAM

Yorum Yapın